GILMANLAR
Ýslam inancýnda “gýlman” cennettekilere þarap sunan oðlanlardýr. Bunlara erkek huri anlamýna gelen “hur” da denilmektedir. Gýlman “gulam”ýn çoðuludur. Gulam Arapça’da “erkek çocuk, oðlan” anlamýnda olup cinsel bakýmdan henüz ergen olmamýþ –kadýnlarýn deðil- erkeklerin cinsel zevkine hizmet eden oðlan çocuk anlamýna da gelir. Nitekim, Türkçedeki “kulampara” sözcüðü “gulampare” (oðlan parçasý) den gelir. Bu sözcük Türkçe argoda “oðlancý, sübyancý” anlamlarýnda kullanýlýr.

Bu noktadan hareketle Kuran Surelerindeki “sedefleri içine gizlenmiþ inci gibi gençler” veya "sedeflerinde gizlenmiþ inciler gibi gýlmanlar" tanýmlarýný mercek altýna almak gerekir. Tur Suresi cennetlikler için þöyle der:

“Onlara canlarýnýn istediði meyveler ve etlerden bol bol verdik. Orada bir kadeh kapýþýrlar ki, onda ne bir saçmalama vardýr, ne de günaha sokma. Kendilerine ait bir takým hizmetçiler de onlarýn etrafýnda dönerler. Bu gençler sanki sedefleri içine gizlenmiþ inci gibidirler.” ( Tur Suresi 22-24, Elmalýlý)
Ayntabi Mehmet Efendi çevirisinde ayný ayetler daha belirgin bir ifade ile anlatýlýr. Cennetteki gýlmanlar "hiç el dokunmamýþ" incilere benzetilir:

”O muttakilere arzu ettikleri meyveleri ve etleri bol bol veririz. Onlar Cennette, aralarýnda dolu þarap kadehleri teati ederler. Onda ne boþ söz ve ne günaha sokma yoktur. Hizmetleri için de kendilerine mahsus, hiç el dokunmamýþ, güya sedeflerinde gizlenmiþ inciler gibi gýlmanlar etraflarýnda devreder”. Tur Suresi: 22-24

Huriler için de kullanýlmýþ olan bu "hiç el dokunmamýþ" yani "kirletilmemiþ" söyleminin cinsel içerikli olduðu açýktýr. Bu hiç “el dokunmamýþ inciler gibi gýlmanlar”a herhalde bir el dokunmadan duramayacaktýr deðil mi?

Buna raðmen, bazý çaðdaþ Ýslam yorumcularý kadýn erkek eþitliðine kanýt olarak, cennette erkeklere verilecek huriler karþýlýðýnda, kadýnlara da gýlmanlarýn, yani, oðlanlarýn verileceðini safça ve çaresizce öne sürerler. Ancak, oðlanlarýn henüz erkekliði geliþmemiþ olduðundan cennetlik kadýnlarýn cinsel arzularýný gidermesi olanaksýzdýr.

O halde, "gýlman" denilen oðlanlarýn cennetteki esas iþlevi nedir? Deðiþik cinsel fantezileri, arzularý tatmin etmek mi, yoksa cennettekilere hizmet etmek mi? Bu durumda eðer cennette eþitlik söz konusu ise “hizmetçi” nasýl olabilir? Hizmetkarlýk, hizmetçilik, uþaklýk köleci, feodal toplum yapýlarýnýn kalýntýsýdýr. Cennette feodal düzenin artýðý sosyal statüler olabilir mi?

ALTIN BÝLEZÝK/GÜMÜÞ BÝLEZÝK
Ýnsan Suresi bu gerilime son noktayý koyar. “Sedef içinde saklý inci” gibi parlayan gýlmanlarýn bir de kadýnlar gibi “gümüþ bilezikler” takmasýyla cinsel fantezi tamamlanýr:

“Hizmetlerinde her dem terü taze çocuklar dolaþýr. Sen görünce onlarý sanki saçýlmýþ inciler sanýrsýn. Ve ne tarafa baksan (tarif edilemez) bir nimet büyük geniþ bir mülk (ve saltanat) görürsün. Üzerlerinde yeþil ipekten ince ve kalýn elbiseler vardýr. Ve gümüþ bilezikler takýnýrlar. Ve Rableri onlara gayet pak, tertemiz içecekler içirir.” (Ayntabi Mehmet Efendi Çevirisi - Ýnsan Suresi: 19-21)

"Etraflarýnda ölümsüz hizmetçiler dolaþýr, onlarý görünce saçýlmýþ inciler sanýrsýn. Orada nereye baksan bir nimet ve pek büyük bir mülk görürsün.       Üstlerinde zarif ve yeþil, kalýn ipekten bir elbise vardýr. Gümüþ bileziklerle süslenmiþlerdir. Rableri onlara temiz bir içecek içirmiþtir." (Elmalýlý - Ýnsan Suresi: 19-21)

Prof. Süleyman Ateþ’in çevirisi “taze çocuklar” ýn bilezik taktýðýný kamufle etmeye yöneliktir. Cümleler sanki tüm cennet ehlinin "gümüþ bilezik" taktýðýný ima eder þekildedir.

”Çevrelerinde de öyle ölümsüz gençler dolaþýr ki, onlarý görsen, kendilerini saçýlmýþ inci sanýrsýn. Orada nereye baksan, bir nimet ve büyük bir mülk görürsün. Cennet ehlinin üstlerinde yeþil ipekten ince ve kalýn giysiler var. Gümüþ bilezikler takýnmýþlardýr. Rableri onlara tertemiz bir içki içirmiþ ve þöyle demiþtir, Bu sizin ödülünüzdür. Çalýþmanýzýn karþýlýðý verilmiþtir” (Süleyman Ateþ çevirisi, Ýnsan Suresi: 19-21 )

Oysa, cennet ehli "altýn bilezik" takar ve "incilerle" bezenirler (Kehf 31, Hac 23, Fatýr 33). "Gümüþ bilezik" sadece gýlmanlara özgüdür:      

“Etraflarýnda her dem taze çocuklar dolaþýr ki sen onlarý gördüðün zaman saçýlmýþ birer inci sanýrsýn. Orada herhangi bir yeri gördüðün zaman büyük bir nimet, bol bir ihtiþam ve saltanat görürsün Üzerlerinde ince ve kalýn ipekten yeþil elbiseler vardýr. Gümüþten bileziklerle süslenmiþlerdir. Rableri de onlara gayet temiz bir þarap içirmiþtir” (Hasan Basri Çantay Çevirisi - Ýnsan Suresi: 19-21)

T.C. Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý Ayntabi’nin “taze çocuklar” veya "gýlmanlar" terimini “genç nedimler” olarak çevirir:

”O insanlarýn etrafýnda öyle ölümsüz genç nedîmler dolaþýr ki, onlarý gördüðünde, etrafa saçýlýp daðýlmýþ inciler sanýrsýn. Ne yana bakarsan bak, (yýðýnla) nimet ve ulu bir saltanat görürsün. Üzerlerinde yeþil ipekten ince ve kalýn elbiseler vardýr; gümüþ bilezikler takýnmýþlardýr. Rableri onlara tertemiz bir içki içirir” (T.C. Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý çevirisi, Ýnsan Suresi: 19-21)

Ýnsan Suresi 19-21 ayetlerin Fransýzca’sý þöyledir: “ Des enfants doués d‘une eternelle jeunesse s’empressent a les servir; la blancheur de leur teint égale ‘l’éclat des perles. L’or et la soie forment leur habits. Des bracelets d’argent sont leur parure.” (Le Koran, Savary)

Türkçe’si: “ Ebedi bir gençliðe sahip çocuklar cennetliklere canla baþla hizmet ederler; tenlerinin beyazlýðý incilerin parlaklýðý gibidir. Altýn ve ipekten elbiselerle kuþanmýþlar, gümüþ bileziklerle süslenmiþlerdir.”

CENNET ORTAMI
Müminlerin, hurilerin ve gýlmanlarýn sonsuza dek yaþayacaklarý cennet ortamý þu þekildedir:

“ Astarlarý atlastan yataklara yaslanýrlar. Oralarda gözlerini yalnýz eþlerine çevirmiþ dilberler var ki, bunlardan önce onlara ne insan ne de cin dokunmuþtur. Sanki onlar yâkut ve mercandýrlar. Bu ikisinden baþka iki cennet daha vardýr. (Bu cennetler) yemyeþildirler. Ýkisinde de her türlü meyve, hurma ve nar vardýr. Ýçlerinde güzel huylu, güzel yüzlü kadýnlar vardýr. Çadýrlar içerisinde gözlerini yalnýz kocalarýna çevirmiþ hûriler vardýr. Bunlardan önce onlara ne insan, ne de cin dokunmuþtur. Yeþil yastýklara ve hârikulâde güzel iþlemeli döþeklere yaslanýrlar.” (Rahman Suresi: 54, 56, 58, 62, 64, 68, 70, 72, 74, 76, Elmalýlý)

“(Onlar) Karþýlýklý tahtlar üzerindedirler. Ýçenlere lezzet veren, pýnardan doldurulmuþ bembeyaz bir kadehle onlarýn etrafýnda dolaþýlýr. Onda ne bir zararlý sonuç vardýr, ne de sarhoþluk verir. Yanlarýnda iri gözlü, bakýþlarýný kocalarýndan baþkalarýna çevirmeyen hanýmlar vardýr. Sanki onlar örtülüp saklanmýþ yumurta gibidirler.” (Saffat Suresi: 44-49, Elmalýlý)

Genelde tüm dünya mitolojilerinde huri ve gýlman benzeri varlýklar olsa da Tevrat ve Ýncil’de her nedense inanlýlara tahsis edilen gýlman ve hurilerden söz edilmez. Bu herhalde Tevrat ve Ýncil’in muharref olmasýna en büyük kanýt, ya da, bu kitaplarý yazanlarýn bu ilahi ve uhrevi konularý görmezden, bilmezden gelmesinden kaynaklanýyor olabilir.

SONUÇ
Vardýðýmýz beklenmedik ve þaþýrtýcý sonuç gýlmanlarýn da huriler gibi cinsel bir iþlevi olduðu yönünde aðýr basmaktadýr. Ancak, eðer gýlmanlar seksüel fantezileri tatmin etmeye yönelik yaratýklar ise pederasti veya pedofili dediðimiz cinsel sapkýnlýk söz konusudur. Sigmund Freud (1856-1939) bu tür cinsel anomalilerin nevroz ve psikonevrozlarda daha sýk görüldüðünü saptamýþtýr.

O halde, þeriata uygun yaþayýp cennete gitmeye hak kazananlar içinde nevroz veya psikoz hastalarý çoðunlukta mý olacaktýr? Yoksa bu tür görüþlere inananlar, ya da, bu tür görüþleri ortaya atanlar mý nevrotik veya psikotik itkiler taþýmaktadýrlar? "Derinlik Psikolojisi" kuramcýlarýndan Prof. Alfred Adler (1870-1937) "Eþcinsellik Sorunu" adlý yapýtýnda bunu erkek egemen toplumun kaçýnýlmaz bir sonucu olarak görür. Bunda erkeðin kadýn cinselliði karþýsýnda duyduðu aþaðýlýk kompleksinin de etkisi vardýr.

Kadýný bu dünyada salt bir seks ve doðurma aracý olarak görüp onu kara çarþaflarýn altýna gizleyerek cinselliði yok saymaya karþýlýk, öbür dünyada abartýlý bir seks patlamasýný müminlere armaðan olarak sunmaya kalkýþmak psikotik bir çeliþkidir. Ancak, Adler kuramýna göre bu bir çeliþki olmayýp, önceki durumun "telafi edilmesi" veya dengelenmesi olarak yorumlanabilir.

Cennetteki ne insan, ne de cin eli deðmemiþ, ceylan gözlü, beyaz tenli, bakire kýzlar, inci gibi tenleri olan gümüþ bilezikli oðlanlar, þahniþli köþkler, divanlar, yeþil yastýklar, ipek giysiler, altýn tepsiler, kadehler, sýnýrsýz et yeme ve þarap içme serbestisi gibi salt cinsel ve maddi zevkleri tatmin etmeye yönelik vaatlerin, ilahi bir mükafattan ziyade, cahil insanlarý güdülemeye yönelik taktikler olmasý akla daha yakýn gözüküyor.

Klinik tetkiklerde, haram kýlýnan þeylerin, yiyeceklerin, içeceklerin ve cinselliðin gerçek hayat olarak sunulan cennette tamamen serbest olacaðýný ve buna inanmayanlarýn kafir olduklarýný iddia eden zihniyetlerin, Mehdi ve Mesih özentilerinin, bilinçaltýnda bastýrýlmýþ derin cinsel saplantýlarý, psiko-seksüel bozukluklarý olduðu, þizoidi veya paranoya gibi çok hasta kiþilikliklere sahip olduklarý saptanmýþtýr. Kitlelerin bunlara inanarak vecd ve hezeyan halinde bu hayali inançlarýn peþinden sürüklenmeleri ancak psikiyatri ve psikopatoloji ile açýklanabilir. Bireyleri tek tek tedavi etmek mümkündür, ama toplumun tümü hastalýklý inançlar içinde bocalýyorsa bu nasýl tedavi edilebilir?