Kitap - Fethi Naci
Fethi Naci bir edebiyat eleştirmeni. 20 yılı aşkın eleştirileri bir dizi kitapta toplanmış.
"Emek ve umutla atılan her adım, hayatın anlamını keşfetmenin en güzel yoludur."
"Emek ve umutla atılan her adım, hayatın anlamını keşfetmenin en güzel yoludur."
Fethi Naci bir edebiyat eleştirmeni. 20 yılı aşkın eleştirileri bir dizi kitapta toplanmış.
Kurtuluş mücadelesinde Anadoluda cami cami gezerek vaazlarıyla kurtuluş mücadelesini canlandırıp destekleyen Akifin Batıya bakışı, yeni kurulan devlet ideolojisiyle pekte uyuşmuyordu. Bu farklılık ömrünün sonuna doğru onu çok sevdiği Anadolu dışına zorunlu yöneltmiş ve vatan topraklarından uzakta hayata veda etmişti.
„Güzel şiirin yitmeyeceğine inanmıştım bir kez. Bir şiir kendi gücüyle yaşayamıyorsa kitaplarda isim kalabalığı olmak neye yarar diye düşünüyordum.“
Rab, Tanrı‘dan farklı olarak Kuran-ı Kerim ve Hadislerde kullanılır. Ancak, Allah ismi yerine tekil olarak kesinlikle kullanılmaz. Kişiselleştirilerek kullanılır. Yani, Rabbim, Rabbin, Rabbimiz, Rabbiniz, Ey Rabbim, Ey Rabbimiz gibi. Ne Kuran‘da ne Hadislerde salt Rab ifadesini göremezsiniz. Bu İncil‘e has bir ifadedir. İncilin Türkçe çevirilerinde Tanrı yerine Rab
“Yeni bir şiire erişmek isteyen her ozan, işe sanattan kuşkulanmakla başlar.” Descartes XVII YY.
söz konusu kitap, tamamen seks üzerine işlendiğinden, öteki sahnelerde de okuyucuya verilen hayvansı dürtülerin şahlanmasıdır.. 'tat ve doku' eksiktir.. tenin keşfi insana ait bir özelliktir..
Yazarımız Mehmet Coral 1947 İzmir doğumlu. Amsterdam Üniversitesi’nde yüksek lisans yapmış; Lahey Uluslararası Akademisi’nde öğrenim görmüş. İstanbul’un geçmişi üzerine üç yıllık kapsamlı bir araştırma sonucu, “Bizans’ta Kay
Masumiyet Müzesi Projesinin asıl özgünlüğü, gerçek ile sanat eseri arasındaki sınırı tamamen kaldırması, anlatıyı / kurguyu dışarı çıkarmasıdır. Belki de Pamukun kendi kendine sorup mantıklı bir cevap bulamadığını yazdığı Bu müzeyi neden yapıyorsunuz? sorusunun cevabı da burada gizlidir.
Roman, dedesi yaşında bir adamla evlendirilen, ergenliğini yeni yeni yaşamaya başlayan, genç bir kızın dramatik, kısacık yaşamına yer veriyor. Romandaki en çarpıcı ve saklı öğe bu. Bu öğe dinsellik, kutsallık ve ipek dokunuşlu, ayva gülü gibi kokan müezzin ezanlarının verdiği rehavetin ötesinde kanayan gizli bir yara olarak kendini
Uğultuların arasında bir ses duydum,
Öte diyardan bir haykırış.
Araladım bin zincirli kapıyı ardına dek,
Korkuyla kavrulan birini buldum.
Kıl gibi ince bir ipin üzerinde yürüdüm,
Yazarlar ve Yapıtları seçtiğime bakmayınız. Yazamayan yazarlardır konumuz... Sadece haber sitelerindeki köşelerde değil, edebiyat sitelerinde de boy boy, çeşit çeşit arz-ı endam ediyor bunlar...
Oyunun geri planında olan hemşire ve hastabakıcı erkek var. Oyunda fazla görevleri yok. Arada bir görünüyorlar. Aralarında bir ilişki olduğu hemen anlaşılıyor. Hemşirenin burada kıyafetiyle dikkatleri çektiğini belirtmeliyim. Güzel bir fiziğe sahip.
“Doğan Kitap” tarafından yayınlanan bu kitabın yazarı, 1961 Zara doğumlu Rıdvan Akar.Yazarı “Varlık Vergisi” , “İstanbul’un Son Sürgünleri” ve “Aşkale Yolcuları” isimli eserlerinden tanıyoruz. Bu k
HCD, insanlık sorunsalını, ölümü, yaşamı, küresel düzenin şeytani ruhsal artalanını irdelemeyi, paradigmaları kırmayı deniyor ve bunu yaparken biraz, belki de bir hayli bilim ve din dışına çıkarak ruhlar, melekler, cinler, UFO’lar, ölüm sonrası, günlerin sonu, dünyanın sonu gibi soyut, mistik, paranormal öğelerden ve Kutsal Kitap (Tevrat ve İncil)
İzedebiyat sitemizin, yazarları ve okuyucuları hiç bir şekilde yüzyüze gelemiyor tartışamıyor hep bir sınır, bir engel var arada, şimdi bu eksikliği facebook grubumuzu kurarak gidermeye çalıştık. Eleştiri, beklentiler ve sitemizde görmek isteyip de editörlerine ulaştıramadığımız sorunları tartışacağız. İzedebiyat editörlerinin de katılmasını istiyoruz. Biz bu siteye sahip çıkmaya kararlıyız.
Leyla Karaca’nın “Görünmeyen Uyum” başlıklı yazısı çok etkileyici geldi bana. Bunun nedeni yazının konusundan çok dokusu. Belki de yazıyı böylesine etkileyici yapan yazarın felsefe üzerine çalışmış olmasıdır.
Bu şiirde, insanlığın en derin acıları, umutları, umutsuzlukları, aşkları, gelip Elsa’nın gözlerine oturur ve Aragon’un olağanüstü şiir dilinde ölümsüzleşir. İşte bu nedenlerle Elsa’nın Gözleri, bana göre, dünya edebiyatında, AŞK şiirlerinin ANATANRIÇASIdır, primadonnasıdır. Okumaya, hissetmeye, düşünmeye doyamazsınız.
Hayatın kendiliğinden gelme özgürlüğü içinde hapsi, diğerinin sonradan hapsolmuş hayatının içinde özgürlüğünü keşfi.
Oyun sonrası konuştuğumuz yönetmen Sami Yakar, oyun için şunları söyledi: “ Geçen yıl “Papaz Kaçtı” oyunumuzla büyük beğeni ve takdir topladık. Bu, bizi daha iyi oyunlar çıkarmamız için kamçıladı. Amacımız, seyircimizle sanatın güzelliğini paylaşmak, onlarla bir gönül köprüsü kurabilmekti. Bir süreliğine de olsa onları, hayatın günlük sıkıntılarından uzak
Mağara’nın Kamburu, felsefeyle uğraşan, yoğrulan yazarını doğruluyor. Felsefenin tüm konuları diyaloglarla tartışılıyor. Yaşamımızda, iç dünyamızda bizi zorlayan, yönlendiren her içgüdüye, dürtüye, soruya erdemin merceği tutulmaya çalışılmış. Kadim etik değerlerin güncellemesi yapılmak istenmiş.