Çocuklarýn eðitimi, zaman kazanmak için nasýl zaman yitireceðimizi bilmemiz gereken bir meslektir. -Rousseau |
|
||||||||||
|
Münafýklar sözleri ve bakýþlarýyla kendilerini ele verirler. Ancak kesin teþhis münafýðýn münafýklýðýný açýkça ilan etmesiyle olur. Müslümanlara karþý açýkça tavýr koymasý, onlarýn daðýlmasý için çaba göstermesi, Müslümanlarýn içinde bulunup onlara dair bilgiyi dinsizlere, Müslümanlara düþman olanlara aktarmasý, onlarla ittifak ederek Müslümanlara saldýrmasýyla kendisini deþifre eder. Ama münafýklar korkak olduklarýndan ne küfür ehlinin ne de Müslümanlarýn tarafýna tam olarak geçemezler. Müslümanlar zafer kazandýklarýnda “biz de sizinle deðil miydik?” diyebilmek için… Onlar, Müslümanlar’la konuþurken “sizdeniz” diye yemin ederler. “Oysa onlar sizden deðildirler. Ancak onlar ödleri kopan bir topluluktur” buyurur Allah. Þeytanýn pisliði ruhlarýný kapladýðý için içleri kaynar; sürekli korku, vesvese, gerilim içinde yaþarlar, rahat deðillerdir. “Sanki onlar ürkmüþ yaban eþekleri gibidirler” (Müddessir Suresi, 50) Münafýklar her dönem ayný yapýdadýrlar. Örneðin, Peygamber Efendimizin (sav) zamanýnda, yanýnda iken dost gibi görünürler, dýþarý çýktýklarýnda onun aleyhinde konuþurlardý. "O biraz önce ne söyledi?" derlerdi. Bir kýsmý da “Münafýklýk yapanlarý da belirtmesi içindi. Onlara: "Gelin, Allah’ýn yolunda savaþýn ya da savunma yapýn" denildiðinde, "Biz savaþmayý bilseydik elbette sizi izlerdik" dediler. O gün onlar, imandan çok küfre daha yakýndýlar. Kalplerinde olmayaný aðýzlarýyla söylüyorlardý. Allah, onlarýn gizli tuttuklarýný daha iyi bilir. (Ali Ýmran Suresi, 167) ayetinde anlatýlan münafýklar da savaþmayý bilmediklerini söylerler, oysa yalnýzca çýkarlarýný gözetirler. Örneðin karþýlýðýnda para verilse savaþa çýkacaktýr; bu tam bir münafýk karaktersizliðidir. Peygamberimiz (sav) onlarý bir mücadeleye çaðýrýr. Münafýklar bu sýcakta biz çýkamayýz derler. Kur’an’da, “yakýn bir yarar olsaydý” gelirlerdi buyrulur. Gerçekte çýkarlarýna uygun olmadýðý için mücadeleden kaçarlar. Bir kýsmý da "evimiz açýkta" diyerek, ailelerini bahane eder. Samimi insan, kendi ailesi ve çocuklarýný düþündüðü kadar, diðer çocuklarý da düþünmelidir. Allah, bunun da bir münafýk tavrý olduðunu haber verir. Kur’an’da, “Onlar, müminleri býrakýp kafirleri dostlar (veliler) edinirler. ’Kuvvet ve onuru (izzeti)’ onlarýn yanýnda mý arýyorlar? Þüphesiz, ’bütün kuvvet ve onur,’ Allah’ýndýr.”( Nisa Suresi, 139) ayetiyle münafýklarýn inkarcýlarla iþbirliði halinde olduklarý bildirilir. Bir kuvvete, bir desteðe ihtiyaçlarý vardýr; küfrü kendi düþük akýllarýnca daha güçlü gördüklerinden onlarý dost edinirler. Ancak zorlu bir durumda kafirleri de býrakýr, onlara da destek olmaz, kendi çýkarlarýnýn peþine düþerler. Kur’an ayetlerinden anlýyoruz ki, münafýklar gerçekten çok azgýn yaratýklardýr. “Münafýklýk edenleri görmüyor musun ki, Kitap Ehlinden inkar eden kardeþlerine derler ki: "Andolsun, eðer siz (yurtlarýnýzdan) çýkarýlacak olursanýz, mutlaka biz de sizinle birlikte çýkarýz ve size karþý olan hiç kimseye, hiçbir zaman itaat etmeyiz. "Eðer size karþý savaþýlýrsa elbette size yardým ederiz." Oysa Allah, þahidlik etmektedir ki onlar, gerçekten yalancýdýrlar.” (Haþr Suresi, 11) Münafýklar, Müslümanlar arasýnda yaþarlar ya da Müslüman gruplardan çýkarlar. Müminler gibi gönülden olmasa da, namaz kýlar, oruç tutarlar. Ancak mücadele, cihad gibi zorlu olaylara girmezler. Tehlikeli olduðunu, örneðin ailesine ve çocuklarýna zarar vereceðini düþündükleri için Allah yolunda mücadeleden kaçarlar. Oysa ayette, "Eðer babalarýnýz, çocuklarýnýz, kardeþleriniz, eþleriniz, aþiretiniz, kazandýðýnýz mallar, az kar getireceðinden korktuðunuz ticaret ve hoþunuza giden evler, sizlere Allah’tan, O’nun Resûlü?nden ve O’nun yolunda cihad etmekten daha sevimli ise, artýk Allah’ýn emri gelinceye kadar bekleyedurun. Allah, fasýklar topluluðuna hidayet vermez. (Tevbe Suresi, 24) buyrulur. Allah intikam alacaktýr; ancak münafýklar, Allah’ýn intikamýnýn nasýl þiddetli olacaðýnýn þuuruna varamazlar. Münafýklar, müminlerin felaket haberlerini dýþarýdan beklerler. Müslümanlara yapýlacak bir saldýrý, bir hakaret, bir oyunu sadece uzaktan izler; dýþarýda olduklarý için de kendilerini güvende görürler. Müslümanlar, o göðüs göðüse mücadelede galip geldiðinde haset ederler ancak Müslümanlara bir saldýrý olduðunda haz alýr, “Allah bizi korudu” derler. Ailelerine, kendilerine, mallarýna zarar gelmediði için heyecanla olayý seyreder, onlarýn arasýnda olmadýðý için müthiþ sevinir ve çok akýllý olduklarýný düþünürler. Oysa yaþadýklarý olayda Allah’ýn vaadini görmeleri müminlerin imanlarýný artýrýr: "Müminler (düþman) birliklerini gördükleri zaman ise (korkuya kapýlmadan) dediler ki: "Bu, Allah’ýn ve Resul’ünün bize vadettiði þeydir; Allah ve Resulü doðru söylemiþtir." Ve (bu) yalnýzca onlarýn imanlarýný ve teslimiyetlerini arttýrdý.”(Ahzab Suresi, 22) Aslýnda münafýklar, Müslümanlarýn mücadele içinde olmalarýndan vicdan azabý duyar, rahatsýz olurlar; çünkü aþaðýlanmýþ olurlar. O nedenle kalben müthiþ nefret ederler. Yaþamlarý yalan üzerine kuruludur. Dünyada iken Allah’ý –haþa- aldattýklarýný zannederler. Ancak Allah kuþkusuz onlarýn yalan söylediklerini bilir. Dünyada inkar etseler de ahirette derileri, dilleri aleyhlerine þahitlik edeceklerdir. O zaman kendileri de yaptýklarý ahlaksýzlýklarý savunamayacak, Allah’ý aldatmaya çalýþmalarýnýn ne büyük yanýlgý olduðunu tam anlamýyla kavrayacaklardýr. Münafýklar, müminlerin kýymetini artýrmak için özel yaratýlmýþ bir gruptur. Allah, onlarla kýyaslayarak müminlerin deðerini insanlara gösterir. Ayrýca Münafýklar olmasa müminlerde rehavet olur. Münafýklar mücadele etmezse müminler farklý yollara giderler, birbirleriyle uðraþýrlar. Münafýk ise müminin zihnini açar, mücadele azmini ve çabasýný artýrýr; onu hareketli canlý, kararlý ve þevkli tutar. Münafýklar müminler için adeta nimettir, müminlerin heyecanýný kamçýlar; adrenalin etkisi yapar. Müminler onlarý gördükçe güzel ahlakýn, sevginin, dostluðun önemini daha iyi anlarlar. Allah onlarýn cehennemin en derin tabakasýna konacaklarýný bildirir; en þiddetli azap onlara yapýlacaktýr. Allah, erkek münafýklara da, kadýn münafýklara da ve (bütün) kafirlere, içinde ebedi kalmak üzere cehennem ateþini vadetti. Bu, onlara yeter. Allah onlarý lanetlemiþtir ve onlar için sürekli bir azap vardýr. (Tevbe Suresi, 68)
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Fuat Türker, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |