..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Baþka dillerle ilgili hiçbir þey bilmeyenler, kendi dilleriyle ilgili de hiçbir þey bilmiyorlar. -Goethe
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Bilimsel > Dilbilim > Oðuz Düzgün




19 Haziran 2005
Türkçe'nin Þifresi - Türkçe'nin Üstünlüðü - 1  
Türkçe'nin Þifresi

Oðuz Düzgün


Bizim bu kadar cesaretli konuþmamýzý saðlayan Türkçe’nin muhteþem düzenidir.Nasýl ki, her þey zýddýyla bilinir, bunun gibi, Türkçe’nin düzeni ortaya konulduktan sonra, artýk diðer dillerin düzensizlikleri gün gibi aþikar olacaktýr.


:AEIDD:
Yeryüzünde yaþayan bütün milletler, öznel bir þekilde kendi kültürlerini, örflerini ve dillerini diðer milletlerinkinden üstün görmektedirler.Ýnsanlar genellikle duygularýyla yaþarlar.Akýllarýyla yaþadýklarýný öne süren bilim adamlarý bile, pek çok savlarýnda duygularýnýn esiridir aslýnda.Þu anda dünyada büyük bir yayýlma alaný bulmuþ olan Hint Avrupa dil ailesine mensup Ýngiliz dilini konuþan bilim adamlarý, böyle bir öznel yaklaþýmla kendi dillerini “en üstün dil” konumuna koymaya cüret etmiþlerdir.Onlara göre, bütün dünya Ýngilizce’yi konuþursa medenileþecektir.Bir dilin üstünlüðü neye göre olacaktýr?Onlar: “en çok yayýlan ve bükümlüleþen dil en üstündür” demektedirler.Bu görüþe göre, günümüzde Türkçe, Ýngilizce’ye göre oldukça aþaðý basamaklardadýr.En alt basamakta ise Çince gibi diller vardýr.Bizim bu kitabý yazmaktaki amacýmýz; bu gibi dilimizi aþaðýlayan görüþleri, bilimsel yöntemlerle yer yüzünden tamamen ortadan kaldýrmaktýr.Bizim bu kadar cesaretli konuþmamýzý saðlayan Türkçe’nin muhteþem düzenidir.Nasýl ki, her þey zýddýyla bilinir, bunun gibi, Türkçe’nin düzeni ortaya konulduktan sonra, artýk diðer dillerin düzensizlikleri gün gibi aþikar olacaktýr.
Ýngilizce, çok mükemmel bir dil olduðundan dolayý bu kadar yayýlmamýþtýr.Belki bu dili konuþanlarýn bilimsel ve ekonomik üstünlükleri, diðer insanlarý bu dili öðrenmeye itmiþtir.Nasýl ki, bir zamanlar Fars ve Arap toplumlarýndan bilimde ve edebiyatta kendilerini aþaðý gören toplumlar, bu dilleri öðrenmiþler ve gerçek sahiplerinden daha iyi kullanmýþlardýr.Bunun gibi bugün de batý dillerine bir yönelme doðal olarak gerçekleþmiþtir.Selçuklu Devlet’inde bilindiði üzere Farsça, Resmi Dil olarak kabul edilecek derecede ileri gidilmiþtir.Arapça ve Farsça’nýn etkileriyle Türkçe’nin Osmanlýca adý altýnda yeni bir lehçesi oluþmuþtur.Diller kara kaþlarý, kara gözleri için yayýlmazlar tabiri caizse.Ve birbirlerinden çok fazla da üstünlükleri yoktur.Her dilin de kendine göre güzellikleri vardýr.Bizim bu kitabý yazmaktaki amacýmýz,diðer dillere saldýrmak deðildir.Bizim amacýmýz yüzlerce yýldýr yabancý (Bizim içimizden de bazý “yabancýlar” çýkmýþ) bilim adamlarýnca küçümsenen,aþaðýlanan bir dili savunmaktýr.Aslýna bakýlýrsa,Türkçe’nin savunulmaya da ihtiyacý yoktur.Türkçe zaten tüm güzelliðiyle kendini savunmaktadýr.Bizim gayemiz de kendi bakýþ açýmýzla görebildiðimiz güzellikleri sizlerle paylaþmaktýr.Türkçe’nin güzellikleri bizim söylediklerimizden ibarettir dersek,bizler de Türkçe’yi küçümsemiþ oluruz.Elbette biz buz daðýnýn görünen kýsmýyla ilgilenebildik.Uzak amacýmýz, Türkçe’nin bilinmeyen daha pek çok güzelliklerine de ulaþabilmektir.
Öncelikle þunu belirtmeliyiz ki;Türkçe dünyanýn tamamýna yayýlmýþ bir dildir.Þu anda da Ermenilerden, Arnavutlara kadar onlarca halkýn ikinci bir dil olarak konuþtuðu mükemmel bir dildir.Türkçe pek çok dünya milletinin dillerinde köklü deðiþiklikler yapmýþ bir dildir.Bugün Yunanca’da yüzlerce Türkçe kelime vardýr.Sýrplar Osmanlý’dan miras kalan “Devlet” kelimesini hala kullanmaktadýrlar.Bir çok dili de etkilemiþ bir dildir Türkçe.Bazý dil bilginleri Türkçe’nin kökenlerinin Ýsa’dan Önce 15 binlere dayandýðýný ifade etmektedirler.Hatta bazý cesaretli dil bilginleri , Hint Avrupa dillerinin kökenin de Ön Türkçe olduðunu iddia etmektedirler.Anadolu’daki bazý medeniyetlerin de Ön Türklerin medeniyeti olduðu Türkologlar ve Dil Bilginleri tarafýndan ispat edilmektedir.Yine Hititçe ve Sümerce’nin Ön Türkçe diller olduðu iddia edilmektedir.Bu iddialar bazý dil bilginleri ve araþtýrmacýlarca ispat da edilmektedir.Bazý Mezopotamya ve Anadolu medeniyetlerinin dillerinin Gramer yapýlarý Türkçe’ye çok benzemese de, çok çeþitli yönlerden Türkçe’nin bu dilleri derinden etkilediði görülmektedir.Bu da Türkçe’nin erken dönemlerdeki tesirini göstermektedir.Bütün bu örneklerden de görüldüðü gibi Türkçe gerçekten köklü ve tarihte çað açan ve çað kapatan bir medeniyetin Ortak Dili olmuþ güzel bir dildir.Bugüne kadar Türkçe’nin üstünlüðünü ve güzelliðini anlatan pek çok kitap neþredilmiþtir.Bizim, Türkçe’yi, Anglo-Sakson kelimelerin istilasýna karþý, muhafazaya çalýþtýðýmýz gibi, bizden bin yýl öncesinde de, Kaþgarlý Mahmud, Fahreddin Mubarekþah, Zemahþeri gibi Müslüman Türk bilginleri, yazdýklarý birbirinden deðerli eselerlerle, Türkçe’nin ve Müslüman Türk kültürünün diðer dillerden ve kültürlerden üstünlüðünü ispata çalýþmýþlardý.Bizim bu mutevazi çalýþmamýz da ayný geleneksel çalýþmalarýn, bir farklý anlayýþla, devamýndan ibarettir.Anlayýþ farkýmýz þudur; Artýk bizim için tehlike Farsça ve Arapça gibi diller deðildir..Onlarla zaten bir sulh tesis etmiþizdir.Bizim için þu andaki mesele, Anglo-sakson dillerinin ahlaki bakýmdan olumsuz yan etkileriyle, bizim edebi dilimizi, ebediyen yok etmek üzere yaptýklarý edepsiz saldýrýlara mukavemet etmektir..Bu alanda da pek çok baþarýlara imza atýlmýþtýr..Pek çok bilginimizin pek çok nadide çalýþmalarý, insanýmýzý uyandýrmaya devam etmektedir.Ancak böyle ulvi vazifeler, fani þahsiyetlere bina edilemez..Türkçe’yi korumak vazifesi, tüm milletin vazifesidir.Ýlmi vasfý ne olursa olsun, herkesin Türkçe’yi savunmaya ve korumaya hakký vardýr..Yeter ki Türkçe’yi korumak adýna söylenenler, ilmi delillerle kuvvetlendirilsin.

Biz bu çalýþmamýzda, Türkçe’nin bilhassa düzen yönünden üstünlüðünü ispat etmeye çalýþtýk.Bunu yaparken sade bir dil kullanmaya da özen gösterdik.Zira ulaþmak istediðimiz kitle geniþ bir kitledir.Bu kitlenin ilköðretim öðrencisinden, Üniversite hocalarýna kadar çeþitli fertleri vardýr.Maddeler halinde Türkçe’nin Hint-Avrupa dillerinden üstün olan yönlerini tespite çalýþtýk.Türkçe’nin üstünlüðüyle ilgili olarak, bizim 80 civarýnda tespit ettiðimiz maddelerin sayýsý belki 200’ü bulabilirdi.Belki baþka bir zaman,baþka bir çalýþmada bu sayýyý daha da geniþletebiliriz.Yine bu çalýþmamýzda Türkçe’nin Ermenice, Ýngilizce, Farsça , Arapça gibi birbirlerinden çok farklý mantýk yapýlarýna sahip dilleri nasýl etkilediðini de bazý örneklerle göstermeye çalýþtýk.Türkçe’nin Matematikselliði konusu hep kafamý kurcalayan bir konuydu.Bu Türkçe’nin Matematiksel Þifresi gibiydi adeta.Sonunda bu dilin matematikselliðine açýlan kapýlardan birini bulduk ve Türkçe’nin bu güzel yönünü de ortaya koymak bize nasip oldu.Osmanlýca konusuna da özellikle deðinme gereði duyduk.Çünkü, bu lehçeyle yazýlmýþ pek çok nadide eserimiz arþivlerde, tozlu raflar ardýnda çürümeye terk edilmiþ þekilde durmaktadýrlar.Bu lehçeyi dünyamýzdan dýþlayýþýmýz ise, bizim bu lehçeyle yazýlmýþ bilimsel, edebi eserlere ulaþmamýzý imkansýz kýlmýþtýr.Bunun kötü sonuçlarýndan biri de, kendimize ait bir medeniyet oluþturamamamýz, baþka medeniyet dünyalarýnda dolaþýp durmamýzdýr.Þimdi lafý fazla uzatmadan sizleri, Türkçe’nin þifrelerle ve güzelliklerle dolu dünyasýyla baþ baþa býrakýyorum.Umarým siz de Türkçe’nin hazinelerinden birine ulaþmak için, bir þifre çözersiniz.




1)     Türkçe’miz fiil yönünden gerçekten iþlek bir dildir.Diðer dillerden isim almýþ olsa da çok sayýda fiil almamýþtýr.Fakat Ýngilizce’nin %80’inin Latince gibi dillerden alýntý olduðu bilinmektedir.Günümüzde Türkiye ve Orta Asya Türkçe’leri incelendiðinde, Türkçe’nin asliyetini doðal deðiþmeler dahilinde koruduðunu görmekteyiz.Belli bir zaman diliminde bazý kelimeler alýnmýþsa da bu kelimeler halk diline fazla nüfuz etmemiþ, devlet diline has kalmýþtýr.Hatta pek çok Osmanlý Padiþah’ýnýn þiirleri incelenirse ne tatlý bir Türkçe kullandýklarý ortaya çýkacaktýr.Türkçe bilim dili olabilecek, kendine yetebilen nadide dillerden birisidir.Yavuz Sultan Selim’in edebi sanatlarla zenginleþtirdiði ve Þah Ýsmail’e gönderildiði rivayet edilen, o dönemin Türkçe’siyle yazýlmýþ bir kýtasýný sizlerle paylaþalým:




Sanma þahým herkesi sen sadýkane yar olur
Herkesi sen dost mu sandýn belki ol aðyar olur
Sadýkane belki ol alemde dildar olur
Yar olur, aðyar olur, dildar olur, serdar olur.

Bu þiiri incelediðimizde Türk’ün ince edebi zekasýný müþahede edebiliyoruz. Orhun abidelerindeki þiirsel üsluba fazla þaþýrmamak gerekir.Bu üslup daha da güzel süslemelerle Osmanlý döneminde de devam etmiþtir.Þiir Müslüman Türk’ün de hayatýnda ayrýlmaz bir parça olmuþtur.Ben bu þiirin ince özelliklerini öðrencilerime anlatýyordum.Dersleri çok da iyi olmayan bir kýz öðrencim bu þiirdeki edebi sanatýn benzerini uyguladýðý çok güzel bir þiir yazdý..Üstelik 5-10 dakika içinde yazdý bu þiiri..Pek çok öðrencim de bu þiire birer nazire yaptýlar.Daha önce hiçbir þiir deneyimi olmayan ve fazla da okumayý sevmeyen bu çocuklara böyle sanatlý bir þiiri yazdýran nedir?Elbetteki o çocuklarýn analarýndan süt emdikleri sýrada ruhlarýyla ve kulaklarýyla emdikleri Türkçe sütü, bu müthiþ kabiliyetlerin doðmasýna sebep olmuþtur.Türkçe en okumuþunu da,hiç okumamýþýný da þiire, edebiyata meftun eden nadide bir dildir.Aþýk Veysel gibi çok az tahsil görmüþ insanlara o ölümsüz eserleri yazdýran neden, kendi içlerindeki deha ve yeteneklerin Türkçe baðýnda sünbüllenmesinden ibarettir.

2)Türkçe’deki kurallýlýk Türkçe’yi ezber dili olmaktan çýkarmakta bir mantýk dili haline getirmektedir.Hint Avrupa dillerinde bir çok Düzensiz Fiil ve Kelimeler yoðun bir ezber faaliyetini gerektirmektedir.Ýngilizce, Gramer kitaplarýnda geçen yüzlerce düzensiz fiil bize bu hakikati haykýrmaktadýr.Her kesin bildiði bir Go- fiilinin Past Tense(geçmiþ zaman) hali Went þeklindedir.Ýnsanýn mantýðýný Go’dan Went’e götürecek hiçbir mantýksal köprü kurulamamaktadýr.Yüzlerce böyle formu ezberlemek gerekmektedir.Ancak Türkçe’mizde bu kelimenin karþýlýðý olan Git- fiilinin dili geçmiþ zaman hali, Git-ti þeklindedir.Bu kelime bir –ti ekiyle kökünden baþkalaþmadan oluþmaktadýr.Diðer bütün fiillerde istisnasýz ayný ekler mantýksal bir süreçle yeni fiiller kurmaktadýr.Bu diðer eklerde ve zamanlarda da ayný þekilde görülmektedir.Demek ki Türkçe, ezberden ziyade mantýðý öne alan yegane dillerden birisidir. Bu açýdan öðrenilmesi –bazý ses özelliklerinin dýþýnda-kolay bir dildir.

3)Hint Avrupa dillerini konuþan dil bilginleri tarafýndan ortaya atýlan bir iddia da Hint Avrupa dillerinin diðer dil ailelerinden üstün olduðu iddiasýdýr.Bu iddiaya göre diller yapýlarý bakýmýndan 3 öbeðe ayrýlmaktadýr:

1)Tek heceli diller (yalýnlayan diller):Çince bu dil grubuna örnek gösterilir.Bu dilde bir kelime farklý tonlama ve seslerle farklý manalarý oluþturmaktadýr.

2)Düzenli diller:Türkçe, Japonca, Macarca gibi sondan eklemeli ve düzenli yapýlar içeren diller bu gruba girmektedir.

3)Bükümlü Diller:Ýngilizce, Fransýzca ve Farsça gibi içinde düzensiz fiiller ve kelimeler bulunan diller girmektedir.Bu dillerde kelimeler aslýndan oldukça farklýlaþabilmektedir.

Avrupalý bazý dilbilimcileri, bükümlü dillerin en üstün diller olduðunu iddia etmektedirler.Bize göre bu iddia tutarsýzdýr.Ben bu tür dilleri deðiþime ve baþkalaþmaya her an açýk ihtiyarlamýþ diller olarak görmekteyim.Nasýl ki düzenini muhafaza etmiþ bir binayla düzensizliðe, deformasyona doðru giden harap olmuþ bir bina bir deðildir.Bunun gibi Türkçe ile Hint Avrupa dilleri arasýnda da o kadar fark vardýr.Türkçe düzenini muhafaza etmiþ bir bina gibidir.Ýngilizce gibi Hint Avrupa dilleri ise baþkalaþmaya yüz tutmuþ, düzensizleþmiþ kelimelere sahiptir.Türkçe’nin haricindeki dilleri küçümsediðimiz düþünülmemelidir.Bize göre bütün diller güzeldir, bunlarýn kendine has güzellikleri vardýr.Ancak bazýlarý bazýlarýndan düzen yönünden üstün görünmektedir.Ýþte Türkçe düzenlilik yönünden bu tür dillerden üstündür.

4)Hint Avrupa dillerinde fiilimsilerin yapýmý,Türkçe’mizden oldukça farklý bir þekil göstermektedir.Türkçe’mizde fiilimsiler -an, -esi, -erek, -ince gibi eklerle yapýlmaktayken Hint Avrupa dillerinde ise birkaç farklý cümleyle yapýlmaktadýr.Örneðin,

Türkçe’mizde: Aðlayan çocuk geldi.
Bu cümle Ýngilizce’de:
1.cümle: Child came/ who he is crying:2.cümle

Türkçe=Çocuk geldi/O kimse ki aðlýyor.
Farsça’da:
Merd ki teþekkur mikone=adam ki / O teþekkür ediyor.
Örneklerde görüldüðü gibi, Hint Avrupa dillerinde bir fiilimsi eki olmadýðýndan iki farklý cümle kurulmaktadýr.Bilhassa birinci örnekte bu açýkça görünmektedir.Ama Türkçe’mizde sýfat fiil, zarf fiil gibi fiilimsi ekleriyle yeni cümleler kurmadan, hýzlýca ifade edilmek istenen düþünce ifade edilir. Bu da Türkçe’ye konulmuþ güzel bir özelliktir.Konuþma ve düþünmede seriliði saðlamýþtýr.Þunu bir kere daha ifade etmek istiyorum ki, biz bu açýklamalarý milliyetçi bir ruhla yapmýyoruz.Asýrlardýr Hint Avrupacýlarýn ýrkçý uygulamalarla yaptýklarý yanlýþlarý düzeltmeye çalýþýyoruz.Örneðin, Arapça’nýn ister vokalleri yönünden, ister kelimelerindeki mana kuþatýcýlýðý yönlerinden Türkçe’den üstün olduðunu açýk yüreklilikle söylemek istiyorum.Ancak Türkçe’nin de bu dillerden bazý üstün yönleri bulunduðu bir gerçektir.Türkçe’nin Hint Avrupa dillerinden de bir çok yönden üstün olduðunu tekrar etmeme gerek yok sanýrým.

