Dünya tarihinde sýrlanan, gizlenen ve açýklanmayan öyle gizli teþkilatlar var ki, bu teþkilatlarýn tarih içindeki belgeleri günümüzde bile hala araþtýrýlýp, açýklanmayý beklemektedir.
16. yüzyýlda Fransa krallýðý, topraklarýnda bu teþkilatlardan en önemlisine ev sahipliði yapýyordu. Fransa krallýðý, bu teþkilatýn Avrupa’daki üssü haline gelmiþti. Barbaros’un
bulduðu cevap olan Üç Hilal sembolünü, batýya korku salan bu teþkilat amblem olarak kullanýyordu. Ayrýca Teþkilat, Barbaros’un ilk kez gördüðü haliyle üç hilalin kriptolanarak iç içe geçmiþ halini de ‘cihanýn þifresi’ diyerek adeta kutsal sayýyordu.
Teþkilatýn üyeleri kendilerine ‘Hilal’in Þövalyeleri’ ismini takmýþlardý. Teþkilat, Avrupa’daki Türk korkusunun baþlýca sebebi idi. Çünkü teþkilat üyeleri Avrupa’ya Türk kültürünü yaymakla kalmýyordu. Dönemin Osmanlýsýn da bile pek sözü edilmeyen ve dönemi için çok fantastik sayýlabilecek (bilmeyenler için fantastik ) bir idealden bahsediyordu. Teþkilat,bu ideali Avrupa kültürüne uygun bir þekilde latince bir deyim
olarak slogan haline getirmiþti. Neydi bu latince deyim?
‘’Donec Totum Ýmpleat Orbem!’’ … Türkçesiyle ‘’ Tekrar tüm cihaný kaplayana kadar…’’
Hilal’in Þövalyeleri, cihanýn her yerinde teþkilatlarýnýn destanlara konu olan zamanlardan beri var olduðunu; alemin her noktasýnda bulunduðu yerin kültürüne göre teþkilat üyelerinin
sloganlarýndaki ideal uðruna ant içip, yetiþtirildiðinden bahsediyordu. Yine destanlara konu olan bir zaman diliminde tüm cihanda tek bir devlet ve bu devletin muhafýzlýðýný yapan
teþkilatlarýnýn var olduðundan bahsediyorlardý. Teþkilat sayesinde bir gün tüm cihanda tekrar ayný günlerin geri geleceðinden bahsediyorlardý.
Oysa býrakýn tüm cihaný kaplama fikrini; o çaðda dünyanýn hiçbir yerinde, geçmiþ zamanlarda tek merkezden tüm cihaný yönettiðini iddia eden bir teþkilat bile yoktu. Ortaçað, Avrupa’da ki neredeyse tüm krallýklarýn; soyluluk ve kutsallýk bilinci ile kendilerini Truva’ya baðlama yarýþýna girdikleri bir dönemdi.
Barbaros,Hilal’in Þövalyeleri’nden çok þey öðrenmiþti. Teþkilat’ýn bilgileri çok eski öðretilerden bahsediyordu ve bu Türk öðretilerinin Ýslam’a yorumlanmasý, Barbaros’un üzerinde inanýlmaz bir etki yaratmýþtý. Barbaros’un, Toulon’dan Ýstanbul’a dönüþünde teþkilat en büyük sýrlarýndan birini ona emanet etmiþti.
Bu sýrrý açýklayacaðýz. Ancak öncesinde teþkilatýn Fransa’ya damgasýný vuran en önemli operasyonunu, iki kiþi üzerinden ilk kez açýklayalým.
Ýki kiþi… Diane De Poitiers ve batýlýlarýn deyimiyle Fransa Padiþahý II. Henry…
Diane,soylu bir ailenin kýzýydý ve düzgün bir eðitim almýþtý.Eðitimi sýrasýnda özellikle doðu mistisizmi üzerine okunmadýk kitap býrakmamýþtý. En büyük hayali Osmanlý topraklarýna ve Kudüs’e yolculuk yapmaktý. Diane, tüm çaðlarýn kadim bilgilerine ait eline geçen en deðerli eserlerden bir koleksiyon oluþturmuþtu. Doðu mistisizmine ait bazý özel ilimler üzerinde sürekli çalýþmasý ve çevresine sürekli Müslüman alim ve bilginlerden bahsediyor oluþu, bir dönem kafirlik ile suçlanmasýna neden olacaktý. Diane’nýn bu kadim bilgi arayýþý onu Avrupa’nýn ortasýnda kurulan bir Türk teþkilatý olan Hilal’in Þövalyeleri ile tanýþmasýna vesile oldu. Hilal’in Þövalyeleri gözetiminde kadim Türklük bilgileri ile tanýþan Diane, gizli ilimlere olan açlýðýný sonunda giderebilmiþti. Diane, teþkilata öylesine baðlanmýþtý ki, teþkilatýn destanlardan kalma zamanlardaki idealine ait olan sembolü þatosu dahil olmak üzere kendi þahsýna ait önemli metalarýn üzerinde kullanacaktý.
Nitekim Hilal’in Þövalyeleri de Diane de Poitiers’i en önemli operasyonlarýndan birinde kullanarak ona olan güvenini gösterecekti.
Operasyon baþlamýþ ve Teþkilat’ýn saray içindeki nüfuzu kullanýlarak Diane, II. Henry’nin gözdeleri arasýna yanýna yerleþtirilmiþti. Fransa Krallýðý’nýn büyük bir Türk etkisi ile yeniden dirilmeye baþladýðýný endiþe içinde izleyen odaklarca hemen karþý hamle yapýlmýþ ve harekete geçilmiþti. Kafirle ittifak kurmakla suçlanan ve ‘Fransa Padiþahý’ denilen I. Fransuva’nýn vefatýnýn ardýndan yerine geçecek II. Henry’nin bu Türk etkisinden kurtulmasý için karþý bir hamle yapýlmasý gerekiyordu. Ýþte bu hamle neticesinde II. Henry, meþhur banker ailesi Medicilerin kýzý Catherine De Medicis ile evlendirilecekti.
Evlendirilecekti ancak… Yeni kral II. Henry’nin gözü Hilal’in Þövalyeleri tarafýndan yanýna yerleþtirilen Diane’dan baþkasýný görmüyordu.Bu dakikadan itibaren Fransa Krallýðý, Catherine ve Diane üzerinden iki gizli güç odaðýnýn meydan savaþýna sahne olacaktý.
Catherine’nýn, Diane’ý vurduðu en önemli nokta kullandýðý üç hilalli sembol ile alakalý idi. Catherine De Medici’ye göre,Diane’nýn kullandýðý sembol ‘þeytanýn sembolü’ idi.Ýki kadýn arasýnda yaþanan meydan savaþý batý tarihine öylesine iþlemiþti ki, meþhur yazar Balzac Catherine’yý anlattýðý kitabýnda iki kadýnýn savaþý için ilginç ifadelerde bulunuyordu. Balzac’a göre Diane tam bir Türkopol vari kadýndý. Catherine ise bilakis Floransalý ve Katolik...
II. Henry’nin hayatta olduðu sürece savaþý kazanan hep Diane olmuþtu. (Diane konusu çok
detaylýdýr. Mesela Fransýz ihtilali sýrasýnda neden Diane’nýn mezarý açýlmýþtýr? Kimler tarafýndan açýlmýþtýr? Baþý neden kesilmiþtir?)
Kendinden yirmi yaþ büyük olmasýna raðmen II. Henry, Diane’ye büyük bir sevgi ile baðlanmýþtý. Bu sevginin nedeni karþý cinse hissedilen basit bir duygu deðildi. Diane, II. Henry’i deruni hayata, mistik bilimlere ve gizli öðretilere baðlayan hocasý olmuþtu. II. Henry, saatlerce Diane’nýn anlattýðý bilgiler ile kendinden geçiyordu. Sözün kýsasý; Hilal’in Þövalyeleri’nin,Diane ile giriþtiði operasyon baþarýlý olmuþtu. Bu baþarý o kadar üst seviyedeydi ki, Avrupa krallarý II. Henry’nin yeni ilan ettiði Fransýz Krallýðýna ait sloganý gördüklerinde büyük bir korkuya kapýlmýþlardý. Korkularýnýn nedeni, Fransa’nýn yeni bir vizyon ilan etmesi deðildi. II. Henry’nin ilan ettiði vizyona ait slogan ve sembol; Avrupa’nýn uykularýný kaçýran gizli Türk teþkilatý Hilal’in Þövalyeleri’ne ait idi. Ayrýca 1557 yýlýnda Avrupa’nýn en kapsamlý semboller kitabý sayýlan ‘’Devises Heraiques’’ de, sembolün II. Henry tarafýndan nasýl sahiplenildiði yazýldýðýnda, bu durum belgelenmiþ
olacaktý.
Böylelikle bir Türk teþkilatý, Ortaçað’da ilk kez Avrupa’da, krallarý yönlendirebilecek kadar tehlikeli bir güç haline gelmiþti. Üstelik bu tehlike artýk açýk açýk tehdit haline gelmiþti. (Avrupa’da bir Türk casusunun mektuplarý adýyla dolaþan evraklardaki korkunun sebebi bu teþkilattýr.)
II.Henry ile birlikte teþkilatýn Fransa’daki gücü zirve noktasýna ulaþmýþtý. Avrupa krallarýnýn yana döne paralý asker temin etmek için yarýþtýklarý bir dönemde, Fransa’ya gönüllü askeri destek saðlayan teþkilat sayesinde birçok ayaklanma büyümeden bastýrýlýyordu. Bordeux’ta baþlatýlan büyük ayaklanma (sadece bu ayaklanmanýn nedeni ve tarihçesi bir kitap konusudur) bunlardan sadece bir tanesi ama en önemlisi idi. Bu büyük ayaklanma teþkilatýn yardýmý ile bastýrýldýktan sonra,Bordeux sokaklarýnda bazý sýrlý noktalara teþkilatýn sembolü iþlendi. (1852 yýlýnda kurulan, Bordeux futbol kulübüne ait
sembol dikkatle incelenmelidir.)
Dedik ya teþkilatýn gücü zirve noktasýna ulaþmýþtý diye…
Teþkilat, Avrupa devletlerinde henüz yeni yapýlanmaya baþlayan istihbarat kurumlarýndan haberdardý ve teþkilatýn yardýmýyla döneminin en modern yapýlanmasýna sahip bir istihbarat kurumunun ilk adýmlarý Fransa’da atýlacaktý. Ayrýca istihbarat kurumuna ait en önemli þey þifreleme sistemi olduðunun bilinci ile Fransa’da ilk kez bir kriptografi sistemi geliþtirilerek;
istihbarat alanýnda kullanýlmasý amaçlandý. (Yýllar sonra bu sistem bilerek unutturulacaktý. Ancak onun karþýtý olarak yapýlandýrýlan Cathrine de Medici tarafýndan desteklenen
Vigenere’ye ait kriptografik sistem, þifreleme için milat sayýlacaktý. Konuyu uzatmamak için iþin bu taraflarýný detaylandýrmýyorum. Konu, Pirimizin himmetiyle çýkacak kitabýmýzda detayý ile iþlenecektir.)
Teþkilatýn kendi sisteminden örnekleyerek Fransýz istihbaratýna hediye ettiði bu kriptografi
cihazýnda; cihanýn sýrrý denilen üç hilal sembolü kullanýlmýþtý. Bu sýrra binaen teþkilat, en gizli evraklarýný üç hilal mührü ile mühürleyerek saklýyordu. (Osmanlý Ýmparatorluðu’nun devamý olan Türkiye Cumhuriyeti’nde hala en gizli evraklara üç hilal damgasý vurulmaktadýr.)

Kadim Türklük bilgilerinin muhafýzlarý Hilal’in Þövalyeleri’nin,Fransýz topraklarýnda giriþtikleri operasyonlardan bir damlaydý yazdýklarým…
Sýrasý gelmiþken; Teþkilatýn muhafýzlýðýný yaptýðý kadim bilgilerin enginliðine, deruniliðine þahit olmak için Barbaros’a emanet ettikleri sýrrý açýklayabiliriz…
Teþkilata ait gizli kalelerden birinin duvarýnda belki de Hilal’in Þövalyelerine ait en büyük sýrlardan birini barýndýran kripto bir sembol yer alýyordu. Bu sembolün sýrrý Avrupa’da yer etmiþ gizli örgütlenmeler tarafýndan var olduðu günden bu yana hala araþtýrýlmaktadýr. Bu araþtýrmalar neticesinde sembolü,Ýncil’deki semboller ile bütünleþtirmek için çabalayanlardan tutunda; sembolün Türkler tarafýndan kaleye konulsa da aslýnda
Hristiyan bilincini yansýttýðýný ifade edenlerde olmuþtur.
Ýç içe geçmiþ üç hilal sembolü cihanýn sýrrýna iþarettir. Kripto sembolün aþaðý tarafýndaki bulunan sembol ise; bugün bazý kesimlerin bilim zihniyetine aykýrý bir þekilde yoktur dediði ‘Türk Piramit’lerini temsil etmektedir. Kriptonun en üst tarafýnda ise; beþ yýldýz sembolü yer
almaktadýr.
Hilal’in Þövalyelerine göre destanlara konu olan zaman diliminde, dünyanýn beþ farklý yerinde beþ adet piramit yapýlmýþ idi. Bu piramitlerin içinde sýrrý Türk’e ait, beþ kiþiye ait mezar ve onlarla birlikte gömülen deruni bilgilere haiz olan eserler yer alýyordu.
Peki,kimdi bu beþ önemli kiþi? Teþkilat’a göre bu beþ kiþiyi gökler vermiþti. Beþ kiþiyi veren gökteki beþ yýldýz idi. Beþ yýldýz gökte bir arada deðil, daðýnýk olarak bulunuyordu.
Ancak iç içe geçmiþ üç hilalin, yani cihanýn sýrrý bilinirse; iþte o zaman daðýnýk olan yýldýzlarýn aslýnda tek bir yýldýz kümesi oluþturduðu ortaya çýkýyordu. Bu yýldýzlarýn isimleri teþkilat tarafýndan sýrlanarak, nesilden nesile aktarýldý. (Pirimizin Kulbak Bilge’de anlattýðý beþ yýldýzlý sistemden gelen Türk Ata’lar kýsmý yeniden tefekkür edilmeli.)
Günümüz Türk destanlarý dikkatlice incelenirse; Teþkilat’ýn, hakikat bildiði destanlarýnýn yazýlý kaynaklarda da geçtiði açýkça görülecektir. Teþkilat’ýn, büyük kalýn ciltli bir kitaba
iþlediði bu konular ile günümüze yazýlý olarak aktarýlan eski Türk destanlarýnda geçen Buku Han destaný birebir örtüþmektedir.(Kaldý ki, Hilal’in Þövalyeleri’ne ait bu kalýn ciltli kitap
ortaya çýktýðýnda Türklüðün kadim bilgilerinin yazýlý olarak kaydedildiði açýkça bilim çevreleri tarafýndan MECBUREN kabul görecektir!)
Kimdir Buku Han?
Kaynaklarda geçen Buku Han’a ait Türk destanýný aynen aktarýyorum:
‘’Bu iki aðaç arasýna gökten bir ýþýk düþtü. Bu yýðma toprak gün geçtikçe büyüdü. Bu garip sahneyi gözlemleyenler þaþkýnlýk içinde kaldýlar. Bu tepeciðe saygý ve alçakgönüllülük ile
yaklaþtýklarýnda þarkýyý andýran uyumlu sesler iþittiler. Her gece bu tepecik otuz adým ötesine kadar bir ýþýkla kaplandý. Günün birinde ayný doðum anýndaki bir kadýn gibi, tepeciðin
içinden bir kapý açýldý ve içeride her birinde bir çocuðun oturduðu çadýra benzer beþ ayrý tepecik olduðu görüldü. Her çocuðun aðzýnda gereksinimi olan tüp sallanýyordu. Kavmin önde gelenleri bu mucizeyi görmeye geldiler ve saygý duyduklarýný boyun eðdiklerini göstermek için de diz çöktüler. Bu çocuklar zamanla büyüyerek dört yana hükümdar olmak için kendi aralarýnda bir kiþiyi han seçtiler. Ýsmi Buku Tegin idi.Diðerlerinin isimleri Sankur, Kotur, Or ve Tükel idi.’’
Bugünlerde en ünlü belgesel kanallarýnda, Ortaçað’a ait tablolarda bahsi geçen; dünya dýþý varlýklara ait gizli Ufo çizimlerinden tutun, edebiyat eserlerinden mimariye kadar, gizlenen dünya dýþý yaþamýn kodlarý açýk açýk tartýþýlýr oldu. Bilinmelidir ki, Ortaçaðýn karanlýk zihinlerine dünya dýþý yaþam fikrini olumlu anlamda aþýlayan bir Türk teþkilatý olan Hilal’in
Þövalyeleri idi. Hilal’in Þövalyeleri’nin varlýðýný bin bir türlü yolla gizlemeye çalýþanlar bilsinler ki; Türk’ün,batýdaki yüzü olan isimsiz kahramanlarýn deruni kadim bilgilerini
kendi bilgileri gibi çalýp, sahtekarca aydýnlanmacýlýk oynayanlarýn foyalarýný bir bir ortaya dökeceðiz.
Barbaros ile devam edelim…
Barbaros’a emanet edilen sýr, yukarýda ilk kez gündeme getirdiðimiz kripto
sembol ile alakalýydý.Barbaros hayatta iken çok önemli bir vasiyet býrakmýþtý. Bu vasiyetinde
kendisine ait bir türbe yapýlmasýný istemiþti. En önemlisi de ‘’ Türbemi tenvir edin! ‘’ isteðinde bulunmuþtu.Barbaros’un isteðini yerine getiren Mimar Sinan, türbeyi daha
önce hiçbir türbeyi planlamadýðý þekilde inþa etmiþti.Barbaros’un türbesinin en üst taraflarýna turkuaz ve lacivert yumurtalar yerleþtirmiþti. Barbaros’un türbesine yerleþtirilen
yumurtalar sayesinde, türbeye gece vakti girilip, türbe içinde mumlar yakýldýðý takdirde; en üst kýsýmda gökyüzündeki yýldýzlar misali yýldýzlar belirmeye baþlýyordu. Turkuvaz
renkli yumurtalardan yansýyanlar yakýn, lacivert renkli yumurtalardan yansýyanlar ise uzak yýldýzlarý gösteriyordu.
Barbaros’un türbesine çok ünlü bir edebiyatçýmýzdan sonra iki kiþi daha girerek bu duruma þahit olmuþtu. Türbeye daha sonra giren iki kiþiden biri, türbeyle ilgili defterine bir not almýþtý. Ýlgili notta; türbenin en üst kýsmýna denk gelen orta yerinde yatay eðri þeklinde beþ yýldýzýn bir araya geldiðini yazmýþtý. Ayrýca beþ yýldýzdan ikisi turkuvaz yumurtalardan, kalan üçünün ise lacivert yumurtalardan yansýdýðýný keþfederek notuna ekleme yapmýþtý. Yapmýþtý ancak bu beþ yýldýza ait sýrrýn ne olabileceðine anlam veremediðinden o notlar öylece kaldý.
Türbedeki bu sýr artýk ne olabilir diye kimse kafa yormasýn!
Avrupa’ya korku salan Türk Teþkilatý Hilal’in Þövalyeleri, Barbaros’a en gizli sembollerindeki yatay eðri þeklindeki beþ yýldýzýn sýrrýný emanet etmiþti! Emanet edilen bilgiyi Barbaros, en deruni sýrrý olarak vasiyet etmiþ ve türbesine usta eller sayesinde
mühürletmiþti!
Türk Deniz Kuvvetleri’nin þerefli mensuplarý bilmelidirler ki; Deniz Kuvvetleri’mize ait Türk Savaþ Gemilerinin top atýþlarýyla selamladýklarý; hangi seherde geleceði belli olmayan ve içlerinde Türklük sýrlarýný taþýyan al sancak kodlu mübarek gemilerdir!Türk gemilerinin þafaðýn sýrrýyla yerden selamladýklarý; Barbaros’un türbesi vasýtasýyla Türk’ün göklerdeki
sýrrýdýr! Gök Atalardýr…
Tarihe notumuzdur! Türk’ün tekrar tüm Cihan’ý kaplayabilmesi için gerekli olan þifrenin mührü, dünyanýn beþ farklý coðrafyasýnda tek tek sökülüyor!
Göðün sýrrýna sahip, beklenen asil kanlý Türkler geri dönüyor…

NOT:
Yazýda bahsi geçen 1557 basýmlý kitabýn orijinalini bana 2011 yýlýnda, ‘’Kitap, günü geldiðinde sana kendini yazdýrýr oðlum.’’ diyerek, hiçbir maddi ve manevi karþýlýk beklemeden emanet eden; Ýzmir’in en güzide sahaflarýndan Bektaþi muhibbaný Ali Haydar Dede’nin ruhuna bir Fatiha istirham ediyorum.
BARAN AYDIN
baranaydin88@gmail.com

23.12.2017