Yazar yazý yazmayý baþka insanlara göre daha zor yapan insandýr. -Thomas Mann |
|
||||||||||
|
Akýl ve aklýný kullanmasýný, makine yapmasýný bilen tek varlýk olarak bizler ne yapýyoruz? Yaptýðýmýz tek þey kendi ellerimizle yaþadýðýmýz zamana ve geleceðe, çocuklarýmýzýn geleceðine ihanet etmek, dünyayý yaþanýlabilir olmaktan çýkarmak için elimizden geleni ardýmýza koymamak. Sorarým size bu mu insanlýk, bu mu ortak akýl, bu mu Tanrý inancý ile dolu dolu olmak? Hiç sanmýyorum... Ormanlarý yakan bizleriz, tarla açmak için. Denizlere arýtmadan pislik akýtan bizleriz, ucuz yollu bir iþ olduðu için. Fabrikalarýmýzýn bacalarýna filtre cihazlarý taktýrmayan bizleriz, pahalý bir þey zannettiðimiz için. Doðaya bu kadar zalim davrandýðýmýz için, gün gelip bir gün hüngür hüngür aðlayacak olan da bizleriz... ''Son yýllarda Afrika'da doðal yaþamýn kaynaðý sayýlan bu ormanlar ya çiftçiler tarafýndan yakýlýyor ya da aðaçlar kesilerek yok ediliyor. Ormanlarýn yok edilmesi ise iklim deðiþimine neden oluyor...'' ''Afrika'daki yaðmur ormanlarý, Kamerun'dan Kongo'ya, Gine'den Gabun'a kadar geniþ bir alana uzanýyor. Bu ormanlar, Güney Amerika'daki Amazon ormanlarýnýn ardýndan dünyanýn en eski ikinci tropikal ormanlarý. Uzmanlar, yeryüzündeki hayvanlarýn yüzde 40'la yüzde 60 arasýndaki bir bölümünün bu yaðmur ormanlarýnda yaþadýðýna dikkat çekiyor.'' ''Son yýllarda özellikle Afrika'daki ormanlarýn yakýlarak yok edilmesi ya da aðaçlarýn kesilmesi yüzünden çok sayýda canlý yok olma tehlikesiyle karþý karþýya. Çevre örgütü Greenpeace son 30 yýlda Afrika kýtasýnýn ormanlýk alanýnýn üçte ikisini yitirdiðine dikkat çekiyor.'' Dünya üzerinde ki denizlerin ve diðer su kaynaklarýnýn kirliliði de önemle üzerinde durulmasý gereken bir konudur kanýmca. Su bugün insanýn en temel besin maddelerinden baþýnda gelir. Ýnsan vücudunun bile yaklaþýk yüzde altmýþý sudur. Bu kadar hayati bir öneme haiz bir madde iken, bizler onu kirletmek, kaynaklarýmýzý kurutmak için elimizden geleni ardýmýza koymuyoruz, ama bilinçli, ama bilinçsiz olarak. Literatürümüzede girmiþ su ile ilgili çok güzel atasözlerimiz ve deyimlerimiz vardýr. Su getirene ''Su gibi aziz ol''deriz, uzun boyululara ''Sulak yerde büyümüþ''deriz, ''Su uyur düþman uyumaz''deriz, yine''Suyun yavaþ akanýndan insanýn yere bakanýndan kork''deriz. Suyun Türk Kültüründe ki yeri ayrýdýr... ''Birleþmiþ Milletler Gýda ve Tarým Örgütü (FAO), 2010'da dünyada balýk tüketiminin rekor düzeye çýktýðýný belirterek dünya rezervleri konusunda alarm verdi.'' Yine bir araþtýrmada okuduðum kadarý ile her gün dünya denizlerinden yüz elli bin kamyon balýk çekilmektedir. Eðer dünya denizlerinde bir yýl bütün balýk avlarý yasaklansa bir yýl sonra bütün deniz ve okyanuslarda balýk kaynayacaktýr her yer muhtemelen... ''Her yýl milyonlarca ton çöpün döküldüðü denizler zamanla birer çöplüðe dönüþmüþ, kuþkusuz bunun en büyük zararýný deniz ve okyanuslardaki canlýlar görmüþtü. Çok miktarda pislik arýtýlmadan kanalizasyonlardan deniz, göl ve ýrmaklara akýtýldýðý zaman su bu kadar çok pisliði arýtamaz. Sudaki tüm oksijen tükendiði için, balýklar ve atýklarý ayrýþtýrarak zararsýz maddelere dönüþtüren bakteriler ölür. Sularda yalnýzca oksijensiz yaþayabilen, hastalýk yapýcý bakteriler kalýr. Özellikle sanayi bölgelerine yakýn olan Akdeniz ve Japon Denizi ile Kuzey Amerika'daki Büyük Göller de görülen kirlilik bütün okyanuslarý etkilemektedir.'' ''1950'lerde Japonya'da görülen Minimata hastalýðýnýn denize dökülen cývalý atýklardan etkilenen ton balýðýnýn yenilmesinden kaynaklandýðý belirlenmiþtir. Fabrikalarýn denize döktüðü kimyasal atýklarýn içindeki ava önce küçük deniz canlýlarýnýn, sonra bunlarý yiyen daha büyük balýklarýn vücudunda birikiyor ve en sonunda o balýklarý yiyen insanlara zarar verecek düzeye ulaþýyordu. 1986'da Kuzey Denizi'nde yapýlan bir araþtýrmada, incelenen yassý balýklarýn beþte ikisinden fazlasýnda kanser hastalýðýna benzer belirtiler bulunmuþtur. Kuþkusuz, kirlenme yalnýzca insan saðlýðýný deðil öteki canlýlarý da etkilemektedir.'' Diðer önemle üzerinde durulmasý gereken konu radyasyon ve nükleer tehlikedir, ki bu da gerekli önlemler alýnmadýðý zaman insanlar ve doða üzerinde büyük tehlike oluþturmakta ve insanlýðý tehdit etmektedir. Her ne kadar dünya üzerinde savaþlarda nükleer silah kullanmak yasaklanmýþsa da, buna raðmen süper güç tabir edilen devletler deneme amacýný öne sürerek kimselere sorma gereði bile duymadan bu silahlarý çöl gibi terk edilmiþ yerlerde kullanmaktadýrlar. Geçmiþte Çernobil Faciasý, günümüzde de Japonya da ki Fukiþima Nükleer Santrali olayý bunlara hazin birer örnektir ve daha da böyle bir þey olmaz demek biraz safdilliktir... Doðaya karþý bu kadar acýmasýz olursak gün gelir bir gün biz de onun karþýsýnda acýnacak durumlara düþebiliriz. Sevgi ve Saygýlarýmla...
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |