Yasemin-Ahmet aþký baþýndan beri kafamýza vurulup duruyor ama bence dizideki en gerçeðe yakýn, en doðal, saf ve güçlü aþk Necdet’in aþký. Bunu bilir bunu söylerim. En baþta bize verilen bilgilere bakarsak, Yasemin en iyi ihtimalle 12-13 yaþýndan beri (belki de daha önceden) güya Ahmet’e vurgun. Ýþte daha bu noktada olay bir yýðýn soruyu da beraberinde getiriyor. Bir insan 13 yaþýnda aþký bilir mi? Duygularýn, düþüncelerin, kiþiliðin daha yeni þekillendiði, insanýn kendini de hayatý da yeni tanýdýðý bir yaþta aþk, tutku ve sadakat bilinci olur mu? O yaþta oluþan karþý cinse hayranlýk o kiþinin bir daha hiç görülmemesine raðmen uzun yýllar canlý kalýr mý? Yasemin obsesif psikopat aþýk mýdýr? Lise çaðlarýnda Yasemin gibi hoþ ve sosyal bir kýza, Necdet bir yana, okuldan ya da mahalleden takýlan, iltifat eden, flört etmeye çalýþan ve onun aklýný baþka yöne çeken tek bir insan evladý dahi olmamýþ mýdýr? Çevrenizde 13 yaþýnda hissettiði tatlý heyecanlar için hey gidi çocukluk demek yerine bunca sene sonra hala ölüp ölüp dirilircesine acý çeken ilginç kiþilikler var mýdýr? Dizide aradan geçen onca yýldaki takriben 1500 güne karþýlýk bir zavallý hatýra defterinin 100-200 sayfasý neden hiç dolmamýþtýr? Seneler önce yazýlýp bir daha açýlmadýysa eðer, Yasemin hala milattan önce yazdýðý satýrlara bakýp bakýp iç mi geçirmektedir? O defter bunca yýldýr niye hiç eskimemiþtir ve sayfalar neden pýrýl pýrýldýr? Ha eðer o duygular ancak son bir iki yýldýr yazýldýysa, yýllardýr görmediði bir insanýn karakterini, resmini, cismini nerden bilmektedir? Müneccim midir?

Ahmet’e gelirsek, 20 küsur yaþýnda hala ne istediðini bilmeyen, ayran gönüllü bir hukukçu olup, bir yandan ta Avrupalardan getirttiði sevgilisini enik gibi yanýnda taþýmakta, bir yandan da her gördüðü yerde kýsýk gözlerle Yasemin’i süzüp durmaktadýr. Aslýnda baþta koyunun olmadýðý yerde keçiye Abdurrahman Çelebi diyerek Michel’e evlenme teklif etmiþ, ama daha kýza verdiði öpücüðün sýcaklýðý geçmeden Yasemin’in hatýra defterini bularak satýr satýr okumuþ, vay be bu þehirde bana aþýk biri var deyip bir gönül sarsýntýsý geçirmiþ ve sonuçta niþanlýsýnýn hevesini kursaðýnda býrakarak geldiði yere geri postalamýþtýr. Yasemin’in çocukluðundan beri geçmeyen “görmediði birine karþý kurgulama sevdasý” böylece Ahmet’in sonradan kondurma sevgisi ile birleþerek dizinin tuhaf temelini oluþturmuþtur. Ve buna aþk denmiþ, izleyiciden onay beklenmiþ, izleyici de olurdu olmazdý bakmadan haftalardýr alkýþ tutmuþtur. Ama Ahmet’in bezdiren ciddiyeti Yasemin’in cývýl cývýllýðý yanýnda baba gibi durmakta, erkek ne yaparsa yapsýn kýza yakýþmamaktadýr.

Gelelim Necdet’e… Belki de gördü göreli Yasemin’i seven, tüm gençliði onunla geçmiþ, kýzýn saçýnýn her telini, huyunu suyunu, kaþýný gözünü ezber etmiþ bu çýlgýn aþýk kýza bir türlü açýlamamakta, uzaktan uzaktan aaahh edip durmaktadýr. Sonuçta tam cesaretini toplayýp kýzýn karþýsýna geçmiþtir ki aþkýnýn karþýlýksýz olduðu gibi acý bir gerçeði duyup yerle yeksan olmuþtur. Ama kýza olan duygularý azalmak þöyle dursun, bu deli aþk kalbinden fýrlayacak kadar yoðun hale gelmiþtir.

Bence Necdet’in, Yasemin’in saçýnýn teline zarar gelse deli divane olmasýný, gözlerine bakarken eriyip bitmesini, kýzýn intihar teþebbüsünü anladýðý anda dünyayý dar görüp tüm adayý ayaða kaldýrmasýný, kýzýn her derdinde tasasýnda herkesten önce yanýnda bitmesini ve onu gölgesi gibi izleyip korumasýný saðlayacak kadar güçlü ve engel tanýmayan aþkýnýn yanýnda, Ahmet’in romantik anlarda kýsýk sesle konuþmaktan baþka þekilde dýþa vuramadýðý, kýzý hamile býrakma dýþýnda hiçbir icraatle süsleyemediði ve bir hýþýmla nikaha müdahale etmek yerine ancak gidip ona buna yumruk atmayý tercih edecek kadar öncelik verdiði tuhaf sevgisinin esamesi bile okunmaz. Çünkü aþk Necdet’in damarlarýnda akmakta, ama Ahmet’in ellerine, yüzüne, sözlerine bile yapýþamadan üzerinden düþmektedir. Çünkü Necdet Yasemin’i kendisini sevse de sevmese de, ona ait olmasa da, baþkasýnýn bebeðini taþýsa da, sýrf var olduðu için sevmektedir ama Ahmet sevildiði için, böyle aþký bir daha bulamayacaðý için sevmiþtir ve sonunda kaybetmiþtir.

Sen daha bu evliliðe inanmamakta ýsrar et Ahmet. Atý alan Üsküdar’ý geçti bile!