..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bu hafifçe kenara itilecek bir roman deðil. Daha büyük bir þiddetle uzaða fýrlatýlmalýdýr. -Dorothy Parker
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aný > Gökmen




30 Eylül 2004
Býrak Daðýnýk Kalsýn  
Gökmen
Ahu sabah sekiz civarýnda evime geldi. Anahtarýyla kapýyý açýp içeri girdi. Bu esnada, 30 metrekarelik evimin dokuz metrekarelik yatakodasýndaki tek kiþilik çocukluk yataðýmda zýbarmaktaydým.


:BDFB:
Ahu sabah sekiz civarýnda evime geldi. Anahtarýyla kapýyý açýp içeri girdi. Bu esnada, 30 metrekarelik evimin dokuz metrekarelik yatakodasýndaki tek kiþilik çocukluk yataðýmda zýbarmaktaydým.
Anahtar sesinden daha önce uyanmýþtým. Ama sabah dörde kadar altý biraya tecavüz etmiþ, ardýndan, bu durumu görüp en azýndan vaziyetten zevk almaya karar vermiþ olan sýradaki altý tanesiyle grup seks yapmýþ, kafayý iyice bulup cinsiyet bilincimi kaybettikten sonra da elde kalan son altýnýn beþine saksafon çekmiþ olduðum için haþat ve hatta hâlâ sarhoþ vaziyetteydim. Sað býraktýðým ve çiþten tek farký rengi olan son Efes Dark'ý sýrtüstü yatarak zýkkýmlanmaya çalýþýyor, üzerime deðil de aðzýma dökebildiðim kadarýnýn baþaðrýmý niye geçirmediðine hayret ederek vakit öldürüyordum.

Kapý açýldýðýnda, kimin geldiðini tahmin ettiðim için þiþeyi sessizce yorganýn altýna kaydýrdým, bir kýsmýný göbeðime dökerek bacaklarýmýn arasýna yerleþtirdim ve gözlerimi kapatýp yatmaya devam ettim.

Bu gelip yanýma oturdu. Getirdiði poðaçalarý aðzýma burnuma sürmeye baþladý. O anki kiþiliði "küçük Ahu"ydu.

Esasen bu "küçük Ahu", fena bir kýz deðildi. Yine de kadýnýn diðer þahsiyetini ziyadesiyle aðzýmda gevelemiþ ve tadýný da hiç beðenmemiþ olduðum için, bu "küçük Ahu"yu artýk pek fazla sallamýyordum. Dolayýsýyla, poðaça muamelesine pabuç býrakmadým. Kapalý sað gözümü hiç kýsmadan sol gözkapaðýmý tek hamlede ve titretmeden, lak diye açtým, ölü balýk gibi buna baktým.

"Gözünde çapak var" dedi. Parmaðýmla çapaðý alýp bunun koluna sürdüm, kýçýmý dönüp yan yattým. Bu gerzekçe manevra sýrasýnda bacaklarýmýn arasýndaki þiþeyi unutmuþ olduðum için siyah bira üstüme ve çarþafa döküldü. Salaktým ama o an için benden baþka kimse bunu bilmiyordu. Hiç bozuntuya vermedim.

Ahu bunun üzerine mutfaða gitti. Zaten dört metrekarelik mutfaða ulaþmasý için yatak odasýndan çýkmasý yeterliydi. Dolaptan bir tabak alýp poðaçalarý koydu, tabaðý tezgâha býraktý ve dýþarý çýktý.

Kapýnýn kapanma sesini duymadýðým için, bunun arabadan birþey alýp geri geleceðini düþündüm. Birazdan elinde benim lens zamazingolarýmýn olduðu torbayla döndü.

Ahu'nun o lens zamazingolarýný aslýnda bir gece önce getirmesi gerekiyordu. Çünkü yaptýðýmýz nâhoþ telefon görüþmesinde öyle konuþmuþtuk. Hatta bu þöyle demiþti:
"Dokuzda bir arkadaþýmla buluþacaðým. Bir saat filan sürer. Ya giderken, ya dönerken uðrar býrakýrým."
Oysa gece gelmemiþ, sabahýn köründe poðaçalarla kapýda bitmiþti.
"Hani dün gece getircektin?"
"Ben giderken yoktun evde..."
"Gece evdeydim."
"Gelirken ýþýðýna bakmadým."
"Ýyi etmiþin, aferin."
"N'oluyo be?!"

Ben buna fazla yüz vermeyince bozulmuþ, "küçük Ahu"nun kýçýna tekmeyi vurup öteki olmuþtu.

