Yaþam kýsa, sanat uzun, fýrsat aceleci, deney aldatýcýdýr. -Hippokrates |
|
||||||||||
|
Kayseri’ye dönüyordum, yanýmda hürriyet gazetesinin muhabiri olduðunu söyleyen bir arkadaþ oturuyordu, birlikte seyahat ediyorduk. Gecenin bir vaktinde gözlerimi nispeten dinlendiriyordum, saat 03.45 gösterdiði bir zaman diliminde, araçta bir hareketlilik olduðunu, kulaðýma gelen farklý ve ahenk siz seslerden fark ettim. Göz kapaklarýmý aralayarak bir baktým ki, ters yönde duran bir araç, yolun ortasýna usulsüz durmuþ, üstelik uzun farlarýný yakmýþ ve böyle bir vaziyette, el kol hareketleri yapýyordu, telaþlandýk, bir þeylerin ters gittiðini anladýk. Nihayet otobüs durdu ve biz araçtan aþaðýya indik, el ve kol hareketleri yapan adamýn, þaþkýn bir vaziyette iþaret ederek gösterdiði istikamete doðru yöneldik. Aþaðýya baktýk ki ne görelim, karanlýk olmasýna raðmen, bir yolcu otobüsü, yolun kayganlýðýndan, takriben 70–80 metre derinliði bulunan ve oldukça keskin olan bu uçurum. Otobüs takla atarak bir çýrpýda yuvarlanmýþ ve sonunda gideceði bir baþka yol olmadýðýndan, en dip kýsýmlarda bulunan sýra selviler dediðimiz, kavak aðaçlarýna dayanmýþ ve böyle bir vaziyette en nihayet durabilmiþ. Aþaðý kuytu yerden gelen seslere göre, baðýran, aðlayan, aracýn altýnda kalan ve ölen, o kadar çok insan var ki, ne yapacaðýmýzý þaþýrdýk kaldýk. Böyle vahim ve hazin olaylar karþýsýnda, neler yapabileceðimizi öðreten, herhangi bir sivil savunma kursu almamýþtýk. Bu bakýmdan çaresizlik hat boyuna çýktý, aþaðýya inenin tekrar yukarý çýkmasý mümkün görünmüyordu, çünkü aþýrý dik ve bir o kadarda kaygan olan toprak yapýsý, çamur olduðundan ayaklar, yer tutmuyordu. Karanlýktan pek fark edilmiyordu lakin o kadar hýzlý ve dik uçuruma, otobüs yuvarlanýrken, þiddet ve sarsýntýdan doðal olarak tüm camlar kýrýlmýþ. Dolayýsýyla, camýn boþalttýðý çerçevelerden dýþarýya fýrlayan insanlarý, farklý yerlere savrulmuþ cesetleri görüyorduk. Ayrýca caný yanan, yaralanan, en yakýnýný kaybeden insanlarýn feryatlarý, yüreðimizi daðlýyor, içimizi burkuyordu. Bu dramatik durum karþýsýnda, tereddüt etmeye fýrsat dahi bulamadan, yuvarlanarak aracýn yanýna geldim, fakat durumun aþaðýda, çok daha vahim olduðunu, yakinen görerek öðrendim, bu halde ben ne yaparým telaþýna düþtüm. Yardýma koþtuðumuz arkadaþlarla, yaralýlarý bir taraftan yukarýya gönderiyoruz, diðer yandan cesetleri bir kenarlara çekerek, aracýn makaslarýnýn altýnda sýkýþan, bu nedenle de çok acý çektiði için baðýran, yaralýnýn yanýna doðru eðildim. Yaralý yan vaziyette yatýyordu, aracýn makasý kaba etine oturmuþ, kýpýrdamasý mümkün deðildi, öylece baðýrarak duruyordu, tek bir çözüm gözüküyor, oda aracýn kriko marifetiyle kaldýrýlmasýydý, fakat ne mümkün, nasýl kaldýracaðýz, kriko aklýmýza geliyor, getirtiliyor ve deneniyor fakat son derece yetersiz kalýyor. Dört kiþiyi buraya görevlendirdik, yukarýdan kamyon ve araçlarda ne kadar kriko varsa hemen aþaðýya getirmelerini baðýrarak söyledik. Çok acele ederek, yaralýlarý yukarýya taþýmaya çalýþýyorduk, fakat o kadar çok zorlanýyorduk ki, gücümüz ve takatimiz kalmýyordu, ayaklarýmýz durmadan kayýyordu, ama yinede yýlmadan bu iþi, hakkýyla baþarmaya çalýþýyorduk. Hala yukarda þaþkýn bir vaziyette bekleyenlere, sesleniyorduk neden hala bakýp duruyorsunuz, niçin yardýma koþmuyorsunuz ve neyi bekliyorsunuz diye kýzýnca, üç beþ kiþi dayanamadý aþaðýya indi, yardýma muhtaç o kadar insan vardý ki. Saatler geçtiði halde, maalesef ambulans ve kurtarma ekiplerinden, hiç kimseler yoktu, yaralýlarý diðer küçük araçlarla sevk ediyorduk, tekrar aþaðýya indim, ve bir arkadaþla, sekiz civarýnda cesedi kenara çektik. Aracýn makasýnýn altýnda kalan, yaralýnýn sesi kýsýlmýþtý, lakin iniltisi hala duyuluyordu, fakat bu arada yardýma koþan, elinden geldiðini esirgemeyen insan sayýsý, diðer araçlarýn durmasýyla daha çok artmýþtý. Belirli yerlere krikolar ve halatlar takýlarak, oldukça hassas bir þekilde, dengeli hareketlerle, aracý kaldýrarak, yaralý insaný kurtarmayý ve aracýn altýndan çýkarmayý baþarmýþtýk. Bu duruma o kadar sevinmiþtik ki, bizlere moral bakýmýndan adeta ilaç oldu, cesetlerin durumunu bir anda unuttuk, anladýðým kadarýyla yolcular kýyafetlerinden, genel olarak dar gelirli ailelere benziyordu, öðrendik Kahramanmaraþ’a gidiyorlarmýþ, çoðunun kýyafetleri yöresel izler taþýyordu. Üç saatten fazla bir zaman diliminde orada kalarak, kazazedelerin yardýmýna koþmaya ve derman olmaya çalýþmýþtýk, biraz faydamýz olduysa, ne mutlu bize, en azýndan vicdanen acý çekmekten kurtulmuþtuk. Boþa söylememiþler, “iyilik yapmak, vicdaný acý çekmekten kurtarýr “ diye; Hürriyet muhabirinin, aþaðýya inmeye tenezzül etmeden, sadece bakmasý ve hiçbir yardýmda bulunmamasý, çok garibime gitmiþti ve beni oldukça düþündürmüþtü.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Mustafa Cilasun, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |