..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Benim yaradýlýþýmda fevkalade olan birþey varsa, Türk olarak dünyaya gelmemdir. - Atatürk
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > Bilim Kurgu > Tuna M. Yaþar




26 Mart 2019
Dünya Taþýnýyor 3  
Dünyanýn Ve Ýnsanlarýn Kulukse Gezegenine Taþýnmasý

Tuna M. Yaþar


Roman bu ya insan inanýrsa dünya denen yer küre bile taþýnýr. Arþimet'in dediði gibi "Bana bir dayanak noktasý verin. Dünya'yý yerinden oynatayým."


:ABEH:

Selami keyif içinde odasýna girdi. On senedir elma yiyememiþti. Þimdi onu afiyetle midesine indirecekti. Masa üzerinde ki gazeteyi eline aldý. Koltuðuna oturdu. Bir taraftan elmasýný yedi diðer taraftan gazetesini okudu. Ýlginç bir haber gözüne iliþti. Haber "Ülkemiz taþýnýyor. Yeni bir gezegen bulundu. Uzay gemileri bu iþ için hazýrlanýyor. Yolcular için çaðrýlar yapýlýyor." Diyordu.

Selami karþýsýnda oturan gönül'e "Gönül al gazetede ki haberi oku. Yeni bir gezegen bulmuþlar. Yolculara çaðrý yapýyorlar. Nasýl olsa bir gün bütün insanlar bu gezegeni terk edecek. Karar verdim birlikte oraya gideceðiz." dedi.

Gönül o an "Yaþasýn" diye sevincini dile getirdi.

Herkes odasýnda mutlu idi. Selami ve Gönül odalarýnda gidecekleri gezegeni monitörden izliyordu. Öyle harika yerler vardý ki aðaçlarýn çokluðu onlarý coþturmuþtu. Gezegen yýrtýcý hayvanlardan bilim adamlarýnca temizlenmiþ, yaþanýlýr hale getirilmiþti

Selami önündeki cihazdan uzay gemisinin bilgi merkezine girdi. Oradan gemide altý milyar insanýn olduðunu öðrendi. Bu dünyanýn dörtte bir sayýsý idi.

Selami Gönül'e yöneldi. "Gönül bak dünyayý artýk tamamen terk ediyoruz." Dedi.

Selami bilgi merkezinden uzay gemisinin hýzýný da öðrendi. Ýnsanlar gezegene ancak on yýlda ulaþabileceklerdi. Bu Selami için gemiyi gezmek ve yeni þeyler öðrenmek demekti. Önce makineden çýkan, kremsi, beyaz biyolojik yiyeceðini tadacaktý. Çünkü mutluluk karýn tokluðunda yatýyordu.

Selami için her þey yeni baþlamýþtý. Gönül'ün kaldýðý odanýn koordinatlarýný cihazýna kayýt etti. Sonra oradan ayrýldý. Açýk alan denilen yere doðru hareket etti.Orasý gezmek ve eðlenmek için tasarlanmýþtý. O yer öyle büyüktü ki tepede asýlý duran yapay güneþ bu büyüklüðü ortaya çýkarýyordu. Selami yapay güneþin çapýný biliyordu. Bu ayýn onda biri büyüklüðüydü. Ve ondan defalarca büyük gezi ve eðlenme alaný sanki yapay güneþi yutmuþtu.

Kendisi gibi gençleri toplandýðý ve eðlendiði bir bar buldu. Yüksek seste müzik çalýyordu. Selami "Ne güzel bir ses." Diye düþündü. Dinlediði þey þu an ona tarifi gizli duygular yaþatýyordu. Bir süre kendini melodinin sarhoþluðu içine býraktý.

Ýradesini kullanmazsa kendini müzikten kurtaramayacaðýný gördü. Melodiden hipnoz olmak üzereydi. Müziðin durduðu bir anda hemen bardan dýþarý çýktý. Kurtulmuþtu. Ama yaþadýðýna deðmiþti. Refref parkýna doðru yol aldý.Oraya varýnca kendine bir refref seçti. Bindi. Uzay gemisinin sancak tarafýna doðru havadan hýzla yol adý. Ýnsanlarýn boþ uzaya baktýðý yerde durdu. Oturabileceði bir yere geçti. Her kes gibi o da boþ uzaya bakarak dünyanýn taþýndýðýna þahit olmaya baþladý.Uzay gemisinin derinlere doðru ilerlediklerini gördükçe yeni gezegenin heyecaný içinde coþtu durdu. Diðer taraftan milyonlarca yýl yaþanmýþ bir gezegeni terk etmek ve bunun acýsýný silmek zor olacaktý.

Selami uzay gemisinin ihtiþamýnýn yeni yeni farkýna varýyordu. Oturduðu yerden diðer insanlar gibi karanlýkta ki yolculuðu deðil az önce refrefi ile üzerinden geçtiði o yarým küre þeklinde ki dev yapýya odaklanmýþtý. Iþýklar saçan yer hemen güvertenin önüydü. Selami'nin oraya gitmesi dakikalar alacaktý. Yapý yakýn gibi görünüyor ama bu onu yerinde simetrik olarak duruþuydu. Bir süre sonra baþýný derin karanlýða çevirdi.

O nereye baksa hep inanýlmaz görüntüler ile karþýlaþýyordu. Þimdi ise önünden devasa bir yýldýz geçiyordu. Bu Selami'yi yerinde biraz daha tuttu. Alevler açýk seçik görülüyordu. Uzay gemisi yýldýza uzaktý. Fakat yýldýzýn sýcaklýðýný az da olsa hissedebiliyordu. O an güverte insanlarla dolmaya baþladý. Yýldýzýn ateþi ile ihtiþamlý görünüþü herkesi buraya çekmiþti. Yer müsaitti. Ýnsanlar seyre oturduklarýnda hala boþ yerler vardý. Selami bunu kendi koltuðundaki cihazdan görebiliyordu. Cihazý biraz kullanýnca öðreneceði çok þeyin olduðunu tekrar gördü.

O yarým kürenin ne olduðunu bulmak zor olmadý. Bilgileri bulunca tüyleri diken diken oldu. Yapýnýn ýþýk saçmasý görünmez ve gizli hatlarýn gerilimiydi. Yarým küre pi/iki derinliðindeki atom altý boyutlara kapý açýyordu. Selamibunu bir yerde duymuþtu. Evren atom altý quarklarda gizliydi. Ýnsan boþ uzayý çýkacak olsa sadece bir atomun dýþýna doðru giderdi. Ve kendini yine geldiði yer gibi bir uzayda bulurdu. Makro derinlikler ve mikro derinlikler sonsuzdu.

Selami þu an ki yaþadýðý evrenin libnit adlý kürede ki herhan gibi bir quarkýn içinde olduðunu biliyordu. Bunlarý düþününce daha da heyecanlandý. Demek insan oðlu evreni vücuda getirebilmiþti. Yarým kürenin niçin yapýldýðýný öðrendiðinde biraz endiþelendi. Çünkü uzay gemisi kaza geçirdiðinde ölen insanlarýn ýþýk zerrecikleri olan öz ruhlarý libnit, cihazýna çekilecek ve önceden belirlenmiþ olan atom altý evrenin bir köþesine götürülecekti.

Selami koltuðunda ki cihazdan bu yeri de öðrendi. Önce bir gezegeni gördü. Ve bir bina ile karþýlaþtý. Burada ramea isimli ileri teknoloji içeren bir kutu vardý. Iþýk zerrecikleri olan öz ruhlar ramea kutusunun içine çekiliyor ardýndan onlara beden giydiriliyordu. Tuhaflýklar bununla da bitmiyordu. O atom altý gezegende insanlarýn yaþadýðýný gördü. Belli bir yerde onun üzerinde piramit dizili ve onlarýn çevresindeki halka olmuþ insanlar secde eder gibi baþlarýný piramide doðru eðip kaldýrýyorlardý.

Allah'ý düþündü. "Peki Allah bunun neresinde." Dedi içinden. Elbet Allah'ý kimse geçemezdi. Onun geçilmezliði kutsal ýþýðýnda yatýyordu. Ýnsan bir evren meydana getirse de bilgi de Allah'ý geçemezdi.Selami her þeye sahip olup gayenin de var olduðu bir hissin her zaman bir umuda ihtiyaç olduðunu biliyordu. Ona madde veya bilgi bir þey veremezdi. Mehmet'in istediði bekleyiþti. Bu bekleyiþte Allah onu kabz eder ve korurdu. Ýþte insan böyle kendini güvende hissederdi. Buna rabýta deniyordu.

Uzay gemisi devasa büyüklükteki yýldýzý on dakika içinde geçti. Seyir için bekleyen insanlar güverteyi boþaltmaya baþladý. Selami keþfetmenin heyecaný içinde koltuðundan kalktý. Refrefine bindi. Havalandý. Yarým küreye doðru yol aldý.

Giderken aþaðýya bakmayý da ihmal etmiyordu. Keþfedilecek çok þeyin olmasý milattan sonra üç binli yýllarýn bir güzelliðiydi. O an coþkusu doðum günü olduðu için daha da arttý. Üç bin elli dokuz yýlýna dört yüzüncü yaþý ile girmiþti. Karþýsýnda gördüðü libnit adlý küre bu gün için kendine verdiði güzel bir ödül olacaktý.

Küreye yaklaþmýþtý. Þimdi ýþýklar daha da parlak görünüyordu. Selami küreye gelince refrefini koyacaðý yere doðru alçaldý. Durdu. Refrefinden indi. Yapýya baktý. Som altýndandý. Baþka þey de beklenemezdi. Çünkü altýn ancak milyonlarca yýl sonra yok oluyordu. Bir koridordan geçti. Kendisi gibi keþif için gelenleri gördü. Hepsi bir top büyüklüðünde ki küreye bakýyordu.

Küre altýndan bir sütunun üzerinde duruyor, sütun da küçük bir piramidin tepesindeydi. Görüntü muhteþemdi. Bir bilim adamý anlatýp duruyordu. Libnitin keþfini konuþuyordu. Bu bilgiye dünyada arkeolojik kazýlar ile ulaþýlmýþtý. Bulunan þey Mýsýr'daki Gize kumlarýnýn derinliðinden çýkan Ýsis'in kütüphanesiydi. Bir uzay kayýðý bulunmuþ ve içinde ki kitaplarýn da sýrlar barýndýrdýðý öðrenilmiþti. Libnit cihazý da bu bilgilerden biriydi.

Þimdi bilim adamý "gezimize katýlmak isteyen varsa ellerine ki þu gördüðünüz Karilottan alsýn." Dedi.

Selami bir tane aldý. Ýnceledi. Üzerinde üçgenler vardý. Kombinezonlarý esrarlý bir his veriyordu. Orada bulunan yirmi kiþi Karilot den birer tane aldý. Bilim adamý tekrar talimat verdi."Hazýr dediðimde üçgenlerin hepsine basacaksýnýz." Dedi. Ardýndan libnitin yanýna gitti. Küreye akým verdi. "Hazýr, baþlayýn." Dedi. Yirmi kiþi birden þeffaf bir görüntüye büründü. Sonra kayboldular.

Selami bir an için saðýna ve soluna baktý. Herkes oradaydý. Amma zaman ve mekan deðiþmiþti.

Bilim adamý. Iþýnlanýlan yerin odak cihazýna giden akýmý kapattý. Mahiyetindeki yirmi kiþiye malumat vermeye baþladý. "Þu an Labion piramidindeyiz. Yapý som altýndandýr. Duvarlarda gördüðünüz hiyeroglifler büyük esrarýn kayýtlarýdýr. Hitit çivi yazýsý ile yazýlmýþtýr. Çözümlemeyi bilen varsa gezi sonunda okuyabilirler. Þimdi sizi bu piramide isim veren labion cihazýna götüreceðim." Dedi

Odanýn içi aydýnlýktý. Ama görünürlerde hiç ýþýk kaynaðý yoktu. Mehmet kendini ilk defa bir firavunun hissettiði duygulara kaptýrdý. Onlar hep saraylarýnda gizemlerle dolu odalarýndan hiç dýþarýya çýkmazlar ve evrenin gizli bilgileri ile meþgul olurlardý.

Selami "Acaba bilmek derinlere dalabileceðimiz esrarý gizlemek mi. Eðer öyleyse kimse bir þey bilemez." Dedi içinden. Diðer taraftan herkes tarafýndan bilinen þey bilgi deðil bir araçtý. Bil bulmak demekti. B ve L harfleriydi. Az önce bilim adamý duvarlardaki büyük esrar kayýtlarýndan bahsetmiþti. Üstelik yazýlarýn hiyeroglif olmasý bilinmeye bir engeldi. Mehmet "faydasý dokunmaz." Diye düþündü. Ama onun için yazý bir avcý bilgi de avdý. Cennetsi hislerin beslendiði yegane kaynak ise gizlenen esrarlardan gelirdi. Þimdi daha iyi anlýyordu. Kendini bir firavun hissetmenin tek yolu salt gerçeðin gizli olmasý ve onu bir miktar çevreye hissettirebilmekti.

Yirmi kiþilik grup koridordan geçerken duvarlardaki kabartmalara göz gezdiriyordu. Bilim adamý bunlardan birinin önünde durdu. "Bu gördüðünüz kabartma Aldaberan yýldýz sistemi. Burada on tane gezegen var. Þu gördüðünüz üçüncü gezegen Sions gezegeni. Yani buraya gelirken kullandýðýmýz libnit cihazýnýn geldiði yer. Bu gezegenden gelenler arkaik dönem öncesi dünyaya gelip yerleþtiler. Onlar matematikte çok ileriydi. Onlar Külik ve igmir matematiðini kullanýyorlardý. Bu matematik türlerini henüz insan oðlu keþfedebilmiþ deðil. Ýþte onlar Atlantis ve Mu kýtasý uygarlýklarýný kuran, insan olmayan ama ondan daha zeki varlýklardýr." Dedi. Sonra yürümeye baþladý. Ardýndan diðerleri.

Bir kapýnýn önüne gelindi. Bilim adamý önündeki kolu çevirdi. Kapý açýldý. Ýçeride kare þeklindeki bir taþýn üzerinde duran küre gözüktü. Yeþilimsi ýþýklar saçýyordu. Odaðýna doðru ýþýk sönüktü. Bilim adamý anlatmaya baþladý

"Bu gördüðünüz labion Hiyapin evrenindeki düþünen varlýklarýn yazdýklarý yazýdan kendine görünmez ve gizli bir hat çeker ve kutsal ýþýk akýþýný saðlar. Bununla varlýklar düzene girer. Kýsaca þöyle. Yaratýcýmýz bizim kaderlerimizi katýnda bulunan levhadaki yazýlar ile yönetiyor. Labion ise hiyapin evrenindeki metafiziði yönetiyor. Kendinize "biz nasýl düþünüyoruz?" sorun. labion cihazýnýn ne demek olduðunu görün."

