..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Doðaüstü henüz anlayamadýðýmýz doðal þeylerin adý. -Elbert Hubbard
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Tezler > Orhan TURAN




15 Haziran 2006
Yýl: 2554… Aþkýn Metal Tarihi  
Robotlarla seviþen bir dünyaya doðru

Orhan TURAN


Bu yazý, iletiþim araçlarýyla, aþk iliþkisini tarihi süreçte irdelemeye çalýþýr. Ýlk çaðlardan günümüze kadarmevcut olan iletiþim araçlarýyla, yaþanan aþklarýn sentezi, günümüzde yaþanan aþklarýn sentezi ve son bölümde ele alýnacak olan 2554 tarihine kadar olan sentezleri içerir. Üç bölümlük dizinin ana mantýðý, zaman geçtikçe ve iletiþim teknolojileri arttýkça aþk ve sevginin robotlaþacaðý ve anlamýný yitireceði tezidir. Zevkle okuyacaðýnýzý umuyorum. Alýn terimle araþtýrdým, emek verdim, hepsi annenizin ak sütü gibi helaldir.


:GHBH:
ÜÇ BÖLÜMDEN ÝLKÝ



1. BÖLÜM: ESKÝ ÇAÐLARDAN GÜNÜMÜZE KADAR AÞK
2. BÖLÜM: GÜNÜMÜZDE AÞK
3. BÖLÜM: GELECEK

(Bu sayfada sadece ilk bölüm verilmiþtir. Diðerlerini yazmaya devam ediyorum)

BÝRÝNCÝ BÖLÜM:

Bundan 2500 yýl öncesine dayanan aþk öykülerinde, seven ve sevilen kiþilerin yaþam tarzlarýný pek fazla bilmeyiz.
Mesela Yusuf ile Zeliha, Leyla ile Mecnun, ya da Ferhat ile Þirin…
Çoðu mutsuz olan “eski âþýklar” birbirlerinin yüzlerini görme eylemini “aþkta üst nokta” olarak düþünmüþler.
Türk edebiyatýna, ya da diðer kaynaklardan Türk – Ýslam tarihine baktýðýmýz zaman, iki aþýðýn yaþamýný, buluþmalarýný, birbirlerine karþý söylemlerini net bir þekilde görmemiz mümkün.
Bazýsý yýllarca farklý coðrafyalardan aþkýna aðýtlar yakarken, bazýsý da birbirlerine kavuþmak ve vuslata ermek için insanüstü davranmýþlar.

Canlarý istediðinde, birbirlerini göremeyen bu “eski aþýklar” çok zor koþullarda bu imkaný bulduklarýnda, o ana özel bir dolu edebi ürün çýkarabilirlerdi.
Fuzuli, Leyla ile Mecnun adlý eserinde ayrýlýðýn “azap noktasýna” dikkatleri çekerek, kavuþmanýn imkânsýzlýðýna vurgu yapýyor.

“Senden ayrýyken, bedenimi öyle zayýf kýl ki,
Bahar yeli beni sana kavuþtursun.”

Ayrýlýðýn son celsesinde Mucnun leylasýný bulmuþtur. Ancak bilinen mutlu sona kavuþamazlar.
Leylâ, çölde Mecnûn' u bulduðu hâlde, Mecnûn onu tanýmaz.
Leylâ onun erdiðini anlasa da yine onsuz yaþayamaz. Hastalanýp yataklara düþer.
Kýsa zaman sonra da ölür. Mecnûn, Leylâ'nýn ölüm haberini öðrenir.
Gelip mezarýný kucaklar, aðlayýp inler;

"ya rab manâ cismi ü cân gerekmez
cânânsuz cihân gerekmez."

Dizelerini haykýrarak ruhunu yaratýcýya teslim eder.
Teknolojinin olmadýðý zaman dilimlerinde, yaþanan aþklar daha kavurucu, içten, arzulu ve ihtiþamlý olmuþtur. Cep telefonuyla, her an sesini duyma lüksü, o dönemlerde olmadýðý için, insanlar bir sese hasret kalabiliyorlardý. Öte yandan, internetle metinsel diyaloglarýn olmayýþý, televizyon, radyo gibi “zaman eðlendirme” unsurlarýnýn bile o dönemlerde varlýk göstermemesi, bu acýyý arttýran bir unsur olmuþtur. “Sevgiliye gidiyorum” denildiðinde, bu karar, zamanýnda alýnmýþ en ciddi kararlardan biri olarak düþünülürdü. Zira bir þehirden, diðerine kervanlarla gitmek günler sürüyordu.

Mektuplaþma tarihin her evresinde karþýmýza çýkar. Ancak taþýma araçlarý, mektubun sahibine ulaþmasý anlamýnda süreyi direkt etkilemiþtir.
Mesela 2000 yýl önce, Mýsýr’dan Avrupa’ya bir mektup gönderilecekse, bu aylarca sonra alýcýnýn eline ulaþabilmekteydi. Orta çaðda ve Yeni Çað’da taþýma araçlarýnýn deðiþimi, atlý binek arabalarýn kullanýlmasý bu hýza etki etmiþtir. Ancak motorlu araçlarýn 19. yüzyýlda aktif olarak çalýþmasý önemli postalarýn hýzlý ulaþmana neden olmuþtur. Türkiye’de postacýlarýn bundan 25 yýl öncesine kadar bisikletle daðýtým yaptýklarý dikkate alýnýrsa, mektupla iletiþimin pek pratik olmadýðýný söylemek gerekir.

Gerek tüccarlarýn ülkelerindeki aileleri ve firmalarýyla, ve gerekse kolonilerdeki görevlilerin birbirleriyle ve Assur'daki resmi makamlarla, Eski Assur çiviyazýsý ve lehçesiyle yaptýklarý ticari amaçlý yazýþmalar, Anadolu topraklarýnda bulunan ilk mektuplarý oluþturur. Bahsettiðimiz tarih Milattan Önce 1750’dir ve ilk mektup buluntusu bu tarihten 100 yýl kadar öncedir.
Ýlk mektuptan bahsettiðimiz koþullarýn olgunlaþýp, herkesin birbiriyle mektuplaþtýðý zamanlar da ise ayný zamanda “aþkýn dili” olma konumuna gelmiþtir. Sükseli laflar, bol özlem cümleleri ve iltifatlar bu mektuplarda bolca bulunur.

Ünlü Ozan Âþýk Veysel, mektup ve aþký þu dizelerle anlatýr.

“Yeni mektup aldým gül yüzlü yardan
Gözetme yollarý gel deyi yazmýþ
Sivralan köyünden bizim diyardan
Daðlara mor menekþe gül deyi yazmýþ”

Mektuplar, aþk tarihinde önemli bir yere sahiptir.
Osmanlý padiþahlarýndan 1. Abdulhamid de aþkýný mektupla anlatanlardan. Ruhþah’a yazdýðý mektuplardan duygularýný anlatan 1. Abdulhamid’in bir mektubunda þu ifadeler yer alýyor:

“Abdulhamid’in Ruhþah’ýna kurban olsun. Bir kusur ile beni unutma. Benim vücudum türap olunca ben senden geçer isem Allah layýkýmý versün, Efendim...”
Osmanlý hareminin güçlü kadýnlarýnda Hürrem Sultan ise Kanuni Sultan Süleyman’a yazdýðý aþk mektuplarýndan bazýlarý günümüze kadar ulaþmýþ. Bu mektuplarýn birisinde Hürrem Sultan, aþkýný þöyle anlatýyor: “Canýmýn Paresi Sultaným. Öyle nam sahibi ki sabah rüzgarý gibi merhamet artýrýp saçar, öyle selam ki, gönül kapan þeker dudaklarýn kavuþmasý gibi öyle dualar ki, aþklarýn avazý gibi yanýk, öyle övgüler ki, deruni arzularýn ve kalbin meyillerinin sözleri gibi sonsuz...”

AÞK MEKTUPLARINDAN ÖRNEKLER

Ünlü bilim adamý Einstein ise Mileva’ya yazdýðý mektupta aþkýný, “Sen yanýmda olmadýðýnda sanki ben tam olarak kendimde deðilmiþim gibi geliyor bana” ifadelerini kullanýrken, ünlü komutan Napoleon Bonaparte ise Josephine’e mektubunda, “Bir tek günüm bile geçmedi yüreðimde senin sevgin olmadan, bir tek gecem bile geçmedi seni kollarýmla sarýp sarmaladýðým...” diye sesleniyor…

Dünya siyasetin ünlü isimlerinden Winston Churchill, karýsý Clementine’ye gönderdiði mektupta, “Yýllar boyunca fýrtýnalar ve çalkantýlar arasýnda birlikte oluþturduðumuz hazinenin ne kadar büyük olduðu ve gün be gün büyümeye devam ettiðini görmek sevindirici deðil mi?” þeklinde aþklarýnýn güzelliðini anlatýyor. Aþk mektubu yazan hükümdarlardan 4. Henry de Gabrielle d’Estrees’ye, “Doðrusu hak ediyorum sevginizi; çünkü þimdiye deðin aþkým hiç bu kadar büyük, arzum hiç bu kadar dizginsiz olmamýþtý” itirafýnda bulunuyor.

AÞK MEKTUPLARI ÖNEMLÝYDÝ

Aþký ifade etmek için yazýlan mektuplar büyük önem taþýdýðý geçmiþte, âþýklara yardýmcý olmak için aþk mektubu örneklerinin bulunduðu kitaplar bile basýlmýþ. Halen kitapçýlarýn tozlu raflarýnda ender de olsa bulunan veya sahaflarda bulunan aþk mektuplarý örneklerinin yer aldýðý kitaplarda, aþk ile ilgili öðütler de bulunuyor.
“Kimbilir benden bu mektubu aldýðýn zaman ne kadar þaþýracaksýn. Beni belki de bir deli telaki edeceksin. Beni gördüðün yerden kimbilir nasýl kaçaksýn?” þeklinde baþlayan aþk mektuplarý kitaplarda yer alýyor.

TELEFON DEVREYE GÝRÝYOR

18. yüzyýlda telefon bulundu. Telefonu bulan Fransýz bilim adamý da, kýz arkadaþýyla pratik olarak konuþabileceði bir kablolu alet geliþtirmek isterken bulmuþtu. Ýstediðine kavuþtu. Ýlk baþta, kablo ile sadece iki kiþinin iletiþim kurabildiði bu alet, takip eden yýllarda, farklý bilim adamlarýnýn uðraþlarýyla daha fazla kiþinin iletiþim kurabileceði düzeye çýkarýldý.
Telefonun bulunmasý aþk tarihi için de önemliydi. Zira telefon, binlerce kilometreyi, aylarca gitmek zahmetinden kurtarýp, sevgilinin sesini yakýnlara, kulaða fýsýldayabiliyordu. Bu aslýnda bir mucize gibiydi.

Telefonun bulunmasý, aþk tarihinin ilk “Yalama olma” noktasýný oluþturur. Sýnýrsýz konuþabilme ve artýk “doyma noktasýna” dahi ulaþabilme avantajý saðlýyordu. Aþkýn masumiyetini kýsmen yitirdiði bir süreçti bu. Kýsmen yitirmiþti, çünkü bu pahalý aletle herkes doya doya konuþamýyordu. Öyle ki telefon 14 Þubat 1876 tarihinde icat olmuþtu.

Günler akýp geçerken diðer bir bakýþ açýsýyla radyo ilk teþhirciliði sergilemeye baþlayacaktý. Özellikle Müslüman toplumlarda yaþayan erkekler, yabancý bir kadýnla yan yana bulunmamak olgusu bir yana sesini bile duymaktan kaçýnýrken, radyolarda kadýnlarýn ve erkeklerin sesi hýrla gidiyordu. 12 Aralýk 1901'de ilk radyo yayýna girmiþti. Ýtalyan asýllý bir Ýrlandalýya ait olan bu icat, Türkiye sýnýrlarý içinde ilk defa Ýstanbul Sirkeci’de 1927 yýlýna den düþer.

Velhasýl… Ýletiþim olanaklarý arttýkça, âþýklarýn birbirleriyle olan diyaloglarý artmýþ, bunun sonucunda, ayrýlýktaki büyü, yavaþ yavaþ yerini “sýradan konuþmalara” býrakmýþtýr. Oysa konuþmak eylemi, zamanýnda bulunmaz bir nimet olarak algýlanmaktaydý.

Aþk iletiþiminde deðiþim ve evrimleþme 1990’lara denk gelir. Artýk insanlarý oyalayacak televizyon, radyo, sinema, kentlerde gündelik yaþamýn bir parçasý olmuþtur. Ancak bu evrimin son hali olamamýþtýr. Aldatma eðilimindeki artýþ, gizli kaçamak buluþmalarýn sayýsýndaki fazlalaþmalar, iletiþim ve teknolojinin her yönü ile dünyayý kapladýðý 90’lý yýllarda gerçekleþmiþtir.

Ancak, aþkýn anlamýný yitirme süreci ise 2000’li yýllarýn baþlarýndan itibaren baþlar.

Devamý var…




















Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn tezler kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Yýl: 2554… Aþkýn Metal Tarihi - 2. Bölüm
Unutma Teoremi - 2
Unutma Teoremi - 1

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
1920"den 2007"ye; Türkiye Cumhuriyeti Afyonkarahisar Belediye Baþkanlarý
Biyolojik Silah mý, Doðal Felaket Mi: Kene
Her Yönü ile Afyonkarahisar
Iý. Meþrutiyet'ten Günümüze Afyonkarahisar'da Yerel Basýn
Cumhuriyet Tarihi Afyonkarahisar Valileri
Afyonkarahisar"ýn Ýlk Bankasý Terakki Servet Bankasý
Dünya Gazetesi ile Ýlgili Ýstatistiksel Bir Çalýþma
Türkiye"nin Ýlk Azýnlýk Milletvekili Berç Keresteciyan;
Korkut Özal'la Özel Söyleþi... Korkut Özal; 'Özal'ý Öldürdüler'
Bir Din Bilgini ve Profesör Kamil Miras

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Özledim [Þiir]
Yanacaðým [Þiir]
Öncesi Yok [Þiir]
Seni Kendime Sakladým, Hepsini Bana Sapladým. [Þiir]
Bana Her Þey Seni Hatýrlatýyor! [Þiir]
Benim Adým Mabure; [Þiir]
Su ve Ateþ [Þiir]
Tüm Ayrýlýklara Dair [Þiir]
Dua… [Þiir]
Utandým Filistin [Þiir]


Orhan TURAN kimdir?

Yazarken çarptýðým kayalar, ruhumun akýþýný kemirince görüntü farklýlaþtý. Her otuzuna geldiðinde mi, muahasebe yapma gereði duyar insan. . . Cevaplanmasý gereken çok soru var þimdi. . . Allah'a af dileyerek, hayata ikinci defa baþlamak. . . Ýkinci þans da bu olsa gerek!

Etkilendiði Yazarlar:
...


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Orhan TURAN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.