..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"...Ve hepimiz az ya da çok rüyacý deðil miyiz!" -Dostoyevski
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Gerilim > Tuna M. Yaþar




15 Aðustos 2020
Reptilian 3  
Yaratýk

Tuna M. Yaþar


Akþam olmuþ düðün melodileri baþlamýþtý. Önce saz bir giriþ yaptý. Galiba ‘Ankara’nýn büklüm büklüm yollarý’ný çalýyordu. Ekrem’in tahmini doðru çýktý. Türkü doðruydu. Melodiye org aleti de eþlik etti.


:AEJG:
Ekrem tostunu ve gazozunu içince bakkaldan ayrýldý. Karný þiþmiþti. Önce kaygana sonra tost. Okkalý bir kahveye ihtiyacý vardý. Filiz’in evde temizlik iþlerini erken bitirmesini ümit ettiðinde hevesle yoluna devam etti.

Evin kapýsýna vardýðýnda Filiz’in bahçe temizliðine baþladýðýný gördü. Ekrem çit kapýsýndan içeriye girdi. “Ýçeri girebilir miyim?” dedi.

Filiz “Tabi içeri ile iþim bitti. Yalnýz taban tahtalarý kenarlarýnda çürükler var. Aralarýndan böcekler çýkacaðýný tahmin ediyorum. Onlara karþý çaresiz kaldým.”

Ekrem “Çok teþekkür ederim. O kadar bir ayrýntýnýn önemi yok.” Deyip lafý uzatmadan içeriye girdi.

Pýrýl pýrýldý ev. Filiz annesini aratmamýþtý. Ekrem kendi kendine sordu. “Neden biz erkekler daðýtýcý oluyoruz da kadýnlar toplayýcý. Neden anaerkil deðiliz. Ýlk insanlarda bunun tersi yaþanýyordu. Þartlar mý deðiþti. Bir kez daha deðiþebilir. Her evde kocasýna emreden kadýn enteresan olurdu.”

Ekrem mutfaða geçti. Kulplu cam bardaðýna su doldurdu. Önceden beþ kez yýkadýðý cezveye suyu boþalttý. Ocaðýn altýný yaktý. Kahve kavanozundan Türk kahvesini þeker kaþýðý ile alýp bardaðýn içine koydu. Amacý cezvede ki su kaynayýnca bardaða dökecekti. Böylelikle cezve kahve artýðý ile kirlenmeyecekti. Yöntemi o bulmuþtu. Bardaktaki sýcak su ile kahveyi bir süre bekletti. Kahvenin aromasý ortaya çýkmasý içindi bu.

Yeterince bekledi ve kahve dolu bardaða çeþmeden az bir þey soðuk su kattý. Sýcak içemiyordu. Sonra kahvesini seri þekilde içip bitirdi. Çalýþma odasýna geçti. Bilgisayarýný açtý. Word dosyasý oluþturdu, açtý dosyayý.

Yazmaya baþladý. “Ýlk rabýtam zamanda geriye gitmek içindi. Ýkinci rabýtam gittiðim zamanda ki avcýlarýn zihinlerini okumak içindi. Zorlanmadým. Bilakis kolaydý bilgilere ulaþmak.” Diye devam etti.

Ekrem maðaradaki rabýta esnasýnda gördüklerini okuduðu düþünce ýþýmalarýný yazdý. Zorlandýðý tek þey avcýlarýn ölüm korkusu idi. Bu biraz da tehlikeliydi Ekrem için. Avcýnýn ölümünü aktarabilmek için bunu birebir düþünmek gerekirdi. ‘En iyisi bunu yazmamak’ dedi. Bu kýsmý yazmadý.

Bir týkýrtý duydu evin içinde. Ekrem yerinden kalktý, odadan dýþarýya çýktý. Filiz zannetti ama deðildi. Filiz bahçede temizlik yapýyordu. Korkulu adýmlarla mutfaða doðru yavaþça yaklaþtý. Tam o an mutfaktan tangýr tungur ses çýktý. Ekrem yutkundu. Ýçeriye bakacaktý ama nasýl. Karþýlaþacaðý þeyden korkuyordu.

“Hey orada biri mi var. Hemen çýkýn oradan.” Diye seslendi Ekrem. Cesaret edip mutfaktan içeriye baktý. Bir þey görünmüyordu. Kimsecikler yoktu içeride. Yalnýz mutfaðýn penceresi açýktý. “Porsuk, kedi veya ona benzer bir hayvan olmalýydý.” Diye düþündü Ekrem.

Tezgahýn üstü darmadaðýnýktý. Hýrsýzýn veya hayvanýn bir þeyler aradýðý malumdu. Elbette bu yiyecek olacaktý. Hemen buzdolabýný açtý. O da ne, iki kutu sütü yoktu. Þimdi anlaþýlýyordu. Bir hayvan olsa süt içmeye çalýþýr yere dökerdi. Yerlerde süt bulaþýðý olmadýðý için hýrsýz kesinlikle zeki biriydi. Aklýna geliyordu ama bunu yakýþtýracaðý kiþiyi düþünmek istemiyordu. Yine de biraz düþündü.

“Kesinlikle haylaz bir köy çocuðunun iþi.” Dedi noktayý koydu. Pencereden bakýpta soygundan bir iz aramadý. Pencereyi kapattý, tekrara odasýna döndü. Bütün keyfi kaçmýþtý. Az önce yaþadýðý þeyi ya unutacak ya da hýrsýzý baðýþladýðýna kendini inandýracaktý. Ancak bu þekilde yazýsýna devam edebilirdi. Ýkisini birlikte yaptý.

Öðlen olmuþtu. Ekrem dört sayfalýk maðarada ki yaþadýklarýný yazma iþini bitirmiþti. Bilgisayarýný kapattý. Maðaraya tekrar gitmeyi düþünüyordu. Evden maðaraya bir saatlik yürüyüþle ulaþabiliyordu. Bir saat orada kalýþ ve geri dönüþ. Üç saatini alacaktý. Karanlýða kalmaz hatta evde yalnýzlýk çekecek zamaný bolca olurdu.

Bu sefer hazýrlýklý olacaktý. Sýrt çantasýna fener, çapa, fotoðraf makinesi ve bolca batarya aldý. Evden dýþarýya çýktý.

Filiz yoktu ortalýkta. Bahçe temizliðini bitirmiþ olmalýydý. Çit kapýsýna doðru ilerledi.Uyduruk tahta kapýyý açtý. Saðýna soluna baktý Kimse yoktu sokakta. Sokaða adýmýný attý.

Önce köyün çeþmesine uðradý. Bir kaç çocuk oturmuþ bir þeyler içiyordu. Ekrem ellerinde ki süt kutularýný görünce anladý. Bu onun sütüydü. Hiç bozuntuya vermeden çeþmeye yaklaþtý. Oluktan su içti.

Çocuklarda biri “Abi al sen de iç.” Deyince Ekrem bu ikramý geri çevirmedi.Kutuda kalan son yudumlarý tüketti.

Sütü ikram eden çocuk “Abi sütü bitirdin sen. Bize bir þey kalmadý.” Dedi elinde ki boþ kutuyu ayaðýyla ezerek.

Ekrem “Ýkram ediyorsanýz bunu sorgulamanýz doðru bir þey deðil. Hem süt zaten bitmek üzereydi. Son yudumlarý da ben içtim.”

Ayný çocuk “Afiyet olsun o zaman abi.” Dedi.

Ekrem ne diyeceðini bilemedi. “Çok naziksiniz.” Demekle yetindi. Oradan uzaklaþtý.

Daðýn eteðine gelmiþti. Týrmanýþa geçti. Daðýn zirvesi uzak deðildi ama normal yürüyüþte yirmi saniyelik yol iki dakika sürüyordu.

Daðda tek tük aðaçlar vardý. Çoðu kaysý aðacýydý. Ekrem birinin yanýna gidip soluklanmak istedi. Yanýna vardýðý aðaç kaysý çaðlasý ile doluydu. Dallarýn birine uzanýp beþ altý tane çaðla kopardý. Yemeye baþladý.

Her meyvenin aromasý nasýl farklýysa, bu çaðladaki ekþilik diðer ekþi meyvelerin ekþiliðinden farklýydý. Çaðlayý yerken limon yiyorum diyemezdiniz.

Ekrem avucundakileri bitirince bu sefer biraz daha fazla çaðla kopardý. Kopardýklarýný sýrt çantasýnýn gözüne koyuyordu. Yeter deyip koparmayý býraktý. Yoluna devam edip yirmi metre kalan zirveyi týrmanýþa geçti. Kýsa zamanda zirveye ulaþtý.

Fotoðraf makinesini çýkardý. Aþaðýda ki manzaranýn ve köyün bir hayli fotoðrafýný çekti. Sonra gözlerini manzaraya çevirdi. Böyle yerlerde aklýna hep dinozorlar gelirdi. Daðlarda ki kayalarýn ihtiþamý ona çok þey anlatýyordu. Hemen karþýsýnda ki zirvede dikdörtgen kayalýk bir oluþum vardý.

Ekrem “Mutlaka bir dinozor devrine þahitlik etmiþtir.” Diye içinden geçirdi. Ekrem hemen rabýtaya geçti. O dikdörtgen kayalýktan kalbine kýzýl renkte düþünce ile nur akýtmaya baþladý. Bir üç dört dakika böyle yaptý. Sonra üzerinde durduðu daða görünmez ve gizli manevi hattýný çekmek için daðýn iç merkezine “Destur ya rab.” Diyerek Allah’tan nur içirdi. Bu zevk veriyordu Ekrem’e. Bu rabýtada on dakika kaldý.

“Bu kadar yeterli daða rengini verip, iz býrakýp iz almak.” Diyerek yönünü çevirdi. Maðaranýn bulunduðu daða ulaþmak için iniþe geçti. Yokuþ aþaðý inmek rahatlatýcýydý. Yine kaysý aðaçlarý ile karþýlaþýyordu ama çoðu çam aðaçlarýydý.

Ekrem araba yoluna indi. Bir kaç adým sonra tekrar týrmanýþa geçti.. Maðaraya vardýðýnda fenerli kasketini taktý, ýþýðýný yaktý. Tekrar çantasýný sýrtladý. Maðaranýn içine doðru yürüdü.

Bu maðaranýn derinliðini kimse bilmiyordu. Bilenler ise ucu bucaðý yok diyorlardý. Bir söylentiye göre maðaranýn derinlerinde insan kemikleri vardý. Bu maðaranýn kokusundan belli diyorlardý. Yine de Ekrem korkmadan, çekinmeden yürüyüþüne devam etti.

Ekrem elektronik mesafe ölçerine baktý. Þaþtý kaldý. “Ne zaman beþ yüz metre yürüdüm.” “Cihaz söylüyorsa doðrudur.” Dedi sonra. Bunu üstelemedi. Aniden bir ses duydu. Su damlasý sesi gibi ama sanki su damlasýnýn sesini arttýrmýþlar da kulaða yüksek sesli bir hoparlörden geliyor gibiydi.

Korkmadan sese doðru ilerledi. Ýleriden yeþil renkli bir ýþýk huzmesi gördü. Ekrem ýþýða yaklaþtýkça ýþýðýn aydýnlýðý daha da artýyordu bilinçli bir þekilde. Ekrem ýþýða iyice yaklaþtý. Iþýk insan boyunda bir sandýktan çýkýyordu.

Ekrem yaklaþtý. Iþýk saçan sandýðýn üzerinde parlayan kýrmýzý semboller gördü. Çeþit çeþitti semboller. “Ekrem “Tarih öncesi bir muamma.” Diye söylendi. Ne yapacaðýný þaþýrdý. Dokunsa mýydý dev sandýða. Cesaret edip dokundu. O an olanlar oldu. Ekrem ortalýktan yok oldu.

Ekrem kýsa bir ýþýk parlamasýndan sonra kendini, devasa geniþlikte baþka bir maðarada buldu. Agarta ve Þamballa fanatiðiydi Ekrem. Tutkunu olduðu bu uygarlýklarla sorguladý durumunu.

“Keþke öyle olsa. Bir gerçek var ve hiç çaba harcamadan yabancý bir yerde buldum kendimi. Umarým yaratýklarýn ülkesine gelmiþimdir.” Diye söylendi. Etrafta lambalar yoktu. Ama geniþ maðaranýn içi pýrýl pýrýldý. Bu aydýnlýk Ekrem’in bütün korkularýný giderdi.

Her on beþ yirmi metrede maðarada karþýlýklý iki çýkýþ kapýsý görüyordu. Ekrem bunlar nereye açýlýyor diye kontrol bile etmedi. Geniþ ve aydýnlýk maðarada karþýsýna çýkacak sürprizlere doðru ilerledi.

Az sonra maðaranýn sonuna gelmiþ gibiydi. Karþýsýna düz mavi bir duvar çýktý. Ekrem duvara yaklaþtý. Parlamaya baþlayan duvardan ses geldi. “Korkma dokun.” Dedi. Sesi sorgulayacak durumda deðildi. Hemen duvara dokundu.

Kap katý, ne metali olduðu belli olmayan, kadife kumaþ gibi hissettiren duvar gözünün önünden yok oldu. Karþýsýna Þamballa halký zannettiði, gözleri kocaman, þeffaf vücutlu, bakýnca kemikleri dahi seçilen, iki yaratýk gördü.

Yaratýklar Ekrem’in zihni ile konuþuyordu. “Gel diyorlardý. Bizi takip et.” Uzun bir koridorda aðýr adýmlarla ilerlediler. Beþ dakika gibi yürüyüþten sonra koridoru çýktýlar.

Eþsiz mükemmel manzaralarý olan, daðlarý ve ormanlarýyla, gök yüzünde uçan kuþlarýyla, dinozorlarýn olduðu bir dünya serildi önlerine.

Ekrem’in saðýndaki yaratýk “Burada kalmak istiyorsan bizimle antlaþma yapmalýsýn. Antlaþmamýz biz reptilyan Þamballa halkýmýzla hiç dýþarýya çýkmadan iki sene yaþamaktýr. Kabul etmezsen seni hemen dünyana götüreceðiz. Ve zihninden bu yaþadýklarýný sileceðiz. Var mýsýn yok musun?”

Ekrem “Burada fotoðraf çekmeme izin verirseniz þartýnýzý kabul ediyorum.Yalnýz bir sorum olacak. Beni niye buraya getirdiniz. Bana niye iyilik yapýyorsunuz?”

Yaratýk “Siz zeki insanlar bize benzediðiniz için. Her iyiliði sorguluyorsunuz da ondan.” Dedi.

Tuna M. Yaþar



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn gerilim kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Reptilian 1
Reptilian 2
Reptilian 4
Reptilian 5
Otostopçunun Þüphesi

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Savaþ Trafiði 2
Savaþ Trafiði 1
Savaþ Trafiði 3
Aðaçlara Fýsýldayan Adam
Savaþ Traiði 8
Savaþ Trafiði 6
Savaþ Trafiði 4
Savaþ Trafiði 5
Çizikler
Savaþ Trafiði 7

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Masa [Þiir]
Göbeklitepe 5 [Roman]
Göbeklitepe 4 [Roman]
Göbeklitepe 3 [Roman]
Göbeklitepe 2 [Roman]
Göbeklitepe 1 [Roman]
Çok Eskiden 9 [Roman]
Çok Eskiden 8 [Roman]
Çok Eskiden 4 [Roman]
Çok Eskiden 6 [Roman]


Tuna M. Yaþar kimdir?

Voltaire


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Tuna M. Yaþar, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.