Selami sevindi. Azda olsa düþündükleri bilim adamýnýn söyledikleri ile çakýþýyordu.

Bilim adamý "Þimdi piramitten dýþarýya çýkacaðýz. Sakýn þaþýrmayýn dedi. Arýndan Herkes Karilotlarýnýn üzerindeki üçgenlere bassýn." Dedi.

Birden herkes þeffaf bir görüntüye büründü. Sonra kayboldu. Piramidin dýþýna ýþýnlanmýþlardý. Manzara onlarý þaþkýna çevirdi. Böyle bir þeyi daha önce hiç görmemiþlerdi. Atmosfer ve yer arasý öyle parlaktý ki insanýn bundan hoþlanmamasý mümkün deðildi. Gök yüzünü aydýnlatan yýldýz yoktu. Grup havada uçan insanlarý fark edince ilgiyle bakmaya baþladýlar. Çünkü uçanlar bir cihaza veya alete ihtiyaç duymuyorlardý. Bilim adamý,

"bu gördüðünüz uçan insanlar teknolojiye ihtiyaç duymayan kiþiler. Gezegende yaþayanlar bilgilerini bir kitaptan alýrlar. O kitap ki yaratýcýnýn sýrlarýný içerir. Ýþte bu insanlar bir söz ile veya bir düþünce ile hem uçarlar hem bir anda mekan atlarlar. Biz dünya insanoðlunun da böyle olmasýný istedik ama uzay evreni yöneticileri buna izin vermedi. Biz de bunu libnitimizde denedik." Diye konuþtu.

Selami "Bir þey sorabilir miyim?" dedi.

Bilim adamý "tabi sor." Dedi.

"Bu gezegenin ismini söylemediniz."

"Haklýsýn. Söylemedim. Bu gezegenin ismi Mavi Ay. Ýçinde hayat olan ayný bölgede iki gezegen daha var. Sessiz Tepe ve Göbekli isimlerinde. Üç gezegenin de bir yýldýzý yok. Çünkü hepsi yapay olduðu için her þey düþünülmüþ."

Mavi Ay gezegeni aðaçlar ile doluydu. Hepsi devasaydýlar. Bilim adamý ve grubu bir ormana girdiler.Bir domates ile karþýlaþtýlar. Domates bir ev büyüklüðündeydi. Az ilerlediler. Bu sefer bir mýsýr ile karþýlaþtýlar. Koçaný ise beþ katlý bir apartman büyüklüðündeydi. Bilim adamý bu durumu açýlamaya baþladý.

"Bu gezegendeki aðaçlarýn, meyvelerin ve bitkilerin devasa olmasý gezegenin oluþum süreci içinde bulunduðu içindir. Dünyadaki dinazorlarý düþünebiliriz. Onlar da devasa büyüklükteydi. Aðaçlar ve bitkilerde öyleydi. Bu doðanýn iþlenmemiþ olduðunu gösterir. Doða da zaman geçtikçe bitkiler ve canlýlar küçülür. Ýþte bu her þeyin kendi formunu bulmasý anlamýna geliyor."

Bir akar su kenarýna geldiler. Bilim adamý "Yemek mola verelim." Dedi. Sonra elindeki cihaza ayarlama yaptý. Ormana tuttu. Bir iki dakika içinde bir geyik yerden sürüklenerek geldi. Bilim adamý cihazý ile geyiði et parçalarý haline getirdi. Sonra geyik yenecek kývama geldi.

Grup geyiði keyifle yedi. Akarsudan içtiler. Suyun tadý muazzam güzeldi. Ýçenlerin hepsi beðenmiþti. Az sonra hatýralara daldýlar. Biri "Ben böyle bir þeyi daha önce hiç hissetmedim." Dedi.

Baþka biri "Bu yaþadýðým tarifi gizlenmiþ bir coþku." Diye konuþtu. Selami ise içtiði suyun verdiði inanýlmaz duygularla kendi kendine "cennete mi düþtüm." Diyordu.

Bilim adamý da akarsudan içti. Bir müddet sustu. Sonra konuþmaya baþladý.

"Bu akar sudan içen bütün acýlarýný unutur ve su ona gençlik ve ölümsüzlük verir. Bu ýrmaðýn ismi kapuksidir. Ýçene dünyada tarifi gizlenmiþ hisleri yaþatýr.Bu ýrmaðýn kaynaðýnda kutsal ýþýk var. Özelliðini de bundan alýyor." Diye konuþtu.

Grubun içinde kimyager olan Belil isimli kiþi bilim adamýna sordu. "Bu Mavi Ay gezegeninde bitkiler fotosentezini ne ile yapýyorlar. Görüyoruz ki gezegenin bir yýldýzý yok."

Bilim adamý "Bilim adamlarýmýz Mavi Ay için her þeyi düþündü. Gezegene baðýmsýz hareket eden ýþýk zerrecikleri yerleþtirdi. Onlarýn ýþýðý kutsaldýr. Çünkü onlar öz ruhtur. Bitkiler bu ýþýðý aldýkça daha da coþarlar. Ve devasa büyüklüðe ulaþýrlar. Bu onlarýn hormonal dengelerinin bozuk olduðu anlamýna gelmez. Iþýk zerreciklerinin aydýnlýðý hiç bitmez. Sonsuza kadar sürer." Dedi. Gruptan bir baþkasý "biz insanlar kutsal ýþýðý kullandýðýmýz için uzun ömürlüyüz. Bitkiler de bilinç olsaydý onlarda bizim gibi kurumaz ve ölmezdi." Dedi

Bilim adamý "Kutsal ýþýk üzerinde araþtýrmalarýmýz sürüyor. Kutsal kitaplar bunun kaynaðýnýn hep yaratýmýz olduðunu söyler. Biz bilim adamlarý henüz böyle bir kanýt bulmuþ deðiliz. Ama baþka bir þey bulduk. Her þey kutsal ýþýk barýndýrýyor. Diyebiliriz ki düþünsel baðlantýlarda ki rabýta sonsuzdur. Belki biz yokuz. Ama düþündüðümüz için varýz. Bu da düþünce kudretinin büyüklüðünü gösterir dedi. Devam etti. Þimdi geri dönme vakti geldi. Herkes ne yapacaðýný biliyor. Karilotlarda ki üçgenlere basacaksýnýz." Dedi.

Bilim adamý ve mahiyeti labion piramidine ýþýnlandýlar. Sonra libnit baðlantýsýna akým verildi. Bilim adamý ve yirmi kiþi atom altý hiyapin evreninden ayrýlýp uzay evreninde seyreden istasyona ýþýnlandý.

Selami keyif içindeydi. Akarsudan içtiði su henüz etkisini kaybetmemiþti. Ama uzun süre annesinden ayrý olduðu için daldýðý hayalden uyanabildi. Refrefine bindi. Cihazýndan annesinin kaldýðý odanýn koordinatlarýný takip ederek havadan hýzla ilerledi

Kapýnýn önündeydi. Açtý. Gönül ekranda komedi programýný izliyordu. Selami'yi görünce "Nerede kaldýn. Burada bir þey yapamadým. Lavabo ihtiyacým oldu. Ancak uzun uðraþlardan sonra lavabo kabinine girebildim." Diye konuþtu.

Selami " Senin cihazýn var. Ona sesli talimat vererek iþlerini görebilirdin. Unuttun mu?" dedi.

"Ben bilemedim. Ýnsan cihazlardan uzak yaþayýnca böyle benim gibi teknoloji özürlü oluyor."

Selami "Karnýn aç mý?" diye sordu.

"Hayýr. Ya senin?"

"Benim aç deðil. Biraz önce geyik yedim. Anlatmasý uzun sürer. Þimdi benim çok uykum var. Gidip yatacaðým. Bir hafta uyuyacaðým." Dedi.

"Ýyi uyu da büyü." dedi Gönül.

Selami önce uyuma kabini kýyafetlerini giydi. Bu þekilde daha rahat olacaktý. Sonra kabine geçti. Ýçine girdi. Uzandý. Kabinin kapaðýný örttü. Gözlerini kapattý. O an kabinde yeþilimsi bir ýþýk meydana geldi. Bir haftalýk uyku keyif içinde baþladý

Uzay gemisinde isyan çýkmýþtý. Zenci insanlar bir araya toplanmýþ uzay gemisi yöneticilerinden kendilerine daha çok özgürlük istiyorlardý. Zenci isyancýlarýndan bir grup uzay gemisinin güç kaynaðýný ele geçirdi. Güvenlik boþ uzayda seyreden gemiye zarar gelebilir diye ateþ açmýyorlardý. Zenci isyancýlar bunu gördükçe daha provake oldular. Bu sefer yönetimi ele geçirmeye çalýþtýlar. Ýsyancýlarýn ellerindeki silahlar þok aletiydi. Bu gemide herkesin kullandýðý bir silahtý. Ýsyancýlarýn baþý Malkom isimli zenci henüz yeni karþýlaþtýðý güvenliðin kullandýðý silahlar onu isyandan biraz caydýrdý. Gemi yönetimi toplanmýþ ve etik olmayan bir karar almýþtý. Ýsyancýlara germiyan isimli silahlar ile karþýlýk verilecekti. Sonunda zenci isyancýlarýn yarýsý bu silahlar ile moleküllerine ayrýldý. Kaçan diðerleri ise uzay gemisinin büyüklüðünden faydalanarak saða sola daðýldýlar. Ama çatýþma hala sürüyordu.

Kapý hýzla çalmaya baþladý. Dýþarýdaki "beni öldürecekler. Ne olur açýn kapýyý." Diyordu. Selami acele ile uyandýrýlmalýydý.Gönül bir belayý hissetmiþ ve kocasýný uyandýrmaya çalýþýyordu. Cihazý aklýna geldi "Uyku kabini. Hemen kapaklarý aç." Diye komut verdi. Kapaklar birden açýldý. Selami uyandý. Gönül'ün telaþýný gördü. Öðrendi. Kapýda istenilmeyen biri vardý. Karý koca bir müddet bekledi. Kapýyý açmadýlar. Kapýdaki istenmeyen kiþi uzaklaþtýðýnda rahat bir nefes aldýlar. Gönül o kiþinin zenci olduðunu görmüþ ve yüz ifadesinden neye bulaþtýðýný anlamýþtý.

Ýsyan uzay gemisinin dýþýnda da devam ediyordu. Selami çarpýþmayý odasýndan açýk seçik görebiliyordu.

On yýl çabuk geçmiþti. Üç uzay gemisi ile dünyadan taþýnan on sekiz milyar insan yeni keþfedilen gezegene inmiþ ve uygarlýklar kurmaya baþlamýþtý.

Selami'nin yanýnda birden biri belirdi. Fikriydi. Yanýnda Naci de vardý.

Fikri "Selami müjde. Bu gezegendeki hiçbir þey takip edilmiyor." Dedi

Selami "Çok iyi. Þimdiden iþe baþlayalým. Ýkinizin kýz arkadaþý benim Gönül'ün yanýna gelsin. Sonra ilk transfer için gezegenimize neler götürebiliriz. Onlarý kararlaþtýralým."

Gecenin yýldýzlarý çok yakýndý. Bazý yýldýzlarýn yuvarlaklýðý açýk seçik görülüyordu.

Firavun yeryüzünde tamamladýðý kontrolü býrakýp yanýndaki küreye yöneldi. Küreye dikkatlece bakýyordu. Gezegende yaþayan ruhlarý müþahede etmeye baþladý. Ýnsanlarýn hiç birinde kutsallýk bulumadý. Firavun küreye son bir kez daha baktý. Kürede koyu kýzýl bir ýþýk noktacýðý belirdi. Noktacýða yoðunlaþtý. Az sonra kýzýl nokta sahibini açýða çýkardý.

Adý Selami. Asi biri. Ama kutsallýðý yüksek.

Firavun elini küreye koydu. Noktanýn sahibini yavaþça odaya akýttý. Gri renkteki yogunluk bedene büründü. Firavun onun yanýna yaklaþtý.

"Kalk" diyerek onun dürtekledi.

Selami gözlerini açtý. Baktý. Yattýðý yerden doðruldu.

Firavun "Beklediðin ve özlediðin cenneti sana vereceðim." dedi.

Selami "Burasý neresi?"

Firavun "Burasý terk ettiðiniz gezegen dünya"

Selami "Biz burayý yaþanmaz biliyoruz. Burada benim ne iþim olabilir?"

Firavun "Korkmana gerek yok. Sen bana yardýmcý olursan bende sana ihsan ederim."

Selami "Adýn nedir?"

Firavun "Adým Osiris."

Selami "Yani eski Mýsýr Firavunu."

Firavun "Evet dedi. Sonra yerinden kalk benimle gel."

Firavun önde Selami arkada dehlizlerin içne daldýlar. Taþtan koridorda ilerliyorlardý. Yol bazen yukarýya, bazen aþaðýya, saða ve sola doðruydu. Koridorun açýk yerlerinde uçurumlar vardý.

Firavun elinde büyük bir meþale taþ bir kapýnýn önünde durdu. Anlaþýlmaz bir dil ile fýsýldadý. Kapý açýldý. Ýçeriye girdiler. Odanýn içi koyu kýzýllýk kaplý. Iþýðýn kaynaðý belli deðil. Firavun lahitin önünde durdu.

Konuþtu. "Bu taþ lahit seni cennete taþýyacak. Yapman gereken uzun müddet onun içinde yatmak."

Selami denileni yaptý. Taþ lahitin içine girdi.

Firavun "Lahitin kapaðýnda küçük bir delik var. Oraya dikkat et. Iþýk o delikten girince uyanmýþ ol." dedi.Lahitin kapaðýný kapattý.

Az sonra delikten ýþýk belirdi. Sonra taþ lahitin kapaðý açýldý.

Firavun "Uyuyabildin mi?"

Selami "Lahitin kapaðýný yeni kapatmýþtýn. Neden açtýn?"

Firavun "Kutsallýðýn çok fazla. Sen bu lahitte iki gün iki gece kaldýn. Kutsallýðýn sana zamaný unutturdu."

Selami "Bütün bunlar neyin nesidir?"

Firavun "Siz insan oðullarý dünyayý terk ettiniz. Geride atalarýnýzýn ruhlarýný býraktýnýz. Ben onlarý sana ýþýk zerrecikleri þeklinde yükledim."

Selami birden uyandý.Diðer atraftan dýþarýdan gelen garip sesleri iþitiyordu. Bunlar çupakapra sesleriydi. Çupakapranýn biri pencereye uzandý. Ýçeriye baktý.

Selami "Ne tuhaf yaratýklar." diye söylendi. Dýþarýya çýktý. O an evin önündeki birkaç çupakapra saða ve sola kaçmaya baþladý. Selami bir müddet onlarýn kaçýþýný izledi. Sonra dönüp arkasýna baktý. Ýki tane dev piramit ile karþý karþýya.

Selaminin yanýnda bir ses. Fikriydi. "Sabah babah ne bu gürültü?"

Selami "Oraya bak." diye iki piramiti iþaret etti.

Fikri "Dünyada kedi köpek ne ise çupakapralarda o."

Selami "Bunlar bir üçüncüsü ile beraber."

Fikri "Nedir o?"

Selami "Kedi ve köpek üçüncüsü ise insanoðlu. Devam etti.Zekka ilerledikçe onun sahibi klasikleþiyor. Çýkýþ yerimiz doða olduðu için gün gelecek ileri teknolojinin içinde maðra hayatý yaþayacaðýz."

Selami gördüðü rüyayý anlattý. Firavunun insan dýþý iri gözlerini tarif etti.

"Kadim bir yaþantý ile kaþý karþýyaydým. O duvarlardaki yazýlara beni kendi zamanýna taþýdý. Orada her þeyi gördüm."

Fikri "Bilgi denen av çift kanatlýdýr. Onu yakalayan avcý ise yazýdýr. Bence rüyan bir zihin boþalmasý.

Selami "Herþey o kadar açýk ve netti. Bence yaþadýklarým rüya olamaz. Zekanýn kudreti sosuzdur. Rüyada olsa galiba biri bana mesaj vermek istedi."

Birden yanlarýnda Naci belirdi. "Nedir mesele?" diye konuþtu.

Sellami "Çupakapralardan girdik firavundan çýktýk."

Naci "Çok ilginç þeyler konuþmuþ olmalýsýnýz."

Selami "Evet öyle. Çupakapralar týpký kedi ve köpek gibiler. Ýkiside insa dostu."

Naci "Artýk gezip tozmaktan baþka iþimiz kalmadý." dedi.

Selami "Senin için öyleama iþ daha bitmiþ sayýlmaz."

Fikri " Bitmeyen ne gibi bir iþ acaba?"

Selami "Burada yabancý gibiyiz. Buralý olmak heryeden önemli. Gezegene ya tam hakim oluruz baþladýðýmýz yerden devam ederiz, ya da herþeyi bir kenara býrakýp ilkel bir þekilde yaþarýz. Ýlkel olursak Soran P2 nin bir parçasý oluruz."

Naci "Her iki þekilde de ihtiyacýmýz olan bir cennettir."

Fikri "Ben geldiðimiz yerdeki veri bankasýnda ilginç bir þey ile karþýlaþtým. Hükümet bilgileri ne kadar gizli tutsada o bilgilere ulaþtým. Proje gezegenin her yerini ýþýk kaplamak ile ilgili. Iþýðý kaynaðý yok. Ortada güneþte yok. Atmosfer ve yeryüzü týpký bir fosfor gibi ama ondan týpký bir güneþ gibi kýyaslanamaz bir parlaklýkta oluyor. Buna kutsal ýþýk denmiþ. Bu yer küreden atmosfere kutsal ýþýk akýþýný saðlayan panandufora isimli cihaz ile oluyormuþ. Ve kutsal ýþýk ile dolan gezegende ölüm olmuyormuþ."

Selami "Bu ap açýk gizlenen bir cennet projesi."

Fikri "Ýnsanoðlu kutsal kitabý dinlemedi. Çok ileri gitti."

Naci "Doðru. Kutsal kitaplarda insanýn cennete gireceði yazar. Ama insanýn gezegeni bir proje ile cennete çevirip istediði gibi at koþturmaya baþladý. Tanrý öðretmeye çalýþýyor. Biz ise bu gidiþ ile Tanrýya öðreteceðiz."

Bin yýl sonraydý. Soran P2 gezegeninde insan nüfusu çok artmýþtý. Buna nazaran atalardan kalan teknoloji yok olup gitmiþti. Ýnsanlarýn evi olsa da ilkel bir yaþamýn içindeydiler. Yaþam tarýmdan ibaretti. Gezegende ülkeler oluþmuþtu. Her ülkenin bir lideri vardý. Savaþlar yapýlýyor ve liderlerin zaferleri ülkelerini güçlendiriyordu.

Ýnsanlarýn inancý atalar kültürüydü. Soran P2 gezegeninde üç insanýn anýtý vardý. Ritüellerle süslenen din bir çok kutsallaþmýþ kitapla yaþýyordu. Dini kültür üç insanýn üzerineydi. Bin yýl önce ölen Selami, Naci ve Fikrinin bir arada bulunan mezarlarý gezegenin en kutsal yeriydi.

Dolfo masanýn baþýndaydý. Cihaz birden sinyal vermeye baþladý. Paralel boyuttan biri geliyordu. Iþýk huzmesi oluþtu. Az sonra içinden Selami çýka geldi.

Dolfo "Hoþ geldin Selami. Aradýðýný bulamadýn demek."

Selami odanýn içini ilk defa görüyordu. Dolfo'yu tanýdý. "Sen zaman geçidi mühendisi deðil misin?"

Dolfo "öyleyim. Ama bir senedir paralel boyut þubesinde çalýþýyorum dedi ekledi. Arkadaþlarýný bulamadýn heralde?2

Selami "Maalesef onlarýn izine ne zamanda ne paralel boyutlarda bulabildim. Ama zamanda neslimizin olduðunu gördüm. Onlarýn hayatý bambaþka. Acýdým onlara. Yaþamlarý hayli kötüydü."Selami odadan çýkýp doðru yemek için kafeye girdi. Ýçtiði ve yediðinden çok zevk alýyordu. Paralel boyut açlýðý diye düþündü.

Selami'nin içi yanýyordu. Zamaný atlamýþ ve her þeyi açýk seçik görmüþtü. Soyunun büyüyüp millet haline gelmesi ve gezegende milletlerin oluþmasý ona gurur veriyordu. Ama þahit olduðu savaþlar için yaþadýklarý kabus gibiydi.

Soran P2 gezegeninde Arkon ismindeki millet Arayon milletiyle savaþýyordu. Savaþ alanýnda Selami de bulunmuþtu. Kýlýçlarla biçilen insanlar topraða düþüyor çýðlýklar her yeri kaplýyordu. Selami savaþlar için hiçbir þey yapamazdý. Çünkü devletleri krallar idare ediyordu. Kendisi deðil. Bir çýkar yol vardý. O da Soran P2 gezegeninde yaþayanlara medeniyet getirmekti.

Selami elindeki kocaman elmasa benzer kristale baktý. Kristalden ýþýk çýkýyordu. O an zihnini yoðunlaþtýrdý Zihni kristale aktý. Iþýk þimdi kýzýl renge büründü. Kristalde görüntüler oluþmaya baþladý. Naci ve Fikri'yi gördü. Kristal onlarýn nerede olduðunu bildiremediði için Selami iki arkadaþý ile temasa geçemiyor ve konuþamýyordu. Sadece görüntülerini alýyordu. Naci ve Fikri'nin yürüdüðünü görüyordu. Etraf ormanlýktý Selami bir müddet iki arkadaþýný kristalden izledi. Sonra zihnini kristalden çekti. Kristal ýþýk yitirip görüntüsüz hale geldi.

Kafe kalabalýktý. Ýçeride yemek yiyenler ve eðlenenler vardý. Eðlenenler dev ekranýn karþýsýnda hareketsiz durup görüntülere bakýyorlardý. Ekran bir tür geleceði yansýtýyordu. Ýnsanlar sadece birkaç saatliðine geleceklerini görüp pozisyon alýyorlar, zamandaki olaylarda deðiþiklik yapýp birbirilerine ya þaka yapýyorlar ya da bir tür saklambaç oynuyorlardý. Saklananlar hünerine göre geleceði gösteren ekrandan ya kaçýyorlar veya bulunuyorlardý.

Tuna M. Yaþar




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn bilim kurgu kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Dünya Taþýnýyor 8
Dünya Taþýnýyor 7
Dünya Taþýnýyor 6
Dünya Taþýnýyor 1
Dünya Taþýnýyor 2
Dünya Taþýnýyor 5
Dünya Taþýnýyor 9
Dünya Taþýnýyor 4

Yazarýn roman ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Göbeklitepe 5
Göbeklitepe 4
Göbeklitepe 3
Göbeklitepe 2
Göbeklitepe 1
Çok Eskiden 9
Çok Eskiden 8
Çok Eskiden 4
Çok Eskiden 6
Çok Eskiden 5

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Masa [Þiir]
Reptilian 1 [Öykü]
Reptilian 2 [Öykü]
Reptilian 3 [Öykü]
Reptilian 4 [Öykü]
Reptilian 5 [Öykü]
Savaþ Trafiði 2 [Öykü]
Savaþ Trafiði 1 [Öykü]
Savaþ Trafiði 3 [Öykü]
Aðaçlara Fýsýldayan Adam [Öykü]


Tuna M. Yaþar kimdir?

Voltaire


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Tuna M. Yaþar, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.