Herkesin derdi baþka. -Orhan Veli |
|
||||||||||
|
Erzurum’da Üniversite sýralarýnda tanýþmýþtýk Ýhsan Tevfik Kýrca ile. Âlimane bir görüntüsü vardý. Deyim yerinde ise tam bir “Rint” idi. Bu nedenle kendisini hep “Rint” diye çaðýrdýk. Ýhsan, Su Þehri’nden bir arkadaþtý. Doðduðu þehre adeta âþýktý. Sözünün bir cümlesi mutlaka Su Þehri idi. Orayý anlatmakla bitiremezdi. 6 Aralýk 1967’de burada dünyaya gelmiþ. Ýlkokulu, liseyi burada tamamlamýþ. Anlattýðýna göre büyükleri Rumeli’den gelmiþ. Bu nedenle kendisi de farklý coðrafyada büyümüþ ve farklý kültürlere þahit olmuþ. Belki bu nedenle zengin bir anlayýþla edebiyata sarýlmýþ. Kader bizi 1988’de Erzurum’da karþýlaþtýrdý. Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Bölümü’nde. Ayný sýnýfta ayný sýralarý paylaþtýk. Erzurum gibi uzun süren kýþ mevsiminde dostluðun sýcak sevgisiyle içimizi ýsýttýk. Karlarýn üzerinde futbol oynadýk. Sevdalandýk. Aþka düþtük. “Ötüken Yýþ” adýný verdiðimiz meyhanelerde kafalarý çekip efkâr daðýttýk. Platonik bir aþktý bizimkisi. Aþka âþýktýk. Servi boylu sevgililerin önemi yoktu bizim için. Onlar sadece âþýk olmamýza birer vesileydi. Aþk, hayatýn gerçek anlamýydý bizim için. Ama bu aþk öyle bilinen basit bir aþk deðildi. Acý vermeliydi. Aðlatmalýydý bizi. Yürekler yakmalýydý. Hani Fuzulî misali, aþk yarasýndan zevk alýyordu ya. Hani acý çekmekten mutlu oluyordu ya. Ýþte bizimki de öyle bir þeydi. Her akþam yurdun bir köþesinde çilingir soframýzý kurar aþký yudum yudum içerdik. En büyük mezemiz þiirdi. Þiirler okuyup birbirimize, yaramýza merhem yapardýk. Þiirle daðlardýk yüreðimizi. Sabahlara kadar yataðýn içinde hýçkýrarak aðlardýk. Ben, “Haydi Abbas vakit tamam” diye baþlardým þiir deryasýna. Þiir âlemine bir girdik mi bir daha çýkamazdýk. Bir gece, O’nu Dadaþ Sinemasý’nýn önünde bulduk. Ocak ayý, belki de eksi otuz derece. O, bir gömlekle kýþa, þehre meydan okuyor. Erzurumlu birkaç gençle tartýþýyor. Alýp bir taksiye atýyoruz ve yurdun yolunu tutuyoruz. “Ey aþk sen nelere kadirsin!” Üniversite yýllarý biteli neredeyse bir ömür oluyor. DAÜ’de okuduðunu söyleyen bir haným kýz elinde bir kitapla yanýma geliyor. “Ben, Ýhsan Tevfik Kýrca’nýn öðrencisi idim. Size bu kitabýný gönderdi. Çok selamý var” diyor. Dünyalar benim oluyor. Yýllar önce izini kaybettiðim bir dosta kavuþuyorum. Kitabý hemen bir solukta inceliyorum. Ýhsan, edebiyat dünyasýna iyice atýlmýþ. Ýstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde Yeni Türk Edebiyatý alanýnda yüksek lisans yapmýþ. Çeþitli dergi ve gazetelerde yazýlarý yayýnlanmýþ. Hatta bir de “Çýkýn” adlý bir edebiyat seçkisi çýkarmýþ. “Geçit”, “Cemal Kýrca Kitabý”, “Derleme” ve elimdeki “Dipsularý” adlý eserleri yayýnlamýþ. Dipsularý’nda þöyle diyor Ýhsan Tevfik Kýrca: “Þiir denen o saklý su, asýrlardýr gürül gürül akýyor derinlerde. O suyu arayýp bulmak, kana kana içmek gerekiyor. O saklý su, o gizil güç gelenektir, þiirin tarihsel büyük birikimidir. O coþkun, zengin su çeþitli yerlerde yüzeye çýksa da daha çok derinlerde akýyor.” M. Mahzun Doðan da þairimiz için þu yargýya varmýþ: “Ýhsan Tevfik, dili ustaca kullanan ama sözcükleri duygu yükünden arýndýrmayan, þiiri tekniðe boðmayan, içtenliðin þairi olarak çýkýyor karþýmýza… O, þiirin efendisi deðil, emekçisi… Þiirimizinse artýk efendilere deðil, emekçilere gereksinimi var…” diyor. Ýhsan Tevfik, Eserini “Annedüþ”, “Fanus”, “Ölüdüþ”, “Günbahçe”, “Dipsularý”, “4+1’ler”, “Aðýt” ve “Taþra” diye bölümlere ayýrmýþ. Annedüþ bölümünde “Hediye” adlý þiirinde anneye seslenerek “Mademki o doðurdu doðruyu, yalaný öldürmek de onun iþi.” diyor. Sevdalarý yangýna çevirdiðini yüreðinde soðutsun diye sevgiliye verdiðini dile getiriyor: hediye “paketleyip anneme verdim tüm yalanlarýmý kenarýndan bir uçurumun aþaðýya atsýn diye o doðurdu mademki doðruyu yalaný öldürmek de onun iþi körükleyip yangýna çevirdim tüm sevdalarý sevgiliye verdim sonra yüreðinde soðutsun diye madem o yaktý bu ateþi soðutmak da onun iþi tütsüleyip mezara verdim þu teni sonra meleklere bir bilmediðim yerde büyütsün diye tanrým senin buyruðundu yaþamak veriyorum iþte al götür benden hediye” Þeb-i Yelda, eskilerin, yýlýn en uzun gecesine verdiði addýr. Öyle görülüyor ki dostum Kýrca, bundan etkilenerek en uzun geceye mýsralar düþürmüþ. Ýçindeki duygularý bir bir dizelere dökmüþ. Günü uzun, mutlu ve güzel yaþamanýn önemini dile getirmiþ: þeb-i yelda uzun olacak bu gece uzun uzun olacak uykusu evrenin güneþin suya deðdiði yerde kýsa bile denemeyecek bir ömrü uzun yaþamaya çalýþanlar gece geçer gün kalýr dolu bir yaþamýn uðultusu sarar benliðinizi kýsaydý uzundu uzundu kýsaydý kýsa bir aný olur size þeb-i yeldâ bunca günü uzun yaþadýkça Uzun olan ne var ki ömrümüzde? Her þey bir anlýk deðil mi? Uzun dediðimiz ömür bile öyle bir an geliyor ki kýsacýk olmuyor mu? Koskoca yaþadýðýmýz bir ömür bir ceviz kabuðuna sýðmýyor mu? Peki, ölümden sonra ne olacak? Yaþamýn bittiði yerde hayatýn ne anlamý olacak? Malýn, mülkün ne önemi kalacak? Üzerimizdeki ipek gömleðin, alyanslarla bezenmiþ belimizdeki paha biçilmez kemerin ne önemi olacak? Bizden sonra dünya kime kalacak? Kim yaþayacak? Kim sahiplenecek? Bakýnýz Ýhsan Tevfik “Benden sonra” adlý þiirinde ne güzel dile getiriyor bu duyguyu: benden sonra benden sonra kim giyer bu ayakkabýlarý bir dost ya da bir dilenci anne, veriver gitsin! kim öper dudaðýmdan fincanýmla buluþup anne, kýrýver gitsin! kim giyinir, kim kuþanýr benden sonra bu yüreði anne … unutalým gitsin. Dipsularý Pervaz Yayýnlarý arasýnda Eylül 2005’te yayýnlanmýþ ilk kez. Baský Net Ofset olarak veriliyor. Düzenleme Pencere Dergisi tarafýndan yapýlmýþ Ön kapak resminde Saadet Gözde imzasý var. Ýsteme adresi olarak P.K 177 Yeniþehir Ankara olarak verilirken Þair dostum Ýhsan Tevfik’in elektronik posta adresi de þöyle veriliyor: i_tevfik@hotmail.com Akýcý bir üslupla yazýlmýþ “Dipsularý”ndaki tüm þiirler. Þairin duygularý nakýþ nakýþ iþlenmiþ. Açýk, sade bir dil kullanýlmýþ. Okurken hiç zorlanmýyorsunuz. Kelimeler sanki özellikle seçilmiþ. Bir edebi hava var þiirlerin bütününde. Bunu hemen hissediyorsunuz. Son olarak da, geçen gün, elektronik posta yoluyla bana gönderdiði þu nefis þiirini sizlerle paylaþmak istiyorum Ýhsan Tevfik Kýrca’nýn. Neþenizi bulasýnýz diye: derin neþ’e yalnýz derin ýrmaklarda mý akar kalbi çepçevre kuþatan keder ya küçük sulara ne demeli nasýlsa aðýr aksak bir büyük suya karýþýr gider suyun kaynaðýný, daðýn içini gördüm yüzyýllardýr Kýzýlýrmak deyi dolaný gider ben neþ’emi de derdimi de o daðlardan aldým ki bir kuzu çýngýraðýnda saklý derler sudur akar yoldur aþar nice nice kaçsam da her yol aðzýnda karþýma çýkar pelitlerin, gürgenlerin, ardýçlarýn içindeyim iðne yapraklý çamlarýn dibinde soruyorum o sakallý kuþa o derin neþ’e nerde ne çoban ne kuzu ne çýngýrak ne yeþil bir vadi, ne çocukluðumdaki kucak hýzla geçmiþ neþ’e, derin geçmiþ içimden bir bahar ýrmaðýna susayarak
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |