Kürtaj sadece kendileri bir zamanlar doðmuþ insanlar tarafýndan savunuluyor. -Ronald Reagen |
|
||||||||||
|
Evren ve dünyanýn oluþumu dýþýnda, diðer somut soyut bütün kültürel kavramlar insanýn kendi icadýdýr. Ancak bu icatlar öyle metafizik idealistlerin tanýmladýðý gibi görünmeyen ve bilinmeyen tanrýcýlýkla anýnda var olan þeyler deðil. Dünyanýn oluþumu nasýl ki, 5 milyar yýl içerisinde Azoik, Palezoik, Mezezoik, Neozoik, Senezoik (Kuarter) aþamalarla gerçekleþmiþ ise, insanýn biyolojik, fiziksel ve düþünsel yapýsý da, benzer biçimde en az 12 milyon yýl içerisinde ancak þekillenebildi. Yine biyolojik canlýlýk ve nesnel gerçekliðin en geliþkin türü olan insan, ilkel duygu, düþünce ve sorgulama yapýsýný hem somut hem de soyut þekilde M.Ö.65 bin yýllarýnda ancak baþlatabildi. Aradan geçen bunca zaman ve deneyime raðmen, insanlarýn büyük çoðunluðu düþünebilme ve sorgulama yeteneðini hâlâ tam anlamýyla geliþtirememiþtir. Ýþte insanla baþlayan bütün kör düðümlerde bu noktada toplanýyor. Düþünme ve sorgulamasýný bilmeyen insan zavallý yaratýk olarak ya birilerinin arkasýndan sürünür veya mono tanrýcýlýk gibi soyut avunmalarla bir þey olduðunu sanarak yanlýþ yaþar. Herkesin kabul edeceði gibi insan denen “Özne” olmadan, dünyanýn kavranmasý baþta olmak üzere soyut, somut deðerlerle birlikte tanrý, din, inanç ve bilimin var olmasý asla söz konusu edilemez. Hatta insanýn fizyolojik olarak varlýðýnýn bir anlamý olmayýp, düþün ve sorgu yeteneðini geliþmek zorundadýr. Düþünce ve sorgulama yeteneði doðru þekilde geliþmemiþ insan, insan olarak nitelendirilemez. Bu temel gerçekliði kabul etmeyip soyut tanrýsal ve dini metafiziðe sarýlan sözde ilimciler, sadece kariyer peþinde koþan cinsiyet düþmaný adamlardýr, insan deðiller. Çünkü insan olmak hem kadýn hem de erkektir. Adamcýlýksa sadece eril düþünceye hizmet eden, kendisini var eden (Doðuran) anasýna küfredip aþaðýlayan kiþiliksizliktir. Bu yüzden Kýzýlbaþ Alevilik semavi (Gök Tanrýcý) dinlerden uzak, tanrýsallýðý doða ve kadýnla baþlatýr. Dünya ve insanla ilgili genel çerçeveyi bu þekil belirlendikten sonra, makalenin baþlýðýndaki diyalektik evrimselliðe daha yakýndan bakmaya çalýþalým. Kýzýlbaþ Alevilik var olduðu günden bu zamana kadar hep insaný “Üst Ýnsan” olarak temel almýþtýr. Üst Ýnsan olunmadan inanç ve diðer bütün yaþamsal kavramlarýn hiçbir anlamý olmayacaðýna inanan evrenselci bir bakýþ (Düþünce) açýsýdýr. Bu bakýþ açýsý her çaðýn özelliðine ve sosyal siyasal koþullarýn þartlarýna göre iki ileri bir geri þekilde bazen tamamen proto pozitivist olmuþtur, bazende pasifte olsa idealizme iþaret ederek Dualizmle kendisini tanýmlamýþtýr. Kýzýlbaþ Alevilik gibi birçok farklý doða inançlarý da, proto pozitivist düþünceyle var oldular. Kýzýlbaþ Alevilikte; Metafizik idealist düþüncenin varlýðý görülse de çok zayýftýr. Doðacý ilkel pozitivist inançlarýn çoðu evrimsel deðiþimle birlikte yok olurken, bazýlarý asimilasyonlar sonucunda tarihten silindiler. Tüm baský, asimilasyon ve katliamlara raðmen, doða inançlarý içerisinde kendisini yaþatmayý baþaran ender inançsal düþünceden birisi, Kýzýlbaþ Alevilik olmuþtur. Ýnsanlýðýn varoluþuyla