5) Hint Avrupa dillerinde bir daðýnýklýk göze çarpmaktayken, Türkçe’de eklerin saðladýðý geniþ çaplý bir düzenlilik görülmektedir.Türkçe’mizde bir cümleyi oluþturan unsurlar birbirlerine canlý birer harçla kaynaþmýþ görünüm arz etmektedir.Örnek verelim:

Ben okula gidiyorum. Bu cümlede görüldüðü gibi ekler kelimeleri adeta birbirine kenetlemiþtir.Hafif ses deðiþimleri ile oluþan ekler sanki kelimenin devamý gibi hissedilmektedir.Ancak anlamda büyük deðiþiklikler de yaþanmaktadýr.Bu cümleyi çok çeþitli þekillerde ifade edebiliriz:

Ben okula gidiyorum.

Ben gidiyorum okula

Okula ben gidiyorum.

Okula gidiyorum ben.

Gidiyorum okula ben.

Gidiyorum ben okula.

Bu cümlelerin bu kadar deðiþik dizilimlerle ifade edilebilme özgürlüðü vardýr.Evet Türkçe bu yapýsý itibariyle tam bir edebiyat dilidir de.Kelimelerin ve cümledeki unsurlarýn bu denli deðiþtirilmesiyle cümlede verilmek istenen mesajýn muhafaza edilmesi bir mucizedir. Diðer Hint Avrupa dillerinde bu özgürlüðe rastlanýlmaz.Cümle belli bir yapýya hapsedilmiþtir bu dillerde.Hafif bir unsur deðiþikliði cümlenin anlamýný tamamen deðiþtirebilmektedir.Az önce eklerin güzelliðinden bahsetmiþtim.Ýngilizce bir cümle yazalým isterseniz aþaðý:

I am going to school. Az önce yazdýðým cümlenin Ýngilizce’si bir cümle.Örneðin
Türkçe’de þahýs zamirini çýkardýðýmýzda anlam bozulmamaktadýr ancak Ýngilizce’de bu böyle deðildir. Okula gidiyorum. Evet bu cümledeki fiilin sonundaki þahýs eki sayesinde birinci tekil þahýs zamiri muhafaza edilmektedir.Adeta Yaratýcý, þartlarý itibariyle asýrlarca savaþlar, göçler nedeniyle hýzlý yaþamasý gereken bu kavmin diline böyle kolaylýklar vermiþtir ki, ifade edilmek istenen düþünce ve duygular çabukça ifade edilsin.Bir de buradan þunu anlamamýz gerekiyor ki, Türkçe bu esnek yapýsýyla bir çok dili de tarihte etkilemiþ olabilir.Bu da incelenmesi gereken bir konudur.

6)Hint-Avrupa dillerini konuþan bazý büyük filozoflar, dillerinin mantýk dýþý ve kuralsýz unsurlar içerdiðini kabul etmiþlerdir.Bu filozoflar, dillerinin savurgan da olduðunu öne sürmüþlerdir.Örneðin, Platon, “Kratylos” diyalogunda ki bu Yunanca yazýlan bir eserdir.Kendi kullandýklarý (yunanca gibi) dillerin bilgileri yanlýþ anlamaya sebep olabileceðini, bu nedenle mantýklý ve kurallý bir dile ihtiyaçlarý olduðunu açýk yüreklilikle belirtmiþtir.Descartes de ayný þekilde kurallý ve düzenli bir dil arayýþýndadýr.Düzensiz fiillerle ve kelimelerle dolu bir dilin bilim ve felsefe dili olamayacaðý daha bir çok filozof tarafýndan söylenmiþ bir ifadedir.Belki de bu filozoflar Türkçe’yi yeterince inceleme imkaný bulsaydýlar, bu dili felsefe dili olarak seçmiþlerdi bile.Osmanlý bu konuda ne yapmýþ derseniz cevabým þu olacaktýr, Osmanlý yeni bir dil türetmiþtir adeta…Türkçe fiilleri düzenli çekimlerinin hatýrýna muhafaza etmiþ, yine bazý Türkçe kelimeleri de ayný titizlikle korumuþtur.Ancak Osmanlýnýn bir endiþesi daha vardý, himayesinde yaþayan bütün unsurlarý bölünmeden, parçalamadan muhafaza etmek.Bu da ancak içerisinde ortak unsurlar taþýyan bir dil, bir lehçeyle mümkün olacaktý.Ve diðer dillerden de Osmanlýca denilen lehçeyi zenginleþtirerek, Türkçe’deki düzeni de muhafaza ederek, yeni ve felsefi derinliði olan zengin bir dil oluþturdular.Bu da o zamanýn anlayýþýný düþündüðümüzde gerçekten büyük bir baþarýdýr.Bazý bilginler Avrupa’da Esperanto ve Ýdo gibi yapma diller oluþturarak, az önce bahsettiðim düzenliliði yakalama telaþýna kapýlmýþlardýr, devamlý da yeni geliþtirdikleri bu diller üzerinde deðiþiklikler yapmýþlardýr.Adeta Türkçe benzeri bir dil vücuda getirmeye çalýþmýþlardýr.Þimdi bazý þüpheler de beynimi týrmalamýyor deðil.Acaba bu bilginlerin gayretleri, sadece Türkçe’yi kabul etmemek için miydi?Tabii ki her millet kendi kültürünü üstün görecek, fakat Türk toplumu gerçekten mutevazi bir þekilde asýrlardýr sahip olduðu deðerlerden taviz vererek batýlý olmak uðruna öz benliðini unuttu..Daha bir çok alanda eski kültüründen koptu.Göktürk alfabesindeki 36 sesten kala kala elinde 29 ses kaldý.Diðer yedi ses tabiiki varlýðýný aðýzlarda ve lehçelerde devam ettiriyor.Demek þu andaki alfabemiz de yazýldýðý gibi okunmayan bir alfabe..Çünkü bu dýþarýda kalan 7 sesi mecburen diðer harflerle ifade edeceðiz.Yine bazý uzun ünlüleri de gösteremiyoruz. Belki de bazý hakperest batýlý bilginler çýkýp þöyle de diyebilir: “evet biz sizin dilinizin gerçekten üstün ve düzenli bir dil olduðunu biliyoruz.Ancak þu fikirsel ve ekonomik fakirliðiniz sizin ve dilinizin gerçek deðerini örten unsurlar.Biraz daha teknoloji, iktisat ve bilimsel alanlarda geliþin o zaman sizin dilinizin dünya dili olacaðýna eminiz.”Belki de bu görüþ sahipleri gerçekten haklýdýr.Biraz daha çalýþsak ve gayret göstersek sadece dilimiz deðil, Alevi kardeþlerimizin semahýndan tutun da sazýmýza, þarkýlarýmýza, inancýmýza varana kadar bir çok kültürel unsurumuz Avrupa’ya yayýlabilir.

7)Türkçe’miz yapým ekleri sayesinde çok fazla yeni kelime türetebilme özelliðine sahiptir.Böylelikle kelimelerin ve fiillerin tanýnmayacak þekilde baþkalaþmasý önlenmiþtir.Hint Avrupa dillerinde bu ekler çok azdýr.Genelde kelime türetme kelimenin baþkalaþmasý yoluyla yapýlýr.Ünlü filozoflarýn beðenmediði noktalardan biri de budur.Örneðin; Ýngilizce’de gitti diyebilmek için go fiilini baþkalaþtýrarak went þekline dönüþtürürüz.Kökle yeni yapý arasýnda bir farklýlýk vardýr.Türkçe’de ise yapým ve çekim eklerinin iþlekliði sayesinde bir sorun çýkmamaktadýr.Git- fiilini –di’li geçmiþ zaman formuna sokmak için yapmamýz gereken kelimeyi baþkalaþtýrmadan sonuna bir -di eki eklemektir.Kelime Gitti olarak kökünü de muhafaza ederek yeni bir kullanýma hazýrdýr.

8)Ýngilizce’de fiillerin dýþýnda da bazý kelimeler kuralsýzdýr.Bir çok kelimenin çoðul halleri böyle kuralsýzdýr:
child(çocuk)-children(çocuklar)
woman(kadýn)-women(kadýnlar)
man(adam)- men(adamlar)

Türkçe’mizde ise böyle bir karýþýklýk yoktur.Çoðul hal –ler eki ile saðlanýr.Üstelik bu –ler eki de 3 sesten oluþur.3 çoðulluðun ifadesidir.Bu çoðul ekinde ayrý bir müzikallik de vardýr.Sondaki –r sesi sayesinde devam eden,akýp giden bir çokluk (kemiyet) nazara veriliyor..
9)Ýngilizce’de ve diðer Hint Avrupa dillerinde önüne sayý sýfatý alan kelimeler, sayý birden büyükse, çoðul eki alýrlar.Türkçe’de böyle bir olay yoktur.Nesneyi belirten sayý zaten çokluk ifade ettiðinden nesneye bir çoðul eki takýlmaz, örneðin, biz “Ýki kalem” deriz iki kalemler demeyiz.Mantýksal olarak zaten biliriz ki, iki sayýsý çokluðu ifade eder. Yani 1kedi+2kedi=3kedi olur.Bu örneklerde görüldüðü gibi sayýlar zaten kedileri temsil etmektedirler.Tekrar kedilere çoðul eki vermeye gerek yoktur.Dilimizin bu özelliði bazý Hint Avrupa kökenli dilleri de etkilemiþtir.Mesela Ermenice’de dilbilgisel yapýlarýn çoðu artýk Türkçe’deki gibi kurulmaktadýr.
10)Ýngilizce’de bazý fiiller birçok anlamlara gelirken, Türkçe’de her bir eylemi karþýlayacak ses yapýsý mevcuttur.Örneðin, to take=almak, götürmek, çekmek(fotoðraf)
11)Türkçe þahýs zamirlerinde bir ses ahengi var gibidir.Ben>Sen >O/Biz>Siz>Onlar
görüldüðü gibi 1.ve 2.tekil þahýslar kendi aralarýnda, -n sesi bakýmýndan bir uyum içindedirler.Çoðul þahýslarda ise –z uyumu vardýr.Hint Avrupa dillerinde böyle düzenlilikler bulunmaz.Örneðin, Almanca1.tekil Þ.:Ich, 2.Tekil:Du , Ýngilizce I ve You bu zamirleri arasýnda bir anlam ilgisi yoktur.Üstelik bu zamirlerin, yönelme, amlama gibi halleri de deðiþiklik arz etmektedir.Belki de Kosmos’un “kaos” olduðunu iddia eden bilginler, dillerinin þuuraltýnda uyandýrdýðý, düzensizlik içgüdüsünü terennüm ediyorlardý.Bu düzensizliði tüm evrene yayýp, bu evrenin sahibini unutturma peþinde de olabilirler tabii ki..Ancak Türkçe böyle deðildir.Türkçe gibi düzenli bir dil, þuuraltýna sebepsiz hiçbir þeyin olmayacaðýný fýsýldar.Ona her yapýlan þeyin bir öznesi olduðunu haykýrýr.
12)Türkçe’de önemli unsur devamlý sondadýr.Kelimeler, öðeler ve ekler önemli unsuru savunmak için adeta bir kale vazifesi yaparlar.Ben kitabý bugün okudum.cümlesinde önemli öðe olan okudum kelimesi kalp ve beyin kelime olduðu için muhafaza edilmiþtir.Belki de Türkçe’nin ekler ve fiiller yönünden tarihi kökenden çok uzaklaþmamasýnýn nedeni, bu içsel koruma faaliyeti de olabilir.
13)Türkçe’nin matematiksel bir yapýsý vardýr.Bunu ispat etmek için, bir küp yeterli olabilecektir.Jean DENY'in kitabýnda bu küp gayet güzel bir þekilde gösterilmiþtir.







14)Türkçe’mizde seslerin birbirini etkileyiþi bakýmýndan sýralanýþý bir düzen gösterir.Ünlüler sert ünsüzleri, sert ünsüzler de yumuþak ünsüzleri etkilerler.

Ünlü>Sert Ünsüz>Yumuþak Ünsüz yani;
A, e, ý, i, u, ü, o, ö>p, ç, t, k, h, s, þ, f>b, c, d, ð, j, l, m, n, r, v, y, z

15)Türkçe’de bir sözcükte hükümdar mesabesinde olan öðe yüklemdir.Hangi öðe bu hükümdarýn yanýna yaklaþýrsa, önemi o derecede artar.Ve bu öðe diðer kelimelere nazaran daha vurgulu söylenir.
16)Ýngilizce’de ve benzer bazý dillerde, bir cümleyi edilgen yapabilmek için o cümleyi tamamen deðiþtiririz.Türkçe’mizde ise bir -l ve-n eki yeterlidir.Bütün Ural Altay dillerinde benzer bir özellik vardýr.Ýngilizce’de edilgen durumda nesne baþa getirilir. “The book is being read” bu pasive’i bir de aktive yapalým.”He is reading the book.” Görüldüðü gibi “book” kelimesinin yeri tamamen deðiþti.Fakat Türkçe’mizde böyle bir zorluk yoktur.Ayný cümleyi Türkçe yazarsak, “Kitap okunuyor.”Görüldüðü gibi bir tek –n eki sayesinde yüklem edilgen çatýlý olmuþtur.Etken yapalým “(o)Kitap okuyor”Görüldüðü gibi sadece bir sesi alarak cümleyi yine etken yaptýk.Bu gerçekten Türkçe’mizin nadide güzelliklerinden birisidir.
17)Ýngilizce denilen dilin mazisi 500 yýl civarýndadýr.Türkçe’nin ise 15 bin yýllýk bir mazisi olduðu ispat edilmektedir.Üstelik, Proto Türkçe’nin Hint Avrupa dilleri dahil bir çok dili etkilediði bilinmektedir.Belki de ilk yazý sistemini de geliþtiren Türkler ve diðer Asyalý kavimlerdi.Ýngiltere 11.yy.ýn 2. yarýsýnda vahþi insanlarýn yaþadýðý bir yerdi.Buranýn insanlarý olan Anglo-Saksonlar gerçekten geri bir kavimdi.Hatta bir zaman gelip yok edecekleri Maya-Aztek kavimlerinden yüzlerce kat geriydiler.Ottan evlerde yaþýyorlardý.O dönemlerde bizim edebiyatýmýz þahikasýný yaþýyordu.Yunus Emre’ler, Hacý Bektaþ’lar, Hoca Ahmet Yesevi’ler güzel Türkçe’mizle güzel edebiyat ürünleri veriyorlardý.Zaten Dilbilimcilerin de bildiði gibi Ýngilizce’nin Yüzde 60 kadar kelimesi Latince,Yunanca gibi dillerden alýnmýþtýr.Kendi kelime hazinesi ise yüzde 15 kadardýr.Türkçe ise en az 10 bin sene iþlenmiþ köklü, düzenli ve saðlam bir dildir.
18)Bir çok ünlü alim ve bilgin Türkçe’nin güzelliðini ve bu zengin yapýsýný kavramýþ olmalý ki en güzel eselerini bu dille vermiþlerdir.Dönemlerinin ortak dili olan Arapça’yý da kullanabilirlerdi ancak Türkçe’yi tercih ettiler.Kimdi bunlar;Yunus Emre-Divan, Hoca Ahmet Yesevi-Divan, Hacý Bektaþý Veli-Nefesler, Nazým Hikmet, Orhan Pamuk, Atilla Ýlhan, Nurullah Genç, Ahmet Turan Alkan, Yahya Kemal, Tevfik Fikret, Necip Fazýl ve daha binlerce ismi aklýmýza gelmeyen farklý görüþlerin temsilcileri, güzel Türkçe’mizi kullanmýþlar bu dili bütün dünyaya tanýtmýþlardý.Ýleride göreceðiz ki bu dille yazý yazmak bütün dünyada revaç bulacak, insanlar akýn akýn Türkçe kurslarýna gidip Türkçe’yi öðrenecekler…

19)Ýngilizce’de Get, have gibi bazý fiiller pek çok anlama gelecek þekilde kullanýlabilmektedir.Ýngilizce konuþan kimseler bu eylemleri çok kullanan kiþilere tembel demektedir.Çünkü bu eylemlerin belirsiz olduðu ve gereksiz yere kullanýldýðý samimiyetle ifade edilmektedir.Bu eylemler kullanýldýðýnda farklý anlamalara yol açabilmektedir.Þu anda yaþayan Ýngilizce’de bu eylemler sýklýkla kullanýlmaktadýr.Türkçe’mizde ise her bir eylem yerli yerinde ve karýþýklýða mahal vermeyecek þekilde kullanýlmaktadýr.Belki de Ýngiliz toplumunun bu tarz tembelliði gösteren eylemleri kullanmalarýnýn sebebi, maddi yönden yaþadýklarý refah seviyesidir.Türkçe’miz bu tür eylemlerden uzak kalarak, anlamda bir açýklýk ve kesinlik saðlamýþtýr.

20)Türkçe’mizde kelimeler çok az deðiþime uðrar..Bilhassa fonetik yönden bu deðiþmeler çok az seviyededir.Bilhassa kitap ve yazýn Türkçe’sinde bu deðiþimler oldukça az durumdadýr.Ancak Hint-Avrupa dillerinde bu deðiþim had safhadadýr.Ýngilizce’deki ya da Fransýzca’daki gibi kelimelerin oldukça farklý seslere dönüþmesi örnekleri Türkçe’mizde görülmez.

21)Türkçe’mizde istisna yok denecek kadar azdýr.Her istisna da ayrý bir kuralýn, düzenin baþlangýcýný gösterir.Türkçe’miz devamlý düzene ve güzelleþmeye doðru ilerlemektedir.

22)Türkçe’mizde diðer pek çok dilin aksine akraba adlarý detaylý bir þekilde mevcuttur.Özellikle, aðabey, abla, kardeþ, bacý, teyze, yeðen, kuzen, amca, dayý, hala gibi pek çok akrabalýk adlarý Türkçe’yi konuþan toplumlarýn akrabalýða verdiði önemi açýkça göstermektedir.Bu durumda Türkçe akrabalar arasý muhabbetin ifade edilmesi açýsýndan en uygun dillerden biri olarak karþýmýza çýkmaktadýr.

23)Orhun abideleri gibi eski Türk anýtlarýný incelediðimizde o dönemlerde kullanýlan pek çok fiilin þu andaki Türk lehçelerinde de yaþadýðýný görmekteyiz.Hatta binlerce yýl önce konuþulan Türkçe’nin ek sistemiyle þu anda konuþulan Türkçe’nin ekleri genelde deðiþmemiþ ayný veya benzer durumda gözükmektedirler.Türkçe’nin bu kelime ve ekleri muhafaza etmesi, bu dilin kurallýlýðýnýn ve saðlamlýðýnýn açýk bir tezahürü olarak gözükmektedir.Ama pek çok Hint Avrupa dilinde bildiðimiz gibi fiiller deðiþik zaman çekimleri esnasýnda bile deðiþebilmekte, aslýyla hiç ilgisi olmayan konuma girmektedirler.

24)Türkçe’miz yapým eklerinin yoðunluðu bakýmýndan Hint Avrupa dillerinden ayrýlýr.Yapým ekleri sayesinde çok kolay bir þekilde bir kelime baþka bir anlamý karþýlayacak þekle dönüþtürülebilmektedir.Ýngilizce’de ly, ness, less gibi sýnýrlý sayýda iþlek yapým eki varken Türkçe’mizde yüze yakýn yapým eki kullanýlmaya hazýr bir durumda tazeliðini muhafaza etmektedir.Antik çaðlarda yaþamýþ pek çok felsefeci Hint Avrupa dillerini incelemiþ, kendi dillerinin düzensizlikleri karþýsýnda mantýklý ve düzenli dili oluþturma gayretine giriþmiþlerdir.Onlarý en çok zorlayan konulardan birisi de dillerindeki fiillerin ve kelimelerin düzensiz bir biçimde türemeleri olmuþtur.Bu felsefeciler dillerindeki bu eksikliði gidermenin yapým ekleri kullanarak mümkün olacaðýný ifade etmiþlerdir.Aslýnda o dönem felsefecisinin Türk dilini arzuladýðýný da söyleyebiliriz.

25)Türkçe’de birleþik zamanlarýn oluþturulmasý oldukça kolaydýr.Ýki zaman eki yan yana sýrasýna uygun bir þekilde kullanýlýverir ve mesele hallolmuþ olur.Ancak Ýngilizce gibi bazý dillerde yardýmcý fiil kullanýlma zorunluluðu vardýr.Türkçe’de ikinci bir zaman ekinin eklenmesini saðlayan i- yardýmcý fiili düþtüðünden bu eklerin birbirine hiçbir kelime yardýmý olmadan eklenmesi Türkçe’nin devamlý düzene doðru yürüyecek þekilde programlandýðýnýn açýk bir kanýtý gibidir.

Ben geliyordum.

I was coming.


26)Türkçe’miz dünya dilleri içersinde bilinen en eski dillerden birisidir.Ve bu özelliðiyle hiçbir etki altýnda kalmadan kendi seyrinde gitmesini bilmiþ müstesna dillerden birisidir.Prof. Dr. Osman Nedim TUNA pek çok ikna edici delile dayanarak Türkçe’nin en asgari 8.500 yaþýnda olduðunu hesaplamýþtýr.Onun en büyük delillerinden biri Sümer yazýtlarýnda oldukça yoðun bir þekilde bulunan Türkçe kelimelerdir.Bu bulgulardan yola çýkan bilgin Türkçe’nin en az 8.500 yýl öncesine uzanan bir geçmiþi olduðunu ispat etmektedir.Ýngilizce gibi diller ise en çok 600-700 sene mazisi olan dillerdir.Türkçe gibi köklü bir geçmiþi olan bir dil, elbette bu yönüyle de pek çok dilden üstündür.

27)Prof. Dr. Oktay SÝNANOÐLU “Bye Bye Türkçe” adlý eserinde Türkçe ve Japonca arasýndaki iliþkilere deðinmiþtir.Türkçe ve Japonca arasýndaki benzerlikler oldukça þaþýrtýcýdýr.Bu Türkçe’nin çok köklü bir dil olduðunun baþka bir kanýtýdýr.Yine Profesör Elövset Zakiroðlu ABDULLAYEV “Türk Dillerinin Tarihsel Geliþme Sorunlarý” adlý eserinde Türkçe’nin Ermeni dilini pek çok yönden etkilediðini ve deðiþime uðrattýðýný reddedilmesi imkansýz delillerle ispat etmiþtir.Türkçe’nin Arapça’yý, Farsça’yý ve hatta Ýngilizce’yi de etkilediði aþikar bir gerçektir.Þu anda Arapça , Farsça ve Ýngilizce’de pek çok Türkçe kökenli kelime mevcuttur.Biz örnek olmasý açýsýndan Ýngilizce’deki Türkçe bazý kelimeleri kitabýmýzýn ileriki sayfalarýnda sizlerle paylaþacaðýz.

28)Türkçe, edebiyat dili olmak için de oldukça elveriþli bir dildir.Türkçe’de nazma benzeyen atasözü, deyimler hazinesi oldukça zengindir.Hatta Orhun abidelerini inceleyen bazý bilginler, bu abidelerdeki yazýlarýn Þiir olabileceðini söylemiþlerdir.Türkçe’nin þiirsel üslubundan kaynaklanan bu durum, güzel Türkçe’mizin þiirselliðini gösteren bir örnektir.Asýrlardýr güzel Türkçe ile yazýlmýþ eserler, tüm dünyada Türkçe’nin yayýlmasýna katký saðlamýþlardýr.

29)Türk dili gibi, konuþanlarýnýn sosyal yaþantýsýný aksettiren dil yok gibidir.Orhun abidelerindeki Türkçe incelendiðinde ses yapýsý itibariyle bu kitabelerdeki dilin göçebe ve savaþçý bir topluma ait olduðu gözükmektedir.Bu abidelerde oldukça fazla kullanýlan k, t, d, g gibi sesler bize bir savaþtaki kýlýnç seslerini, atlarýn nal seslerini hatýrlatmaktadýr.Ayrýca bu ve benzeri sesler Türkçe’ye ayrý bir azamet katmaktadýr.Ancak zamanla toplumsal yapýnýn deðiþmesi ile birlikte Türkçe’de de bazý deðiþimler olmuþ ve böylelikle Türkçe yeri geldikçe oldukça yumuþak,yeri geldikçe oldukça sert bir dil ola gelmiþtir.Þimdi gayet yumuþak ifadeleri içeren bir örnek yazarak Türkçe’nin bu güzelliðini ortaya koymak istiyorum.
“ Seni tüm benliðimle sevdiðimi sana söylemek ve ruhumun derinliklerinde saklý mücevherleri senin yüreðine hediye etmek istiyorum.”
Bu cümle incelendiðinde görülecektir ki,gayet yumuþak ifadeler kullanýlmýþtýr sevgiyi ifade etmek için..Ýstenilse bu cümle daha da tatlý seslerle daha da kulaða güzel gelecek þekilde kullanýlabilirdi.Fakat içinde tehdit unsurlarý ve savaþ, kavga gibi kavramlarý içeren bir cümle sert bir ses yapýsýna sahip görünmektedir.
30)Bir gazetede Sýrbistanlý bir bayan Profesörün Türkçe’yi övüþünü ve bu dile olan sevgisini anlatýþýný okumuþtum.Sýrpça’da on bin Türkçe kökenli kelimenin var oluþu Sýrplarý Türkçe’ye ilgi duymaya itmektedir.Osmanlý’nýn bu Hýristiyan tebaasý bile Türkçe pek çok kelimeyi dillerinde bugüne kadar yaþata gelmiþtir.Bugün Sýrp gençliði Türkçe’ye büyük ilgi duymaktadýr.Hatta bayan Prof. Teosodoviç Üniversite’deki Sýrp gençlerin Türkçe þiirlerden çok hoþlandýðýný, bu dilin müzikalliðine hayran kaldýklarýný ifade etmektedir.Bu da Türkçe’mizin apayrý bir güzelliðini de ortaya çýkarmaktadýr. “Acun Firarda” adlý programda bir yabancý bayan, Acun’a “Konuþtuðu dilin kulaða çok hoþ gelen bir dil olduðunu, tebessüm etmesinin nedeninin de bu olduðunu” açýk yüreklilikle ifade etmiþti.Dilimiz gerçekten baþka dilleri konuþanlarýn da samimi itiraflarýyla kulaða hoþ gelen, düzenli bir dildir.

31) Türkçe binlerce yýllýk geçmiþi olan ve halen de canlý olan bir dildir.Vaktiyle tüm dünyaya yayýlan bu dil, bugün de Adriyatik’ten Çin seddine kadar yüz milyonlarca insan tarafýndan konuþulmaktadýr.Düzeniyle, yaygýnlýðý ve canlýlýðýyla bu dil Dünya Dili olmaya aday dillerdendir.

32)Türkçe’deki ünlü seslerin zenginliði dikkat çekmektedir.Bu ünlüler dilimize ayrý bir güzellik katmaktadýr.Türkçe konuþanlar baþka dillerdeki ünlüleri seslendirmekte zorlanmazlar.Pek çok Hint Avrupa dilinde olmayan ö, ü, i gibi ünlüler gerçekten dilimize bir ayrýcalýk katmaktadýr.

33)Türkçe’mizde baþka dil mensuplarýnýn söylemekte zorlanacaðý þekilde yan yana iki sessiz bulunmaz.Hint Avrupa dillerinde bulunan tren, global gibi kelimelerdeki yan yana gelen sessizlerin benzeri bir uygulama dilimizde yoktur.

34)Kafkas dilleri gibi bazý dillerde o derece fazla sessiz harf vardýr ki, baþka dil mensuplarý bu derece yoðun sessizleri çýkarmakta zorlanmaktadýr.Bu gibi dillerdeki bu özellik, bu dillerin öðrenilmesini zorlaþtýrmaktadýr.Türkçe’mizdeki ünsüz sesler ise tüm dünya dillerinin genelinin ses sistemlerinde var ola gelen seslerdir.Bu nedenle Türkçe’de telaffuzu çok zor bir ünsüz sese rastlanmaz.Bir dili dünya dili yapan özelliklerden biri olan bu özellik, dilimizin ses yapýsýnýn öðrenilmesini oldukça kolaylaþtýrmaktadýr.Hatta aslen Türk olan pek çok dilbilimci Arapça, Farsça gibi dilleri o dilleri konuþanlardan daha iyi konuþmuþlardýr.Mevlana, Zemahþeri, Fahreddin Mübarekþah gibi pek çok Türk ilim adamý Arapça ve Farsça gibi dilleri çok iyi öðrenmiþler ve kullanmýþlardýr.Onlarýn bu dilleri bu denli iyi öðrenmelerinde Türkçe’mizin az önce zikrettiðim özelliklerinin de büyük payý olmuþtur.Þu anda da baþka ülkelerde yaþayan vatandaþlarýmýzýn, yabancý dilleri o ülke vatandaþlarýndan daha iyi ve daha düzenli konuþtuðu da bir gerçektir.Erovision þarký yarýþmasýnda Ýngilizce þarký ile aldýðýmýz birincilik ödülü, biraz da bu dilin Sertap Erener tarafýndan iyi kullanýlmasýnýn þerefine olmuþ olabilir.

35)Kaþgarlý Mahmud gibi bir Türk bilgini daha 11.asýrda Türkçe’deki kelime daðarcýðýnýn on bin civarýnda olduðunu, bu kelimeleri tek tek derleyip Divan-ý Lugat-it Türk adlý eserine alarak ispat etmiþtir.Bu alim o dönemin þartlarýna göre yaptýðý araþtýrma ve incelemelerle 7.500 civarýnda kelimeyi lügatine alabilmiþtir.Ancak kaba bir tahminle halk arasýnda kullanýlan bu kelime sayýsýnýn en az on bin civarýnda olduðunu söyleyebiliriz. Hatta Türkçe’miz daha 5 ve 6. yüzyýllarda Ermenice gibi dilleri etkilemeye baþlamýþ bu dile daha o dönemlerde kelimeler vermeye baþlamýþ müstesna bir dildir.Bu günkü Ermenice’de Türkçe kökenli binlerce kelimenin olduðu da Ermeni dil bilginlerince de bilinen ve kabul edilen bir gerçektir.

(Dillerin Þifresi...)

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: güzeldi
Gönderen: zeki ersoy / , Türkiye
12 Þubat 2009
beeðenerek okudum




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn dilbilim kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Fince Türkçe Benzerliði
Ýbranice - Hintçe Kardeþliði
Türkçe'nin Þifresi - Türkçe'nin Üstünlüðü - 2
Adem ve Havva Dili
Eston Dili ve Türkçe
Esperanto ve Türkçe
Türkçe'mizin Ermenice'ye Etkileri
Türkçe'nin Yitik Kardeþi; Kýzýlderilice!
Sümer'e Farklý Bir Bakýþ
Zuluca ve Türkçe

Yazarýn bilimsel ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Atomda Dna Var mý?
Tebbet Suresindeki Mucizeler
Çoklu Hücre Modeli
Ýslam Bilim Müzesi
Nasreddin Hoca Yazar Oldu
Hangi Tanrý?

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Sen Var Ya Sen! [Þiir]
Çakkýdý Çakkýdý [Þiir]
Bâlibilen Dilinde Þiir [Þiir]
Üç Boyutlu Þiir [Þiir]
Miraciye [Þiir]
Saðanak Sen Yaðýyor [Þiir]
Bülbüller Þehri Ýstanbul [Þiir]
Türkçe Hamile Beyanlara [Þiir]
Burasý Sessiz Biraz [Þiir]
New Orleans'lý Siyahi Kirpiklerin [Þiir]


Oðuz Düzgün kimdir?

Yazar edebiyatýn her alanýnda çalýþmalar yapýyor.

Etkilendiði Yazarlar:
Bütün yazarlardan az çok etkilendi. Zaten insanoðlunun özelliði deðil midir iletiþimde bulunduðu varlýklardan etkilenmek?


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Oðuz Düzgün, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.