Kuþkusuz, bu tamamen AB’nin prestijini kurtarmaya yönelik siyasal bir karardýr. Ama bunun böyle yapýlmasýyla çok önemli bir gerçek bir kez daha su yüzüne çýkmýþ oldu: Öyle ki, “Pamuk Vakasý”nda olduðu gibi, Nobel Ödüllerinin her alanda saygýnlýðýný yitirdiði ve yitirmekte olduðu bir kere daha tescil edilmiþ oldu. Avrupa Komisyonu Baþkaný Jose Manuel Barroso’nun, Nobel Barýþ Ödülü ile ilgili itiraf gibi açýklamasý þöyle:

“AB’nin dünyanýn en büyük kalkýnma ve insancýl yardým saðlayýcýsý olmasýndan gurur duyuyoruz. Birlik ayný zamanda, iklim deðiþikliðine karþý gezegenimizi savunmak ve küresel düzeyde kamu mallarýný korumak için büyük gayret sarf etmektedir. Nobel Komitesi’nin ödülü bize, zor zamanlar geçiren AB’nin tüm dünya için bir esin kaynaðý olmaya devam ettiðini ve uluslararasý kamuoyunun daha güçlü bir AB’ye ihtiyaç duyduðunu gösteriyor.”

Peki Avrupa ve dünya yurttaþlarý sizle gurur duyuyor mu acaba ey Barroso? “En büyük kalkýnmayý” ve “insancýl yardýmý” siz saðladýysanýz niye ekonomik krizden sapýr sapýr dökülüyorsunuz? Her yeri atom santrallarýyla doldurup ondan sonra “iklim deðiþikliðine karþý gezegeni savunmak” size kaldýysa yandý gülüm keten helvasý! Siz ancak, “küresel düzeyde kamu mallarýný korumak için büyük gayret sarf etmeye”, insanlarý aðýr vergiler ve düþük ücretlerle ezmeye, cebinizi doldurmaya devam edersiniz.

Ödülün tutarý açýklanmadý ama o para Avrupa Birliðini kurtarmaya yetmez. Olsa olsa ancak politikacýlara çerez olur. Avrupalý üst düzey devlet adamlarýnýn yýllýk net kazançlarý USD 100.000-175.000 arasýnda deðiþiyor, hepsinin tuzu kuru, sýrtý pek, karný tok. Tabi ki harcýrahlar, yan ödemeler ve örtülü ödenekler hariç. Þimdi merak etmeyin yakýnda þunu da yapacaklar: Bu ücret farkýný giderecekler. E sözde sýnýrlar kalkýyor, tek devlet oluyorlar ya… Bu palavralarý Avrupalý yutmaz! Sadece bu sene Fransýz otomotiv sektöründe 8.000 iþçi iþten çýkarýldý. 11 Ekim 2012 de binlerce emekli hayat pahalýlýðý, aðýr vergiler ve düþük ücrete karþý eyleme geçti, Paris’te protesto gösterisinde bulundu.

Seçmen kitlesinin isteklerini dikkate almayan ve halktan kopuk bu birliðin halklarý ezmek ve ekonomik olarak köleleþtirmek için Amerikan patentli, güdümlü bir kuruluþ olduðu gayet net bir þekilde açýða çýkmýþtýr. Hümanizma, Avrupa deðerleri, bireysel haklar ve özgürlükler artýk AB devletlerinin umurunda deðildir. Nihai hedef yurttaþlarýn tasarruf yapmasýný olanaksýz hale getirerek, ellerindeki avuçlarýndaki evleri ve mallarý nakde dönüþtürmek ve bu nakit paraya el koymaktýr. Bunu da kredi kartlarý ve bol keseden çeþitli banka kredileri kullandýrmakla yapýyorlar. Borçlu kiþi, kredi borcunu ödeyemeyince elindeki malý mülkü kanun kuvvetiyle haczedilip satýlýyor, bu katma deðer en sonunda bürokratlarýn ve politikacýlarýn Ýsviçre bankalarýndaki hesaplarýna gidiyor. Siz hiç ekonomik sýkýntý çeken bir devlet adamý gördünüz mü?

Dünya egemenlerinin uyguladýðý bir ikinci taktik de, üretimde robot kullanarak otomasyonla insan iþgücüne olan talebi azaltmak, emekçi sýnýfýný, sendikalarý ve dünya nüfusunun büyük bir bölümünü savaþlarla eriterek dindar ve itaatkar koyun-insanlarla istedikleri þekilde dünyayý yönetebilmektir.

AB’nin ekonomi politikalarý yüzünden insanlar daha da fakirleþirken bu iþten en karlý çýkanlar bankalar, holdingler, sigorta þirketleri, politikacýlar ve devlet adamlarý olmuþtur. Sadece onlar ceplerini doldurmuþ, ekonomik kriz, sosyal mutsuzluk, ýrkçýlýk, yabancý düþmanlýðý ve þoven milliyetçilik hýzla týrmanýþa geçmiþtir.

Bugün Avrupa’da Nazi özentisi bir sürü dernek, kuruluþ ve siyasal parti faaliyete baþlamýþ durumdadýr. Eskiden yaptýklarý gibi duygularý sömürmek, ýrkçý ve milliyetçi yapýlanmalarla insanlarý birbirine kýrdýrmak için Avrupa devletleri aralarýnda gizlice anlaþmýþlardýr. ABD ile AB “dünya için bir esin kaynaðý deðil” dünyanýn karabasaný olmuþ durumdadýr. Dünyadaki her çirkin ve ölümcül tezgahýn arkasýnda ABD ve AB yönetimi vardýr.

(PS: Nobel ödülü almak için kýrýlýp dökülerek sýra bekleyen bizim medyatik yazar-çizer takýmýna tüyo veriyorum: Nobel ödülü almak istiyorsanýz yapacaðýnýz þey çok basit: Pamuk’un yolunu izleyin, “Türk” sözcüðünü aðzýnýza bir tek “Türkler soykýrým yapmýþtýr” demek için alýn, Atatürk’ü, Devrimleri ve orduyu karalayýn, Osmanlýyý yüceltin, Türkiye’nin irili ufaklý devletçiklere bölünmesi için çaba sarf edin. Hadeee anca gidersiniz…)