Facebookta, yerel bir gazetede yayýnlanan bir haber: “Kaymakam Köylülere Küfür etti.
     Aslýnda haberi okuyunca dikkatimi çeken sebep, olayýn geçtiði yerin bana hiç yabancý olmamasýydý. Olay Kadirli’de, Çangaza Köylüleri ile Kadirli Kaymakamý arasýnda geçiyor .
Çangaza, yeni adýyla “Topraktepe” benim, 50 yýl önce doðduðum köy. Baba yurdu. Abilerimin, ablalarýmýn dünyaya geldiði köy.
     O zamanlar Adana’nýn bir ilçesi olan Kadirli, þimdi ise Osmaniye’nin ilçesi… Ve bu ilçeye baðlý Topraktepe Köyü… Çok deðil, Kadirli’nin güneyine doðru 3 kilometre uzaklýkta bir köy. Cýðcýk ve Ganali Köylerine komþu bir köy…Ömrümde hiç gitmedim bu köye… Ama annemden, babamdan çok duydum…diyebilirim ki çocukluðum ve gençliðim bu köyü dinleyerek geçti büyüklerimden…
     Habere göre, Çangaza Köylüleri dilekçe vermek için Kadirli Kaymakamý’nýn makamýna gitmiþler. Hem de iki sefer. Fakat her ikisinde de Kaymakam vatandaþlarý kovarcasýna uzaklaþtýrmýþ makamýndan. Hatta köylülere küfür etmiþ. Kaymakam "Siz nasýl köyde fabrika istemezsiniz vatan hainleri, sizin sülalenizi s..kerim" þeklinde küfür etmiþ.
     Ýddiaya göre Kadirli ilçesine baðlý Çangaza Köyü’nde bir fabrika kurulmak istenmiþ. . Çangaza köyünde önceleri mera olan sonra garip bir þekilde hazine arazisine dönüþtürülen yerde Çin'li giriþimciler Ýspanya'dan sonra Kadirli'ye tarýmsal atýklarý enerjiye dönüþtürecek olan çok geniþ kapasiteli bir fabrika kurmak istemiþler. Yine iddiaya göre Türkiye'de çeþitli yerlerde fabrika kurmak için giriþimde bulunan ancak hiç bir yerden olumlu sonuç alamayan fabrika yetkilileri, Kadirli'de fabrika kurmak için yetkilileri ikna etmiþler. Fabrika kurmak üzere ön teftiþ için köye gelmiþler. Köylüler buna karþý çýkmýþ. Bazý ileri gelenler köyde 260 kadar imza toplamýþ. Bu imzayý yetkili olan Kaymakama vermek istemiþler. Huzura çýkmýþlar. Dikkate alýnmadýklarý gibi bir de hakaret, küfür ve azar iþitmiþler.
     Köylü, haklý olarak fabrikadan çýkacak kimyasallarýn köye ve çevreye zarar verebileceðini düþünerek karþý çýkmýþlar. Bu, dünyanýn neresine giderseniz gidin aynýdýr. Ýnsana ve çevreye zarar veren bu tür giriþimler tepki görür. Bakýnýz, giriþimciler, Çin’de, Ýspanya’da bu fabrikayý kurmak istemiþler ama kuramamýþlar. Peki, oralarda kuramadýnýz da bula bula burayý mý buldunuz kuracak? Öyle ya, ne de olsa onlara göre köylüler saf, hemen kanacaklar. Devlet yetkililerini de yalan dolanlarla ikna etmiþler. Ankara’yý da sahte raporlarla kandýrmýþlar. Kurulacak olan fabrikanýn çevresi boþ, yerleþim yeri yok diye rapor vermiþler. Bunun üzerine de onay verilmiþ. Hem de köylülere sorulmadan… Oysa köy, þehre sadece 3 kilometre uzaklýkta, hastaneye 2 kilometre, huzur evine ise 900 metre uzaklýkta… Köyde bin beþ yüz adet büyük baþ, 5 bin adet de küçük baþ hayvan bulunuyormuþ. Arýcýlýkla uðraþan aileler de var… Doðal olarak da köylüler karþý çýkmýþ. Birlik ve beraberlik içinde olup hep beraber hareket etmek istemiþler. Çünkü söz konusu olan kendi hayatlarý, kendi yaþamlarý…
     Köylüler ikinci kez kaymakama gitmiþler. Ýddialara göre Kaymakam Bey, vatandaþý dinleyeceðine dilekçeleri alýp yere atmýþ. “Defolun odadan vatan hainleri” diye baðýrmýþ. Baðýrmayla da kalsa üzerlerine yürüyerek “Lan sülalesini …..” diyerek küfür etmiþ. Bu olaylardan sonra köylüler de kaymakam hakkýnda Cumhuriyet Baþsavcýlýðýna suç duyurusunda bulunmuþlar…”
     Burada bir çift sözümüz Kaymakam Beye olacak… Makamlar, halka hizmet etmek için vardýr. Makamlara oturan kiþilerin de yegane görevi halka hizmet etmektir. Halkýn isteklerini, ihtiyaçlarýný yerine getirmek için çalýþýrlar. Makamý, istedikleri gibi kullanýp halka küfür etme, hakaret etme yetkisine sahip deðildirler…O makamlara, makamlarý hak eden kiþiler getirilir. O makamlar, birer ateþten gömlektir. Bu gömleði giyenler de yanmayý en baþtan göze alýrlar. Halka, vatandaþa haksýzlýk etmek, hakaret etmek ya da küfür ederek makamlarýna gelenleri kovmak için o makamlara gelmezler…
     Benim köylülerime ýsrarla tavsiyem, ne olursa olsun davalarýndan vazgeçmemeleridir. Haklarýný hukuk yoluyla, yargý yoluyla sonuna kadar aramalarýdýr… Sonunda adaletin doðru karar vereceðine eminim…
     Artýk, geri, ilkel, skolastik ve engisizyon düþüncenin bittiði dönemde yaþýyoruz. Sosyal, adaletli, hukuka dayalý, güçlünün deðil, haklýnýn haklý olduðu bir dönemde, halka, vatandaþa gerçek hizmetin verildiði, eþit, adil bir dünyada yaþýyoruz…
     Köylülerimi bu onurlu mücadelelerinden dolayý kutluyorum…