birlikte Aleviliðin insan, inanç. bilim ve dinsel diyalektik geliþiminin ifadesi þu þekildedir. Ýnsan; dünyanýn bir parçasý olarak, dünya yaþamýna ve diðer maddi manevi deðerlere somut, soyut þekilde bilimsel kavramlar katan en geliþkin tek canlý öznedir. Ýnsan denen öznenin ortaya çýkýþ tarihi hangi aþamalardan geçerek, düþünsel sorgulama yeteneðini kullandýðý net olarak bilinmeden, aklýmýza düþen sorulara doðru cevabý asla bulamayýz. Bu bakýmdan insan olmanýn tarihçesini inceleyip bilmek her insanýn görevidir. Öyle düþünsel ve sorgusal hiçbir analitik zahmete katlanmadan, tanrý her þeyi anýnda var etti, baþka araþtýrmalara gerek yok basitliði, insanýn düþük, edilgen, aþaðý sýradan varlýk olmasý demektir. Ýnsanýn ilk proto hayvani türleri M.Ö.12 milyon yýllarýnda Homo Hubilas'ýn öncü atalarýndan Hominidlerin varlýðýyla baþlamýþtýr. Homo Hubilas diðer hayvan türlerinde görüldüðü gibi, dört ayaðý üzerine yani el ve ayaklarýnýn üstüne basarak hareket ediyordu. Tüm duygu ve düþünceleri diðer hayvanlarýn güdüleriyle ayný aþamada iken, insan beyninin geliþimsel özelliði, her deðiþik hareketlerde hýzlýca büyüyordu. Aradan yaklaþýk 6 ile 2,5 milyon yýl geçtikten sonra, Homo Erektus insansý atamýz geliþmiþ oldu. Homo Erektus uzun yýllar uðraþarak yavaþ yavaþ ayaklarýnýn üzerine dikilmeyi öðrendikten sonra, ancak iki ayaðý üstüne yürüyüp koþmayý baþarabildi. Bu aþamada Homo Erektus'un duygu ve poroto düþüncesi de epeyce geliþim gösteriyordu. Diðer ara dönemlerle birlikte yine yaklaþýk, 2 ve 1,5 milyon yýllar arasýnda Primatlar, Neandertaller, Hobbitler, Denisovanlar gibi insansý türlerin yaþadýðýný da görüyoruz. Günümüz insanýna en yakýn olan Homo Sapiens M.Ö. 400 ile 160 bin yýllarýnda yaþayan, ayný zamanda ilk düþünme yöntemini kullanmaya baþlayan atalarýmýzdandýr. Homo Sapiens'in düþünme yöntemi asla günümüzdeki gibi deðildi. Sadece dikkatini çeken þeylere uzun süre bakýp onu elleyerek veya taklit eden proto düþünme egsersizi þeklinde gerçekleþmiþtir. Bu aþamaya kadar insanla ilgili ne bir inanç, ne baðlanma ne tanrý ne de kutsallýk diye en ufak bir iz ve iþaretten bahsedilemez. Ýfade edilen deneme veya taklitler yüz binlerce yýl içerisinde, bilinçsizce doðal diyalektik evrimsel kanuna göre kendiliðinden geliþen hareketlerdir. Sistemli üzerinde düþünüp tartýþýlarak yapýlan bir þeyden bahsetmek oldukça zor. Ýlk insan atalarýnýn yaþamlarý belirtilen þekilde devam ederken, duraðanlýðý veya sabit bir yapýda kalmasý mümkün olmayan insan beyni, hem bilinçsel olarak hem de düþünce ve sorgulama yeteneði sayesinde, M.Ö.65 bin yýllarýndan itibaren biraz daha düzenli kýlanlar þeklinde yaþamaya baþladý. Ateþi kullandýðý halde yiyeceðini çið olarak tüketiyordu. Böylece çevresindeki tüm doða ve canlý hareketler üzerinde düþünüp kendine göre birtakým sonuçlar çýkarmaya çalýþmýþtýr. Üzerinde en çok durduklarý ya da dikkatini çeken olaylarýn baþýnda, yýldýrým düþmesi sonucunda yangýn çýkmasý. Yaðmurun bazen sel olmasý, toprakta çeþitli bitkilerin yetiþmesi, hayvanlarýn bereketli þekilde birden fazla yavruyu doðurmasý gibi, doðal þekilde gerçekleþen bu olaylara, insan baðlýlýk göstermeye baþladý. Bu vb. baðlýlýklar dinsel deðildi. Sadece insanýn düþünce ve sorgulama yeteneðinin iteklemesi neticesinde, þaþkýnlýk, korku ve sevinçle ortaya çýkan sosyopsikolojik durumdur. Bilinçli baðlýlýktan (Ýnanç) bahsedilemez. Her geçen gün geliþen korku ve sevinç psikozu, Paleolotik Çað insanýnýn maðara önünde yaktýklarý ateþ etrafýnda belirli aralýklarla mýrýldanarak dans etmeleri, ilk (Proto) baðlanma veya inançlaþma þeklidir. Ýlerleyen aþamalarda bu inançlaþma biraz daha düzenli ve geliþtirilmiþ olarak Poloteist Totem ve Animist (Canlanma) inançlar adýný almýþ oldu. Her iki inanç þekli doðal diyalektik evrimleþmeye dayanan olgusal (Ýlkel Pozitivist) yapýyla varlýðýný sürdürmüþtür. Ancak önemli gördüðü doða olaylarýnýn ayýrdýna tamamen eremediði için, bir türlü anlam veremediði ateþ, yaðmur, su, toprak, boða ve kadýný tanrýsallýða yakýn yüceltmeyle çözmeye çalýþmýþtýr. Poloteist inançsal yapý geliþimini sürdürerek, M.Ö.15 bin yýllarýndan itibaren yerini Neolitik Ana Tanrýça yapýsýna býrakmýþ oldu. Neolitik Çað ile birlikte Ana Tanrýça düþüncesi, “Kadýnýn; insanlýk yaþamýný tamamen bilinçsel ve düþünsel çerçevede belirlediði aþamanýn adýdýr. Ana Tanrýça düþün ve yaþam biçimi, doðanýn saðladýðý olanaklarla insan isterse, en güzel yaþamý icat edeceðine inanmýþ olmasý, biraz daha derinlikli ve düzenli inançsal baðlýlýðý geliþtirmiþ oldu. Ve bunu en güzel þekilde temsil edecek güç, kuvvet, güzellik ve de insan özelliðinin kadýnda olduðuna inanarak tanrýçalaþtýrmýþtýr. Neolitik insan; yaþamýný Kadýnýn þahsýnda tanrýçalaþtýrmasý proto pozitivist bir bakýþ açýsý olduðu halde, bunu düzenli bilimsel ve net bir materyalist düþünce olarak görmek bizi bazý yanýlgýlara götürür. Çünkü Neolitik Çað insaný, doðadaki fizik ve kimyasal gücün etkisinin nasýl ve ne þeklide oluþtuðunu bilmiyordu ve bunlarýn hepsini analiz edecek imkan ve eðitime sahip deðildi. En çok tanýyýp analiz ettiði ve insaný insanlaþtýrdýðýna kanaat (Ýnanç) getirdiði kadýnda toplamasý, çaðýnýn tek ve somut ilkel bilimsel yöntemidir. Yinede Tanrýçalarýn tüm güzellik ve olaðanüstü yaratýcýlýðýna raðmen, insan olmasýndan kaynaklý duygu, düþüncesini aþan, akýl almayacak kötülüklerin meydana geliþini basite almamýþtýr. Dualist bakýþ açýsýyla “Ýyilik ve Kötülük Tanrýçalýkta” çözümü bulmuþtur. Günümüzdeki tek tanrýcý idealizmin sahip olduðu olanaklar ve pozitif bilimsel eðitim astronomik þekilde geliþtiði halde, insanýn doðasýndaki korku, aþýrýlýk ve kötülükler hýzýndan bir þey kaybetmiþtir. Daha fazla yükseldiðine göre, modern çaðdaki sonuç kocaman bir sýfýrdýr. Her iki çað arasýndaki farký incelediðimizde, Tanrýça düþüncesi daha akýlcý deðil midir? Bütün bunlara neden olansa deðiþen çað ve sosyal koþullara göre, insanýn kendine üstün bir güce baðlanma ihtiyacýný yaratan psikolojik korkunun etkisidir. Zaten tanrý ve dinlere inanmayý ya da tapýnmayý zorunlu kýlan nokta da insan psikolojisindeki korkudur (Fobi). Korku yok edilmediði sürece, din vb. soyut kavramlar ve baðlýlýklar her zaman var olacaktýr.........
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Cemal Zöngür, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |