Dünya hiçbir padiþaha kalmadý, sana da kalmayacaktýr. -Nizamî |
|
||||||||||
|
adýmlarla yürüyor ve izleyenlerine sýcacýk gülümsemeler daðýtmaktan kendini alamýyordu. Bu gülümsemelerden biri, bir evin penceresinden yaramaz bir velet misali girip bir de odanýn içindeki uyuyan kiþinin gözlerinde oyun oynamaya kalkýnca üstüne üstlük telefonun alarm sesi de buna ortak olup muzurca onun kulaklarýnda zýplamaya kalkýnca... Orhan aniden yataktan kalkýp önce perdeyi ardýndan da telefonun sesini kapattý.’Horozu yanýnýza almayý unutmuþsunuz’diye de söylendi. Birden aklýna geldi: bugün biriyle buluþacaktý. Saatine baktý ve üzerinden uyku sersemliðini atmak için lavaboya sarsakça gidip yüzüne su çarptý ardýndan mutfaða uðrayýp bir þeyler atýþtýrdý. Onun parfüm veya diðer kozmetik ürünlerle arasý pek de sýký fýký deðildi ama bugün güzel kokmalýydý. Yaza uygun kýyafetler giydikten sonra dairesinden çýkýp asansöre yöneldi.Asansör þansýna bugün bozuk deðildi ve asansörle dördüncü kattan ilk kata indi.Apartmanýn yola açýlan bahçe kapýsýndan markete doðru adýmlamaya baþladý.Yürürken devamlý saatini kontrol ediyordu.Zaman kuþluk vaktine yaklaþýrken O,ilk aþký Ezgi’yle buluþacaðý Kadýköy Ýskelesi’nin oradaki Elif Büfe’nin önüne geç kalmak istemiyordu.Bir kaç tanýdýða selam verdikten sonra hýzlý ve aceleci adýmlarla markete girip dükkandan biri kendisine diðeri de aþkýna iki paket sigara aldý.O, daha önce farklý marka sigara içerken daha sonra Ezgi’nin içtiði markadan kullanmaya baþlamýþtý.Bu deðiþim sigarayla kalsa iyiydi ancak Orhan, aþký için tuttuðu futbol takýmýndan feragat edip sarý lacivertli renklerin bahtsýz bir üyesi olmuþtu.Aslýnda deðiþen fazla bir þey yoktu sadece kuþlarýn ismi deðiþmiþti. Orhan, durakta minibüs bekleyedursun zaman onu hiç kaale almýyordu.Neyse ki fazla beklemedi ve ilk gelen minibüse bindi. Minibüs kötü talihine boþ olup aðýr aðýr ilerlerken:’Þöför,sanýrým akþamdan kalma,minibüsü kaðný zannediyor,’ diye söylenerek camdan dýþarýyý izliyordu.Minibüse kaðný muamelesi gösteren þöföre,araç ilerledikçe binen yolcular bunun bir kaðný olmadýðýný minibüsü doldurarak anlatmýþtý.Þöför bu uyarýyý anlamýþtý ama; bu sefer de araca otobüs muamelesinde bulunmuþtu ancak minibüsü -Siyami Ersek Hastanesi’nin bulunduðu yola dönmeden biraz geride- bir polis durdurunca ve þöföre bunun bir otobüs deðil minibüs olduðunu bir kaðýt parçasýnýn üstündekilerle ifade edince þöför bir anda ayýlmýþtý.Minibüs haddinden fazla yolcu alýp ceza yedikten sonra Orhan þansýna hiçte iyi þeyler söylemiyordu.Sonunda þöför asýk bir yüzle yolcularý Kadýköy Ýskelesi’nin oradaki durakta indirdi.Orhan,Elif Büfe’nin önüne baktý ve Ezgi’nin onu beklediðini gördü.Hýzla ilerleyip Haldun Dormen Tiyatrosu’nun yanýndaki çiçek satanlardan Ezgi’nin sevdiði çiçeði aldý.Ýki yüzlü þansýna ki Orhan çiçeði alýrken Ezgi onu farketmemiþ,vapurlarý izlemekteydi.Kývrak adýmlarla iskele tarafýna doðru yürüken Ezgi büfenin karþýsýnda olup sýrtý ona dönüktü.Yavaþ ve sakin adýmlarla elindeki çiçekle týpký bir arabanýn önündeki arabaya haddinden fazla yakýnlaþmasý gibi büfenin önüne yaklaþtý ancak büfenin camý ona ihanet edip Ezgi’nin gözlerine onu gambazladý.Ezgi bir anda döndü ve Orhan’ýn afallamasýna sebep oldu.Orhan, sanki pas atar gibi çiçeði vermek için hazýrlanmýþtý ama ilk aþkýnýn bu davranýþý dokuz kusurlu hareketten biri olunca onun hazýrlýðýný boþa çýkarmýþtý çünkü çiçek yere düþmüþtü.Ezgi’ye bakýþý ona üzgün olduðunu ifade ediyordu.Neyse ki bu muhabbet fazla uzamadý. Ezgi, Ona neden geç kaldýðýný sordu,Orhan’ýn cevabý;ulaþým yüzünden olduðu yönündeydi.Bu geç kalmayla ilgili birþeyler daha söyledi Ona ama;Orhan’ýn kalbi onun söylediklerini:’Ah aþkým olur mu!Ben seni sabaha kadar da beklerim! Yeter ki sen gel!’ diye tercüme etmiþti. Orhan’ýn yüzü zevkten dört köþeydi çünkü karþýsýnda gördüðü yüz en çok görmek istediði kiþiye aitti.Ýkisi birlikte iskelenin karþýsýndaki banklardan birine oturdular.Orhan, elini cebine atýp paketleri beyaz iki sigara paketinden birini Ezgi’ye verdi.Kýz da ’Niye zahmet ettin Orhan,’ diyerek sigaraya aldý ve ’Beni düþünmene hiç gerek yoktu.’ diye de tamamladý. "Aslýnda hiç içmemizi yeðlerim ama ;denize karþý sigara içmek de hoþuma gitmiyor deðil hani." dedi Orhan.Önce aþkýnýn -Ezgi onun kendisine aþýk olduðunu bilmiyordu- sigarasýný yaktý sonra kendisininkini. "Hadi Ezgi,önce ben üfleyeceðim dumaný sonra sen.Dumanlar birleþerek denize yol alacak," dedi heyecanla.Kýz da onun dediðini yaptýktan sonra onunla beraber dumanlarýn birleþmesine tanýklýk etti.Duman umursamaz tavýr takýnan insanlar edasýyla mutlu mesut denize yol aldý.Orhan, duman ilerlerken ’keþke...’ diye düþünüyordu. Aþký çok fazla konuþmuyordu. "Ne oldu,niye durgunsun böyle.Seni üzecek bir þeyler mi oldu?"diye sordu,cümleye kalbi de son bir kelime eklemiþti ama dili bu kelimeye geçit vermemiþti.Ezgi, biraz canýnýn sýkkýn olduðunu ve bunun sebebinin iþten ayrýlmasý olduðunu üzelerek söylemiþti. "Aman caným bu kadar canýný sýkmana gerek yok.Sen yetenekli bir kýzsýn ve bilgisayar üzerine bilgin de yeterli;rahatlýkla yeni bir iþ bulursun,takma kafana."diye teselli etti.Aþkýnýn yüzü bunlarý duyduktan sonra gülümsedi.Kendisine güvenen birinin olmasý ne kadar da güzel bir duyguydu. Orhan’ýn yüzüne bakanlar çoðu zaman hüznün alýcýsý olurken Ezgi’nin yanýndayken ona bakmýþ olsalar hüznün bir süreliðine yerini mutluluða vekalet verdiðini göreceklerdi.Ona göre aþký tanrýnýn armaðanýydý.Ýçi kýpýr kýpýr oluyor ama;tam olarak bu kýpýrtýyý diline yansýtamýyordu. Ýkisi bir süre sonra banktan kalkýp karþýsýndaki demirlere dayandýlar.Martýlar kýyýya yaklaþýp atýlan ekmek parçalarýný yakalýyordu.Büyük bir parçayý martýnýn biri gagasýna aldýðý zaman baþka bir martý onun gagasýndan parçayý gaspetmeye çalýþýyordu.Denize bakýp martýlarý izlerken bir süre konuþtular sanki Orhan kalbiyle sohbet ediyordu.Daha sonra balonun olduðu tarafa gittiler.O taraftaki kafede soðuk bir þeyler içtikten sonra Avrupa yakasýna geçmek için iskeleye yöneldiler.Bu sefer jetonlarý Orhan almýþtý.Ezgi taþýdýðý yeþil çantadan dijital bir fotoðraf makinesi çýkarttý ve vapurla giderken özgür bir martýnýn denizin sahnesinde süzülüþünün fotoðrafýný çekti.O, fotoðraf çekerken Orhan kalbinin sesini dinliyordu ancak bu sese kota koyan bir dili vardý.Önce bir þeyler söylemek istercesine aðzýný açtý ama hemen kapattý.Vapur Karaköy Ýskelesine yanaþýrken Birkaç fotoðraf daha çektiler.Vapur iskeleye yanaþtý.Ýkilinin güzergahý Taksim’di. Ýstiklal caddesi çok kalabalýktý.Orhan, kalabalýðý sevmezdi çünkü ya o birilerine çarpardý ya da birileri ona.Bir de caddenin ortasýnda bekleyenler yok mu onu fitil ederdi.Ýkili bu kalabalýktaki enfes yolculuklarýna Pera Palas’ýn halini hatrýný sormak için ziyaret etmek babýyla ara verdiler.Sanki Pera Palas ikisini hiç özlememiþ gibi tavýr ve davranýþlar sergiliyordu.Sanki þöyle diyordu:’Daha dün buradaydýn,yine mi sen!’ Nitekim fazla kalmadan kalabalýða geri döndüler.Kolkola yürüyor ve yürürken birbirlerine gülümsüyorlardý.Orhan için o günün tadý o kadar lezzetliydi ki bir damak tadý olarak kalmasýný istemiyor ve içinden ayný lezzetti her zaman tatmak geliyordu.Ezgi onun kalbindeki þehirdi;Ýstanbul’u görmeden önce bir þehir kurmuþtu kalbine,onu tanýdýktan sonra þehrin adýný koymuþtu.O þehir hep onun kalbinde kalacak ve þehrin ýþýklarý hiç sönmeyecekti. Orhan’ýn kalbinin atýþýnýn adresi belliydi ancak Ezgi’nin adresi... Ýkili caddeki birkaç maðazaya girip vitrinleri seyretti.Ezgi, Orhan’a bir maðazadan kitap aldý.Çikolata paketleyen bir yerden fýndýklý çikolata aldýlar.Zaman ilerliyordu ve ikili Sen Antuan Kilisesi’nin önünden geçti.Bugün Orhan, Sen Antuan’ýn çay davetine icabet etmemiþti.Sen Antuan ise bunu umursamadan konuþmaya devam ediyor ve sesi býkkýn olduðunu gösteriyordu. "Orhan,sabahtan beri yürüye yürüye... Baþka bir yerde yürü artýk!’ "Sana ne,Ýstiklal Caddesi senin mi! Ýstediðim yerde yürürüm.Sevgilimin yanýnda rahatsýz etme beni." dedi sinirle "Öyle de,kendini düþünmüyorsan... Sevgiline bak,nasýl da yorgun görünüyor." "Haklýsýn!" Orhan, Ezgi’ye baktý ve sesinin bir yerlerden tanýdýk geldiði konuþana hak verdi. "Hadi aþkým bir yerlere oturalým.Senin sevdiðin kafe var ya oraya gidelim." Ezgi de ona ’tamam’ dedi zaten konuþana göre bunu söylemekten baþka çaresi yoktu zira Orhan’ýn kalbi bunu yine ters tercüme edecekti.Orhan, sandalyeye oturdu ve diðer sandalyeyi de geri çekerek Ezgi’nin oturmasýna yardýmcý oldu. "Garson!" diye baðýrdý.Masalarýna biri geliyordu. Beyaz önlüklü garsona: "Bundan sonra beyaz önlük mü giyeceksiniz.Neyse bana ve dünyanýn en güzel kýzýna iki çay getir.Biliyor musun o benim biricik aþkým,o benim..." diyerek yanýndaki sandalyeye bakýp gülümsedi.Beyaz önlüklü garsonun elinde iki tane hap vardý.Orhan haplara bakarak: "Ýlginç,çaylar artýk hap þeklinde mi oluyor?"diye sordu. "Orhan,ilaçlarý alma zamanýn geldi"dedi cevaben beyaz önlüklü garson.Bunu duyduktan sonra Orhan yanýndaki sandalyeye baktý,onayý almýþ olacak ki haplarý aldý.Hastanedeki diðer hastalara, dolu olduðu sandýðý boþ sandalyeyi iþaret ederek: "Bakýn buradaki oturan benim kýz arkadaþým,o benim ilk aþkým,ondan baþka güzel kýz yok bu dünyada,o benim hayatýmýn..." diye anlatýyordu.Diðerlerinin kulak verdiði bile yoktu týpký zamanýnda Ezgi’nin onun aþkýna kulak vermediði gibi. Orhan uyumak için ranzaya giderken aþký onun elini tutuyordu.’yol açýn bize,iki sevgiliye.’ diye de tempo tutuyordu.Ranzaya uzandý ve bir süre sonra uyudu. Ýki beyaz önlüklü doktor konuþuyordu. "Orhan’ýn durumu nasýl?" "Ayný,deðiþen bir þey yok.Yine hep onunla beraber dolaþtýðý tek günü ve en önemli günü yaþýyor.Onun için zaman ilerlemiyor sanki solunum makinesine baðlý bir insan gibi Ezgi diye seslendiði kýza takýlý durumda." "Her zaman kýzýn yanýnda olduðunu mu sanýyor?" "Hayýr,her zaman deðil.Bazý zamanlar onun yanýnda olmadýðýný hissedince elinde telefon varmýþcasýna elini kulaðýna götürüp onu arýyor.Eli kulaðýnda bir süre bekleyip elini indiriyor ve baþlýyor aðlamaya.Bir süre aðlýyor,sonra tekrar gülümsüyor,bir þeyler söylüyor,sonra tekrar hüzünlenip aðlýyor.Devamlý bir yere sabit bakýyor,sonra onu tekrar arayýp bir süre bekliyor yine cevap alamadýðýný sanýp yeniden aðlýyor,hüzünleniyor.Bu durum böyle bir süre devam ediyor.Bundan sonra avucuna bir þeyler yazmaya baþlýyor.Bu sefer de telefondan mesaj attýðýný zannedip mesaj yazýp bir süre bekledikten sonra avucuna bakýp elini yanýna koyuyor.Sonra bir ses duymuþcasýna elini tekrar diðer elinin üzerine koyuyor ve yine aðlýyor.Aðladýktan sonra öfkelenmeye baþlýyor,sýtmaya tutulmuþ gibi titriyor.Mesaja cevap geldiðini düþünüyor.Bunlar hiç olmamýþ gibi ayný þeyleri tekrar tekrar yapýyor.Sonra aniden heyecanlanýp direkt karþýya bakýp örtünün üzerine bir þeyler yazýyor.Karþýya bakýp bekliyor,tekrar yazýyor,bakýyor,bekliyor,tekrar yazýyor.Bunlarý yaparken daha mutlu görünüyor ve pek aðlamýyor.Bu da sona erince ’Ezgi,Ezgi’ diye gözyaþý döküyor. "Sanki bitkisel hayatta gibi." "Öyle,birini böyle sevmek,onun seni sevmediðini bildiðin halde sevmek;sanýrým delicesine sevmek dedikleri bu oluyor.Ailesi onu buraya getirdiði zaman--" "Gitmeliyim,hastalarým beni bekliyor." Orhan gece vakti uyandý.Ezgi yanýndaydý ve onu bekliyordu. "Bak Orhan sana ne aldým;tiramisu hem de kahveli." "Ben de sana bakkaldan sigara aldým Ezgi.Saçlarýnýn rengini deðiþtirmiþsin,hoþ olmuþ ama; bandana takmayý unutmuþsun." "Boþ ver bunlarý caným,hazýrlan hadi,Kýz Kulesi’ne gidecektik ya,"dedi Ezgi ve kapýya doðru ilerledi.Orhan, hastane kýyafetleriyle koridorlarda onu takip ediyor ve sessizce adýmlýyor içinden de ’acaba balýk ekmekte yiyecek miyiz,’ diyordu. Kasým 2008
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Osman Altýnbaþ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |