"Ýþimden büyük tat aldýðýmý söylemeliyim." -John Steinbeck |
|
||||||||||
|
Çok köklü bir geleneðin kültür hayatýmýza yansýmasýdýr Divan edebiyatý… Asýrlarý aþýp günümüze ulaþan bu gür ses, hâlâ yankýlanmaya devam ediyor. Müzeye kaldýrýlan edebiyat, müzenin kapýlarýný zorlayarak hayata akmak için zaman ve zemin kolluyor. Bu hususta ona kýlavuzluk edecek gönül insanlarýnýn himayesini umuyor ve bekliyor. Altý yüz yýllýk bir süreci kapsayan ve edebiyat âleminde kendine köklü bir yer edinen Divan edebiyatýna, Türk edebiyatýnýn en þöhretli araþtýrmacýlarýndan biri olan Fuat Köprülü ‘Klasik edebiyat’ demiþtir. Çünkü klasik “üzerinden çok zaman geçtiði hâlde deðerini yitirmeyen, türünde örnek olarak görülen” anlamlarýna gelen bir kelimedir. Köprülü’nün klasik dediði edebiyat da bu hususiyetleri taþýmaktadýr. Gerçekten de her açýdan klasikleþmiþ bir edebiyattýr. Bu edebiyat bütün olumsuzluklara ve hayatýn dýþýna itilme gayretlerine raðmen hâlâ dimdik ayaktadýr. Bundan sonra da geleneðin izinde ayakta ve hayatta kalmaya devam edecektir. Zira bu zengin edebiyat bir kalemde çizilecek kadar basit ve sýradan deðildir. Son dönemlerde Divan edebiyatýný yaþatmak için ciddi gayretler sarf edilmektedir. Bu gayreti gösterenlerin baþýnda Prof. Dr. Ýskender Pala gelmektedir. Yakýn zamanlarda isminden sýkça söz ettiren edebiyat araþtýrmacýlarýndan biri olan Ýskender Pala, mazinin tozlu sayfalarýnda gömülü kalan Divan edebiyatýný gün yüzüne çýkararak bizlere tanýtmýþ ve sevdirmiþtir. Onun kaleminden dökülen ifadeler, geçmiþe hapsedilen bu köklü edebiyatý tekrar eski güzel günlerine döndürmüþ, adeta kanatlandýrmýþtýr. Bu kýymetli akademisyen, Divan edebiyatý üzerine yazdýðý birbirinden güzel kitaplarla tanýnmýþtýr. Bu kitaplar o muhteþem edebiyatý hayatýn gündemine taþýmýþtýr. Bir zamanlar lise edebiyat kitaplarýnda; anlaþýlmadýðý için itici, ürkütücü ve sevimsiz duran gazeller, kasideler ve rubailer onun sevimli üslubuyla ve sevdirici yaklaþýmýyla insanlarýn dilinde terennüm edilmeye baþlanmýþtýr. Bu yeni bakýþ açýsý köklü bir deðiþimin ve dönüþümün ilk iþaretleri olarak algýlanmalýdýr. Bilindiði gibi 1 Kasým 1928’deki harf inkýlâbýyla birlikte Arap alfabesine dayalý eski yazý rafa kaldýrýlmýþtýr. Böyle olunca bu alfabeyle oluþturulan milyonlarca cilt kitap da kütüphanelerin tozlu raflarýna terkedilmiþtir. Yeni yazý, hayatýn yepyeni bir parçasý olurken eski yazý topyekûn terkedilmiþ ve hayatýn dýþýna itilmiþtir. Çok zengin bir kültürün bir günde terk edilmesi, terk edilirken de hiçbir önlemin alýnmamasý, geçmiþin kültürel zenginliklerinin zayi olmasý neticesini doðurmuþtur. Eski kültürü ve edebiyatý reddetme anlamýna gelen bu uygulama milletimize pahalýya mal olmuþtur. Türk milleti tarihî ve kültürel deðerlerinden uzak kalmýþ, Batý’nýn deðerlerini yaþamaya ve yaþatmaya zorlanmýþtýr. Bu da çok kültürlülüðün getirdiði yozlaþmayý doðurmuþ, fertlerin maziyle olan kültürel baðý kopmuþtur. Divan edebiyatý aslýnda bu milletin iftihar etmesi gereken kültürel bir zenginliði ve engin birikimidir. Þayet makul ve mantýklý hareket etseydik bu edebiyatý geleceðe taþýyabilirdik. Fakat bizler millet olarak ya çok severiz ya da topyekûn reddederiz. Bu toptancý mantýk bu konuda da bizim ölçümüz olduðu için ölçüsüzlüðü beraberinde getirmiþtir. Son yýllarda Divan edebiyatýnýn zenginliðini fark eden ve ettiren, zorbaca gasp edilen itibarýný geri veren bir büyük edebiyat araþtýrmacýsý Divan edebiyatý üzerine adeta bir güneþ gibi doðmuþ, onu ihya etmiþtir. Bu büyük edebiyat araþtýrmacýsý Ýskender Pala’dan baþkasý deðildir. O, Türk halkýna Divan edebiyatýný sevdiren ve tanýtan adamdýr. Divan edebiyatý sahasýnda kaleme aldýðý onlarca eser, gölgelenen bir edebiyatý ayaða kaldýrmýþtýr. O, þimdilerde Ýstanbul Kültür Üniversitesi’nde öðretim üyesi olarak görev yapmaktadýr. Buradaki gençlere Divan edebiyatýný anlatmakta ve sevdirmektedir. ‘Onun kitaplarýný okuyup da Divan edebiyatýna gönlü akmayan insan yoktur’ dersek sanýrým abartmýþ olmayýz. Ýskender Pala’nýn Divan edebiyatýný gün yüzüne çýkaran kýymetli eserleri, aydýnlarýn ilgisini bu sahaya yöneltmiþtir. Bu sahada yeni ve özgün çalýþmalarýn yapýlmasýna vesile olmuþtur. Ceddimizin edebî ve kültürel zenginlikleri onun gönül aynasýndan yansýmýþtýr.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © M.NÝHAT MALKOÇ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |