Gençlik ve halk AKP hükümetine öyle þiddetli bir þaplak atmýþtýr ki Osmanlý tokadý yanýnda sinek výzýltýsý kalmýþ, ateþi ve yankýsý dünyanýn dört bucaðýný yerinden oynatmýþtýr. Þaplaðýn þiddetiyle iktidar þallak mallak olsa da -muhalefet ve sendikalarýn pýsýrýklýðýný gördükten sonra- þokun korkusunu üzerinden çabucak atmýþ, kýsa sürede toparlanýp ardý ardýna jet mitingler düzenleyerek karþý ataða geçmiþtir.

AKP iktidardan hiçbir zaman gitmeyecekmiþ gibi tüm gücüyle örgütleniyor, polis sayýsýný arttýrýyor, biber gazý, plastik ve boyalý mermi ithalatýnda dünya þampiyonu olma yolunda, yeni tutukevleri inþa ediyor, tüm kanunlarý ve mevzuatý iþine geldiði þekilde deðiþtirmeyi sürdürüyor.

Halkýmýz, gençlerimiz, aydýnlarýmýz, sanatçýlarýmýz sahipsizdir. Hiçbir kurum, kiþi veya kuruluþ onlara sahip çýkmayý becerememiþtir. CHP, MHP, sendikalar ve akademik çevreler 31 Mayýs’ta baþlayan bu direniþi çözümlemede son derecede baþarýsýz olmuþ, iktidarýn göstermelik stepnesi olduklarýný kanýtlamýþlardýr. Zira, çevrecilik ile baþlayýp “hükümet istifa” sürecine dönüþen bu beklenmedik spontane baþkaldýrý ve direniþten hepsinin ödü patlamýþ, devletten bol keseden aldýklarý maaþ, dokunulmazlýklar, ayrýcalýklarý kaybetme korkusu yüreklerini aðýzlarýna getirmiþtir.

Sanal ortamda hýzla oluþan bu tepki daha sonra alanlara, parklara, sokaklara direniþ olarak yansýyor ve insanlar açýk hava toplantýlarýna, forumlara, tartýþmalara yöneliyor, o ilk prototiplerini Antik Yunan kent devletlerinde gördüðümüz “doðrudan demokrasi” örneðinde olduðu gibi. Eylemin merkezi kentlerdir. Direniþ burjuvaziye karþý deðil, ancak, takunyalý ileri tomakrasiye (!) karþýdýr. Dolayýsýyla bu direniþ ve kitle hareketini sýnýfsal bir baþkaldýrý olarak yorumlamak gerçekçi bir yaklaþým olamaz.

Gençlik, halk, üniversite ve lise öðrencileri, yazarlar, aydýnlar, sanatçýlar, bilim insanlarý, Birleþmiþ Milletler, Avrupa Birliði, Avrupa Parlamentosu, Uluslararasý Af Örgütü, NATO, dünya liderleri, Halk TV, Ulusal Kanal, Sözcü, Yurt, Aydýnlýk, Cumhuriyet gazeteleri, The Economist, Der Spiegel, BBC, Reuters, CNN, Twitter, Facebook hepsi iktidar tarafýndan hedef tahtasýna yerleþtirilmiþtir.

Duyulan korkunç korkunun hangi boyutlara ulaþtýðýný yetkililerce söylenen ve sürekli tekrarlanan kuyruklu yalanlardan anlýyoruz. Büyük korkular, büyük yalanlar üretiyor. Yalan yalana ekleniyor, yeni yalanlar doðuruyor. Güya bu büyük komplonun istihbaratýnýn çok önceden bilindiði ve beklendiði gülünç bir þekilde en yetkili aðýzlarca dillendirilmektedir.Öyle ki sosyal medyada paylaþým yapan, hükümeti tiye alan ve eleþtiren sýradan yurttaþlar yetkililerin gözünde neredeyse siber terörist ilan edilmiþtir! Ne yaparlarsa yapsýnlar artýk millet bunlara kanmýyor ve her söylem ve eylemlerini haklý ve yerinde görünseler bile kuþkuyla karþýlýyorlar.

Ýþte bu nedenle þimdi sýra “Ergenekon” ya da “Balyoz” benzeri çakma bir “Gezinekon tertibi” baþlatarak bu siber teröristleri (!) tek tek yakalamaya gelmiþtir. Farkýndaysak dozu yavaþ yavaþ arttýrýlmakta olan büyük bir cadý avý baþlatýlmýþ bulunmaktadýr. Evlere baskýnlar düzenlenmekte, gözaltýlar, toplu tutuklamalar, para cezalarý, korkutma, yýldýrma, sindirme ve kiþileri hedef gösterme taktikleri hýzla uygulamaya konulmaktadýr.

Ancak, þurasý iyice bilinmelidir ki tüm bunlar boþa çýrpýnýþlardýr. Hitler, Mussolini, Çavuþesku, Kaddafi, Saddam gibi despotlarýn sonlarýný gördük. Sürekli olarak gerici dinsel temalarla geviþ getirmeyi sürdüren AKP’nin, kent soylu burjuvalarý ve gerçek kentli bireyi temsil etmekten çok uzak olduðu açýktýr. Ýstedikleri kadar Versace'den, Dior’dan son moda elbiseleri giysinler, en lüks dört çekerlere kurulsunlar kentli ya da þehirli asla olamazlar.


Hükümet, toplumun en cahil, en geri, en alt katmanlarýna, satýr ve çivili sopalarla vatandaþlara saldýran güruha sesleniyor, onlarýn sýrtýný sývazlýyor, onlarý kýþkýrtmaya çalýþýyor. Anayasa ve Türk Ceza Kanununa göre suç iþliyor. Umurunda deðil çünkü çýrpýndýkça batýyor.

AKP’ye inanan kitlenin ahlak ve terbiye seviyesinin ne kadar yüksek (!) olduðunu Kazlýçeþme'deki mitingde “Erdoðan’ýn g… kýlýyým” diyen kadýn olayýnda görmedik mi? Uç bir örnek olsa da inanarak ve coþkuyla söylenmiþ olan bu söylem önemli bir göstergedir. Býraksalar kimbilir daha neler söylecekti! Bu tür insan fukaralarýyla nasýl bir empati ve paylaþým yapýlabilir ki? AKP bunlarla mý “tarih yazacak” ? Ayaklarýn baþ olmasý, daha doðrusu köselenin baþ olmasý iþte aslýnda budur. Korkunç derecede acý ve gülünç olan gerçek de budur! Hala RTE’den medet umanlarýn dikkatine sunulur.