Doğru şeritte olsanız bile, olduğunuz yerde kalırsanız er geç ezilirsiniz. -Will Rogers |
|
||||||||||
|
O Türk’e gönülden sevdalı bir Türk milliyetçisiydi. Hayatını Türklüğe adamıştı O!... Bunu şu dörtlüğünde de açıkça ifade ediyor: “Türklüğe çalıştım sırf zevkim için, Ummadım bu işten asla mükâfat! Bu yüzden bin türlü felâket çektim, Hiçbir an esefle demedim:Heyhat!... O, bazılarının sığ bir ifadeyle dile getirdiği gibi basit bir kafatası milliyetçisi değildi. Gökalp dopdolu bir insandı. Büyük bir sosyologdu. Ekonomistti aynı zamanda. Mütefekkirliği tartışılamazdı. Eğitimci yönü de asla inkâr edilemez. Bütün bu hususiyetleri benliğinde toplamış dopdolu bir Türk milliyetçisiydi O… Türk’ü ve Türk’üm emsalsiz zafer levhalarıyla dolu Türk tarihini enine boyuna bilen bir insandı. Milleti meydana getiren unsurlardan yurt,soy,dil,kültür,din ve tarih onun için mukaddes değerlerdi. Doğrusu da bu değil mi? Bu unsurlar milleti birbirine kaynaştıran çimento kabilinden değerler değil midir? Bu unsurlar varsa millet ve devlet vardır. Toprak parçası,bu maddî ve manevî unsurlarla vatan hâline dönüşüyor. Demek ki bunlar,olmazsa olmaz,kabilinden vazgeçilmez,ihmale gelmez unsurlardır. Gökalp’in bu husustaki hassasiyeti takdire şayandır. Bazıları Ziya Gökalp’i Türkçülükte aşırı bulurlar. O insanlara her şeyden evvel Türkçülüğün temel ilkelerini öğretmek gerekir. Nedir Türkçülük? Türkçülük,Türk Milleti’nin müspet olan her alanda ilerlemesini sağlamak demektir. Bu kültür,sanat,edebiyat,ahlâk,fazilet,teknoloji,eğitim ve bilim olabilir. Kısaca dünyayla yarışabilecek bir Türk Milleti ve Türk Devleti meydana getirmek… Bunun neresi kötü?... Bu anlamda hepimiz Türkçüyüz ve olmak zorundayız. Gökalp’in Türkçülükte ileri gittiğini söyleyen bir kısım insanlar, onu dinsizlikle bile suçlamışlardır. Bunun gerekçesini anlamak mümkün değildir. Türklükle Müslümanlık etle tırnak gibidir.Birinin varlığı ötekinin yokluğunu gerektirmez ki!.... Hem Ziya Gökalp’in inanç hususunda,din konusunda söylediği şu sözler, onun din karşısındaki olumlu tavrını tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor: “İmanım kuvvetli,tevekkülüm sağlam olmasaydı,bu acılara dayanamayacaktım.Bereket versin ki dindar ve mefkûreli(idealist) bir ruhum var…Allah’ın doğru kullarına vefalı olduğuna itimat ediniz.Güneş bulut altına girebilir;fakat hakikat güneşi uzun müddet bulut altında kalamaz.Fırtınalar gelir geçer,kasırgalar gelir geçer.Biraz sonra görürsünüz hava güzelleşmiş.Allah güzeldir;güzelliği sever;güzelliği ister;ara sıra celâllenir(kızar,öfkelenir.) Fakat çok geçmez Cemal’e avdet eder.(Yüce güzelliğine döner;yumuşar;güzelliğini gösterir.)” Gökalp’in din,iman ve Allah hususundaki bu güzel sözlerinden sonra onu dinsiz olarak göstermeye çalışmak asla insaf ölçüleriyle bağdaşmaz. Hem hiç kimsenin Allah adına ileri geri konuşmaya,mesnetsiz hüküm vermeye hakkı yoktur. İslâm zahire(görünene) hükmeder. Bir insanın dinsiz olarak damgalanması hakikatte onu dinsiz yapmaz.Hem böyle bir davranış kimseye bir şey kazandırmaz.Maazallah, iddia makamındaki kişi inkârcı konumuna da düşebilir. Her şeyin en doğrusunu şüphesiz ki Allah bilir. e-mektup: mnihatmalkoc@hotmail.com
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |