Benim pek beðendiðim ve “yýlan balýðý!!” karakterinde adamlar için söylenmiþ bir dize vardýr;..

“Ne kendi etti rahat, Ne âleme verdi huzur,
Yýkýldý gitti cihândan, Dayansýn ehl-i kubûr!”...

Bu dizeyi ve sahibini hatýrlamak için þöyle bir kýsa araþtýrma yapayým dedim ve karþýma "Malumatçý Baba Tahir" çýktý!..
Bugün "Baransu familiasý"'nýn yaklaþýk bir asýr önceki kopyasý ya da bir asýr sonrasý için bizim Mehmet'e'a nefes vermiþ,el tutmuþ bir Bab-ý Ali Piri!..
M.Bransu familyasý'nýn bir asýr öncesi hikayesini birlikte okuyalým;okuyalým ki,bereketli topraklarýmýzda hiçbir þeyin deðiþmediðini bir kez daha teyit edlim,hatýrlayalým!..

Osmanlý basýnýnýn en renkli simalarýndan biri olan “Baba Tahir”, Caðaloðlu’nda iki göz bir dükkânda “Malumat” adlý dergiyi çýkaran, dönemin siyasilerine pek bulaþmayan ve hatta âdet olduðu üzere gazetesinin ilk sayfasýndan sýk sýk “padiþah efendimiz Abdülhamit Han hazretlerine” sabah temennalarý gönderen, “saðlýðýnýza duacýyýz” türünden selamlar çakan bir gazeteci...

Dönemin basýnýna baktýðýmýzda, o pek renkli olan siyasal hareketlilikten de eser yoktur dergisinde... Ne Ýttihatçýlýk, ne Ýngiliz muhipliði ne de Ýtilaf fýrkasý taraftarlýðý vardýr. Tüm bu dümdüz yapýsýna raðmen, “Malumat”, döneminin en korkulan yayýnýdýr! Sebebi ise Tahir Baba’nýn ta kendisidir. Üzerinize afiyet, Türk basýnýnýn "ilk þantajcýsý"dýr kendileri....

Yaptýðý yalan haberlerle mahalledeki bakkaldan imparatorluk sýnýrlarý içinde faaliyet gösteren yabancý þirketlere kadar herkesi sindiren Baba Tahir’in en muhteþem vukuatý ise hiç kuþkusuz “Terkos idaresi" için yazdýðý haberdir...

Ýstanbul'a içme suyunun getirildiði Terkos Gölü'ndeki tesisleri, o senelerde bir Fransýz þirketi iþletmekteydi. Þirket, arada bir kendileriyle ilgili hoþ haberler yazmasý için, daha baþka birçok þirket gibi Tahir Bey'i örtülü bir maaþa baðlamýþtý.

Ama gün gelir, devran döner, þirkete Fransa’dan yeni bir müdür gönderilir... Yeni müdür "bu memlekette" iþlerin nasýl yürüdüðünü bilmemektedir. Hesaplarý kontrol ettiðinde her ay Malumat gazetesine giden bir kese altýný gören yeni müdür, “Kimseye bana iliþmesin diye aylýk ödeyemem!'' deyip Baba Tahir'in maaþýný kesiverir!

Baba Tahir, adet üzere olduðu üzere "kese"sinin kalemine gelmesini bekler... Bir gün, iki gün, bir hafta geçer ama kese gelmez. Þirket içindeki muhbirleri ona haberi uçururlar: “Valla kusura bakma, bu yeni müdür pek diþli çýktý!”
Ýki gün sonra, Malumat’ýn ilk sayfasýnda küçük bir haber yayýnlanýr: “Efendim, geçtiðimiz gün Terkos Gölü etrafýnda avlanan avcýlar pek besili bir domuz görmüþler, bu neces (pis) mahlukâtý öldürmek için ateþ etmiþlerdir. Ancak hayvana ýskat eden (isabet eden) mermiler onu sadece yaralamýþ, bu mahir avcýlardan kaçan ve kan kaybeden yaban domuzu, göle düþerek orada boðulmuþtur!”
Ýstanbul halký ayaklanýp da bu haram hayvanýn sebep olduðu “maddi ve manevi” pisliðin boyutlarýný öðrenebilmek için þirket binasýna akýn edince, Tahir Bey'in kesilen aylýðý hemen o gün yeniden baðlanýr! Hadise, Malumat'ýn bir sonraki sayýsýnda “Aldýðýmýz son istihbarata göre domuz hakikaten vurulmuþ ama göle düþmemiþ, sahilin gerisinde gebermiþ ve leþi de bulunmuþ'' diye noktalanacaktý.

Baba Tahir'in marifetleri bununla da bitmiyor tabii...FB'ye iftira atmaya kadar gidiyor!..

“ Zamanýn musiki üstadý Sine Kemani Nuri Bey’in anlatýþýna bakýlýrsa, futbola meraklý ilk Türk gençleri bir kulüp kurmaða, daha bir derli toplu birleþmeye karar vermiþler. Çok geçmeden arzularýný yerine getirmiþ, elbiseyi de seçmiþler; gömleðin göksü, yakasý, kol kapaklarý beyaz, öbür taraflarý kýrmýzý, pantolon keza beyaz. Kuþdili Papazýn çayýrlarýnda kendi aralarýnda maçlara giriþmiþler. Moda’daki Ýngilizlerden, Rumlardan mürekkep (oluþan) takýmýn derecesine eriþmek, onlarý yenmek baþ emelleri(en büyük arzularý). Eski cimnastikçi ve idmancýlardan Sine Kemani Bay Nuri’nin rivayetine göre, ilk oynayanlarý sayalým: Kendisi(Nuri Bey), Emced Bey, Mehmet Ali ve kardeþi Neþet Beyler, Reþat Danyal Bey, Hafýz Mustafa, Topçu zabiti Cevdet Bey, Eþref Bey, Hüsnü Paþa zade Bahriyeli Fuat Bey, Mekteb-i Sultani’li Daniþ, Tahsin (Þair Tahsin Nahit) Bey, Sarý Þevki.

Haftalýk Malumat Mecmuasý sahibi Baba Tahir’in yevmi (günlük) Fransýzca Servet Gazetesi(hangi takým sempatizaný olduðu belli oluyor!!), bu maçlara dair teþvik yollu bir yazý neþretmiþ. Fýrsatý kaçýrmayan namlý hafiyyelerden (gizli görevli polis) biri, Sultan Hamid’e hemen jurnali(haberi) uçurmuþ: “ Kadýköy gençleri, Veliahd- i Saltanat Reþat Efendi (Sultan Reþat)’nin himayesinde (korumasýnda) bir cemiyet teþkil eylemiþlerdir (oluþturmuþlardýr). Beray-i ubudiyet (kulunuz olarak), nazar-ý dikkat-i hümayunlarýnýzý celp ederim (padiþahýmýn dikkatlerini çekerim). Ferman.”

Kaynak:FB resmi sitesi/tarihçe bölümü....

http://www.fenerbahce.org/kurumsaldetay.asp?ContentID=5

Baba Tahir’in birbirinden eðlenceli vukuatlarýný anlatmaya, ne kalemimizin mürekkebi ne de bu satýrlar yeter... Ýþin sonunu merak edenlere þunu anlatmakla yetinelim sadece: Baba Tahir, Terkos’u iþleten firmaya karþý çaldýðý bu galebeden sonra terbiyesizliði iyice ele alýr. Ýþi asilzadelik peþindeki zenginlere Avrupa kraliyetlerinin önemli niþan ve madalyalarýnýn sahtelerini üretmeye kadar götürür! Bu marifetlerini bilen Abdülhamit’in Baba Tahir’e dokunmaya aslýnda hiç mi hiç niyeti yoktur ama onun için bile bardaðý taþýran damla, Baba Tahir’in padiþahýn damadýný da haraca kesmek isteyecek kadar “iþi büyütmesi”dir!
Abdülhamit, Baba Tahir’i Türk basýnýna getirdiði “giriþimci ruh” ve “dinamizm”den dolayý onurlandýrmaya karar verir. Onu dönemin güzide sayfiye bölgelerinden Fizan Çölü’ne sürerek ödüllendirir.

Hayatýnýn bundan sonrasýna dair pek bir bilgimiz olmayan Baba Tahir’in son olarak, Þam’da öldüðünü ve cenazesine kimsenin katýlmadýðýný biliyoruz. Baba Tahir o kadar çok can yakmýþ, o kadar çok nefret toplamýþtýr ki, cemaatin topladýðý parayla mezar taþýna þu mýsralar yazýlýr:

“Ne kendi etti rahat,Ne âleme verdi huzur,
Yýkýldý gitti cihândan,Dayansýn ehl-i kubûr!”
…..

Yani “algý operasyonlarý” yeni deðil bereketli topraklarýmýzda..Mazimizden günümüze
uzanan bir seyir takip ediyor..
Medya 4.kuvvet olarak nitelendirilir dünya kamuoyunda ama bizim ülkemizde çoðu zaman 1.kuvvet olma iþlevi üslenmiþtir..
Siyaseti,yargýyý,bürokrasiyi,ekonomiyi,sporu,sanatý;
kýsaca ülkenin tüm dinamiklerini dizayn edebilecek “devasa” bir güç olmuþtur..
Plazalarýn ve lüks otellerin lobilerinde “iktidar” düþürüp-tayin edecek kadar ülkenin
kaderine yön vermiþ ve vermeye devam etmektedir..
Peki “medya” bu gücünü neye borçludur?..
Ýþte Malumatçý Baba Tahir’in öncülüðünde baþlayan “algý operasyonlarý” sayesinde..
Nasýl iþliyor(du) bu algý operasyonlarý?..
“Çamur at izi kalsýn..” deyiminin yazýlý olarak tedricen hayata geçirilmesiyle..
Eðer sizin medyanýz ve onun arkasýnda sakladýðýnýz “siyasi çýkar-ekonomik rantýnýz”
varsa bunlarý vitrine çýkarmak ya da kredinizi yükseltmek için yazýlý-görsel silahýnýzý
çekersiniz..
Muhalifiniz olan kiþi veya kurum için bir “pembe senaryo” yazar ve “motor!!” dersiniz
sadece..Kamuoyu hazýrdýr zaten..Sizin safýnýzdakiler bunu körükler ve renklendirir;
muhalifler ise “tekzip” etmek için yýrtýnýrlar ama..
Ýþte o “ama”nýn altýnda iki aþama devreye girer;
-ilk aþama;
“kendilerini aklama ve suçlarýndan kurtulma telaþý ve endiþesi..” yargýsýdýr..
-ikinci aþama ise daha kritik ve etkilidir aslýnda..
“Acaba??” sorusunu zihinlerinde sormaya baþlayan karþý taraftakiler..
“Algý operasyonlarý”nda asýl görünmeyen-gizli amaç ikinci aþamadýr zaten..
Muhalifini kendi taraftarlarý-destekçileri karþýsýnda zor duruma düþürmek ve köþeye
sýkýþtýrmak..
Kamuoyunu istediðiniz “kývam”a getirdikten sonra artýk onlardan istediklerinizi alma
konusunda zorluk kalmamýþtýr..Þantajýnýzý çekin ve istediklerinizi alýn! “barýþ çubuðu”
yani devletlü ulufeleriniz size sunulur..
Siyasi olarak muktedir veya hedefteki kiþiler ve kurumlar yýpratýlmýþ,prestij kaybetmiþlerdir..
Mesela “Gezi” kalkýþmalarý..
17-25 Aralýk operasyonlarý..
Birini “Yeþili koruma” kalkaný ile,
Diðerini “yolsuzluk” kamuflajý ile sahneye sürdüler..
Birincisi muhalif medya ve küresel uzantýlarý..
Ýkinciler ise “havuz medyasý” olup muktediri aklama!! algýsý üzerine çalýþtýlar..

Peki ya Dünya medyasý?..
Bunu anlayabilmek için Ford otomobil ve fabrikalarý’nýn ilk kurucusu Henry Ford’un
Ancak ölümünden sonra yayýnlanabilen “Beynelmilel Yahudi” kitabýný okumak lazým..
Medya,diðer tümsektörler gibi çaðdaþ Yahudiliðin “amentüsü” olan Siyonizm’in kontrolündedir..
Amaçlarý kendi tekellerinde olan “Küresel Sermaye”nin dünya hakimiyetini koruma
Ve geliþtirme üzerine kuruludur..
Sadece ülkelerdeki “yerel uzantýlarý” ile ihtilalalere kadar giden operasyonlar yapmak deðildir;
Gerektiðinde bölgesel savaþlar çýkartabilecek “algý operasyonlarý”ný tertip etmektir
ayný zamanda..
Sadece son 20 yýl içinde Afganistan,Irak,Libya,Mýsýr,Tunus ve Suriye gibi Afrika-OrtaDoðu
Menþe’li ülkelerdeki savaþlarýn ve ihtilallerin ön hazýrlayýcýlarýdýrlar..
CNN Ýnt.veya uzantýlarý olan El-Cezire gibi küresel medya organlarý silahlý operasyonlardan
Önce o ülkelere giderek “algý manipülasyonlarý”na baþlarlar ve dünya kamuoyunu iþgale,savaþa,demokrasinin geliþine!! hazýrlarlar..Arkasýndan yeþil bereliler o ülkelere
Demokrasi getirir..O da olmazsa paralý “seyyar süvarileri” ile baðýmsýzlýk mücadelesi verirler..

Algý operasyonu demiþtik deðil mi?
Evet..
Ýþte 15 asýr önce en büyük Kutsalýmýz bu konuda bizi uyarýyor;

“Bir fasýk(algý operasyonu yapacak kiþi) bir haber getirdiði zaman onu mutlaka
araþtýrýnýz..Yoksa bilmeden bir topluma kötülük yaparsýnýz da piþman olursunuz..”
Hucurat/46

Yapmamýz gereken burada açýk açýk belirtiliyor..
Araþtýrma ve sorgulama..
Birey ve toplum olarak..
Bu prensip “toplumsal huzur-sosyal barýþ”ýn yegane ilacýdýr..
Eðer bu “þifa” terk edilecek olursa-ki uzun yýllardýr terk edildi- o zaman tedavisi mümkün
Olmayan hastalýklar ile önü alýnamaz “fitneler”in kurbaný oluruz..
Önce güven..
Sonra araþtýrma..

Vesselam..