Yeri gelmiþken... Bu öteki Ahu kötü birisidir. Üçkaðýtçý ve yalancýdýr... Zaman zaman riyâkar ve habis olduðuna tanýklýk etmiþimdir. Ayný zamanda çok bencildir ve hep elinde bir nalýncý keseriyle dolaþmaktadýr. Bununla baþa çýkýlamamaktadýr. Bu yüzden de ben artýk bu öteki Ahu'ya bulaþmak istememekteydim. Yine de o an çenemi tutamadým:
"Sen þimdi yani Pelit'e gidip poðaça alýp geldin ha?"
"Evet... Niye?"
"Hadlen!"
"A-a, sen beni tanýmamýþsýn daha. Kalýn kafalý!"

Ýþte! Öteki Ahu diþ göstermiþti. Derhal týrstým ve konuyu deðiþtirdim. Daha doðrusu, ben orada yatarken, bu da yanýmda oturup ucuz çakmak gibi gözleriyle sahtekâr sahtekâr bakarken herhangi bir konuyu týrmalamanýn bana zevk vermeyeceðini düþünerek pozisyonumu deðiþtirdim. Yataktan kalkýp mutfaða giderek su ýsýtýcýnýn düðmesine bastým. Bu esnada kadýn, benim morning glory'nin üzerinde ve etrafýndaki siyah bira lekesini gördü.
"Bu ne oðlum?"
"Onun ne olduðunu çok iyi biliyosun güzelim. Bi ara pek samimiydiniz. Aðzýný pek severdi hatta. Konuþurken deðil ama... Ki ben de ayný fikirdeyim."
"Hadi be! Terbiyesiz adam. Lekeyi sorduk."
"Ha, o mu? Regl oldum."
Ahu güldü. Bir adýmda tuvalete geçip iþemeye baþladým. Ahu arkadan yanaþýp yanýmdan elini uzattý ve tuttu. "Oha lan," diye düþündüm, "ne piþkin karý be!"
Bileðinden tutup elini çektim ve onun bendekinin olmadýðý yerine bastýrdým:
"Dolaptan iki dilim tost ekmeði alýp iki yanýna koy da kahvaltýyý ucuza getireyim."
Boþ boþ baktý. Anlamasýný beklemiyordum zaten. Sonuçta kendisine faydasý dokunmayacak konularda pek parlak deðildi. Neskafeyi bardaða koydum, suyu boca ettim, içine mazotu da kattým.

Viskili kahvemi ve sigaramý içerken saçma sapan þeylerden sözettik. Daha doðrusu, bu boþ gevezelik ederken ben dinlemiyor ve rastgele yerlerde "ha", "hý", "hým" gibi sesler çýkarýyordum.

Yüz vermeme konusunda belli bir dirayetim olduðunu farkedince bu sýkýldý ve okula gitmesi gerektiðini söyledi, "Eve tekrar uðramam lâzým. Bazý kitaplarý unuttum" dedi.
"Ýyi" dedim. Bu gitti.

Giderayak birkaç yalan daha sallamýþtý ortaya. Sabah evden çýkýp Bebeðe gidip poðaça alýp getirmesi... "Akþam giderken yoktun, gelirken ýþýðýna bakmadým" demesi vs...

Olay tahminen þöyle cereyan etmiþti:

Ahu, benim bilmemi istemediði, zaten benim de hiç ilgilenmediðim için bilmek istemediðim bir sebeple geceyi dýþarýda geçirmiþti. Gece dönerken bana býrakmayý düþündüðü lens zamazingolarým da arabasýndaydý. Sabah erkenden bu uyandý, bir güzel gerindi... Okula gitmeden önce eve uðrayýp kitaplarýný almalýydý... Tahminen Boðaz tarafýndan geldiði için de yolu Bebeðe düþtü. Kendi kendine þöyle dedi:
"Þu bizim kazýkkafaya iki poðaça alayým, öpüp uyandýrayým, barýþýrýz."
Poðaçalarý aldý, evine giderken yol üstündeki benim eve uðradý...
Neyse, buralarý anlattýk zaten.
Arada ben poðaçalara taviz vermezken de lens zamazingolarýný hatýrladý ve arabaya gidip aldý, geldi. Yoksa bunun sabahýn köründe bana poðaça almak için evden çýkmasý, evde kitaplarýný unutmasý, Bebeðe gidip geri gelmesi veya gece ýþýðýmý görmemesi mümkün deðildi.
Poðaça almaya gitmedi çünkü gece hiç gelmedi.
Pastaneye de, benim eve de, yolunun üzerinde olduðu için uðradý.
Lens zamazingolarýný zaten, sabah benim evimde aklýna gelene kadar, tamamen unutmuþtu.
Ve her zamanki gibi, kendi pek deðerli gerçeklerini kendine saklamak için, iyi düþünülmemiþ, kýçýkýrýk iki ucuz yalan sallamýþtý.

Oysa benim umurumda deðildi.
Benim aþkým içimde, bayýlana kadar dayak yiyip nakavt olmuþ bir boksör gibi ikiseksen serilmiþ yatmaktaydý. Aðzý burnu kýrýlmýþ, kafasýna sýçýlmýþ bu aþk yerinden kalkmak istememekteydi çünkü Ahu'nun yumruklarý çok canýný acýtmýþtý.

Bunlarý düþünürken kafamda tek karanlýk nokta kalmýþtý... Daha önce seksen tane yalanýný ortaya çýkardýðým, artýk sevmediðim, önemsemediðim ve pek aptal bulduðum bu kadýn, neden hâlâ beni ahmak yerine koymaya çalýþýyordu?
Dünyada uðraþacak, kazýklayacak, dolap çevirecek baþka erkek mi kalmamýþtý?
Bu kadýnýn etrafýnda dolanýp duran, takýldýðý bir sürü herif vardý ama hep kazýkkafayý kazýklamak istiyordu nedense.
Buna anlam veremiyordum... Vermem de gerekmiyordu... Yine de düþünmeden edemiyordum.
Ama þimdi yazýnca rahatlamýþtým. Dilimin ucuna kadar gelen laflarý Ahu'ya söylemediðim için memnundum.

Yazmayý býraktým. Geçen Perþembe eve sabaha karþý sarhoþ geldiðimde kapýda bulduðum ama kimin getirip býraktýðýný bulamadýðým, bu arada yarýsýný iyi ettiðim Jim Beam þiþesinden okkalý bir fýrt çektim, bir de sigara yaktým. Viskili kahve, burbon þiþesi, sigara paketi, kültablasý ve çakmaktan oluþan teþkilâtý toplayýp baþucuma kurdum, yataða uzandým.

Saat ona geliyordu. Birazdan yýkanýp çýkmalýydým.

Sigaram dudaklarýmýn arasýnda tüterken, aðzýmýn öteki tarafýyla burbondan yüklü bir yudumu damaða kaydýrdým ve bu numarayý kývýrabildiðim için kendimle gurur duydum.

Þiþede iki parmak, Camel'da üç nefes kalmýþtý. Otuzbir çektim ve Çarþamba'ya baþladým.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Nerdeydin? [Þiir]
Sýçýþ [Þiir]
Git Kardeþim Ya [Þiir]
Kalýþ [Þiir]
Öðrenemediðim [Þiir]
Bugün Doðum Günüm [Þiir]
Hepsi Sendin [Þiir]
Aþk Herþeyi Affetmezmiþ... [Deneme]
Sensiz [Deneme]


Gökmen kimdir?

türkiye’de olan biten hiçbir þeyi ciddiye almýyorum. kendisine olduðundan fazla önem vehmeden insanlarý, içi boþ kurumlarý, deðeri olmayan unvanlarý. özetle hiçbir þeyi. beni bu sonuca çok basit gözlemler götürdü. ülkemizdeki kavþaklardan önemli bir kýsmýnýn neden sürekli karanlýkta kaldýðýný görüp; “bizim, milletçe zekamýz kavþaklarý aydýnlatmaya yetmiyor mu?” diye kendi kendime sordum. . sahip olduðumuz rejimin demokratik olmadýðýný bile bile “ülkede demokrasi varmýþ gibi. . ” yazýlar yazan, konuþmalar yapan insanlarýn algýlama özürlü olup olmadýklarýný merak ettim. tarihe çok meraklý olup da yakýn tarihimizi dahi bilmeyenlerin ukalalýklarýný dinlemekten usandým. cehalet, sýðlýk, ikiyüzlülük, aptallýk beni yýldýrdý. okuduðunu, dinlediðini anlamayan insanlarla karþýlaþmaktan býktým usandým. . üstelik bunlar bu ülkenin güzel insanlarýný aritmetik olarak ezecek yoðunluktalar. üstüne üstlük sayýlarý da geometrik olarak artýyor. . kendi kendime, bu toplumdaki sorunlardan rahatsýzlýk duyan insanlar muhakkak vardýr. onlar kendi deðerlerini savunmak için parmaklarýný kýpýrdatmýyorlarsa ben neden onlar için kavga edeyim… diye düþünmeye baþladým. hiçbir þeyi ciddiye almamaya baþladým. beni sadece birebir tanýdýklarýmýn baþýna gelenler ilgilendiriyor. tanýmadýklarým adýna kavga etmeyi, tanýmadýklarýma býrakýyorum. .


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Gökmen, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.