"Sevgi bilmekten doðar." -Mevlana |
|
||||||||||
|
Ordo Ab Chaos Küresel egemenlerin dünyaya dayattýðý “ORDO AB CHAOS” (kaostan kaynaklanan düzen) stratejisi gereði, ezilen kesimler arasýndaki çeliþkileri kýþkýrtarak dinsel, mezhepsel, etnik, ýrkçý kurgularla yöresel, bölgesel, ulusal ve uluslararasý bir kaos ortamý yaratýp, dünya halklarý üzerinde sözde liberal-demokrat, özde oligarþik-faþist bir yapý oluþturmayý hedefleyen bir strateji, psikolojik savaþ ve eylemsel sürecin hedef tahtasý halindeyiz. Hedef Yugoslovya veya Irak örneðinde olduðu gibi Türkiye’yi federasyon, iç savaþ, dýþ savaþ veya herhangi bir bahaneyle un ufak etmektir. Küresel egemenlerin ve onlarýn iþbirlikçilerinin bu yolda yürümelerinden asla vazgeçmeyecekleri açýktýr. Ekonomik ve siyasal çýkarlarý söz konusu olduðunda gözleri hiçbir þey görmeyen Avrupa ülkeleri ve ABD bir takým etnik aþiretleri güya ulus yapma çabalarýna kalkýþmýþ, uyduruk bir tarih, çakma kahramanlar, yapay bir edebiyat, düzmece bir alfabe ile derleme bir dil ve bir millet oluþturulmaya giriþilmiþtir. Dünyanýn daha çok ahlaksýzlaþmasý ve bozulmasýndan baþka hiç bir iþe yaramamýþ olan "Yeni Dünya Düzeni", tüm insancýl ve etik deðerlerde oluþturduðu tahribat ve aþýnmanýn yaný sýra, bir çok meslek ve uzmanlýk alanýnýn kamuoyu nezdindeki saygýnlýðýný yitirmesine de yol açmýþ, bir çok bilim insaný, profesör, doktor, hukukçu, yazar, gazeteci ve sanatçý küresel düzenin paralý köleleri durumuna gelmiþ, onursal, sanatsal, bilimsel saygýnlýk ve özgürlüklerini kaybetmiþlerdir. Küresel egemenlerin peþinden sürüklenmek, baþka bir çok olumsuz sonuçlara neden olmuþ, ülkemizin sivil ve askeri yapýsý, siyasal partiler, devlet kurumlarý yabancýlar tarafýndan tepeden týrnaða kolayca manipüle edilebilir bir hale gelmiþ, ülkemiz dýþ politika, diplomasi ve tarih bilgisi olmayan, beceriksiz, teslimiyetçi, görgüsüz ve arabesk ellerde, týpký Osmanlýnýn son dönemlerinde olduðu gibi, bir yaðma, yýkým ve iç savaþ tehdidi sürecine girmiþtir. Ülkemizde yýllardýr sürmekte olan bu baþýbozuk gidiþata karþý çýkýp eleþtiri ve düþüncelerini içtenlikle ve özgürce açýklamaktan baþka hiçbir amacý olmayan, kalemi ve kitabýndan baþka hiçbir silahý olmayan öðrencilerin, aydýnlarýn, yazarlarýn, sanatçýlarýn, bilim insanlarýnýn saygýnlýk, onuru ve yaþama haklarý ile oynanmasýnýn, tehdit edilmelerinin, Silivri Temerküz Kampýna týkýlmalarýnýn neden bir türlü önlenemediðini, muhalefetin neden bu kadar aciz olduðunu ulus olarak artýk çok iyi anlamýþ olmalýyýz. Bunun altýnda yatan gizli emeller, gelecek kuþaklarý aðýr þekilde beyinsel yýkýma uðramýþ, ülke sorunlarýna duyarsýz ümmetçi bir gençlik, bir torba kömüre muhtaç ezik insanlar oluþturmak, küresel düzenin çýkarlarýna hizmet edecek ödünlerin ve politikalarýn önünü açmaktýr. Günümüzde terör ve saldýrganlýðýn güçlenmesinin temel nedeni etnik bölücülüðün demokratik ve kültürel haklar, yerel yönetimler, özgürlükler gibi gerekçelerle koruma kalkanlarý altýna alýnarak ileri demokrasi adý altýnda tamamen baþýboþ býrakýlmasýdýr. Bir ülkede etnik terör devam ederken, o etnik grubun siyasal ve kültürel ögelerini bir takým sözde reformlarla kaþýmaya kalkýþýrsanýz - ki aslýnda bunlar reform deðil sadece bölünmeyi ve parçalanmayý hýzlandýrýcý etmenlerdir- yapýlan tüm o sözde reformlar, siz aðzýnýzla kuþ tutsanýz bile, terör örgütünün hanesine artý puan olarak yazýlýr, örgütün baþarýsý olarak yorumlanýr. 19 Mayýs 1919, iþgal güçlerine karþý Türk halkýnýn baþkaldýrýþ, direniþ ve devrimi baþlattýðý tarihin en önemli nirengi noktalarýndan biridir. O günkü koþullar ile bugünkü koþullar arasýnda, de facto, hiç bir fark yoktur. Ülke bu kez "görünmez" bir istila altýnda haraç mezat satýlmakta, postmodern yeni iþbirlikçiler ülkeyi adým adým küresel iþgalcilere teslim etmektedirler. Dün olduðu gibi bugün de iç ve dýþ düþmanlar vardýr, fakat bunlar çok daha ustaca ve büyük maharetle "aziz vatanýn bütün kalelerini zaptetmiþ ve memleketin her köþesini bilfiil iþgal etmiþlerdir. Ancak, bilinmelidir ki her çöküþ ve yýkým yeni bir toplumsal deðiþim ve dönüþümün potansiyel dinamiklerini de kendi içinde taþýr. Çöküþ ve yýkým belirtileri ayný zamanda çok büyük bir tarihsel deðiþimin habercileridir. Bu tarihsel deðiþimin bir baþka yeni devrime yol açmasý kaçýnýlmazdýr. Türkiye bu geliþmelerin sonucunda, Atatürk devrimlerinden sonra, ikinci bir devrim sürecinin içine girerek tüm bu aymazlýðý temizleyecek ve ezilen uluslara yeniden örnek ve önder bir ülke konumuna gelecektir. Umudumuz odur ki, tarih bilgimiz ve bilincimiz olduðu sürece hiç bir güç ülkemizi küresel egemenlerin taþeronu, uyruðu, payandasý haline getirmeyi baþaramayacak ve halkýmýz bu tür politikalara destek vermeyecektir.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Hulki Can Duru, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |