Yaþamýn her aný hakkýný ister. -Goethe |
|
||||||||||
|
“Yangýn Yerinde Kabare” isimli oyun, KKTC gündemine birdenbire düþüverdi. Veya kasýtlý olarak, bilerek düþürüldü. Kaç gündür gerek basýnda, gerek sosyal medyada, gerekse TV’lerde baþka bir þey konuþulmaz oldu. Nedir bu “Yangýn Yerinde Kabare” oyunu? Neden bu kadar gündeme oturdu? Neden bu kadar ses getirdi? Edebi yönü çok güçlü bir oyun muydu? Sanat açýsýndan paha biçilmez bir oyun muydu? Kim yazdý? Neden yazdý? Ýçerik olarak neyi ele alýyordu? Oyun, Yaþar Ersoy tarafýndan yazýlmýþ, politik eleþtiri türünde, bir komedi oyunu. Henüz yeni kaleme alýnmýþ bir oyun. Bu nedenle pek okuyan yok. Ama her nedense oyun üzerinde olumlu; ya da olumsuz herkes bir þeyler söylemeye baþladý. Öncelikle oyunun adýndan baþlayalým. “Yangýn Yerinde Kabare” oyunu ilk bakýþta bana Mehmet Baydur tarafýndan yazýlan “Yangýn Yerinde Orkideler” isimli oyunu çaðrýþtýrdý. Yani ismin bir kopyadan ibaret olduðu düþüncesini verdi. Bu oyunla isim benzerliðinden baþka ortak bir yönlerinin olduðunu sanmýyorum. Öyle sanýyorum ki oyunun yazarý, Kýbrýs Türk Devlet Tiyatrolarý’nýn en son sahnelediði “Yangýn Yerinde Orkideler” adlý oyun olmasýndan dolayý bu ismi vermiþ oyununa. Çünkü Yangýn Yerinde Orkideler’den sonra Kýbrýs Türk Devlet Tiyatrolarý’nda yangýn çýkmýþ ve tam 20 yýldýr taþ üstüne taþ konulmamýþtýr. Kýbrýs Türk Devlet Tiyatrolarý’ný son Müdürü olan Sayýn Ýlknur Türkmen Iþýl da yaptýðý açýklamalarda “Yaþar Ersoy ile bir anlaþma yaptýklarýný, Aðustos 15 itibarýyla Kýbrýs Türk Devlet Tiyatrolarý’nda kendisinden bir oyun yönetmesini istediklerini” belirtti. Bu iþ için de Sayýn Yaþar Ersoy’a “Kýbrýs Türk Kültürünü anlatan, Devlet Tiyatrolarýnýn yandýðýný ve bir türlü yapýlamadýðýný dile getiren, politik içerikli bir oyun istediklerini” söylemiþtir. “Yaþar Ersoy’un da “Yangýn Yerinde Kabare” adlý oyunu yazýp kendilerine sunduðunu” belirtmiþtir. Buradan da anlaþýldýðýna göre “Yangýn Yerinde Kabare” oyunu, ýsmarlama bir oyun olarak karþýmýza çýkýyor. Böyle oyunlarýn da edebi yönden hiçbir deðer taþýmadýðýný rahatlýkla söyleyebiliriz. Tabii 4’lü koalisyon düþtükten sonra kurulan yeni hükumette, diðer bürokratlarýn deðiþmesi gibi Kýbrýs Türk Devlet Tiyatrolarý Müdürü de deðiþmiþtir. Dolayýsý ile eski müdür ile Yaþar Ersoy arasýnda sadece sözlü olarak yapýlan anlaþmanýn da bir hükmü kalmamýþtýr kanaatindeyim. Yaþar Ersoy’un edebi kiþiliðine baktýðýmýzda ömrünü tiyatroya adamýþ, bütün yaþamýný bu uðurda harcamýþ bir tiyatro adamý olduðunu söyleyebiliriz. Bu konuda herkes ayný düþünceye sahiptir diye düþünüyorum. 40 yýl kadar önce Yaþar Ersoy’un Kýbrýs Türk Devlet Tiyatrolarý’nda oynadýðýný ama o yýllarda bir oyunu izinsiz olarak oynadýklarý için Devlet Tiyatrolarýndan görevine son verildiðini biliyoruz. Ve bu süre içinde Kýbrýs Türk Devlet Tiyatrolarý ile barýþýk olmadýðýný, bu kurumla sevgi içinde kalmadýðýný söyleyebiliriz. Bu satýrlarýn yazarý Kýbrýs Türk Devlet Tiyatrolarý Müdürlüðü’ne atandýðýnda Sayýn Yaþar Ersoy’u Tiyatro’ya davet etmiþ ve bazý tekliflerde bulunmuþtu. Mesela yapýlmakta olan ve fakat bir türlü bitmeyen Lefkoþa Belediye Tiyatrosu Salonu’nun devlet tarafýndan bitirilmesi halinde oldukça büyük ve yeterli olan bu binayý ortaklaþa olarak kullanýlmasýný ve gerek Kýbrýs Türk Devlet Tiyatrolarý’nýn gerekse Lefkoþa Belediye Tiyatrosu’nun birlikte kullanmasýný önermiþti. Ama bu teklif Sayýn Yaþar Ersoy tarafýndan kabul görmemiþtir. Maalesef, bu gün gelinen noktada o salon hala bitmemiþ, ne onlara; ne de Kýbrýs Türk Devlet Tiyatrolarý’na yar olmuþtur. Bunca zaman sonra Sayýn Yaþar Ersoy’un Kýbrýs Türk Devlet Tiyatrolarý tarafýndan yapýlan yönetmenlik teklifini nasýl kabul ettiðini de anlayabilmiþ deðilim. Çünkü Kýbrýs Türk Devlet Tiyatrolarý ile asla anlaþamayan, bu kuruma sýcak bakmayan biri diye biliyorum. Gelelim “Yangýn Yerinde Kabare” adlý oyuna. Oyunu tam olarak okumadýðým için hakkýnda fikir yürütmek istemiyorum. Gazeteci Yazar Sayýn Sabahattin Ýsmail, köþe yazýsýnda “Oyunu okuduðunu” belirterek oyun hakkýndaki görüþlerini yazmýþ. Oyun hakkýnda þunlarý yazýyor Sayýn Ýsmail: “Oyunda evlendirilen “ÞÜKRAN” VE “ÞÜKRETTÝN” adlý iki tipleme yaratýlmýþ… “ÞÜKRAN”, Mücahitler Derneði’nin her yýl yaptýðý ÞÜKRAN etkinliklerinden hareket edilerek Türkiye’ye þükran duyan Kýbrýs Türk Halkýný, oyunda adý geçen “ÞÜKRETTÝN” ise, “Kýbrýs Türkleri ile evlenip mahvolmalarýna sebep olan Türkiye’yi” kastediyor. Genel Ahlaka ve milli deðerlere aykýrý oyunda Türkiye’nin evlendiði Kýbrýs Türklerine her türlü kötülüðü yaptýðý, nüfus yýðdýðý, fakirliðe ve her türlü sýkýntýya mahkum ettiði ahlak dýþý ifadelerle ileri sürülüyor… “Þükran”, “Þükrettin”e; “keþke senle evlenmez olaydým, her gece azgýn boða gibi üstüme çýktýn, 5 çocuk yaptýn” diyor. “Þükrettin” de “tedbir alacaktýn, geleni içeri almayacaktýn, giriþ çýkýþlarý kontrol edecektin, Ama sen ne yaptýn, nüfusumuz çoðalsýn diye (senin üstündeyken) oh oh oh çekip içeri aldýn……Bu ekonomik kriz ondan….” Ve devam edip gidiyor… Ekonomik paketlerden Türkiye’den gelen nüfusumuza kadar siyasi konularý sýralayarak “ÞÜKRAN ÝLE ÞÜKRETTÝN’ÝN EVLÝLÝÐÝ ÜZERÝNDEN” Türkiye ve KKTC aþaðýlanýyor.” Ben de yukarýda yazýlanlardan fikir edindim. Ama yine de metnin bütününü okumadýðým için oyun hakkýnda yorum yapmayý uygun bulmuyorum. Ne zaman ki oyun metni elime geçer; iþte o zaman bir edebiyatçý gözüyle oyun hakkýndaki görüþlerimi kaleme alýrým. Bunu da tamamen tarafsýz bir gözle yapacaðýmdan hiç kimsenin endiþesi olmasýn… “Yangýn Yerinde Kabare” oyunu neden bu kadar konuþuldu? Konuþuluyor? Düþünün bir kere, daha oyun bilinmeden, meydana dahi çýkmadan “Sansüre uðradý!” yaygarasý yapýldý. Çaðdýþý olarak nitelediðimiz sansür yaygarasý sanki de bilerek ve isteyerek ortaya atýldý. Çünkü bizim toplumumuzda ezilmiþe karþý, maðdur olana karþý, zorda olana karþý hep bir acýma hissi duyulur. Ona veya onlara karþý koruma duygusu artar. Toplumumuz da ister istemez ezilenin yanýnda olur hep. Böylece oyunun adý daha þimdiden duyurulmuþ oldu. Ben öyle sanýyorum ki, bu sansür iddiasý, tamamen kasýtlý olarak ortaya atýldý. Böylece halkýmýzda bir merak uyandýrýlmýþ oldu. Günlerdir bu haberle çalkalanan ülkemizde, baþka bir þey konuþulmaz oldu. Oyun, o kadar çok konuþuldu ki þimdi herkes bu oyunu merak eder oldu. Büyük ihtimalle oyun, bir þekilde bir yerde, birilerinin desteði ile oynanacak. Tabii, oyun, þimdiden sansürlü damgasýný yiyip konuþulduðu için, bazý kesimler, destek amaçlý izlemeye koþacak. Bu kadar reklamdan sonra kim olsa koþar oyuna... Merak unsuru daima ön plana çýkar çünkü. Bu merakýn giderilebilmesi için de tek yol oyuna gidip izlemek olacaktýr. Ben olsam ben de giderim. Kýbrýs Türk Devlet Tiyatrolarý’na yeni atanan Müdür, “Oyunun sansüre uðramadýðýný, Denetleme Kurulu’nun oyundaki bazý bölümleri uygun bulmadýðýný, bu sözlerin deðiþtirilmesi halinde oyunun oynanabileceðini veya yazarýn-yönetmenin baþka bir oyunu da oynamasý halinde kendisiyle çalýþabileceklerini” belirtiyor. Bence de gerçekten güzel bir açýklama. Zaten sansürü bu zamanda hiç kimse kabul etmez ve etmiyor. Yapýlan iþ, tamamen yasal ve doðru. Yasakçýlýkla, sansürle hiç bir ilgisi yok. Yasa, edebi kurula oynanmasý gereken oyunlar için yetki vermiþ. Bu Kurul da Devlet Tiyatrolarý’nýn oynayacaðý oyunlarý belirler, tespit eder veya iptaline karar verir. Kurulda kimler vardýr? Bu kurulda Devlet Tiyatrolarý Müdürü, Bakanlýktan 2 Müdür, 1 Dramaturg bulunur. Oyunlarýn oynanmasýna da tamamen bu kurul karar verir. Yetki ondadýr. Yasa böyle öngörmüþtür. Burada benim üzerinde durmak istediðim nokta þu: Kýbrýs Türk Devlet Tiyatrolarý’nýn gerçek sorunu bu mudur? Halkýmýzýn üzerinde konuþacaðý nokta bu mudur? Yani yazýlan bir oyuna, yasal yetkisi olan bir kurulun, onay vermemesini mi tartýþacaðýz; yoksa Kýbrýs Türk Devlet Tiyatrolarý’nýn gerçek sorunlarýný mý konuþacaðýz? Tabii ki Devlet Tiyatrolarýnýn kangren haline dönüþmüþ gerçek sorunlarýný konuþacaðýz. Konuþmamýz gerekiyor… Kýbrýs Türk Devlet Tiyatrolarý sanatçýlarýndan biri olan Sayýn Mehmet Samer, facebooktaki özel sayfasýnda bakýn ne demiþ: "Klavye baþýnda bugün devlet tiyatrosunu kurtaran kahramanlar, hafta baþý elinizde birer tuðlayla bekliyorum, 20 yýldýr yanýk olan binamýzý yeniden inþaa etmeye. Tiyatronun yerini bilmeyenler varsa Google haritalardan bulabilirsiniz." Aynen bu yazýnýn altýna imzamý atýyorum. 20 yýldýr hiç konuþulmayan gerçek sorunlarýn konuþulmasý gerekir diye düþünüyorum. Devlet Tiyatrolarý Çalýþanlarýnýn çektiði sýkýntýlarý, dertleri konuþalým diyorum. Onlarýn salonsuz, sahnesiz 20 yýldýr göçmen kuþlarý gibi oyun sahnelemek için oradan oraya koþmalarýný, bazen evlerinde prova yaparken, bazen sokaklarda çalýþýrken ve hatta bu nedenle etrafa rahatsýzlýk veriyor diye polislik dahi olan, oyunlarýný bir salonda oynayabilmek için, salon sahiplerine bin bir ricada bulunan ama her þeye raðmen büyük bir özveri ile görevlerini yapan bu kiþilerin 20 yýldýr salonsuz kaldýklarýný konuþalým. Ve bu salonun hala neden yapýlmadýðýný sorgulayalým. Madem ki sanatý bu kadar çok seviyordunuz, madem ki sanata bu kadar düþkündünüz 20 yýldýr neden bu insanlara yardýmcý olmadýnýz? Salonlarýnýn yapýlmasý için neden fikir, proje üretmediniz. Bir tuðla alýp da salonu yapmaya çalýþmadýnýz? Konuþmaya gelince konuþuyorsunuz, mangalda kül býrakmýyorsunuz... Klavye baþýnda ahkam kesmek kolay... Hadi þimdi tam zamaný... Madem olay bu duruma geldi seferberlik ilan edin ve Kýbrýs Türk Devlet Tiyatrolarý’nýn kangren olmuþ bu yarasýna bir son verin. Bir kampanya baþlatýp salonu yapýn... Hem de hep birlikte yapalým bu iþi... Hükümetiyle, muhalefetiyle, inananýyla, inanmayanýyla.. Kýsaca herkes ve her kesim elini taþýn altýna koysun ve bu iþ burada bitsin. Halkýn gücüne hiç kimse karþý koyamaz. Halk isteyince her þey olur... Yeter ki istemesini bilin... Kýbrýs Türk Devlet Tiyatrolarý’ný salonuna artýk kavuþturun... Bu acýyý burada hep birlikte bitirelim... “Sansür”müþ, “yasakçý zihniyet”miþ, “tiyatroyu tiyatrocular yönetecek”miþ, “faþist yönetim”miþ, “sol zihniyet”miþ, “ilericiymiþ”, “gericiymiþ”... Geçin bunlarý bir kalem... Kavga-dövüþ, 20 yýldýr kimseye fayda vermedi. Vermiyor da... Bu iþ, ancak birliktelik ile çözülür, hep birlikte hareket edilirse son bulur... Ýþi, show’a dökmek kolay... Ýþi, göstermelik olarak sunmak kolay... Zor olan harekete geçmek, ortaya somut veri koymaktýr... Harekete geçilmediði sürece bu kýsýr döngü bir 20 yýl daha devam eder... Ýleriki yýllara doðru da sürüp gider. Ben, þuna inanýyorum: Hiç yoktan bir gündem yaratýldý. Kýbrýs Türk Devlet Tiyatrolarý’nýn sorunu bu olmamalýydý. Devlet Tiyatrolarý’nýn eksikleri haddinden fazla. Oyuncu yok, yönetmen yok, teknik eleman yetersiz. Iþýkçý bir tane. Yardýmcýsý bile yok. Yönetmeni yok. Efektçi yok. Sanatçý sayýsý çok az. Sözleþmelilerle ihtiyaç giderilmeye çalýþýlýyor. Sahnesi yok. Bütçesi yeterli deðil. Bunlar gibi daha birçok sorunlar var. Ama bu sorunlarýn hiç biri dile getirilmiyor. Konuþulmuyor ve üzerinde durulmuyor. Bunlar konuþulmasý gerekirken, bir oyunun oynanýp oynanmayacaðý söz konusu ediliyor. Sorun, bir oyunun oynanýp oynanmasýnda deðil. Sorun sansür uygulanýp uygulanmamasýnda deðil. Salonu olmayan bir tiyatroya, kadrosu yetersiz olan bir tiyatroya sansür uygulasanýz ne olacak, uygulamasanýz ne olacak? “Salon yapýlsýn” diye baðýran, konuþan bir kiþi var mý? 20 yýldýr “Bu çile bitsin!” diyen biri var mý? Devlet Tiyatrolarýnýn kangren olmuþ sorunlarýný dile getiren var mý? Komediden baþka bir þey deðil. Biz de bu komediyi izleyip gülüyoruz... Kimse gerçek yüzünü ortaya koymuyor... Ýþte hodri meydan... Elini taþýn altýna kimler koyacak? 20 yýl yaa... Dile kolay 20 yýl...Ne diyeyim artýk... Biraz da gerçek anlamda Devlet Tiyatrolarý’nýn sorunlarýný konuþsak diyorum. Yapýlamayan salonu konuþsak diyorum. Bu çileye artýk bir son versek diyorum... Ha ondan sonra ne oynanýp oynanmayacaðýna hep beraber karar da veririz... Sanatý politika için deðil, halkýmýzýn yararýna olacak þekilde yapalým. Sanatý sanat için, sanatý halk için yapalým…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |