"Bazen bir mýsra yaþamý deðiþtirir." -Kafka |
|
||||||||||
|
Geleni Görmek Taksim Gezi Parký nedeniyle baþlayan ve tüm yurt sathýna yayýlan, tarihimizde ilk kez görülen bu büyük halk hareketi ve pasif, barýþçýl direniþ üzerine çok konuþuldu, yazýldý; konuþulacak, yazýlacak da… Ben kendi tanýklýðýmla tarihe sýradan bir not düþmeye çalýþacaðým. Kapitalizmin neoliberal ekonomik politikalarý, küresel boyutta, dinsel, mezhepsel, etnik, milliyetçi ayrýþtýrmalarla böl-yönet yöntemiyle yýllardýr dünyaya hükmediyor. Bizim gibi ülkelerde, dinci ve milliyetçi otoriterlikten alabildiðine besleniyor. Emperyalizm ve iþbirlikçileri, soygun ve talanýný bu ayrýþtýrma temelinde, geliþtirilmiþ toplum mühendisliðiyle halklarý birbirine kýrdýrmak suretiyle sürdürüyor, küresel krizini aþmaya çalýþýyor. 1970’lerde baþlayan ve iþbirlikçileri aracýlýðýyla geliþmekte olan ülkelerin bu sürece uyumu, baðlanmasý, iç içe geçmesi, anti-demokratik, faþist giriþimlerle bugün de çeþitli biçimlerde sürdürülüyor. Bizdeki ilk adýmlarý, 24 Ocak kararlarý ve 12 Eylül faþist darbesiyle atýlmýþtý. Ardýndan gelen yýllar boyunca bu süreç sürdü. Bugün, Avrupa ülkelerinde, Latin Amerika’da, Ortadoðu, Yakýn Doðu ve Kuzey Afrika’da ve birbirinden farklý biçimde yaþanan baþkaldýrýlara tanýk oluyoruz. Küresel egemenler, bunlarýn bir kýsmýný kendi çýkarlarýna göre yönlendirmekte þimdilik baþarýlý. Baþarýnýn sürdürülebilirliði ise ülkelerin geliþmiþlik düzeyine ve halklarýn, sosyo-ekonomik ve kültürel yapýsýna, bilincine, halklarýn uyanýþtaki hýzýna göre deðiþkenlik gösterecek. Þu bir gerçek, SSCB’nin çöküþü/çökertiliþi ile dünyanýn tek kutuplu hale gelmesi ve neoliberal politikalarýn ipliðinin pazara çýkmasý için 50 yýlýn geçmesi gerekiyormuþ. Artýk dünya halklarý, serbest piyasa diye kutsanan bu vahþi politikalarýn kaynaðýný görmeye baþladý. Arap ülkeleri þimdilik bir yana, Avrupa ve Latin Amerika’da, insana, doðaya ve evrenin iþleyiþine aykýrý bu gidiþatý hedef alan, ona baþkaldýran hareketler hýzla yaygýnlaþýyor. Ýnsanlar, özgürlüklerinin kýsýtlanmasýnýn, doðanýn talan edilmesinin, iþsizliklerinin, açlýklarýnýn, yoksulluklarýnýn kaynaðýný hýzla görüyorlar. Serbest piyasanýn, yalnýzca paranýn ve onu elinde bulunduranlarýn özgürlüðü anlamýna geldiðini ve bu özgürlüðün, ancak otoriter, þiddete yaslanan politikalarla birlikte yaþam bulabileceðini kavrýyorlar. Bu, insaný insana düþmanlaþtýran, kanla beslenen vahþi sistem, hýzla halklarýn düþmaný olarak hedefe yerleþiyor artýk. Bu geliþmelere koþut olarak da iletiþim teknolojilerinin geliþimi ve bunlarý çok baþarýlý kullanan kuþaklarýn yetiþmesi nedeniyle dünya çapýnda geliþen bir enternasyonalist dayanýþmanýn kývýlcýmlarýný gözlüyoruz. Bunlar haklý umutlarýmýzý destekleyen geliþmelerdir. Evet, devran dönüyor. Tarih, bildiði yolda ileriye doðru yürüyor. Geriye çekme çabalarý, bütün þiddet uygulamalarýna raðmen baþarýlý olamayacaktýr. Bu geliþmelere baktýðýmýzda, gelen nedir? . Tüm dünyada, kapitalist sisteme yönelik baþkaldýrý hareketleri hýzla yayýlarak gelmektedir. . Bu hareketlerin lokomotifi, bilgi ve teknoloji çaðýnýn özelliklerine uygun olarak, vahþetin kaynaðýný ilk fark eden ve zorunlu olarak artýk oldukça yýðýnsallaþmýþ eðitimli kesimler,baþta üniversite ve lise öðrencileri, akademisyenler, okur yazarlar, gerçek aydýnlar, bilinçli iþçiler, memurlardýr. Gençler, eðitimlerine karþýn, geleceklerine ve özgürlüklerine sistem tarafýndan nasýl el konulduðunu, nasýl güvencesizliðe itildiklerini, hayallerinin nasýl yok edildiðini görüyorlar. Onlar, günümüzün, hem kaybedecek bir þeyleri olanlarý ama tarih boyunca olduðu gibi hem de kaybetmekten korkmayanlarýdýr. Bugünün ve geleceðin güvencesiz beyaz yakalý, bilgi ve hizmet üreticisi iþçileridir.Bu durumda, geleneksel solun, “Ýþçi sýnýfý” kavramýný yeniden gözden geçirmesi, kol emeði ile sýnýrlamamasý gerektiði düþüncesindeyim. Elbette geniþleyen ve bilinç olarak derinleþen bu sýnýfýn istemlerini anlamasý, kavramasý, küçümsememesi de gerekmektedir. Bu çözümlemeler, solun daðýnýklýðýnýn giderilmesinde yararlý olacaðý gibi direniþlerde inisiyatifsiz kalmasýný ve halkýn ciddi bir muhalefetten neden yoksun kaldýðýný açýklamada da yardýmcý olur sanýrým. .Üçüncü olarak, zamana uygun direniþ yöntemleri ve örgütlenme modelleri doðmakta ve gelmektedir. Ülkemizde þimdilik, yürüyüþ, mitinglerle baþlayýp, þiddet ve vahþetle daðýtýlan gösterilerden sonra duran adam/ kadýn, karanfil eylemi ve sanal medyayý kullanma ve forumlarla süregiden semt, mahalle örgütlenmeleri gibi modeller gözlenmekte, yaygýnlaþmaktadýr. Forumlarda en demokratik yöntemler kullanýlmakta, arayýþ sürmektedir. Bu zeki, eðitimli kuþaðýn zamana ve koþullara uygun örgütlenme va savaþým modellerini mutlaka geliþtireceðini düþünüyorum. .Dördüncü olarak, yeni doðan örgütmelerde, bireyin özgürlüðünün baþa konduðunu, merkezi dayatmalardan, þeflik kurumundan hýzla uzaklaþýldýðýný gözlüyoruz. Liderliðin demokratik biçimde oluþturulmasý ve bireye söz hakkýnýn öne alýndýðýný gözlüyoruz. Kendini uydu ya da itaatkâr bir kul olarak hissetmeyeceði bireyden, kollektif bir liderliðin ve örgütlenme modellerinin arayýþýný gözlüyoruz. Bütün bunlar gösteriyor ki toplumsal bilinçdýþý, geçmiþteki her izi saklýyor ve günü geldiðinde öncüllerinden çýkarýlmýþ ders olarak yaþamýn pratiðine sunuyor. Ve tarih, Marks’ý doðrulayarak ilerliyor. Zaman ve her kuþak geçmiþin üzerine kendi imalatý olan tuðlalarýný koyarak deðiþimi saðlýyor, geleceði örüyor. Küreselleþmenin neoliberal politikalarý, dayatmalarý ve vahþetine tepki olarak doðan bu geliþmeleri, “Gelen” olarak saptadýktan sonra bundan sonraki yazýda, “Giden” olarak neleri fark ettiðimizi anlatmaya çalýþacaðým. 23.06.2013 Vildan Sevil
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Vildan Sevil, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |