..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bir deliyle aramda tek bir ayrým var. Ben deli deðilim. -Salvador Dali
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > 7nci Sanat (Sinema) > rey'an yüksel




17 Aðustos 2009
Trainspotting  
ÇABALA, UMUT ET, ÝNAN VE YEN**

rey'an yüksel


Hayatý seç. Bir meslek seç. Bir kariyer seç. Kocaman b.ktan bir televizyon seç. Otomatik çamaþýr makinelerini, arabalarý cd çalarlarý ve elektrikli konserve açacaklarýný seç. Saðlýklý olmayý, düþük kolesterolü ve diþ sigortaný seç. Geri ödemesi en az olan banka faizini seç. Ufacýk bir ev seç. Arkadaþlarýný seç. Ýyi bir tatili ve bavulu akýllýca doldurmayý seç. Üç odalý evini en güzel kumaþlarla donatmayý seç. Kendi iþini kendin görmeyi ve Pazar sabahý ne b.k olduðunu düþünmeyi seç. Beyni uyuþturan, ruhunu ezen þov programlarýný seyrederken, b.ktan yiyeceklerle týkýnacaðýn televizyon karþýsýndaki koltuðunu seç. Sonunda da, sefil bir evde yalnýz baþýna geberip giderken, yerini, senin yerine geçmek için, seni kandýran bencil i.nelere býrakmayý seç. Çürüyüp gitmeyi ve yetiþtirdiðin gerzek veletlere rezil olacak biçimde kendi altýna etmeyi seç. Geleceði seç. Hayatý seç...


:EBHJ:
“Son vuruþlar hiç bitmez, hep bir son vuruþ olur”



















Yönetmen : Danny Boyle
Senaryo : Irvine Welsh, John Hodge
Oyuncular : Ewan McGregor, Robert Carlyle, Ewen Bremmer, Jonny Lee Miller, Kelly Macdonald
Yapýmcý : Andrew Macdonald
Görüntü Yönetmeni : Brian Tufano
Müzik : Iggy Pop, Brian Eno
Yapým Yýlý: 1996



“Hayatý seç. Bir meslek seç. Bir kariyer seç. Kocaman b.ktan bir televizyon seç. Otomatik çamaþýr makinelerini, arabalarý cd çalarlarý ve elektrikli konserve açacaklarýný seç. Saðlýklý olmayý, düþük kolesterolü ve diþ sigortaný seç. Geri ödemesi en az olan banka faizini seç. Ufacýk bir ev seç. Arkadaþlarýný seç. Ýyi bir tatili ve bavulu akýllýca doldurmayý seç. Üç odalý evini en güzel kumaþlarla donatmayý seç. Kendi iþini kendin görmeyi ve Pazar sabahý ne b.k olduðunu düþünmeyi seç. Beyni uyuþturan, ruhunu ezen þov programlarýný seyrederken, b.ktan yiyeceklerle týkýnacaðýn televizyon karþýsýndaki koltuðunu seç. Sonunda da, sefil bir evde yalnýz baþýna geberip giderken, yerini, senin yerine geçmek için, seni kandýran bencil i.nelere býrakmayý seç. Çürüyüp gitmeyi ve yetiþtirdiðin gerzek veletlere rezil olacak biçimde kendi altýna etmeyi seç. Geleceði seç. Hayatý seç...

Ama ben neden böyle bir þey yapmayý isteyeyim ki? Ben hayatý seçmemeyi seçiyorum. Ben baþka bir þeyi seçiyorum. Sebep ne mi? Sebep falan yok. Eroini aldýktan sonra sebeplere neden ihtiyaç duyasýn ki?”

Mark Renton (Ewan McGregor), Sick Boy(Jonny Lee Miller), Tommy(Kevin McKidd), Spud(Ewen Bremner), Francis Begbie(Robert Carlyle), adlý beþ Ýskoç gencinin yaþadýðý kötü ruhlu ve çaresizce üzücü kara mizahi film Mark Renton’ýn bu repliðiyle baþlýyor ve bize eroinmanlarýn, alkoliklerin, umutsuzlarýn, kýsaca kaybedenlerin uðrak yeri olan gettolarýnda cehennem turu yaptýrýyor.

Yakýþýklý, karizmatik, narsist, bencil, Sean Connery aþýðý Sick Boy, “Kiþilik, dostluklarýn ömür boyu devam etmesini saðlayan þeydir, týpký eroin gibi” diyen bir baðýmlý; öyle ki Sean Connery’nin oynadýðý yedi Bond filminin beþini bir çýrpýda sayýyor. Sick Boy’a göre en iyi Bond filmi Thunderball daha sonra Dr. No daha sonra Gold Finger geliyor. Diamonds are Forever en kötü hasýlatý yapaný, You Only Live Twice hangi yýlda çevrilmiþ, kaç dakika sürüyor, senaryo yazarýnýn kim olduðuna dair anýnda bir diyalog kurabilecek kadar da bilgili ama buna raðmen Mark’ýn cahil bulduðu bir takýntýlý.

Tommy, Mark’ýn çocukluk arkadaþý, daima dürüst, daima sportmen, sevgilisiyle seviþirken, daha önceki seviþmelerinin kaydýný seyretme dýþýnda hiçbir kötü alýþkanlýðý olmayan güzel bir beraberliði, temiz bir evi olan bir genç, ancak bu iyi aile çocuðu, sevgilisi onu terk ettikten sonra “nasýl olsa benim irademe baðlý býrakabilirim” diye eroin kullanmaya baþlayacak ve sonrasýnda hayatýný mahvedecek bir zavallý.

Spud içlerinde en safý, en zayýf karakterlisi, en iyi yüreklisi ve en azýndan iþ görüþmesine gidecek, böylece iþsizlik maaþýnýn iþ aramayý denediði için kesilmeyeceðini düþünen tek çalýþma isteklisi.

Francis Begbie Trainspotting’in uyuþturucu baðýmlýsý olmayan þiddet eðilimli karakteri, O'na göre uyuþturucu kullananlar, kendine zarar veren geri zekâlýlardýr, oysa baþkalarýna durduk yere zarar vermenin hiç de saçma bir yaný yoktur. Arada Begbie’ye Franco denmesinin ünlü Ýspanyol diktatörüne bir gönderme olup olmadýðýný bilmiyorum ama akla hiç de aykýrý gelmiyor. Begbie rolünü oynayan Carlyle’in tek kelimeyle müthiþ oyunculuk çýkardýðý gözden kaçmayan bir gerçek.

Ne Begbie kadar þiddet düþkünü, ne Tommy kadar hasta, ne Sick Boy kadar narsist, ne de Spud kadar pasif olan anti-kahramanýmýz Mark Renton ise yoðun hedonizm ve nihilizm çizgisinde olmasýna raðmen, sadece hâlihazýrda kabul gören yaftalarý reddeden, film boyunca pek çok kez tekrar baþlasa bile eroin baðýmlýðýndan kurtulmak için çaba gösteren ve filmin sonunda bunu baþaran tek kiþisi.

Film baþýnda Renton "en harika orgazmýnýzý alýn bunu binle çarpýn elde ettiðiniz sonuç bu zevkin yanýna bile yaklaþamaz" deyip eroini aldýktan sonra piþmanlýk duyar ve ilk býrakma kararýný alýr. Bunun için sýðýndýðý odanýn kapýsýný kapatýp hatta tahtalarla kendini içeriye kilitler fonda Bizet’in Carmen’i çalar. On domates çorbasý, on kutu mantar çorbasý, sekiz þiþe öksürük þurubu, dondurma, mide için magnezyum, bir þiþe süt, aðrý kesici, aðýz yýkama suyu, vitaminler, soda, porno dergileri, bir idrar kovasý, bir kusma kovasý, bir b.k kovasý, bir TV, bir þiþe ilaç baðýmlýsý annesinin Valium’unu çok düzgün ve kararlý þekilde bir biçimde yerleþtirir. Yerleþtirdikten ve ilk Valium’u alýp etkisinin geçmesinin hemen ardýndan kapýyý kýrýp hemen torbacýsýný arar, onu sakinleþtirecek bir þeylere ihtiyaç duyar; bu da fitil olarak verilen uyuþturuculardýr ve sonra o meþhur tuvalet sahnesi gelir, belki ömrünüzde görebileceðiniz en pis tuvalettir ama oradan bile deliðe düþen uyuþturucularý almak ve hatta tuvaletin deliðine girmek oradan okyanusa gitmek onun için özgürleþmenin, hazzýn diðer adýdýr.

Eroine tekrar baþlamasý Ýskoçlarýn ezilmiþlikleri üzerine yaptýðý o meþhur konuþmasýnýn akabinde, kendini yeniden hiçbir yere, hiçbir þeye ait hissetmemesinden sonra olur, Bebek Dawn’ý ölü bulmalarýyla giderek dozu artan bir hýrsýzlýk, satýcýlýk ve kullanma sürecine girer. Aslýnda bitmeyen, kendini sürekli tekrar eden býrakýþ ve baþlayýþlardýr bunlar ve her yeniden baþlama bir öncekinden çok daha fazla dozda olmaktadýr. Zaten “son vuruþlar hiç bitmez, hep bir son vuruþ olur” diyerek konuyu gayet iyi açýklamýþtýr.

“Morfin,diamorfin, siklozin, kodein, temazepam, nitrozepam, fenorborbiton, sodyum amital, destropropoksin, metadon, nalbufin, pethidin, pentozosin, buprenorfin, dekstromoramid, klormetinol aldýk. Sokaklar duyduðumuz acý ve mutsuzluðu yok edecek uyuþturucularla doluydu, hepsini aldýk. Lanet olsun c vitamini illegal olsaydý onu da kullanacaktýk Tüm o acýlarý bir kaþýða doldur ve kendine enjekte et”

Bir hýrsýzlýk sonrasý yakalanýp devlet desteðiyle rehabilite edilmeye baþlanýr, fakat bu da kurtulmasý için mümkün olan bir yol deðildir ve tekrar baþlar. Aþýrý dozdan komaya girer, ailesinin çabasýyla temizlenir. Arkadaþý Tommy tam bir baðýmlý olmuþ ve AIDS’e yakalanmýþtýr, filmin sonunda da toksoplazmadan ölecektir.
Mark, sevgilisi Diane’in dediði gibi her þeyin deðiþmekte olduðunu görür, artýk hayraný olduðu Iggy Pop’un bile yerini baþka þarkýcýlar almaktadýr, o da hayatýný deðiþtirmeye karar verir ve materyalizmin beþiði Londra’ya gelir emlak komisyoneri olarak çalýþmaya baþlar. Temizdir artýk, ancak burada arkadaþlarý onu bulacak ve tekrar onlarýn zoruyla eroin alacaktýr.

“Bunu neden yaptýðýma dair onlarca neden sayabilirim. Gerçek þu ki ben kötü bir insaným, fakat her þey deðiþir, ben deðiþeceðim. Þimdi temizim ve yoluma gidiyorum ve hayatý deðiþtirmeyi seçiyorum. Ben de sizin gibi olacaðým. Ýþ, aile, büyük boy tv. Çamaþýr makinesi, araba, cd ve konserve açacaðý, saðlýklý olmak, düþük kolesterol, diþ sigortasý, mortgage, ufak bir ev, kýyafet, valiz, mobilya, kendi iþini kendin yap, show programlarý, b.ktan yiyecekler, çocuklar, parkta yürümek, dokuzdan beþe kadar çalýþmak, golf oynamak, araba yýkamak, aile, noel, vergi muafiyeti, öleceðin gün.”

diyen Mark’ýn repliðiyle biten filmde mesaj vermekten kaçýnan Boyle, Renton rolunda Ewan Mc Gregor’a birçok sorumluk yüklemiþ, o herkesin “iyidir, hoþtur” gözüyle baktýðý adam sonunda “arkadaþým” dediði aslýnda gerçekten ona zarar veren insanlara kazýk atacaktýr. Yine de kýzamayýz bu anti-kahramana, hatta kurtulduðuna seviniriz. Bu mantýkla bakýldýðýnda bir mutlu son filmidir Trainspotting.

400.000’in üstünde kopyasý satýlan Irvine Welsh’in ayný adlý ilk kitabýndan uyarlanan filmin daha sonra tiyatro uyarlamasý da yapýlmýþ.

Trainspotting, gelecek tren numaralarýný bilmeye yönelik özellikle Ýskoçya’da yaygýn bir tür bahis oyunu, týpký eroin baðýmlýðý gibi, hiçbir amacý olmayan ve sonuçta hiçbir noktaya götürmeyen, amaçsýz ya da amacý sadece hedonizm olan obsesif bir süreçtir. Yazar bir röportajýnda eroinden kurtulma durumunu çok yoðun bir “Cold Turkey” (soðuk hindi)* durumu ile atlattýðýný söylemiþtir ve ayný sahneyi filmde yönetmen Boyle çok baþarýlý olarak vermiþ, McGregor da çok baþarýlý oynamýþ.

Filmde simgeleþtirme birçok yerde kullanýlmýþ ama en belirgin olaný tuvalet sahnesi. Bir diðeri ve bence en etkileyici olaný, eroine tamamen temizlendiði halde tekrar baþladýðý Mother Superior denilen uyuþturucu satýcýsýnýn evinde, aldýðý aþýrý dozdan dolayý girdiði komada, zeminin açýlarak mezara konma efektinin verildiði sahne ve bunu takip eden doktorun onu hayata döndüren iðneyi yaptýktan sonra yine o mezardan çýkýþýný anlatan sahne.

Beþ arkadaþýn trenden inip yürüyüþ yapacaklarý daðlarýn görüntüsü çok etkileyiciydi. Özellikle Renton’un orada Ýskoçlar ve Ýngilizler hakkýnda yaptýðý eleþtiriler çok yerindeydi. Ayný zamanda Renton’un ebeveynleri tarafýndan hastaneden alýndýktan sonra rehabilite edileceði odadaki sanrýlar da kesinlikle etkileyiciydi, o sanrýlar sýrasýnda özellikle HIV*, CD4* ve retroviruse* atýf vardý ve bunlarýn tümü eroin kullanýmý sýrasýnda bulaþabilecek çaðýn vebasý AIDS’in iþaretçisiydi. Sadece Bebek Dawn’ýn tavanda yürümesi inandýrýcý deðildi, çok mekanikti, rahatsýz edici bir görüntüydü.

Filmin müzikleri tek kelimeyle muhteþemdi, kullanýlan parçalar:
1.     "Lust for Life" - Iggy Pop
2.     "Carmen Suite No.2" - Georges Bizet
3.     "Deep Blue Day" - Brian Eno
4.     "Trainspotting" - Primal Scream
5.     "Temptation" - Heaven 17
6.     "Atomic" - Sleeper
7.     "Temptation" - New Order
8.     "Atomic" - Blondie
9.     "Nightclubbing" - Iggy Pop
10.     "Sing" - Blur
11.     "Perfect Day" - Lou Reed
12.     "Dark and Long (Dark Train)" - Underworld
13.     "Think About the Way" - Frisco Vs. Ice MC
14.     "Mile End" - Pulp
15.     "For What You Dream Of" (Full-on Renaissance Mix)-Bedrock featuring KYO
16.     " – 2:1" – Elastica
17.     "Hertzlich Tut Mich Verlangan" - Gabor Lehotka
18.     "Two Little Boys" - Ewen Bremner
19.     "A Final Hit" - Leftfield
20.     "Statuesque" - Sleeper
21.     "Born Slippy .NUX" - Underworld
22.     "Closet Romantic" - Damon Albarn




BFI (British Film Institute)’nin Top 100 listesinde 10.sýrada yer alan ve 80’lerin ortalarýnda Ýskoçya’da geçen Trainspotting aslýnda birçok yönüyle Thatcher’in politikalarýný eleþtiri yaðmuruna tutmuþ ve o dönem eroin baðýmlýlarýndaki artýþý da vurgulayan kült filmdir.



Irvine Welsh, birçok yönüyle Mark Renton karakterinde kendini anlatmýþ aslýnda bunu da aþaðýdaki röportajda görüyoruz:
“Ben eroin kullanmayý 1983 yýlýnda býraktým ve 91-92 yýllarý arasýnda, Trainspotting yazma sürecinde, sadece nasýl olduðunu hatýrlamak için bir kez daha denedim, korkunçtu. Her þey bir anda geri geldi, duygusal anlamda sistemin içine düþmüþtüm. Yani fiziksel olarak sanki daha önce orada var deðildim. Baþladýðým andan itibaren daha önce hiç olmadýðým kadar hasta olduðumu hatýrlýyorum ve geri dönülmez hissini. Daha yaþlý olduðum için farklý yollarý görebiliyordum, þu ansa aptalca bir hastalýk olarak görüyorum. Çünkü tüm bu alkol ve madde baðýmlýlýðý sizi varmak istediðiniz rotanýzdan uzaklaþtýrýyor ve varmak istediðiniz gerçek nokta, o yolun çok dýþýnda.
Çok kötü bir Cold Turkey* süreci geçirdim feciydi.
Benim savunmama göre biz oldukça masumduk. Veliler, öðretmenler, saðlýk eðitim uzmanlarý, yani tanýdýðým tüm insanlar bana dedi ki "Duman seni öldürür, bu maddeyi içme" ve aslýnda kendi kendimin aðzýna s.çtým. "Hýz", biliyorsun seni öldürecek. "Eroin sizi öldürecek" gibi sözleri duymak ve saçmalýk gibi geliyor bu kadar... Ama neredeyse yaptým, yani kendimi öldürüyordum, demek istediðim, birçok insaný öldürdü, iyi insanlarý, b.k kafalýlarý, zeki insanlarý.
Tüm bu etki-tepki zarfýnda çok masumdum aslýnda. Bir sürü insan var, iþsiz, çalýþan, maaþlý, caný sýkýlan, bunlarýn hayatlarýnda eksiklikleri hayatý sevdirecek çekici bir dramalarýnýn olmamasý ve onlara göre kötü bir þey yapmak hiçbir þey yapmamaktan daha iyidir
Aslýnda ben sadece “ol”mak istedim... Yani, sadece lanet düz biri olmak. Bir iþ bulmak, sýký çalýþmak, güzel bir kýzla tanýþmak, evlenmek, yuva kurmak istedim. 9-5 arasý beyaz yakalý olarak çalýþmayý veya aile babasý olmayý ya da sokaklarda yatan bir esrarkeþ olmayý seçmeyebilirsin. Sanatçý olabilirsin, sanatý seçebilirsin, seçeceklerin sana kalmýþ. Ben gerçek anlamda hayatýn içinde olmayý seçtim. “


*Eroin baðýmlýlarýnýn gerekli dozu bulamadýklarý zaman ölümle dahi sonuçlanabilen ve “Cold Turkey” (Soðuk Hindi) olarak adlandýrýlan belirtiler, sýkýntý, sinirlilik, gerginlik, huzursuzluk, sersemlik, uykusuzluk, aðýr terleme, burun akýntýsý, göz sulanmasý, genel titreme, ishal, þiddetli karýn ve kas kramplarý bulantý-kusma, iþtahsýzlýk, üþüme, baþ aðrýsý, kalp-solunum hýzlanmasý, tansiyon yükselmesi, þuur bozukluðu, hayal görmeler, intihar giriþimleri, koma ve hatta ölümdür.
*CD4 hücresi: T hücresi olarak da adlandýrýlan bir tür beyaz kan hücresi. Diðer baðýþýklýk sistemi hücrelerinin çeþitli hastalýklarla savaþmak için birlikte hareket etmesine yardýmcý oluyor. HIV, CD4 hücrelerini enfekte ediyor ve kendisini yeniden oluþturmak için hücrenin parçalarýný kullanýyor.
*HIV (human immunodeficiency virus - baðýþýklýk sisteminin çökmesine neden olan virüs): Bu virüs, CD4 hücrelerine zarar vererek baðýþýklýk sistemini zayýf hale getirir ve vücut enfeksiyonlarýn neden olacaðý hastalýklara daha duyarlý olur.
Uyuþturucu baðýmlýlarýnýn uyuþturucuyu(özellikle eroin) kendilerine enjekte etmeleri sýrasýnda þýrýnga ucunda ya da içinde bir miktar kan kalmasý olasýdýr. Eðer kalan kanýn AIDS li bir kan olduðu düþünülürse, virüs ayný þýrýngayý kullanan baþka bir baðýmlýnýn kan dolaþýmýna kolayca girebilecektir. Þýrýngada kalan kanýn miktarý ne kadar az olursa olsun içinde yaþayan AIDS virüsü mutlaka olacak ve ayný þýrýngayý kullanacak olan baðýmlýya doðrudan doðruya aktarýlacaktýr.
*HIV virüsü retrovirüsler olarak bilinen özel bir aileye mensuptur. Retrovirüslerde diðer virüsler gibi sýkýca paketlenmiþ bir genetik yapýya ve protein kýlýfýna sahiptir. Retrovirüsler genetik bilgilerini Deoxiribonukleikasit DNA yerine Ribunükleikasit RNA’ larýnda saklarlar. Retrovirüsler kendilerini eþlemek, yani viral RNA larýndan yeni bir DNA oluþturmak için "reverse transcriptase" adý verilen bir enzimi kullanýrlar. Yani oluþturulan DNA virüsün etkilemek istediði hücrenin DNA’ sýyla birleþir.
** “Çabala, umut et, inan ve yen” senaryoda olan ama filmden çýkarýlmýþ olan Renton’un okuduðu okulun mottosu…






Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn 7nci sanat (sinema) kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ýnsan Ruhunun Belgeselini Yapmayý Amaçlayan Bir Yönetmen: Zeki Demirkubuz
Dikkat! Þehvet

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Felsefik Þiir [Þiir]
Metronom [Þiir]
Kör Nokta [Þiir]
Bulanýk Þiir [Þiir]
Oyun Gibi [Þiir]
-miþ [Þiir]
Kaptan I [Þiir]
Soðuk Þiir [Þiir]
Maratoncu [Þiir]
Kurdeleli [Þiir]


rey'an yüksel kimdir?

Aslýnda her ne kadar Türkçe yazmayý çok sevsem ve onun gerektirdiði tüm yazým kurallarýna son derece dikkat etsem de ismimi küçük harfle baþlatýyorum uzun yýllardýr ve sonralarý öðrendim ki e. e. cummings de öyle yapmýþ, sevinmeli mi ya da yine birileri benden önce düþündüklerimi uygulamýþ diye üzülmeli miyim bilmiyorum. Militan ruhluyum ve bir gün ismimin içindeki bir harfi attým bir kýzgýn anýmda, harfin yerine konacak bir apostrof çýktý sonra "ben buradayým" diye, onu da berime aldým ve reyan oldum, öðrendim ki meðer rey'an Osmanlýca'da herþeyin öncesi demekmiþ, reyhanýn fesleðen olduðunu bilirsiniz. Yazýn dilinde bu ismi kullanýyorum ve bir çok dostum beni böyle bilir.

Etkilendiði Yazarlar:
Yaþar Kemal ve Cemal Süreya


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © rey'an yüksel, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.