Baþka dillerle ilgili hiçbir þey bilmeyenler, kendi dilleriyle ilgili de hiçbir þey bilmiyorlar. -Goethe |
|
||||||||||
|
Sabahattin Ali (25 Þubat 1907 - 2 Nisan 1948) Türk öykücü, þair, öðretmen, yazar ve gazeteci Bir baþka dava nedeni ile 1948'de Paþakapýsý cezaevinde üç ay yatmýþtýr. Çýktýktan sonra zor günler geçirmeye baþlamýþ, iþsiz kalýp, yazacak yer bulamamýþtýr. Tek parti yönetiminin baskýlarýndan uzaklaþmak için yurt dýþýna gitmeye karar vermiþ ancak kendisine pasaport verilmemiþtir. Yasal yollardan yurt dýþýna çýkma olanaðý bulamayýnca da Bulgaristan'a kaçmaya karar vermiþ fakat para karþýlýðý Ali Ertekin adlý bir kaçakçýyla anlaþtý. Ordudan atýlmýþ olan bir astsubay olan Ertekin, geçimini yurt dýþýna adam kaçýrmakla saðlamakta, öte yandan Millî Emniyet Hizmeti Riyâseti adýna ajanlýk yapmaktaydý. Resmi açýklamalara göre Ertekin, "milli hislerini tahrik ettiði için" Sabahattin Ali'yi baþýna sopa vurarak öldürdü. Cesedin 2 Nisan 1948 tarihinde Bulgaristan sýnýrýnda þaibeli bir þekilde bulunmasýndan sonra, 28 Aralýk 1948'de tutuklanan Ertekin, Kýrklareli Aðýr Ceza Mahkemesi'nde yargýlandý. Yaptýrýmý 18-24 yýl olan adam öldürme suçundan, 15 Ekim 1950'de "milli hisleri tahrik" gerekçesiyle cezasý indirilerek 4 yýla hüküm giydi.[1] Ancak yazarýn yakýn çevresi ise Sabahattin Ali'nin Kýrklareli'de Milli Emniyet tarafýndan sorgulanýrken iþkence sonucu öldüðü ve Ertekin'in paravan olarak kullanýldýðýný iddia etse de bu hiçbir zaman kanýtlanamadý.[1] Sabahattin Ali'yi öldürdüðünü itiraf eden ve Milli Emniyet mensubu olduðu iddia edilen Ali Ertekin, dört yýla hüküm giymiþ; fakat birkaç hafta sonra çýkartýlan aftan yararlanarak serbest kalmýþtýr.[2] Bulgaristan’ýn Eðridere (Ardino) kentinde, Sabahattin Ali’nin 100. doðum yýlý kutlandý. 31 Mart 2007 günü gerçekleþen toplantýya, baþta Bulgaristan Yazarlar Birliði Baþkaný olmak üzere Sofya ve Bulgaristan’ýn çeþitli kentlerinden Türk ve Bulgar yazarlar, þairler, okurlar ve Sabahattin Ali’nin kýzý Filiz Ali katýldý. Bütün eserleri 1950'li yýllardan beri Bulgaristan’daki tüm okullarda okutulduðundan, Sabahattin Ali bu ülkede çok tanýnan bir yazardýr. Sabahattin Ali yazý yaþamýna þiirle baþlamýþ, hece vezniyle yazdýðý ve halk þiirinin açýk izleri görülen bu ürünlerini Balýkesir'de çýkan ve Orhan Þaik Gökyay tarafýndan yönetilen Çaðlayan dergisinde yayýmlamýþtýr (1926). Servet-i Fünun, Güneþ, Hayat, Meþale gibi dergilerde de yazan (1926 - 1928) Sabahattin Ali, bu arada öykü de yazmaya baþlamýþ, ilk öyküsü "Bir Orman Hikayesi" Resimli Ay'da yayýmlanmýþtýr (30 Eylül 1930). Toplumsal eðilimli bu öyküyü Nazým Hikmet, þu sözlerle okurlara sunmuþtur: "Bu yazý bizde örneðine az tesadüf edilen cinsten bir eserdir. Köylü ruhiyatýnýn bütün muhafazekâr ve ileri taraflarýný, iptidaî sermaye terakümünü yapan sermayedarlýðýn inkiþaf yolunda köylülüðü nasýl daðýttýðýný ve en nihayet, tabiatýn deniz kadar muazzam bir unsuru olan ormanýn muðlak, ihtiraslý hayatýný, kýmýldanýþlarýn zeki bir aydýnlýk içinde görüyoruz". Sabahattin Ali, af yasasýndan yararlanarak hapisten çýktýktan sonra, özellikle Varlýk dergisinde yayýmladýðý "Kanal", "Kýrlangýçlar", "Arap Hayri", "Pazarcý", "Kaðný" (1934 - 1936) gibi öyküleriyle dikkati çekmiþtir. Sabahattin Ali Anadolu insanýna yaklaþýmýyla edebiyata yeni bir boyut kazandýrmýþtýr. Ezilen insanlarýn acýlarýný, sömürülmelerini dile getirmiþ, aydýnlar ve kentlilerin Anadolu insanýna karþý takýndýklarý küçümseyici tavrý eleþtirmiþtir. 1937'de yayýnlanan Kuyucaklý Yusuf romaný, gerçekçi Türk romanýnýn en özgün örneklerinden biridir. Sabahattin Ali'nin halk þiirinden esinlenerek yazýlmýþ þiirlerini içeren Daðlar ve Rüzgâr (1934) adlý kitabý edebiyat çevrelerinde ilgi uyandýrmýþ, örneðin Yaþar Nabi, Hakimiyeti Milliye'de þu övücü satýrlarý yazmýþtýr: "Bu kitabýn mümeyyiz vasfý halk edebiyatý tarzýnda bir deneme teþkil etmesidir. Sabahattin Ali'nin tecrübeli muvaffak neticeler vermiþ. Ve bize, þiirleri doðrudan doðruya bir halk þairi elinden çýkmamýþ olduklarýný hissetirmekle beraber, o tanýdýðýmýz ve sevdiðimiz samimi edayý tattýrabiliyor. Komplike imajlardan kaçýnýlmýþ olmasý, bu þiirlere büyük bir sadelik vermiþ." Ancak, Sabahattin Ali, bu kitabýndan sonra þiirle ilgilenmemiþ, sadece hikâye ve roman yazmýþtýr. 'Leylim Ley', 'Aldýrma Gönül' gibi halk dilinden yararlanarak yazdýðý þiirler herkes tarafýndan bilinir. Sabahattin Ali, Varlýk'ta Esirler adlý üç perdelik bir oyun da yazmýþ (1936), ancak bu türü de bir daha denememiþtir Bir halk adamý sabahattin ali babasýnýn yaþadýðý sürgünler sebebiyle anodolunun çeþitli kentlerinde kalýyor ilkokulu beþ þehirde bitirebiliyor . Yazdýklarý nedeniyle mahkum ediliyor zindanlara konuluyor , acýlar , ekonomik sýkýntýlar çekiyor , tek parti dönemini eleþtiriyor ezilen halklarý savunuyorSÝNOP , KONYA VE PAÞAKAPISI cezaevlerinde kaldý . Hep ezilen halklarýn insanlarýn yanýnda olmuþ sinop zindanýnda yatarken de boþ durmamýþ leylim ley ve aldýrma gönül þirrlerini burada kaleme almýþtýr .Baþýn öne eðilmesin aldýrma gönül demektedir baþýn öne eðmeden bir yaþam yaþamak korkmadan özgürce , neden baþýný eðer insan , korkusundanmý saygýsýndan mý utandýðýndan mý bunlarý sorguluyor sevgilisinden hasret çocugundan hasret zindanlarda yaþar , ay bir yandan sen bir yandan sar beni der , sevgili özlemiyle Sabahattinin peþine mahkemeler düþmüþtür bir kere , dertelerin kalkýnca þaha bir sitem yolla allaha demektedir , nasýl sitem yollarsýn allaha diye kafayý takmýþtýr birileri ona artýk düþünceleri sebebiyle sanki milli deðerler babalarýný malýymýþ gibi davranýyorlardý , boyun eðdirecekler , baþýn öne eðilmesin dedi ya bak görürsün sen nasýl eðdirirler baþýný görürsün diye adliyeleri devreye sokarlar bunalýr bunlardan sabahattin ali ve bulgaristana gitmeye karar verir nerden bilebilir hayatý boyunca karýncayý bile incitmeyen gururlu bir adamdýr peþinde azrailin olduðunu O HERKESÝ KENDÝ GÝBÝ BÝLMEKTEDÝR bu maksatla verilen cezalardan kurtulmak için gitmek istediði bulgaristan yollarýna kendisini azrailin sürüklediðini Tek parti yönetiminin baskýlarýndan uzaklaþmak için yurt dýþýna gitmeye karar vermiþ ancak kendisine pasaport verilmemiþtir. Yasal yollardan yurt dýþýna çýkma olanaðý bulamayýnca da Bulgaristan'a kaçmaya karar vermiþ fakat para karþýlýðý Ali Ertekin adlý bir kaçakçýyla anlaþtý. Ordudan atýlmýþ olan bir astsubay olan Ertekin, geçimini yurt dýþýna adam kaçýrmakla saðlamakta, öte yandan Millî Emniyet Hizmeti Riyâseti adýna ajanlýk yapmaktaydý. Resmi açýklamalara göre Ertekin, "milli hislerini tahrik ettiði için" Sabahattin Ali'yi baþýna sopa vurarak öldürdü. Cesedin 2 Nisan 1948 tarihinde Bulgaristan sýnýrýnda þaibeli bir þekilde bulunmasýndan sonra, 28 Aralýk 1948'de tutuklanan Ertekin, Kýrklareli Aðýr Ceza Mahkemesi'nde yargýlandý. Yaptýrýmý 18-24 yýl olan adam öldürme suçundan, 15 Ekim 1950'de "milli hisleri tahrik" gerekçesiyle cezasý indirilerek 4 yýla hüküm giydi.[1] Ancak yazarýn yakýn çevresi ise Sabahattin Ali'nin Kýrklareli'de Milli Emniyet tarafýndan sorgulanýrken iþkence sonucu öldüðü ve Ertekin'in paravan olarak kullanýldýðýný iddia etse de bu hiçbir zaman kanýtlanamadý.[1] Sabahattin Ali'yi öldürdüðünü itiraf eden ve Milli Emniyet mensubu olduðu iddia edilen Ali Ertekin, dört yýla hüküm giymiþ; fakat birkaç hafta sonra çýkartýlan aftan yararlanarak serbest kalmýþtýr Evet milli hisleri tahrik ettiði için öldürdüm diyordu katil , hayatý boyunca bir karýncayý bile ezmemiþ bir sevgi adamý , bir yazar , þair ormanda yürüyordu pasaportu yoktu onun için celledýyla gidiyordu birden baþýnýn arka tarafnda bir büyük acý hissetti , beklemediði bir þeydi neden katledilecekti , kime ne yapmýþtý , birden yere yýðýldý nefesi kesildi yere boylu boyunca yüzü üstüne uzandý arkasýna dahi bakamadý sevdiklerine bir haber bile veremedi , kýrk bir yaþýnda idi daha katledildiðinde kýrklareli mahkemesi adam öldürmekten açýlan davayý kabul etti fakat hüküm kurarken , milli hisleri tahrik ettiði gerekçesiyle cezayý dört yýla indirdi evet bir vatanseveri öldürmenin cezasý sadece dört yýldý , ve topraðý dahi kurumadan yüce meclisten veriler af ile sadece iki yýl yattýktan sonra katil dýþarýda daha sabahattin alinin topraðý kurumamýþ kimin umrunda öldüren ile af çýkarýnýn safý ayný deðilmi kimse bana demesin ayný diye yoksa bende bir sitem yollarým birilerine...
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © suat engin yýlmz, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |