..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Moda denilen þey o kadar çirkindir ki onu her altý ayda bir deðiþtirirler." -Oscar Wilde
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > Tarihsel Roman > Tuna M. Yaþar




23 Mart 2020
Göbeklitepe 4  
Arkeoloji / Kurgu

Tuna M. Yaþar


Akaptu aklýna ilk gelene inanýyordu. Þu an tüm dairelerin kapanmasýnýn getireceði bilgisizlik ziyandan baþka bir þey deðildi. Çünkü bilgisizlik ortadan kalkan dairelerle geliyordu. Onlarýn aklý böyle çalýþýyordu ve bilgi denen gücü görüntüden ve görüntüyü yaþamaktan alýyorlardý.


:AIEB:
Akaptu aklýna ilk gelene inanýyordu. Þu an tüm dairelerin kapanmasýnýn getireceði bilgisizlik ziyandan baþka bir þey deðildi. Çünkü bilgisizlik ortadan kalkan dairelerle geliyordu. Onlarýn aklý böyle çalýþýyordu ve bilgi denen gücü görüntüden ve görüntüyü yaþamaktan alýyorlardý.
Akaptu Orupta’nýn yanýna geldi konuþtu. “Geriye Neridya Kunna ve Kanpe Dikmus dairelerini býraksak akýllýca olur. Bir bildiðimizin olmasý için bu gerekli. Uðursuzluðu öldürüyoruz, ona biraz acý çektirelim.”
Orupta “Bilgilice bir davranýþ. Can çekilen uðursuzluðun keyfini çýkarmak gücümüze güç katacak. Avcýlara söyle iþi býraksýn. Akþam bu konuda Kanpa Dikmus dairesinin içinde bunu konuþalým.”
Akaptu Orupta’nýn yanýndan ayrýldý. Avcýlar iþini býraktý. Kimi toprak yýðýný olmuþ dairelerinin yanýnda çömelerek oturdu, kimi çadýrlarýna gitti. Orupta’nýn yanýna gelenler de oldu.
Orupta “Biz uðursuzluðu hak etmiyoruz. Belki baþladýðýmýz iþi bitirmemekle uðursuzluða kafa tutuyoruz. Düþünün tilkiler bile uzun süre ayný yuvada kalmaz. Tilkiler bizim için kutsal. Onlarý postlarý ile üzerimize giydiðimiz için bize akan kurnazlýk, iþi yarým býrakmak oldu. Düþünün bir, ayý postu giyseydik kýþlarý ayýlar uyuduðu için bize akan boþvermezlik ile uzun süre uðursuzluk yaþayacaktýk. Yediðinize, içtiðinize ve giydiðinize dikkat edin. Pis þeylerden uzak durun. Neye bulaþýrsanýz ona dönüþürsünüz.”
Avcýlar sevinç çýðlýklarý attý. “Orupta tamma yaka. Kummu uhel.” Dedi. Bu “Orupta bizi serinlettin. Seninle dinlendik.” Demekti. Avcýlar Orupta birlikte hemen ileride ki ýrmaða doðru yürüdüler. Oraya vardýklarýnda ýrmaða girdiler.
Orupta ýrmaðýn akýþý ile biraz ilerleyip yüzdü. Avcýlarda aynýsýný yaptý. Birkaç avcý karþý kýyýya geçti. Kýyýda ki incir aðacýndan incir yemeye baþladýlar.
Orupta yanýnda ki avcýlara “Aç mýsýnýz, incir bizi daha çok rahatlatýr. Zaten tahýl ve et yemekten býktýk. Gelin karþýya geçelim..” dedi.
Irmaða atladý. Avcýlarda peþ peþe girdiler. Karþýya geçtiklerinde ses duydular. Bir hayvan sesi, avcýlar kulak kesildi. Avcýlardan biri “Karþý kýyýya bakýn aslan grubu geliyor.” Dedi.
Orupta “Karþýya geçemezler, ýrmaktan içmek için gelmiþlerdir. Eðer keyif yaparlarsa onlardan uzak bir kýyýya yürümemiz gerekecek. Bekleyelim görelim. Bizi görüp geçmeleri için sessiz duralým.”
Aslan grubu karþý kýyýda ki avcýlara baktý uzun süre. Biri ýrmaðýn kenarýna yaklaþtý. Irmaktan içmeye baþladý. Diðer aslanlar da ayný þeyi yaptý. Gitmedi aslan grubu, otlarýn üzerine yayýlarak dinlenmeye çekildiler. Orupta’nýn iþareti ile bulunduklarý yerden uzaklaþmaya baþladýlar. Ama aslanlardan biri ayaða kalktý, avcýlara bakarak onlarýn hizasýnda takibe baþladý. Diðer aslanlar da kalktýlar, ilk aslanýn peþine takýldýlar.
Orupta “Hayvanlar biz avcýlar kadar kurnaz deðil, gelin geriye dönelim, bakalým ne yapacaklar.” Dediklerini yaptýlar. Aslanlar durdu, avcýlara baktý. Ani bir kararla karþý kýyýdan yine avcýlarý takibe baþladýlar.
Avcýlar bu sefer koþmaya baþladý.Aslanlar buna kayýtsýz kaldý, takibi býraktýlar. Avcýlar o kadar uzaða gitmiþti ki hemen ýrmaða girdiler. Karþý kýyýya geçtiler. Oradan koþarak uzaklaþtýlar.
Bölgelerine geldiklerinde bazý diþi avcýlarý merak sardý. Avcýlar koþarak gelmiþti çünkü.
Orupta “Sormayýn bize bir þey. Aç aslanlarla karþýlaþtýk. Tok olsalardý bizi zora sokmazlardý. Aslan grubu kokumuzu takip edecektir. Bu yüzden çadýrlarda deðil aðaçlarda uyuyacaðýz. Birkaç nöbetçi býrakacaðýz aþaðýda. Aslanlar gelirse onlarý öldürmeden býrakmayacaðýz. Onlar vahþiyse bizler de acýmasýzýz. Haydi daðýlýn, her an gelebilirler.”
Klan birden iþi gücü býrakýp çadýrlarýndaki deðerli eþyalarý ve yiyecekleri en yakýn aðaçlara taþýmaya baþladý. Diþi avcýlar telaþ içindeydi. Erkek avcýlar bu telaþý galiye almýyordu. Ellerinde av aletleri ile hazýrda bekleyip aðaçlara çýkmadýlar. Orupta’nýn emri vardý. Aslanlara acýmasýz olacaklardý. Diþilerin bir telaþý da buydu. Aslanlarla mücadelede yara almalarýndan korkuyorlardý.
Tehlike birden ortaya çýktý. Aslanlar ileriden sökün etti.Ýnsanlarý kýpýrdamaz þekilde gördüklerinde yürümeyi býrakýp hýzla onlarýn üzerine gelmeye baþladý. Dokuz aslan saydýlar. Orupta elinde taþ balyoz olanlarý öne çýkardý. Mýzraklýlara saldýrý anýnda aslanlarýn arkalarýna geçmelerini ve mýzraklarýný batýrmalarýný söyledi. Ýlk kapýþmada iki aslan yere serildi. Cesareti kýrýlmýþtý aslanlarýn. Geri çekilirlerken avcýlar aslanlarýn üzerine doðru koþtu.
Hepsinin öldürülmeleri gerekiyordu. Orupta birden durdu. “Fazla ilerlemeyelim Onlarýn bir plan yaptýklarýný zannediyorum. Hýzla geriye koþacaðýz. Eðer bizi takip ederlerse o zaman düþünürüz.” Avcýlar geri dönüp koþmaya baþladý.Arada bir arkalarýna bakýyorlardý. Aslanlarla mesafeleri açýlýnca koþmayý býraktýlar. Bölgelerine gelince iki ölü aslanýn üzerinde akbabalarýn yýðýldýðýný gördüler. Onlara aldýrmadan bölgelerine girdiler.
Aslanlar artýk gelemezdi. Aðaçlardan çoðu diþi indi erkek avcýlarýn yanýna geldi. Bir kaç diþi inmeyi reddetti. Çünkü can tatlýydý.
Orupta “Bize hemen yiyecek bir þeyler getirin. Ne olur olmaz aramýzda aç olanlar var. Hemen þimdi aç olanlar gelsin bir þeyler yesin. Aç vaziyette basýlýrsak savaþacak gücümüz olmaz.” Dedi.
Diþiler yanlarýnda ki her çeþit yiyecekten getirip yere koydular. Onlarý yerken seyretmeleri diþilerin hoþuna gitti. Acele yiyorlardý ama yiyecekleri üzerilerine bulaþtýrýyorlardý. Bir grup diþi þarký söylemeye baþladý. Hem diþilerin hem avcýlarýn neþesi yerine geldi. Avcýlar öyle açtý ki yere konan tüm yiyecekleri yalayýp yuttular.
Geceydi, ne salan geldi ne baþka yýrtýcýlar. Orupta ve diþisi Metarga’yý uyku tutmamýþtý. Konuþuyorlardý, oðullarý Carasus onlarý dinliyordu.
Orupta “Sen hiçbir zaman üzerine koku sürmeden duramaz mýsýn. Üzerin gül kokuyor. Senin gerçek kokunu alamýyorum. Ama olsun, diþilerin bu son modaya uymasý iyi bir þey. Bu sizleri bir arada tutuyor, sizin eðlenceniz oluyor.”
Oðlu Carasus’a baktý. “Oðlum sen ne zaman bir diþiye sahip olacaksýn. Diþi sahibi olmak iyidir. Aklýmda sana bir kýz var. Akaptu’nun kýzý Zamno. Beðeniyor musun onu?”
Carasus utandý. “Ne be bizde tip mi var. Zamno bana bakmaz bile. Kavga edersem hemen babasýna kaçar. Ben ne yapayým kaçan kýzý.”
Orupta “Oðlum sen daha gençsin. Þimdiden kulaðýna katayým.Ýlk yýllarda attýðýn adým sana ileride büyük baþarýlar getirir. Arkadaþlarýnla ava çýktýðýnda arada bir Zamno’yu da yanýnda götür. Hiç korkma, babasý ile konuþtuk biz.”
Carasus utangaç “Ya beni öperse, ben mi kaçacaðým o mu kaçacak. Böyle þeyler olunca bütün dünya durur her þey tersine döner. Dedim ya ben de tip yok. Zamno filan öpmez beni.”
Orupta “Hadi hadi þimdiden baþlamýþsýn.” Dedi. Yönünü çevirip uykuya daldý. Carasus babasý ile konuþmaktan büyük bir zevk almýþtý. Gece yarýlarýna kadar Zamno’yu düþündü durdu. Keklik gibi sekiyordu Zamno. Sesi bülbül gibiydi. Kokusu güllerden geliyordu. Yarýn ilk iþ arkadaþlarý ile ava çýkacak, yanýna Zamno’yu da alacaktý.
Birden “Daha dün çýktýk ava, bir hayli de kuþ avladýk. Bana bu heyecan nereden demezler mi. Zamno’ya aþýk olduðumu sezmezler mi. Rezil olurum en iyisinden. Sabredersem en kýsa zamanda onu ava götürebilirim. Sadece diþini biraz sýk.” Diye düþünüyordu.
Zamno’yu da uyku tutmamýþtý. Ýçinde tatlý bir sýkýntý vardý. Hiç böyle bir þeyi þimdiye kadar yaþamamýþtý. Zihninde Carasus vardý. Nereden gelmiþti aklýna. Sýkýntýsý hat safhaya çýkýnca sessizce yerinden doðruldu, anne ve babasýný içeride býrakýp dýþarýya çýktý. O da ne. Carasus da dýþarýdaydý. Utandý. Ýçeriye girse miydi. Bir müddet çadýrýn yanýnda dolaþtý durdu. Carasus’un “Zamno.” Diye seslendiðini duydu. Zamno “Geri zekalý.” Diyerek hýzla çadýrýna girdi. Carasus bunu duydu, ümitsiz bir vaziyette çadýrýna o da girdi.



Orupta gerinerek keyifli tuhaf bir çýðlýkla yerinden doðruldu. Metarga ve oðlu Carasus yerinde yoktu. “Yiyecek hazýrlýyordur. Carasus’ta baþýnda, yiyecekten atýþtýrýyordur.” Diye düþündü.
Çadýrdan çýktý, etrafýna baktý. Birkaç avcý mýzraklarýyla uðraþýyordu. Mýzraklarýnýn ucundaki sivri taþlarý sarmaþýklarla saðlamlaþtýrýyorlardý. Onlarýn yanýna doðru yürüdü. Avcýlar onu gördü tamirlerini býraktý.
Orupta “ Nemkoya çok erkencisiniz, ava henüz çýkmýyoruz. Ama bu hevesiniz yarým kalmasýn. Sizinle ben de geleceðim. Canbari sen avcýlarý Kanpe Dikmus dairesine gelmelerini söyle. Akþam tehir ettiðimiz toplantýyý yapacaðýz.”
Canbari hemen iþe koyuldu. Klanýn seçilmiþ üst düzey avcýlarýný çadýrlarýna giderek uyandýrdý.
Yavaþ yavaþ toplantý alanýna girdiler. Böyle bir heyecaný kaçýrmak istemeyen diðer avcýlar konuþulanlarý dinlemek için içeriye en yakýn labirente doluþtular.
Orupta “Biz güçlü ve üstün bir klanýz. Ne düþmandan korkarýz ne hayvandan. Bunlardan korksaydýk þimdi burada deðil yabaniler gibi daðýnýk bir vaziyette yaþardýk. Oysa biz daðýnýk mýyýz. Düþüncelerimizin üstünlüðü ile hem bir aradayýz hem birbirimize yardým ediyoruz. Bir karar verdim ve bir zaman belirledim. Kutsal dairelerimizin hepsini kapatacaktýk. Geriye iki daire býraktýk. Yüce kahinimiz Akaptu ve ben bize bir iþaret gelmeden kalan iki daireyi kapatmayacaðýz.”
Akaptu “Bizi biz yapan dairelerden vazgeçmek ne acý. Yabanilerin bile aklýna gelmeyen bir þey baþardýk. Övüncümüz eserlerimizdir. Övünç sonsuza kadar kalmaz ve bu bize uðursuzluk ta getirebilir. Þöyle düþünün, bir aðaç gövdesine bakýyoruz ve onu düþünüyoruz. O gövdeyi düþünmemize gövde izin verdiði için mi düþünüyoruz yoksa düþünme iþini kendimiz mi yapýyoruz. Yanýlmayýn bazý þeyleri es geçerek gizemli þeylere ulaþamazsýnýz. Söyleyeyim aðaç gövdesi izin vermeseydi onu düþünemezdik. Ve bu kutsal daireler bize seslendi, kendilerini kapatmamýzý istediler. Neden her þeyi kendimizden biliyoruz, biraz da dýþýmýzdakilerin farkýna varalým. Onlarýn da can taþýdýðýný kendine özgü yaþamlarý olduklarýna inanalým.”
Orupta “Çok güzel izah ettin Akaptu. Kutsal dairelere egemendik ama son zamanlarda onlar bize egemen olmaya baþladý. Bilmediðiniz öyle þeyler var ki, taþ dikitlerin üzerine kazýdýðýmýz simgeler bile bizim gibi can taþýyor. Biz bunun farkýna varamayýz. Bazen ben o simgelerin geceleyin, yerini terk edip aramýza daldýklarýný bizi, diþisini döven, birbirine diþ bileyen, kötü, acýmasýz avcýlara dönüþtürmeye çalýþtýklarýný hisseder oldum. Þimdi o simgeler canlý deðil ki diyeceksiniz. Haklýsýnýz ama biz avcýlar da yabaniler de hatta hayvanlar da düþünce denen görünmez bir þey var. Ne elle tutulur ne gözle görünür. Bu düþünce denen þey bize neler yaptýrmýyor ki. Ben bazen hiç düþünmesek çok güzel olacak derim. Neden mi çünkü düþünce de yaþayan bir canlý da ondan. Biz onun yaþamýný her gün her an düþünerek sona erdiriyoruz. Eðer aralarýnda yaþamý sona ermemiþler varsa týpký yaralý bir kaplan gibi bize saldýracaklar. Bunun da bize dönüþü birbirimize olan nefretimiz þeklinde gerçekleþiyor..”
Akaptu “Böylece gizemli bilgilerden biraz daha dumuþ oldunuz. Bana ve Orupta’ya gelecek bir iþaretle artýk yüceliðe son vereceðiz. Yüceliðin iplerini salacaðýz. Ve geriye kalan bu ve diðer daireyi de toprakla örttüðümüz de salýnacak olan þey hem bize, yabanilere hem hayvanlara ve doðaya bereket olarak dönecek ve eserimizi onlarýn üzerinde gördükçe övüncümüze, gücümüze kimse karýþamayacak.”
“Urru ham dula. Abta yik buguri.” Diye baðrýþtý merkezde ki on beþ kiþi. Bu “Sizler yücesiniz. Bizler de duyduk.” Demekti.
Orupta “Þu an hepinizin aç olduðunu biliyorum ve gidip yiyeceklerinizi getirin ve hep beraber yiyelim. Yiyelim ki konuþtuðumuz gizemli þeyler yiyeceklerimizle dýþarýda deðil içimizde olsun.”
Ýki avcý yerinden kalktý. Labirentin içinde yýðýlan avcýlarýn arasýndan geçerek dýþarýya çýktý. Meraklý avcýlar da onlarý takip ederek çýktý. Çünkü seremoni bitmiþti. Mutluydular yeni birkaç gizemli þey daha öðrenmiþlerdi.
Birkaç diþi ellerinde kuru derilerin içinde haþlanmýþ tahýl ve kýzarmýþ etlerle daireye girdi. Merkeze geçtiklerinde yiyecekleri taþ dikitin önüne koydular. Et ve tahýlýn yanýnda balkabaklarý içinde yoðurt su karýþýmý ayranlar da vardý. Avcýlar Orupta’nýn baþlamasýný bekledi. O ilk lokmayý aðzýna alýnca diðerleri de yemeye baþladý.
Orupta “Bugün yediðimiz tahýl aðzýma daha bir güzel geldi. Bunu hangi diþi yaptý merak ettim.”
Nemkoya “Benim diþinin iþi. Yeni bulduðu kokulu bir bitki içine attýðý. Bu bitkiye diþiler nane adýný koydular. Bölgemizde kendi halinde yetiþiyor. Hemen ileride yýðýnlar var. Önce zehirli mi diye hayvanlarýmýza yedirdiler. Zararý olmadýðýný gördüklerinde benim diþi de bundan birkaç kez yedi. Þimdi de bizim yediklerimizin içinde.”
Orupta “Hayvanlarýn üzerinde deney yapmak akýllýca ama o hayvanlarý yiyen de biziz. Size þunu da söyleyeyim. Hiç düþündünüz mü bizden büyük hayvanlar var, bizden küçükleri de, böcekler gibi. Hatta gözle göremeyeceðimiz canlýlarýn olduðuna da inanýyorum. Ýþte o göremeyeceðimiz canlýlar için size hep temiz yeyin, temiz giyinin demiþimdir. Görünmeyen canlýlar gibi etkisi çok sonra çýkacak zehirli þeyler de var. Hayvanlarýnýza deney yaparken bunlarý da düþünün.” Dedi ayaða kalktý. Avcýlar onu izledi.
Gruplar halinde ava çýkma vakti gelmiþti. Toktular ve güçlüydüler. Avdan boþ dönmeyeceklerine adlarý gibi emindiler. Bileylenmiþ taþlar kontrol edildi. Kimisi taþlý sopalarla kimi sivri taþlý mýzraklarý ile grup oluþturdu. Altý gruptular. Hepsi ayný yöne doðru yürüdü. Beraber uzun bir mesafe katettikten sonra her grubun yönü deðiþti.
Orupta’nýn yanýnda Nemkoya, Canbari, Akaptu ve üç avcý daha vardý. Dikenlerin arasýndan geçiyorlardý. Dikenler büyük deðildi fakat ayaklarýna büyük acýlar veriyordu. Deri ayakçaklarý burada iþe yaramýyordu. Orupta dikenli bölgeyi koþarak geçmelerini söyledi. Koþmaya baþladýlar. Açýk alana çýktýklarýnda hepsi yere oturmuþ vaziyetteydiler. Ayaklarýna doðru eðilip can yakan dikenleri bir bir çekip çýkardýlar. Canbari ve Akaptu’nun ayaklarý kanýyordu. Ýkisi de kanayan yaraya önce tükürdüler sonra yerden toprak alýp üzerine serpip ayaklarýna derilerini giydiler. Yeniden yürüyüþe geçtiler.
Ormana girmiþlerdi. Bir geyik sürüsü gördüler. Avcýlar sinerek yaklaþmaya çalýþtý. Orupta kýsýk sesle “Hepimiz ayný geyiðe odaklanacaðýz. Geyiði gösterince at deyince mýzraklarýnýzý fýrlatacaksýnýz.” Orupta cümlesini bitirmiþti ki geyik sürüsü kaçtý. Geride yaralý bir geyik kalmýþtý. Mýzraðý Orupta ve avcýlarý atmamýþtý ama yere yýðýlan geyiði kaçýrmamak için hýzla onun yanýna koþmaya baþladýlar.
Geyiðin böðründe ki mýzraðý Orupta çekti. “Burada bizden baþka avlanan olmalý. Kalabalýk olsalardý gelirlerdi. Bir veya iki kiþiler. Hemen geyiði sýrtlanýn, buradan uzaklaþýyoruz.” Dedi.
Geyik aðýr deðildi. Akaptu sýrtlanmýþtý. Geriye dönüþe geçtiler. Orupta “Geyiði avlayan yabaniydi. Nereden mi bildim, öncelikle kullandýðý mýzrak dayanýksýz aðaçtan yapýlmýþ ve bizim gibi organize pratiði yok yani. Üstelik ava tek baþýna çýkmýþ. Bu yabani aðaçlarda yaþýyor ve günü birlik avlanýyor. Eminim etini de ateþte kýzartmýyor.”
Akaptu “Yabani de olsa bunun beraber yaþadýðý arkadaþlarý veya kardeþleri olmalý. Haberi çoktan onlara ulaþtýrmýþtýr. Ve ben yoruldum. Acele etmemiz lazým. Sýrtýmdakini biri alsýn. Geyiði Nemkoya sýrtlandý.
Bölgelerine yaklaþýyorlardý. Rahatladýlar biraz. Önlerinde seyrek aðaçlarýn içinde bir geyik sürüsü gördüler. Dikkat ettiklerinde geyikleri takip eden aslanlar vardý. Fark edildiler. Aslan grubu kolay avýn kokusunu almýþtý. Hýzla yaklaþýyorlardý.
Orupta “Canýmýzý seviyorsak avýmýzý býrakalým. Mücadele edersek baþaramayýz.” Dedi geyiði býrakýp koþarak oradan uzaklaþtýlar. Mesafeyi açtýklarýnda geriye dönüp baktýlar. Yedi aslan kolay ava çöreklenmiþ, kendilerini kaybetmiþcesine þimdiden bir birilerinde hýrlýyorlardý. Orupta ve avcýlarý umutsuzca yollarýna devam etti.
Bölgelerine vardýklarýnda bitkindiler. Onlarý yoran elleri boþ dönmekti. Bu hezeyaný ancak az sonra çoka gelen Arkeot ve grubu daðýttý. Arkeot sýrtýnda ki geyiði Orupta’nýn önüne býraktý.
Arkeot “Hala canlý, onu kesecektik ama üzerimize kan bulaþmasýndan çekindik. Av kokusu daha da yayýlacak yýrtýcýlar bizi rahat býrakmayacaktý. Diðer tarafta üzerimiz kirlenecekti. Temizlenirdik ama yinede geyiði canlý getirmede bir uður vardýr dedik.”
Orupta “Artýk hayvan acý çekmesin. Hemen kesin, derisini yüzün. Biriniz de ateþ yaksýn.” Dedi. Ardýndan yeni gelenlere neden avsýz kaldýklarýný anlattý. Akþama doðru diðer dört grupta döndü. Ýki grubun avý vardý. Diðer ikisinin yoktu.
Akþam büyük bir þölen düzenlendi. Klan topluca ziyafet çekecekti. Önce üç ayrý alanda ateþ yakýldý. Av etlerinin derisi yüzülmüþ hazýr olduðu için üç geyiðin vücutlarýný birer kazýða geçirdiler. Sonra onlarý ateþin kenarýndaki çakýlý kazýklara yerleþtirdiler. Birer nöbetçi ile onlarý kýzartmaya býraktýlar.
Diþi ve erkek bütün klan toplanmýþ ortalarýnda, dans eden avcýlarý seyrediyorlardý. Ýzleyenler ayaktaydý. Dans eden avcýlar hayvanlardan esinlendikleri hareketleri sunuyorlardý. Kývran ve ustaca hareketler göz boyuyordu. Trans haline geçtiler. Onlara ayakta izleyenlerden birkaç kiþi katýlýn coþku bütünüyle arttý. Diþiler elleriyle tempo tutuyor ve þarký söylüyordu.
Baharýn baþlangýcýydý þöleni dek getirdikleri zaman. Kutsallýk þarkýlarla ve gizemli dans hareketleri ile içlerine akýyordu. Dans bitince öndeki avcýlar el ele tutuþtu, yine þarkýlarla yavaþ yavaþ oluþturduklarý çemberi dönerek çevirmeye baþladýlar.
Az sonra dans ve þarký bitti, gençlerin kurmaca oyunu baþladý. Bir av sahnesi canlandýrýyorlardý. Aslan kýlýðýna girmiþ birkaç genç, avcý rolünde ki iki gence saldýrdý. Mýzraklar havaya kalktý indi. Aslanlar týpký bir insan gibi saldýrýyordu, bazen de konuþuyordu. Seyredenlere kahkaha attýrýyorlardý. Topluluk elleri ile alkýþlayarak gençleri kutladýlar.
Yemek faslý yeni baþlamýþtý. Gruplar halinde oturanlar deri üzerine boca edilmiþ tahýllarý kýzarmýþ av etlerini elleri ile yemeye baþladý. Yiyecek yerken kimse konuþmuyordu.Ama arada bir gruptan biri yüksek sesle bazý kutsal sözler söylüyordu. Bu yemeði ve yiyecekleri kutsamak içindi.
Geç vakitlere kadar þölenin ve ziyafetin sonunda, diþiler hariç avcý erkekler kýrýlmýþ tahýllardan yapýlma biralarýný içmek için, kütüklerden oyularak yapýlan fýçýlarýn baþýna geldi. Ellerinde ki bal kabaklarýný fýçýya daldýrýp çekildiler.
Orupta da bira içiyordu. Yanýnda ki Akaptu ve diðer üç avcý ile birlikteydi. Gece yarýsýný geçtiðinde sarhoþluðu yaþayanlar bir bir sýzdý kaldý.



Orupta neþeliydi. Akaptu’ya gülüyordu. “Demek yemek yerken ellerimizi kullanmayacaðýz. Aðzýmýza yemeði bir aslan mý, bir geyik mi verecek?”
Akaptu “Sorun yeme þekli deðil. Kimimiz ihtiyaç gideriyor, su bulursa elini yýkýyor. Bulamasa toprakla temizliyor. Düþün az önce biri hastalandý, ve hapþýrdý. O bulaþýk eliyle beraber yediðimize elini daldýrdý.”
Orupta “Haklýsýn, benim aklýma hiç böylesi gelmedi. Ee peki bir sorun icat ettin, icat ettiðin þeyin çözümü ne?”
Akaptu “Öncelikle temizliði kural haline getirelim. Daha ilerisi bölgemizin yakýnlarýnda köpüren bir toprak cinsi var. Yeni keþfettim bunu, köpüklenen elde kir daðýlýr ve su ile kolayca temizlenir.”
Orupta “Gel beni bulduðun köpüklenen topraða götür, bakalým ve deneyelim.”
Kalktýlar. Onlarla birlikte birkaç genç daha vardý. Aðaçlarýn arasýndan geçtiler, kayalýk parçalarýn üzerinden atladýlar. Aðaçlarýn olmadýðý çýplak bir araziye geldiler. Birden durdular.
Akaptu yerden aldýðý bir avuç toprakla “Ýþte bu beyaz toprak.” Dedi.
Orupta da aldý. Avucundakileri uzun uzun kokladý. “Bunun kokusu lavantaya benziyor, köpüren toprak deðil. Uzun süredir ayný yerde yetiþen lavantalar toz olup birikmiþ, toprak þeklini almýþ. Ve lavantanýn kuru acý suyu köpürmeye elveriþli hale gelmiþ.”
Gençler yanlarýnda ki deri torbalarýna beyaz topraktan doldurmaya baþladý. Orupta “Bizi bir dertten kurtardýn. Bu þeklimizle yabani avcýlardan tamamen ayrýldýk. Kültür derimize bunu ne þekilde iþleyeceksin?”
Akaptu “Su, lavanta ve köpük simgelerini kullanacaðým.”
Orupta “Ne kadar kültür derimiz oldu. Bayaðý birikmiþ olmalý. Biliyorsun bir çok þey yaþadýk bu mevsimde.”
Akaptu “Ýki yüzü olan derilerimiz henüz klanýmýzýn yarýsý kadar. Önemsiz þeyleri simgelemiyorum. Bizden sonrakilerin kafasýnýn karýþmamasý için bu gerekli.”
Orupta “Sen iyi bilirsin, söyle derilere çizdiðin en önemli simgeler hangisi?”
Akaptu “Önce yeni doðanlarý iþaretledim. Sonra Arcen ve Karnut’un klanýmýzdan kaçýþlarýný simgeledim. Bu ikisi birbirini seven ama birleþemeyen aþýklar. Sem emrettiðin için bu diþi ve erkek kaçaklarýn birleþmesine izin vermedik.”
Orupta “Neden izin vermediðimizi biliyorsun. Bu ikisi çevrelerinde ki kiþilere çok kötülükler ediyordu. Diþi Arcen tüm klanýmýzý ayaða kaldýracak dedikodular etti. Karnut ise Arcenle yetinmeyip klanýmýzýn genç kýzlarý ile uyarmamýza raðmen hep fink attý. Bu durumda klanýmýzý terk etmeleri iyi oldu.”
Akaptu “Öyle söylüyorsun ama ikisinin de ailesi üzgün. Arcen’in annesi bana ‘beni de býrakýn gideyim, Arcen’in bulayým, siz izin vermezseniz gider bir daha geri dönmem’ diye çok yalvardý.”
Orupta “O iki kaçaðý bulup getirsek eski düzenleri olmayacak. Onlarý aðaç kafeslerde tutmamýz gerekir. Klanýmýzda henüz böyle bir ceza yaþanmýþ deðil. Onlarý kafeslere koyduðumuzda ise kötülüðün bilgileri daha da çoðalacak ve klanýmýz zayýf ve güçsüzlüðü yaþayacak.”
Akaptu “Bazen kötü þeyler de insana öðrettikleri olur. Asi olmak insaný olgunlaþtýrdýðý gibi öðretir de. Þimdi biz senin sultan altýndayýz. Bir avcý sana ve kurallarýna asi olduðu zaman o kiþi kendiliðinden lider bir ruha kavuþur. Ýçinde ki o liderlik ateþi ile daha kararlý ve sorunlarýný çözebilen kiþiliðe dönüþür.”
Orupta “Bazen senden ve bilgilerinden korkuyorum. Hiç iþitilmemiþ, hiç bilinmemiþ þeyler söylüyorsun. Ben bu tür þeyleri yalnýzca ben bilirim zannediyordum. Neyse karar verildi. O iki kaçaðý bulup getireceðiz. Gençler ve ikimiz bu iþi hallederiz.” Dedi ekledi. “Sen Mulip git klana kaçaklarýn peþine düþeceðimizi söyle.”
Mulip “Beni bekleyin, bende geleceðim sizinle, hemen koþar gelirim.” Mulip Orupta’dan olumlu cevap alýnca hýzla koþup uzaklaþtý. Biraz sonra geri geldi.
Kafile ilerledi.Bir gölün yanýna gelmiþlerdi. Gençlere verilen talimatla göl kenarýnda ayak izi aramaya baþladýlar. Dört genç ikiye ayrýldý.
Orupta “Akaptu biz de gölün aðaçlýk kenarlarý ný arayalým.”
Akaptu “Bak ileride kýrýk bir dal var.”
Aðacýn yanýna geldiler. Akaptu dalýn kýrýk kýsmýný inceledi. Kýrýk dalýn henüz yaþ olduðunu gördü. “Bulduk galiba kaçaklarý. Kýrýk dal uzun süre geçince kururdu. Henüz yeni olmuþ bu. Bir avcý neden durduk yere bir dal kýrar. Tabi ki ateþ yakmak için. Kaçaklarýmýz bu bölgede. Ben gençlerin yanýna gidiyorum. Sen beklersin burada. Ben gençlere sessiz olmalarýný söyleyeceðim.” Dedi, oradan ayrýldý.
Göl büyüktü. Gençler henüz uzaklaþmamýþtý. Ayak izi aramak onlarý yavaþ hareket ettiriyordu çünkü. Akaptu’nun onlara ulaþmasý kýsa sürdü.
Orupta’nýn kulaðýna bir ses geldi. Otlarýn arasýna eðildi ve sindi. Ses iki kiþiden geliyordu. Bu Arcen ve Karnut’tu. Orupta birden yerinden doðruldu. “Gelin bakalým yanýma Bir þey yapmayacaðým gelin.” Dedi.
Geldiler. Orupta “Sizlere ceza vermeyeceðim yalnýz bir daha kaçarsanýz bu sonunuz olacak. Sizi o zaman yine yakalar ve bu sefer ikinizi köle yaparým. Tüm aðýr iþleri sizlere gördürürüm. Yürüyün bakalým, düþün önüme.”
Akaptu ve gençler Orupta’nýn baðýrmasý ile koþup geldiler. Gençler meraklý gözlerle kaçaklara baktý. Bir heyecanýn sonu onlar için yine bir heyecandý. Bölgelerine girdiklerinde onlarý ilk gören kaçaklarý aileleriydi. Koþarak geldiler. Yaþanan kavuþmaya en çok kaçaklar sevinmiþti. Ýçlerinde bir þeyler sanki ‘Arcen ve Karnut birleþecek, onlar baðýþlandý’ diyordu. Kalabalýðýn kuþatmasý esnasýnda gülümsüyorlardý.
Orupta kalabalýða “Bunlarý görün ve ibret alýn. Bakýn üstlerine baþlarýna, ne kadar periþanlar. Ne giysileri giysi ne özgürlükleri özgür. Açlýklarýndan bir deri bir kemik kalmýþlar. Ben bunlara acýyorum, sizde acýyýn. Ve ikisini klanýmýzla beraber birleþtireceðiz. Belki çocuklarý olur da asi olmaktan vaz geçerler.” Diye konuþtu.
O an Karnut hýçkýrýklara tutuldu. Aðlayarak Orupta’ya sarýldý. “Gerçekten sen ve klanýmdan kaçmak büyük bir hataydý.” Geri çekildi, bu sefer aðlayarak annesine sarýldý.Sonra göz yaþlarýný silerek diþisi Arcen’in elini tuttu. Çadýrlarýna doðru gittiler.
Akþam olmuþtu. Yine þenlik vardý. Arcen mutsuz gibiydi. Kýz arkadaþlarý bunun sebebini anlatmasýný istediler.
Arcen “Nasýl söylesem, biz gelirken Karnut ile hep sustuk, gerçeði söyleyemedik. Bu bir sorun olursa onlarý getirmeden geri döneriz dedik ama baðýþlanýnca ne yapacaðýmýzý þaþýrdýk.Bizim ormanda iki çocuðumuz kaldý. Þu an orada bizi bekliyorlar.”
Kýzlar koþup hemen Orupta’ya söylediler. Orupta geldi Arcen'e “Siz çoðalmýþsýnýz da haberimiz yokmuþ. Hemen getirin onlarý.” Dedi. Arcen, genç kýzlar ve birkaç genç erkek ormana doðru hýzla yürüdüler.
Klanýn diþi ile erkeði birleþtirme töreninde Karnut aralarýnda deðildi. Klan eðlenecek birleþen erkek yalnýz olacaktý. Böyle yapýlarak uðurlu ve uðursuz ayýrt ediliyordu. Uðurlu birleþecek erkekti. Uðursuzluðu yiyip, içip bitiren eðlenenlerdi.
Az sonra Arcen sevinç içinde ellerini tuttuðu çocuklarý ile göründü. Tüm ilgi çocuklardaydý artýk. Çocuklar klanýn tüm diþilerine sevgi görücüsüne çýkmýþtý. Tüm diþiler birer birer seviyor ve okuþuyordu çocuklarý, sarýlmaya doyamýyorlardý.
Yýldýzlar bu gece de parlaktý. Bölgenin yakýnlarýnda yine her zamanki gibi davetsiz misafirler vardý. Birkaç sýrtlan grubu akþamdan kalma þölen yiyeceklerinin kokusunu almýþ gelmiþlerdi.Klanýn gece bekçileri yenen geriye artýk geyik kemiklerini taþýyarak sýrtlanlarýn yakýnlarýna býraktý.
Orupta’yý uyku tutmamýþtý. Toprak altýna gömülmekten kurtulan iki dairenin birinde Kanpe Dikmus’un içindeydi. Tek baþýnaydý.. Ortalýkta kimse yoktu. Orupta ürperiyordu diðer taraftan.Görünmez varlýklarýn saldýrýsýndan emindi Çünkü dairenin içindeydi. Orupta bununla da yetinmemiþ oturduðu zemine de eliyle kendisini çevreleyen bir daire çizmiþti. Görünmez Varlýklar Kanpe Dikmus’a girseler bile yere çizilmiþ daireyi geçemezlerdi.
Orupta söylenceleri düþünmeye baþladý. “Bir þeytan ne zaman aç kalýrsa yiyeceðinin kokusunu alýr bir köpek pisliði ve hayvan leþine musallat olurdu. Acaba þeytanlar avcý pisliðini de yer miydi. Þeytanýn en büyük düþmaný avcýlardý, bunu yapmazlardý. Þeytan acaba görünmezliðini iðrenç þeyleri yiyerek mi saðlýyordu. Akaptu söylemiþti. Kötü olanýnda öðrettiði vardý.
Atalarý “Kötü olaný kimse bilmeyecek. O zaman sana teslim olan gücü göreceksin.” Diyordu. Bilerek kötülüðü kullanýyorlardý. Atalarýnýn adresi yanlýþtý.Ýnsan kendi cinsine kötülük yaparsa akýl bilgileri karýþýrdý. Doða onlara böyle öðretmezdi. Kendi cinsin birlik içinde çoðalacak birlik içinde savaþacaktýn. Gerçek güç o zaman gelirdi.
Kulaðýna takur tukur sesler geldi. “Acaba içeriye biri taþ mý attý?” diye söylendi. Ne kadar yaþý büyük olsa, klanýn lideri de olsa korkmuþtu. Kanpe Dikmus’un duvarýna týrmandý. Duvarýn temelinde ayaða kalktý. Bir týkýrtý daha duydu. Orupta hemen daireye geri atladý.
Sesler çýðýrýndan çýkmýþtý. Tak tak diye taþ sesleri gelmeye baþladý. Orupta büyük bir ürperti ile can havliyle Kanpe Dikmus’u terk ederek koþmaya baþladý. Daireden uzaklaþýnca geriye baktý. “Sessizliði denemeyeceksin. Denersen ses çýkar.” Dedi heyecanla. Arkasýna bakmadan çadýrýna yöneldi.

Tuna M. Yaþar



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn tarihsel roman kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Göbeklitepe 5
Göbeklitepe 3
Göbeklitepe 2
Göbeklitepe 1
Çok Eskiden 9
Çok Eskiden 8
Çok Eskiden 4
Çok Eskiden 6
Çok Eskiden 5
Çok Eskiden 3

Yazarýn roman ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Dünya Taþýnýyor 3
Dünya Taþýnýyor 8
Dünya Taþýnýyor 7
Dünya Taþýnýyor 6
Dünya Taþýnýyor 1
Dünya Taþýnýyor 2
Dünya Taþýnýyor 5
Dünya Taþýnýyor 9
Dünya Taþýnýyor 4

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Masa [Þiir]
Reptilian 1 [Öykü]
Reptilian 2 [Öykü]
Reptilian 3 [Öykü]
Reptilian 4 [Öykü]
Reptilian 5 [Öykü]
Savaþ Trafiði 2 [Öykü]
Savaþ Trafiði 1 [Öykü]
Savaþ Trafiði 3 [Öykü]
Aðaçlara Fýsýldayan Adam [Öykü]


Tuna M. Yaþar kimdir?

Voltaire


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Tuna M. Yaþar, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.