Dünyaya geldiðinden, dünyada bulunduðundan, dünyadan gideceðinden hoþnut olan bir kimse görmedim. -Namýk Kemal |
|
||||||||||
|
Yanýnda an olan dakikalar hiç bitmesin istiyordum. Ve sen hiç gitme! Bencilce seni ellerimde tutmak, gitmene hiç izin vermemek, bütünlemek istedim bendeki göremeyeceðin seni… Þarký devam ediyordu. Akþam oluyordu ve son bir direniþle baþýný uzatýyordu karanlýk yaðmur bulutlarýnýn arasýndan hüzünlü bir akþam güneþi… Ve küçük gölcükler oluþturuyordu yaðmur Tunalý Hilmi Caddesi’nin aþklara þahit kaldýrýmlarýnda. Bin bir damla ellerimde, gözlerimde, turuncu üniformalý garsonlarýn taþýdýðý tepsilerin içindeki kadehlerdeydi. Yüreðimde birbirine zýt binlerce duygu can çekiþiyordu. Sense rengine isim konduramadýðým gözlerinle, bütün samimiyetinle, içten gülüþünle, bembeyaz diþlerinle umutlardan bahsediyordun bana. Her þey turuncuya dönüþtü bir anda! Pencereyi arkana almýþ, hayranlýðýmý kazanan dingin sakinliðinle kalbimi avuçlarýnýn arasýna alýyordun yavaþ yavaþ. Iþýk, arkanda bir perde oluþturmuþtu. Sense ýþýðýn odak noktasýnda daha parlak, gittikçe büyüyen bir ýþýk topunda gizliydin. Ýtiraz ediyordu düþüncelerim sana ve kalbim karþý koyuyordu ele geçirilmeye çalýþmasýna. Ankara’nýn en güzel caddesinde, rengarenk þemsiyeler yaðmurla dans ediyordu. Saniyeler geçiyordu, her þey turuncu rengin esiri olmuþ gibiydi. Hüzmelerini meraklý bakýþlarýyla üzerimize diken güneþ turuncuydu, garsonlarýn üniformalarý turuncuydu, ellerini koyduðun masa, oturduðumuz sandalyeler turuncuydu. Ve turuncu bir sesle anlatýyordun hiç bitmesini istemediðim hikayelerini. Ama bitti… Hikayelerin bitti, hayal ettiðim ne varsa gerçeðin bütün acýmasýzlýðýyla dikildi karþýma. Ve sen gittin. Hem de o kadar uzaklara gittin ki… O yaðmurlu günün üzerinden tam 146 gün geçti ve sen gittin. Aðlamadým. Bir daha sevmedim turuncu rengi. Ve bir daha hiç gitmedim seninle gittiðimiz hiçbir yere. Sen güzeldin, belki bir yaþama sýðmayacak kadar güzeldin. Aslýnda biz birlikte güzeldik. Gitmene mani olamamanýn yetersizliði kaldý sadece içimde. Bir de rengine hala isim veremediðim gözlerinin güldüðü resimlerin. Her þey turuncuydu… Artýk sen yoktun. Ankara’nýn en renkli caddesinde sonbaharýn yaðmuru yaðýyordu ve ben bir baþýmaydým kaldýrýmlarýn Arnavut taþlarýnda yürürken. Ankara’nýn en güzel caddesinde rengarenk þemsiyeler yaðmurla dans ediyordu. Zaman çabuk geçiyordu. Turuncu, bir baþka mevsimi yaþýyordu. Bir baþýnalýklar, aþklarla savaþ veriyordu. Özlem dur durak bilmiyordu. Tunalý Hilmi Caddesi’nde renkler yerini bir griliðe býrakýyordu. Akþam oluyordu. Seni tanýdýðým o turuncu yerin önünden geçtim. Ýçeride mumlar yanýyordu. Her þey aynýydý. Dekor turuncu, garsonlarýn üniformalarý turuncu. Ayný olmayan tek bir þey vardý. Artýk sen yoktun… Yoktun… Yoktun… -Tarihsiz bir gün, 02:30. ELÝF DEMÝRÖZ
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Elif Demiröz, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |