Her devrim yokolup gidiyor ve peþinden yalnýzca yeni bir bürokrasinin artýklarýný býrakýyor. -Kafka |
|
||||||||||
|
TEMÝNÝ GÜÇ ADAM Erkenden baþvurumu yapýp, iþe çok geç kalmayayým, diye; sabah kapýlarý açan görevli ile birlikte içeri girdim. Dilekçemi inceleyip ilgili kýsma havale edecek olan þefin kapýsýnda beklemeye baþladým. Þef gelince hangi kýsýmla ilgili ise oraya havalesini yapacak, iþimin takibine orada devam edeceðim. Dilekçem önemli; saðlýðýmýz söz konusu. Ýlgilenileceðine de inancým sonsuz: “Efendim yan binanýn laðým sularý, bizim evin içine göllendi. Ýmdat!” çýðlýðýna hangi yetkili kayýtsýz kalabilir ki? Beklerken, memurlar birer ikiþer gelmeye baþladý. Biri de benim beklediðim kapýdan içeri girdi. Tamam, beklediðim þef bu. Ýþim de acele, o önden ben arkadan: - Efendim, dilekçe þey edecektim. Þef þakacý birine benziyor. Ýyi, þakacý insanlar daha hoþgörülü olur diye bilinir. Ama o dilekçe yerine yüzüme baktý: - Sen, akþam rüyanda beni mi gördün? Soru biraz deðiþik, ama, bir þey de söylemesen olmaz; saygýsýzlýk gibi olur: - Yok efendim, yan binanýn laðým suyu bizim eve akýyor. Uyumayý unuttuk; artýk rüya filan nerde! Baþka bir þey demedi. Yalnýzca sað elinin iþaret parmaðý ile “Lütfen biraz dýþarýda bekler misiniz beyefendi. Önce bir masama yerleþeyim, sonra iþinizi yaparýz ” anlamý da, “Defoool!” anlamý da çýkarýlabilecek bir hareket yaptý. … Neyse buraya kadar geldim, iþimi bitirmeden de gitmem artýk. Hem bir an önce çözüm bulmak zorundayým; bunun salgýn hastalýðý var, þusu busu var. Dýþarda beklemeye baþladým. Arada odaya giren çýkan oluyor ama bana, bekle, dedi. Kýzdýrmaya gelmez. Bir saat bekledikten sonra kapýyý çalýp, içeri girdim. Kahvaltý yapýyor. Beni görünce, elinin dýþýyla daha çok “Çýk dýþarý!” diye yorumlanabilecek bir hareket daha yaptý. Aðzý dolu olduðu için sesler “Blup blup” diye çýkarýyordu; sözlerini tam anlayamadým. Yine çýktým. Ama ne yapýp edip dilekçemi havale ettirmem gerek. Saðlýðýmýz tehlikede. Fazla üstüne gidip sinirlendirmeye gerek yok diye düþünüyorum; ama, üstüne bir saat daha bekleyince insanda sabýr kalmýyor, daldým içeri. Þefi bu kez bir konuðu ile ateþli bir tartýþmaya tutuþmuþ buldum. Arkadaþýna sürekli bir þeyler söylüyor. Bir ara yüzünü bana çevirip konuþmaya devam etti: - O, arkadan bindirme yapmýþtýr. Ben de benim iþle ilgili bir þeyler söylüyor sandým, hemen itiraz ettim: - Yok efendim; yandan. Yatak odasý, salon sular altýnda. Arkadaki binayla bir sorun yok. Söylediklerimden hiç bir þey anlamadý. Rahatsýzým sandý: - Sen hasta mýsýn? Böyle söyleyince de doðal olarak yanýt hakký doðuyor: -Yok. Çok þükür, deðilim. Henüz hastalanmadýk; ama, an meselesi. Ben bu ilgiden cesaret alýp, dilekçemi yeniden uzattým ama; sanýrým bizim havale iþi uzayacak. Yine “Dýþarýda bekle” iþareti yaptý. Ben kapýya yönelirken, o konuþmaya devam etti: - Arkadaþ! Ýkinci gol bal gibi ofsayt… Ben üçüncü golü yemiþ, kapýnýn dýþýndaki makamýma dönüyordum. … Üstüne bir saat daha bekledim. Ama öðlen paydosu yaklaþýyor. Böyle giderse iþe hiç gidemeyeceðim. Bu kez son derece kararlý biçimde kapýyý çalýp içeri girdim. Yine karþýsýndayým. Bu kez kararlýyým, o “Çýk” derse ben “Cýk” diyeceðim. Baktým, hesaplara dalmýþ. Bir süre içeri girdiðimi bile fark etmedi. Yoðun bir çalýþmaya koyulduðu besbelli. Hem bu kez iyiliði de tuttu. Beni gördüðü halde kovmadý. Ben bekliyorum, o elinde kalem, önünde hesap makinasý hesaplayýp hesaplayýp yazýyor. Bir ara: - Çocuk yardýmý, biir. Bana söylemiþ gibi geldi. Þimdi karþýlýk vermesem, adam yerine koymamýþ gibi olurum. Hak saklasýn “Git üç gün sonra gel” deyiverir. Neye benzer sonra? - Allah baðýþlasýn. Yeðenimiz bir tane mi efendim? - Yok, üç tane. - Oh oh oh! En ideali efendim, en uygunu. Malumualiniz devlet katýnda makbul olan sayý da üçtür efendim. Çocuk konusunda uzlaþý saðlandýktan sonra, konu deðiþtirdi: - Kira yardýmý! “Ah ah ah! O kiralara dayanýlacak gibi mi efendim” demiþ bulundum, demesem iyiymiþ. “Çýk dýþarý” demek için elini kaldýrdý, son anda affetti de saðolsun, içerde kalabildim. Meðer adamýn evi kendininmiþ, kirada iki de dairesi varmýþ. Zaten kiracýlar düzenli kira ödemiyormuþ. Bundan dertli. Ama asýl derdi baþka: - Evi olanlara kira yardýmý verilmeyecekmiþ. Adalet mi ulan bu? Anlaþýldý. Ben yine kendi sorunuma döneyim: - Bizim eve de yan binadan laðým suyu akýyor da… Laðým suyu hiç mi hiç ilgisini çekmedi ama, sözlerimin içinden “Yan” sözcüðünü adeta cýmbýzla çeker gibi çekti çýkardý. Meðer yan terfisi gelmiþ. Baþladý yine aylýðýný hesaplamaya. … Artýk öðlen dinlencesine dakikalar kalmýþ durumda. Dilekçeme hemen göz atýp ilgili bölüme göndermeli ki, öðleden sonra mesaisine yetiþebileyim. Dilekçeyi bir daha uzattým: - Efendim, yan binanýn laðým suyu bizim evin içine akýyor da… Hesaptan baþýný kaldýrdý: - Dik? - Dik deðil efendim. Yan binadan. Meðer gündemi, memura bir dik terfi ikramiye verilmesi iþgal ediyormuþ. Benim bildiðim mi var? Bizimki yine baþladý, gelen bir yan terfinin yanýna eklenecek dik terfi ile aylýðýndaki artýþý hesaplamaya. Bu terfiler önce kadro deðiþikliðine, dolayýsýyla önü açýk bir kadroya, oradan da müdürlük makamýna doðru gidermiþ. Ben de yan binadan sýzan laðým suyunun odalarda irtifa kaydetmesi gibi gereksiz þeylerle adamýn kafasýný karýþtýrýyorum. Artýk dilekçemi havale ettirmekten umudumu kesmek üzereyim. Kendi kendime “Haydi aslaným son bir hamle” diye cesaret vermeye çalýþýrken, o benden önce davrandý. Sanki o zam istiyormuþ da, esirgeyen benmiþim gibi, bir baðýrdý: - Nerde temininde güçlük zammý? - Neee? - Ne öyle mi? Anlattý da öðrendim; devlet zor bulunan elemanlarýna özel zam uygularmýþ. Ama, sorun da buradaymýþ. Bu zammý þefimden esirgemiþ. Sanki kýrk yýl aransa þefim gibi nitelikli bir adam daha temin edilebilirmiþ gibi! … Benim dilekçe mi? O kolay. Üçüncü gün akþama doðru havale iþini hallettim. Ama asýl önemli olan þefimin durumu. Aldýðým son haberlere göre, þefimi müdürlük de kesmemiþ, genel müdürlük bekliyormuþ.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Mehmet Önder, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |