..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Yaþamak bir aðaç gibi tek ve hür / Ve bir orman gibi kardeþçesine...
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Estetik Biçimler > Salih Zeki Çavdaroðlu




5 Mart 2015
Türk Musýkîsi Devlet Konservatuarý 40 Yaþýnda  
Salih Zeki Çavdaroðlu
ÝTÜ-TMDK hakkýnda bir inceleme...


:AFJJ:
Cumhuriyet’ in kabulünden sonraki dönemde yapýlacak bir dizi “ýnkilâp” öncesinde bir takým kurumlarýn iþlevleri üzerinde radikal deðiþikliðe baþvurulur.
Bu kurumlardan birisi de dönemin konservatuarý olan Dârü’ l Elhân olacaktýr. O günlerde Maarif Vekâleti ( Milli Eðitim Bakanlýðý ) na baðlý bir kuruluþ olan Dârü’ l Elhân, bakanlýktan alýnýp, Ýstanbul Valiliði’ ne baðlanýr . Öðretim müfredatýna Batý Müziði dersleri eklenerek yeniden yapýlandýrýlýrken ayný zamanda Musýkî Encümeni’ nin de faaliyete son verilip, Kurul daðýtýlýr.
Gerekçesi ne olursa olsun bir konservatuarýn Eðitim Bakanlýðý’ndan alýnýp, Valiliðe baðlanmasý bile teknik bir kurumun, idarî veya asayîþ meselesi mertebesine getirilmesinden baþka bir izahý olamayacaktýr. Bu ilk adým sonraki yýllarda Konservatuar’ýn sistemleþtirilmesi için gerekli bir hafriyat iþleminden baþka bir þey deðildir.
Kuruluþ yýllarýnýn Maarif Vekili Mustafa Necati , Bakanlýðýn baþýna geldikten sonra bu bakanlýkta adeta devrim içinde ikinci bir devrim daha yapar. Özellikle kültür alanýnda oldukça radikal kararlar alýr.
1926 senesinin Aðustos ayýnda kendi Baþkanlýðý’nda Sanayi-i Nefise Encümeni’ni toplar. Toplantý an önceki günlerde Darülelhan konusunda Musa Süreyya Bey ve Osman Zeki Üngör’ den aldýðý rapor önündedir ve raporda þunlar yazýlýdýr :
“…Dünyanýn her yerindeki bu tür kurumlara Konservatuvar dendiði halde,bambaþka bir zihniyetin hâkim olduðu bir dönemde adý geçen kuruma Dârülelhan adý verilmiþti.(Kendisi o Kurum’un Müdürü deðilmiþ gibi!C.T.)Bu kurumun bu günkü kültürümüz için gereksiz olan Türk Musýkîsi’nden arýndýrýlarak,adýnýn Ýstanbul Konservatuarý’ na çevrilmesi,idârî ve ilmî denetiminin de Bakanlýðýnýzca yapýlmasý en samimî dileðimizdir…” 1

Encümen’in toplantý sonunda aldýðý kararla Okullardan “Alaturka” musýkînin kaldýrýlmasýna, Dârülelhan’ da da (Sonradan konservatuara dönüþtürülecektir)Türk Musýkîsi bölümünün kapatýlmasýna karar alýnýr.
Türk musýkîsi bölümü kapatýlýnca buradaki öðrencilerin büyük bir bölümü Batý müziði bölümüne geçirilir. Öðretim üyelerinin bir bölümü daha ziyade Türk müziði notalarýnýn arþivi ve nazariyatý çalýþmalarýnda deðerlendirilirler. Açýkta kalan diðer kesim ise 1927’ de Konservatuar bünyesinde açýlacak olan Türk Müziði icra Heyeti kadrosuna alýnacaklardýr.
Buna iliþkin ayrýntýlarý okuyalým:
“…Alçakça bir ihanet ve pis bir yaðcýlýktan baþka þey olmayan rapordan dört ay sonra 6.9.1926’ da Ýcra Vekilleri Hey’eti’ nce (Bakanlar Kurulu) kabul edilen Yönetmeliðin 10. maddesinde yer alan ‘millî musýkînin fennî esaslara göre geliþtirilmesi için çare ve tedbirler düþünmek üzere (yine bu günkü dille verdim) MUSA SÜREYYA, CEMAL REÞÝT REY ve ÝSMAÝL HAKKI BALTACIOÐLU Sanayi-i Nefîse Encümeni’ ne seçiliyor ve millî musýkîyi çaðdaþlaþtýracak (!) en âcil tedbir olarak Konservatuvar ve okullardan atýlmasýna karar veriyorlardý…” 2
Bu karara iliþkin tepkiler her zaman olduðu gibi öncelikle büyük müzikolog Rauf Yekta Bey ile Bimen Þen ve Hakký Süha Gezgin gibi isimlerden gelse de, kararýn taþeronlarý bu isnatlarý büyük bir piþkinlikle ve çaðdaþlýk, rasyonallik , Batý Medeniyeti gibi sloganlara sýðýnarak göðüslediklerini zannederler ve tabiî ki bildiklerini okurlar.
T.C. devleti kendi öz musýkîsine koyduðu öðretim yasaðý ile yetinmeyip “inkýlâplar” ýn peþpeþe yapýldýðý dönemde radyolarda çalýnmasýný da yasaklayacak ve bu yasak da 2 Kasým 1934'ten 6 Eylül 1936' ya kadar iki sene kadar sürecektir.
Bu iki senelik süreç de zaten öz musýkîmizin unutulmaya terk edilmesinin dýþýnda yozlaþmasý ve onun yerine adýný “ Millî Musýkî “ koyacaklarý Batý’dan devþirme bir müzik ile , toplum bünyesinde yoz müziklerin yerleþmesine yol açacak ve bunun izleri günümüzde de olanca yoðunluðuyla artmaya devam edecektir.
Devlet bu müzik sistemi ile sahiplendiði taklit müziðin inatla, seneler sürecek ölesiye hâmiliðine soyunacaktýr.
Bu himaye 1923-1950 arasý 27 sene toplumun tepkisine bile izin verilmeyen bir hegemonya altýnda sürer. 1950’ de Demokrat Parti’ nin iktidara gelmesi ile nisbeten azalýr ve hafiflerse de 10 yýl sonra 27 Mayýs darbesi sonrasýnda ayný ilgiyi tekrar kazanýr.
Hatta yapay müziðe karþý olan bu ilgi, 12 Mart 1971 askeri muhtýrasýndan sonra kurulan hükümetin Kültür Bakaný’ ný, Cumhurbaþkanlýðý Senfoni Orkestrasý Salonu’ nu Dede Efendi Konseri’ ne tahsis etmeye yeltendi diye bir Batýcý kemancý bayan ve eþinin yaygarasý ve Milli Þef eskisi bir siyasetçinin desteði ile görevden alýnabilecek kadar ileri gidecektir.
Býçaðýn kemiðe dayandýðý bu had bilmezlik karþýsýnda dönemin Türk musýkîþinaslarý artýk kollarýný iyice sývarlar ve yarým asýrdan fazla bir zamandan bu yana bir kenara itilen musýkî öðretimine yeniden hayat kazandýrmak için arayýþ ve giriþimlerde bulunurlar.
Bunun sonucunda dönemin Millî Eðitim Bakaný Ali Naili Erdem ve Kültür Müsteþarý Emin Bilgiç Milli Eðitim Bakanlýðý’na baðlý bir “Türk Musikisi Konservatuarý” kurulmasý için, hareketin önde gelen isimlerinden ve kuruluþla birlikte konservatuarýn ilk müdürü olacak Ercüment Berker’ den, oluþturulacak kuruluþ kanun taslaðý, kurumun þematik bünyesi, müfredat ve öðretim kadrosu vd. konularla ilgili olarak bakanlýða görüþlerini bildirmesini istemiþlerdir.
Bakanlýðýn bu talimatý ile baþlayan çalýþmalar sonuçlanarak, 13.10.1975 günlü Resmi Gazete’de yayýmlanarak yürürlüðe giren “Ýstanbul Türk Musikisi Devlet Konservatuarý Kuruluþ Yönetmeliði” ile okul kurulacak ve 3 Mart 1976’da eðitime baþlayacaktýr.
Baþlar ama, Üstâd Alâeddin Yavaþca’nýn anlattýðýna göre kendisi dahil diðer musikîþinaslarýn 1944’den bu yana verdikleri mücadele sonucu ancak 30 sene sonra amaca ulaþýlabilir.
Konservatuar’ ýn ilk yönetim kurulu, Ercümend Berker baþkanlýðýnda Muharrem Ergin, Cahit Atasoy, Neriman Tüfekçi, Yücel Paþmakçý, Cüneyd Orhon, Yýlmaz Öztuna, Ýsmail Baha Sürelsan ve Alâeddin Yavaþça’dan oluþacaktýr. Bu gün itibariyle maalesef Allah uzun ve saðlýklý ömürler versin, Alâeddin Yavaþça Hocamýzýn dýþýndaki bütün isimler Hak’ kýn rahmetine kavuþmuþ durumdadýrlar.
Kurulmasýna kurulur ama, Türkiye’nin 1923’den önceki asýrlarýnýn kültür deðerlerine karþý þartlanmýþ kafalar bunu bir türlü kabullenmemektedir. Öyle ki bunu “irtica”nýn müzikteki göstergesi olarak tanýmlayacak kadar gemi azýya alýrlar.Türkiye kamuoyu bu polemiklerle çalkalanmakta konu Parlamentoya kadar yansýmaktadýr. Mesela 1977 yýlý Bütçe görüþmelerinde Kültür Bakanlýðý bütçesi Cumhuriyet Senatosu’nda görüþülürken, AP Ankara Senatörü Atýf Benderlioðlu (1910-1992) bütün bu suçlamalarý da göz önüne alarak bir konuþma yapar. Konuþmasýna þair Attila Ýlhan’ýn sözlerinden alýntýlar da yaparak baþlar. Attila Ýlhan’ýn :
“… Refik Talât Bey’in mâhur saz semâisini bir dinleyin; eðer duyacaðýnýz sesler sizi en duyarlý yerinizden yakalayýp yaþanmamýþ aþklarýn yakýcý özlemlerin, gizli bir ululuðun doruðuna çýkarmazsa, ya kendi ülkenizin farkýnda deðilsiniz, ya da çaðdaþlaþayým derken yabancýlaþmýþsýnýz…” 3 görüþünü belirttikte sonra, devam eder:
Devletin yýllardýr uyguladýðý eðitim politikasýyla gençleri Batý musýkisine yönlendirme arzusunun bitmesini ister. Ülkede bir Türk Musýkîsi Devlet Konservatuarý ve Devlet Korolarýnýn kurulmasýna raðmen, Türk musýkîsini unutturmak, genç nesiller yanlýþ belletmek veya hiç öðretmemek isteyen bir zihniyetin pek az da olsa halen yaþadýðýný görmenin insana hüzün verdiðini söyler. Bu çarpýklýðýn somut göstergesi olarak da 1963 de Devletçe basýlan “Liselerde Müzik” isimli kitabýn 131. sayfasýnda yazýlan ve Geleneksel Musýkînin “Alaturka Þehir Müziði” baþlýklý bölümü okur. Kitapta yazýlanlar aynen þöyledir:
“Osmanlý tarihi boyunca Saray’da padiþahlarýn, kiþi-zâdelerin, þehirde aydýn kiþilerin duygulandýklarý, destekledikleri bu müzik, her þeyden önce bir (zümre müziði)dir. Ve yüzyllar boyunca bu zümre hangi ruhsal ve estetik bir düzene doðru eðilim göstermiþse, müziðinde de bunlarýn yankýlarýný görürüz. Alaturka Þehir Müziði’nde yalnýz þark âleminin arzulamalarý, özlemleri hakimdir…”
Benderlioðlu bundan sonra,bu satýrlarý yazanýn aslýnda bunun böyle olmadýðýný bilmesine raðmen,kendi ideolojileri doðrultusunda saptýrdýklarýný söyler. Netice olarak da mevcut Hükümetin herþeye raðmen milletin musýkîsine sahip çýktýðýný, 1975 de hizmete giren Devlet Konservatuarý ve sonrasýnda kurulan Devlet Korolarýnýn sayýsýnýn artýrýlýp, bu politikanýn sapma olmaksýzýn yürütülmesini söyler.
Tabii bu kuruluþa itirazlar mâlum muhalif müzik adamlarýndan gelmekte gecikmeyecektir. Devlet Sanatçýsý sýfatý verilen ve o yýllarda CSO þefi olan Hikmet Þimþek , kurulan Konservatuar ve Korolara olan öfkesini ise þöyle dile getirmektedir:
“…Makamý Acemaþiran, usulü Kürdilihicazkârdan
      Kaza ile kurulmuþ bazý konservatuarlar
Gýrnata üflemekten gelir muallimleri var
Metodu yok, mektebi yok
Çalgý çalmak nesine
Sen dert anlat fesine…
Turþu kurmaktan âciz, konservatuvarlar kurar
Kaza ile kurulmuþ bazý korolar da var
………..
Bir yanda arabesk, öte yanda dümbelek…
Bunlara gönül koyma!...” 4
Bu sözleri eden kiþinin daðarcýðýna ve üslubuna baktýðýnýzda bir müzisyenden ziyade gözümüzde küstah bir serkeþ, dedikodu sever bir avami þahsiyet belirecektir. T.C. hazinesinden maaþ alan, lütfen Profesör ve Devlet Sanatçýlýðý ünvanlarýný kolayca haketmiþ biri için bu sözleri sarfetmek elbet te ki çok kolaydý. Ancak sevmediðiniz, küçümsediðiniz Türk Musýkîsi’ nde Kürdilihicazkârýn bir usül deðil, bir makam olduðundan bile haberi olmayanlarýn, onu eleþtirmeye de haklarýnýn olmadýðýndan da pek haberleri olmayacaktý. Merak edip araþtýrmaya deðer görmedikleri bir müziði de basit mahalle üslubu ile karalamaktan, hafife almaktan baþka da þanslarý olmayacaktý.
Sadece karþý gruptan deðil, Türk Musýkîsi Devlet Konservatuvarýn içinden, daha doðrusu yöneticilik görevi yapan Meral Yapalý, 1996’ da Geleneksel Musýkîmizden “dýmbýrtý”olarak söz etme cüretini gösterir. O yýllarda bir takým doðrularý söyleyen Kanun virtüözü, Orkestra ve koro þefi bestekâr Ruhi Ayangil defalarca Konservatuvardan kovulacak(!) týr.
Musýkî camiamýzdaki bu kuruluþ sevinci pek uzun sürmeyecek, 1978 yýlýnda siyasi iktidarýn el deðiþtirmesi ile birlikte, çiçeði burnunda Konservatuarýmýz üzerinde kara bulutlar da dolaþmaya baþlayacaktýr.
Yeni iktidarýn ilk icraatlarýndan biri, Türk Musýkîsi Devlet Konservatuar’ýnýn, bir protokol ile Milli Eðitim Bakanlýðý’ndan alýnarak Kültür Bakanlýðý’na baðlanmasý kararlaþtýrýlmýþtýr. Bu iþlemin hemen sonrasýnda “Umudumuz Karaoðlan”ýn “ halkçý “ Kültür Bakaný Doç. Ahmet Taner Kýþlalý ve Müsteþarý Þerafettin Turan tarafýndan Konservatuar’ ýn kapýsýna kilit vurma iþlemleri baþlatýlacak ve hiçbir gerekçe gösterilmeden konservatuarýn 22 öðretim elemaný, 3 yönetim kurulu üyesi ve yönetim kurulu baþkaný görevden alýnacak ; bu iþlem karþýsýnda 23 Þubat 1979 günü yönetim kurulunun bütün üyeleri istifa edecek ve baþkan Ercümend Berker de ayný gün istifasýný bakanlýða gönderecektir.
Ýstifalar sonucunda hükümet geçici bir yönetim kurulu oluþturmuþ, baþkanlýðýnda da vekâleten Nevzat Atlýð’ ý getirmiþtir. Kurulan geçici yönetim kurulunun üyeleri Halil Aksoy, Fikret Deðerli, Bekir Sýtký Sezgin, Yavuz Özüstün, Yalçýn Tura, Mutlu Torun, Necdet Varol ve Niyazi Sayýn ‘ dýr.
Bu kaotik durum pek uzun sürmeyecek ayný yýlýn sonunda siyasi iktidar yeniden el deðiþtirecek ve yeni hükümetin Kültür Bakaný, 30 Kasým 1979 gün Konservatuar yönetim kurulu baþkanlýðýna Ercümend Berker’ i yeniden atayacak ve yeni yönetim kurulununun Ercüment Berker, Halil Aksoy, Nida Tüfekçi, Muharrem Ergin, Fikret Deðerli, Alaadin Yavaþça, Cüneyd Orhon, Cahit Atasoy, Neriman Tüfekçi, Yalçýn Tura’dan oluþturacaktýr.

Türk Musikisi Devlet Konservatuarý 1982’senesinde Ýstanbul Teknik Üniversitesi’ne baðlanacaktýr. Bu statüyü kazanmasýndan sonra konservatuar müdürü olarak Prof. Lütfi Zeren, Prof. Fikret Deðerli, Prof. Yalçýn Tura, Prof. Dr. Can Etili Ökten, Prof. Dr. Lale Berköz ve Prof. Dr. Cihat Aþkýn görevi yapacaklardýr.

Bu gün ise bu görevi Prof. Adnan Koç yürütmektedir.
Konservatuarýmýzýn her yýl kendini yenileyerek ve iþlevini deðerlerinden en ufak sapma göstermeksizin nice 40 yýllara eriþmesini temenni ediyoruz…

Salih Zeki Çavdaroðlu

D Ý P N O T L A R :

Cînuçen TANRIKORUR, ”Biraz da Müzik”, Zaman Kitap, Ýstanbul,2001, s.63
2 a.g.e. s.64
3 Atýf BENDERLÝOÐLU, “ Türk Musýkisi Cumhuriyet Senatosu’nda”, Milli Kültür Dergisi, Mart,1977, s.40
4 Avni ANIL,”Yakýþýyormu Sayýn Þimþek?”,Tercüman Gazetesi, 6 Ocak 1990

https://ferahnak.wordpress.com/wp-admin/post.php?post=322&action=edit&message=1



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn estetik biçimler kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
2. Adam Ýsmet Ýnönü' Nün Müzik ile Ýliþkisi
Üçüncü Selim Devrinde Türk Musikisi
Güzel Sanatlarýmýz ve Musýkîmizin '' Muhteþem Yüzyýlý ''
Geleneksel Musýkîmizde Güfte Formu ve Güfte Formlarýndaki Deðiþim Süreçlerine Tarihsel Açýdan Bir Bakýþ
Yýlmaz Öztuna
'' Safiyüddin Abdülmümin Urmevî '' Nin Öncülüðünde, 13. Yüzyýl Türk Siyaset ve Ýdaresinde Olduðu Gibi Türk Musýkîsi’ Nde Yeni Bir Milattýr…
Abdülhamid ve Müzik

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Mukaddes Kitabýmýz’daki Âyetler ile Tarihî Veriler Iþýðýnda: Türkiye’de Yahudicilik Hareketleri
Cumhuriyet' Ýn Radikal 'Ýnkilâplarý '' Sürecinde Tarihi Musikimiz de Payýný Almýþtý
Necip Fâzýl" da "Peygamber" Aþký….
Endülüs Ýslam Devleti Medeniyeti Ýçinde Elbette Musýki de Vardý
Bir ‘uç Beyi’ : Münir Nureddin Bey
Osmanlý Düþmanlýðý Cumhuriyet Hükümetine Osmanlý Arþiv Belgelerini Dahi Hurda Kaðýt Deðerinden Sattýrmýþtý
Yazýlýþýnýn 600. Yýlýnda Süleyman Çelebi" Nin "" Mevlîd" Ý
1930’ Lu Yýllarda Musýkimize Yönelik Tasfiye ve Ayar Sonrasý Aralanan Kapý Ýle Tanýþýp Dost Olduðumuz Arap Musýkisi ve Arap Filmleri Maceramýz
Ezan Bundan Tam 70 Sene Önce Tekrar ‘rab’ Ça Okunmaya Baþlanmýþtý.
‘ 2. Adam ‘ Ýsmet Ýnönü’ Nün Cumhurbaþkanlýðý Döneminde Kültür, Sanat ve Musýki

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Vefatýnýn 67. Yýlýnda Ziya Osman Saba’ Yý Rahmetle Anýyoruz... [Þiir]
Ýki Bedene Tek Ruh [Þiir]
Adý Konulmamýþ Duygular [Þiir]
Aþk Bir Terennüm Ýse [Þiir]
Hayal Bazan Gerçeði Aþar [Þiir]
Sensizlik Beyitleri [Þiir]
Yaðmuru Beklerken [Þiir]
Her Þey Geçmiþte Kaldý [Þiir]
Vesvese [Þiir]
"" Mâzi Kalbimde Yaradýr "" [Þiir]


Salih Zeki Çavdaroðlu kimdir?

Otuz yýldan fazla bir süredir Geleneksel Türk Musýkisi eðitimi aldým. Üsküdar Musýki Cemiyeti' nde 20 yýl korist - solist olarak görev yaptým. Bu güz Türk Musýkisi üzerine makaleler yazýyorum. (bkz. www. musikidergisi. com)

Etkilendiði Yazarlar:
N.Fazýl , C.Meriç, B.Ayvazoðlu,


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Salih Zeki Çavdaroðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.