..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bilen sever. -Leonardo da Vinci
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Dil > Aynur Özbek Uluç




8 Temmuz 2007
Dilim Dilim Oldu Dilim  
Aynur Özbek Uluç
-Size göre, dilimizin sorunlarý var mý?


:BEJC:
Geçenlerde katýldýðým bir misafirlikte hep birlikte yemek yenilirken, ev sahibinin on yaþlarýndaki oðlu aniden þöyle bir soru sordu:

-Hekmýn ne demek?

Kimse, bir þey anlamamýþtý. Bunun üzerine çocuk, masada duran eski votka, yeni su þiþesi üzerinde yazan sözcüðü gösterdi; “%70 hacmen” O anda hepimiz þaþýrdýk bu yanlýþ algýlamaktan kaynaklý yanlýþlýða. Bu ülkede, bu ülkenin çocuklarý konuþtuklarý dilden önce ( her ne kadar “hacim” sözcüðü aslýnda dilimize arapçadan geçmiþ de olsa, bugün Türkçeye kaynaþmýþtýr) baþka bir dil üzerinden düþünüyorlardý. Ve biz bunun ülkemizdeki düzeyini anlamak bakýmýndan, çocuktan alýyorduk haberi.

Ýþte, benim bu yazýya isim olarak verdiðim baþlýk tümcesi, o anda döküldü dudaklarýmdan;

-Dilim dilim oldu, dilim…

Ancak üzerinde biraz daha düþününce, “oldu” diyerek konuyu olmuþ bitmiþ gibi gösteren bu tümceyi kendi dilime yakýþtýramadým doðrusu. Gönlümden geçen; elbette Türkçemizin göz göre göre erimemesi. Ama bu gidiþle, öyle olacak gibi.

Ýþte o zaman, var olan sorunun farkýna varmýþ birisi olarak, kendi payýma düþen sorumluluk alanýný görüyorum. Bu tümceyi düþüncelerimde yalnýz ve mahzun býrakmamak için, onu baþlýk olarak deðerlendirip yeni tümceler kuruyorum, yanýna.

Peki ne yapmalý ki, öyle olmasýn? Bozulmuþu deðil, kaynaktaki güzelliði gören yerden bakarak baþlamalý belki de iþe. Görmek yetmiyor, görülmesinin yaygýnlaþmasýný saðlamak gerek, asýl bu güzelliðin.

Hâl böyle olunca, çevremdeki gençlere dil hakkýnda sorular sormak geliyor aklýma, doðrudan. Bilerek ya da bilmeyerek kullandýklarý dille öncelikle onlara anlattýrmalý, dillerinin durumunu. Sorgulamak deðil, önce onlarý anlamak için. Çünkü bugün onlarýn bu hallerinde biz sorumluluk sahibi olsak da, bizim olmadýðýmýz yerde ve zamanda onlar, var olacaklar hâlâ. Geleceðimiz olacaklar. Ancak onlar, dile sahip çýkarsa daha fazla dilim dilim olmayacak dilim.

Katýldýðým bir piknikte gençlerden oluþan bir grubun olduðunu görünce, bu karþýlaþmayý fýrsat bilip hemen gidiyorum yanlarýna. Üç beþ söz edip tanýþýyorum önce onlarla. Konuþmak istediðimi, sorularýmýn olduðunu söylüyorum, yanýtlarý onlarda olan.

-Size göre, dilimizin sorunlarý var mý?

“Elbette var, hiç havalý deðil.” diyorlar, yanýtta önceden anlaþmýþ gibi. Derin bir iç çekiyorum. Daha konuþmanýn ilk tümcesinde kendini gösteren asýl sorun, karþýmda duruyor çünkü. Ben, dilin sorununun ne olduðunu soruyorum; onlar, dile iliþkin kendi sorunlarýný söylüyorlar. Hemen moralimi bozmak yok, devam ediyorum. “Peki o halde, dilin sorunlarýný þimdilik bir kenara býrakalým, sizin dile iliþkin sorununuz, demek ki; Türkçenin havalý olmamasý” diyorum. Gülümsüyorlar, söylemek istediðimi anlayarak. Bu çocuklar çok zeki aslýnda. “Düþünsene” diyor birisi, “Ýngilizce þarkýlar nasýl da akýyor. Türkçe öyle deðil oysa. Ayrýca asýl önemlisi; konuþurken yabancý sözcükleri kullanýrsak havalý oluyoruz. Ve hava her þeydir. Ýþte bu kadar basit.”

Yazmayý düþündüðüm yazýnýn temasýndaki baþlýk altýnda, iki alt baþlýk birden daha açýlýyor, benim için de. Anadilimizin sorunlarý, gençlerin (aslýnda sadece gençlerin mi ? ) anadillerine ve oradan hareketle yaþamý algýlamalarýna, yaþamýn onlarý algýlamasýna iliþkin sorunlarý. Birbiri içine geçmiþ birkaç boyutlu sorun yumaðýnýn sadece tek tarafýndan bakarak sonuca ulaþýlamayacaðýný düþünüyorum. Hele dayatmacý, kuralcý davranarak hiçbir çözüme varamayacaðýmýzý.

Daha ben “Bir örnek verebilir misiniz ?” derken, birisi öne atýlýyor. “Yýlmaz Erdoðan vermiþti.” diyor. “Hatýrlasanýza; ‘natural spring water’ demek, nasýl da havalý. Bir ahengi var. Ama “kaynak suyu”, öyle mi? ” Bu kez buruk buruk gülümseme sýrasý bende. Demek ki;Yýlmaz Erdoðan’ýn o ince ironisi bile, neredeyse dilin daha çok bozulmasý yönünde etki etmiþ gençlere.

Oyunun kurallarýný onlarýn koymasýna izin verip “Evet” diyorum. “Kulaða daha hoþ geliyor týnýsý, gerçekten. Bir oyun oynayalým, ister misiniz? Bu örnekte geçen sözcükleri hiç tanýmýyormuþ gibi yapalým ve anlamlarýný yeniden düþünelim. Ne anlatýyor bakalým, bu sözcükler bize?”

Üzerinde fazla düþünmeden “Doðal bahar suyu imiþ iþte” diyorlar. “ Kaynak suyu ise, yeraltýndan gelen su. Olayýn kaynaðýndan geliyormuþ. Ýçinde mineraller olmalý.”

“Hangisi, size daha çok þey düþündürdü? ” diye sorduðumda anlýyorlar, söylemek istediðimi. Anadilin önemi çýkýyor ortaya. Her bir sözcüðün altýnda yatan geniþ anlamlarý yakalamaya olanak tanýyan zengin tarihçelerinin bugüne yansýmýþ izleri, göz kýrpýyor bize.

Bu sýrada cin bakýþlý bir genç, söze giriyor birden:

-Ýyi , güzel söylüyorsunuz da” diyor.” Babam gibi yapýp tevekkülle, inþallahla, maþallahla konuþursak da, ileri gidemeyeceðimiz ortada.”

“Yanýt da ortada” diyorum. “Hem de sen söyledin. Bu sözler de Türkçe deðil ki. Ayrýca, dilimizi bu þekilde konuþanlar, sadece babanýn yaþýnda olanlar da deðil bu ülkede. Öte yandan bakýldýðýnda ise durum, ümitsiz deðil bence, sizin gibi anlamaya, öðrenmeye meraklý gençler var olduðu sürece …”

“Dil bizim evimizdir. Biz orada otururuz” demiþ, düþünür Heidegger. Dil ile düþünür, o dilin yetmediði yerde yetmeyen alanlarý dolduracak yeni sözcükleri dilimize ekleriz. Böylece dilimiz, zenginleþirken bu kez o zenginleþmiþ dille düþünür, yeni durumlarý daha fazla sorgular, yeni anlamlar yakalarýz, yeniden dil zenginliðine yol açan zeminde giderken. Bu, doðru orantýlý olarak artan, birbirini artýran, arttýkça zenginleþen bir yoldur.

Ve þimdi, internet ve cep telefonu kanalýyla yüz ifadesinden, ses tonundan, vurgudan yoksun hýzlý yazýþma kültürünün içinde yer alýrken, kýsa ve kýsaltmalý yazýþmalarýn yüz yüze konuþmaya tercih edildiði günler yaþýyoruz. Böyle bir gerçekliði ve bunun kültüre, dolayýsýyla dile etkilerini görmezden gelerek sorunlarý çözmek mümkün mü? “Her þeyi anýnda tüket, kenara býrak” yaklaþýmý ile iþleyen popüler kültürün bu kadar içinde yaþarken, dili bu çarkýn dýþýnda tutabilmek ne kadar olasý; saf kalmasýný baskýyla kontrol edebilmek, ne kadar çözüm olurdu; sözcük anlamlarýnda anlaþmýþ olmanýn önemini anlatamadýktan, yaþama geçiremedikten sonra?

Günlerdir, elimde içi Türkçe sözcüklerin, yazýlý ve görsel medyada yanlýþ kullanýmlarýnýn örnekleriyle dolu kitaplar var. Bunlarý okudukça söyleniyorum kendi kendime. Sonra düþünüyorum, sözcüklerin þekil olarak doðru kullanýmlarý, elbette önemli. Ama yola çýkýþta bunlarýn takibini yapýp doðrularý ile yer deðiþtirtme çalýþmasý, çok sonraki safha gibi görünüyor gözüme, çözüm yolunda. Hatta sözcük anlamýnýn önemini vurgulamaktan bile önceki safha, doðru iletiþimin önemini anlatmak olmalý.
“Önce imge ve dil arasýnda engel var. Zihin imgelerle düþünür ama bir baþkasýyla iletiþim kurmak için imgeleri düþüncelere, sonra da düþünceleri kelimelere dönüþtürmek zorundadýr. Ýmgeden düþünceye, düþünceden dile doðru bu ilerleyiþ ihanetlerle doludur.Kayýplar olur: imgenin zengin, yumuþak dokusu, olaðanüstü esnekliði ve yoðrulabilirliði, özel nostaljik duygusal renkleri-tümü, imgenin dile týkýþtýrýlmasýyla kaybolup gider.” demiþti I.D. Yalom “Ýki Tebessüm” isimli (tebessümlerin bile anlamlarýnýn kiþilerde farklý anlaþýlýþýnýn anlatýldýðý) öyküsünde.

Þevki Bey de demiþ ki;

“Dil yâresini andýracak yâre bulunmaz. ”

Diyeceksiniz ki; “Nereden nereye geçtin birden? Burada geçen “dil” sözü, “ gönül, yürek” anlamýnda.”
Biliyorum. Öte yandan bizi kültürel bir varlýk yapan araç olarak düþünün, ayný sözcüðü. Söz, bildiðimiz konuþma ve yazý dili anlamýnda kullanýldýðýnda; dize, hâlâ gücünü koruyor, deðil mi? Ýzin verilirse gönül yarasý kadar büyür, dil yarasý da.Yazdýðým yazý boyunca konuya dair kuramsal sözler etmedim, farkýndasýnýzdýr. Sözcüklerin köklerinden, sözlükteki sayýlarýndan, tarihsel, sosyal, psikolojik geliþiminden; diller arasý geçiþlerinden, bu konuda ekonominin doðrudan etkilerinden, bununsa bilgisayar, týp vb alanlardaki yansýmalarýndan; gençlerin bahsettiði o havalý olma durumlarýnda aslýnda ekonominin etken oluþlarýndan filan bahsetmedim uzun uzun. Dilin, bundan sonraki toplumsal geliþimimizde nasýl da etken olacaðý ise, ayrý bir yazý konusu. Ben çizmeyi aþmamaya özen göstererek kendimce gördüðüm, kalbime deðen yerden yazdým konu hakkýndaki düþündüklerimi. Dilin zaten yarasý aðýr oluyor, aðýr konuþulunca. Ancak hiç deðilse, sözcüklerin doðru anlaþýlýr olarak kullanýlmadýðý alandan doðacak yaralarý olsun, peþin peþin yok edebilmek ümidiyle; yazýmý, dilin kalbimizdeki öneminden dem vurarak bitirmek istedim sanýrým.

Aynur Uluç

Simge Edebiyat Seçkisi / Türkçe
Eylül-Ekim 2006





Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Edebiyatta Görsellik - Edebiyat ve Görsellik

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Kesiþme [Þiir]
Meriç'in Þiiri [Þiir]
Þaþý Bir Þehre Þerh [Þiir]
Bir Nisan Yaðmuru [Þiir]
Kana'da Kan [Þiir]
Asýlý Çamaþýrlar ve Beklenen An [Öykü]
El Sallarken [Öykü]
Yolculuk Var [Deneme]
Adý Konmuþ Biçimin Okuyucuya Etkisi [Deneme]
Martýnýn Kanadýndan Sýzan Güneþ [Deneme]


Aynur Özbek Uluç kimdir?

http://www. aynuruluc. blogspot. com/

Etkilendiði Yazarlar:
.


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Aynur Özbek Uluç, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.