Olan oldu, ama etkisi sürüyor! Baþta baþbakan olmak üzere, AKP’ nin ileri gelenleri 1 Mayýs konusunda maraza çýkarmayý kafalarýna koymuþlardý. 1 Mayýs’ý amaç ve anlamýna uygun olarak kutlamak isteyen iþçilere, emekçilere, kamu çalýþanlarýna ve onlarýn örgütlerine reva görülen þiddetli (þedit! ) uygulamanýn neden olduðu toplumsal hasar, kutlamanýn Taksim Meydaný’ nda özgürce yapýlmasý durumunda ortaya çýkacak olasý hasardan çok daha büyük olmuþtur. AKP ileri gelenlerinin kafalarýnýn içinde besleyip büyüttükleri provokasyon saplantýsý daha çok hasarlarýn ortaya çýkmasýna da neden olabilirdi…Ancak, iþçiler, emekçiler, kamu çalýþanlarý ve onlarýn örgütleri, Taksim’ e çýkma kararýný yeniden gözden geçirerek yeni kararlar alýnca, izine ancak AKP ileri gelenlerinin konuþmalarýnda ve davranýþlarýnda rastlayabildiðimiz provokasyon proðramýnýn uygulanmasý önemli bir sekteye uðradý gibi bir izlenim edinilebiliyor yer yer…Ama, kuþkusuz; en iflah olmaz hasar, sözü edilen kafalarýn içindeki hasarlardýr!...
1 Mayýs 2008’ de hayasýzca yapýlan insanlýk dýþý uygulamalarýn toplumsal bünyede açtýðý yaralarý sarmak yine de iþçilere, emekçilere, kamu çalýþanlarýna ve onlarýn örgütlerine düþecek. Zira, çalýþan, üreten, inþa eden, yapan ve ortaya çýkaran onlardýr. 1 Mayýs da onlarýn bayramýdýr…
Dünyanýn gözü önünde olanlarý, en azýndan þimdilik öteki dünyaya havale etmeyi önermek insana acý verse de, bü gün için elimizden baþkaca bir þeycikler gelmiyor. Oysaki, kim istemez iþlenen insanlýk dýþý suçlarýn sorumlularýnýn anýnda yakasýna yapýþýlarak adalete hesap vermelerinin saðlandýðý bir toplumun bireyi olmayý? Bunu istemeyenler kuþkusuz var… Bunu istemeyenlerden bildik zevat, ( adlarý lâzým deðil) nasýrýna basýlýnca nasýl da insan haklarý savunucusu kesiliyor baþýmýza!...Bir anda ibadet, ahiret, cennet, cehnnem tacirliðini bir yana koyarak, ülke halkýndan esirgedikleri demokrasiyi, özgürlükleri dillerine dolamaya baþlýyorlar… 1 Mayýs vahþetine gelince, demokratlýk, insan haklarý savunuculuðu buhar olup havada kayboluyor…Yapanýn yanýna kaldýðý gibi, yapanlarýn sýrtlarýnýn ödüllendirilircesine sývazlandýðý ve emekliliklerinde kimi siyasi oluþumlarda kendilerine makam sunulduðuna göre, adaletin gereðince iþletilemediðinden yararlanan azýmsanmayacak denli güçlü bir yapýnýn olduðu belli. Her zaman, her türlü suçu iþlemeye eðilimli örgütlenmelerin özendirildiði ve bu suçlarýn üst düzey yönetici kadrolarýn bilgi ve desteðiyle iþlendiði bir toplumda gerçekleþmeyen umutlarýn ve adaletin öteki dünyaya havale edilmesi içiniz karartýyor, kimyanýzý bozuyor olsa da bir gerçektir. Elinizden gelse, gücünüz yetse ve adaleti iþletebilseniz, hakkýnýzýn bir kýymýðýný bile ahirete havale etmeyecek, söke söke burada almaya bakacaksýnýz deðil mi? Ýlâhi adalet, ahiret, ibadet, cennet, cehennem vb. soyut kavramlarýn siyasette kullanýlýyor olmasý, geniþ halk yýðýnlarýnýn bu dünyada gerçekleþmeyen her ne umutlarý, mutluluk beklentileri ve kazanamadýklarý haklarý varsa hepsinin de öbür dünyaya havale edilmesinin saðlanmasýna dönüktür…
Zaten kiþioðlu, kendisine yapýlmakta olan kötülüklerin hesabýný burada sorabilme kudretinden yoksun olduðu için, ister istemez davayý öbür dünyaya havale etmek zorunda kalmýyor mu? Amma ve lâkin, kudretiniz varsa, karikatürünüzü çizen bir karikatüristi ve servetinizi hangi yollardan edindiðinizi araþtýran bir gazeteciyi ve ya biyografinizde gizleme gereði duyduðunuz karanlýk noktalarý açýða çýkaran bir yazarý mahkemelerde sürüm sürüm süründürebilirsiniz…Madem ki, dilinden düþürmediðin ilahi adaletin tecelli edeceðine inanýyorsan niye ki, sen de havale etmeyi düþünmüyorsun davalarýný ahiret adaletine? Biliyorum inanmýyorsun aðzýndan dökülen sözlere? Ýnanmýyorsun da söyleyemiyorsun inanmadýðýný… Bizim bildik zevat, zaman zaman mahkemelere güvenmediðinden veya ilgili mahkemelerin aldýðý kararlar hoþlarýna gitmeyince, konuyu havale ediyorlar etmesine de ahiret adaletine deðil… Peki, nereye mi? Elbette sýrtlarýný dayadýklarý AB ve ABD gibi güç merkezlerine…
Yazýmýza adýný veren, Gaz Bombasý ve Basýnçlý Su Ýle Saldýrýlmasý Olasý Eylemlere Katýlacak Olanlarýn Dikkâtine! konusuna gelince saldýrýnýn hangi merkezlerden yönlendirildiði çok önemlidir. Bu yazýda iþlenmeye çalýþýlan konunun; dünya iþçi ve emekçilerinin birlik mücadele ve dayanýþma günü olan 1 Mayýs kutlamasýyla ilgili AKP ‘nin uyguladýðý terör ve provokasyon olduðuna göre, sözü uzatmadan söyleyecek olursak þöyle özetleyebiliriz:
Olaðanüstü yetkilerle donatýlmýþ vali, emniyet müdürü ve onlarýn da üstünde bakan ve baþbakanlarýn hoþuna gitmeyen eyleme mi katýlmak istiyorsunuz? 8 Mart Dünya Kadýnlar Günü olabilir.. Üreticinin ürettiðine bin piþman edilmesinin protesto edileceði bir üretici mitingi olabilir… Emekli eylemi olabilir… Gidiþattan zarar gören her hangi bir toplum katmaný olabilir… Bir memur eylemi olabilir…Ya da emeðin bayramý 1 mayýs kutlamasý olabilir... Siz böylesi bir etkinliðe katýlmaya inanmýþ biriyseniz bilirsiniz ne tür eylemlerin hoþlarýna gidip gitmediðini…
Sonuç olarak, kadýn erkek fark etmez; organize bir þekilde baþýnýza külah, fes, sarýk, çarþaf, peçe türban mürban gibi bir þeyler takarak sözleþtiðiniz alanda buluþtunuz diyelim, sizleri hangi babayiðit coplayabilir ve üzerinize gaz bombasý atabilir ve basýnçlý su sýkabilir, görelim bakalým? Eskiden sað sol çatýþmasý diye gençlerin birbirine kýrdýrýldýðý yýllarda sað cenahtan eylemci bir grup polisin müdahalesini oracýkta namaza durarak önlemiþti…Denemekte yarar var!