Yaþam baþlangýcý olmayan bir yolculuktur. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Oyuncu ve seyirciyi ayný noktada buluþturan piyes, þimdi de herkesi bütünleþtirmiþti. Sahnenin tozunu hep beraber zevkle yutmuþlardý. Kadife perde, çift taraflý kapanmýþtý artýk. Arkasýnda kalanlar ezber hayatlardan kendi karakterlerine dönmüþler, önünde olanlar ise oyun süresince attýklarý kahkahalarýn yüzlerinde býraktýðý tebessümle çýkýþ kapýsýna doðru aðýr aðýr ilerliyorlardý. Hayatýn içinde baþka bir hayat daha yaþanmýþ ve bitmiþti. Þimdi akrep ve yelkovan gerçeklere doðru yol alýyordu. Baþrolde oynayan Özlem, diðer oyuncular gibi makyajýný temizliyordu. Az sonra üstünü deðiþtirecek dinlenmek üzere evine gidecekti. Aynadaki kadýn, bu sezon hep gülecek ve güldürecekti. Bir sonraki oyunda da belki hep aðlayacak ve rolünü iyi oynadýðý için salondakileri de aðlatacaktý. Hayatý iki kez yaþýyor gibiydi. Hayatýnýn en kötü günlerini yaþýyor olmasýna raðmen sahnede kahkahalar atýyordu. Rolünü oynamak deðil gerçek hayatý zor geliyordu ona. Ama gönül vermiþti bu mesleðe ve aðlarken de gülebilmeyi çoktan öðrenmiþti. Salonu terk eden seyirciler içinde Meltem ve Sedat’ýn dýþýnda yüzü asýk bir kiþi dahi yoktu. Her ikisi de dram veya gerilim türü bir oyun seyretmiþ kadar gergin görünüyorlardý. Ýkisinin de bakýþlarý oldukça sertti ve birbirlerine mesafeli yürüyorlardý. Dýþarýda ise hava iyice kararmýþtý. Meltem hýzlý hýzlý yürüyor bir yandan da titreyen elleriyle kabanýnýn düðmelerini ilikliyordu. Sedat’ýn “Lütfen bekler misin? Bu saatte seni yalnýz býrakacaðýmý sanýyorsan yanýlýyorsun. Seni evinden aldým, evine de ben býrakacaðým” cümlesi sessizliðin arasýnda yankýlanýyordu. Civardaki insanlarýn þaþkýn bakýþlarý arasýnda Sedat, Meltem’i kendine doðru çekti ve bir öpücük kondurdu yanaðýna. Meltem ise kendini geriye doðru çekti. Gözyaþlarý, makyajýyla beraber siyah damlacýklar halinde elmacýk kemiðine doðru süzülüyordu. Sedat eliyle sildi ve özür dilediðini söyledi. Ama Meltem’in yüz ifadesinde en ufak bir deðiþiklik yoktu. Kaþlarýný çatarak kahverengi gözlerini Sedat’a doðru dikti. -“Sana layýk bir kýz nasýl düþünür, konuþur ve güler bunu bir kaðýda yaz bari. Ben de evde çalýþýrým. Unuttuðum bir yer olursa da suflörlük yaparsýn. Nasýl olsa metin sende olacak. Allah’ýn aþkýna Sedat kiþiliklerimizi kendi belirlediðimiz kalýplar arasýna sýkýþtýrýrsak biz gerçek biz olabilir miyiz sence? Rollerini önceden çalýþan oyunculardan ne farkýmýz kalýr ki? Oysa biz oyun oynamýyoruz. Beni ben olduðum için sevmedin mi? Benim için de ayný þeyler geçerli. Peki þimdi ne deðiþti? -Sana biraz yavaþ gülmeni söyledim. Çünkü öndekilerin bakýþýndan rahatsýz oldum. Kötü bir niyetim yoktu. -Gülünecek yerde gülünür, aðlanacak yerde de aðlanýr. Koca salon kahkahadan çýnlarken ben neden içimden güleyim ki. Üstelik önümüzdekiler de yanýmdaki çocuk ayaðýný sallarken koltuklardan ses geldiði için dönüp baktýlar. Yani gülüþümden senden baþka kimse rahatsýz olmadý. Bana hafif biriymiþim gibi davrandýn ve çok üzüldüm. Sedat kafasýný iki yana salladý ve Meltem’in ellerini tuttu. Gözlerinin içi buðulanmýþtý. -Canýmýn içi. Kesinlikle böyle bir þey aklýma bile gelmedi. Çocukluðumdan beri bizim evde hep ciddiyet hakimdir. Babamýn kahkaha attýðýný hiç iþitmedim. Annem ise ablamlar biraz fazla gülünce “Ne o? Kýz kýsmý o kadar gülmez” derdi. Hatta çok gülünürse baþýmýza bir felaket geleceði düþüncesiyle yetiþtik. Ýnan ki kötü bir niyetim yoktu. Seni çok seviyorum. Meltem ve Sedat bir süre konuþmadýlar. Arabalarýna doðru ilerlerken Sedat usulca Meltem’in elini kavradý. Meltem bu defa elini çekmedi. Ayný dünyada iki farklý iç dünyasý olan çiftlerin birbirini tesadüf eseri bulmalarý, tanýmalarý ve anlaþmalarý ne kadar zor olsa da denemeye deðerdi. Çünkü aþk emek ve yürek istiyordu. Hayat, oyun içinde bir oyundan ibaretti. Sahnedekiler, sahne arkasýndakiler ve sahte önündekiler. Perde tamamen kapanana kadar, hayat tekrarlardan ibaretti. Týpký gülmek ve aðlamak gibi. Aysel AKSÜMER
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Aysel AKSÜMER , 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |