Geçen yýl yazdýðým, “Postmodern Tanrýça Angelina” baþlýklý yazýmda, bu müthiþ(!) ziyaretin arka planýna bakmaya, kimi öngörülerde bulunmaya çalýþmýþtým.

Angelina Jolie yine ziyaretimize geldi. Ürdün ve Lübnan’daki sýðýnmacý ziyaretlerinin hemen ardýndan ülkemize de geldi.


Geçen yýl, Suriyeli mülteciler için konteyner kent henüz kurulmamýþtý.Bu yýl emre amade. Her türlü konforu içeren bir kent ki insanýn mülteci olasý geliyor.

Öyle bir konukseverlik ki, hastanede doktorlarýmýz onlara öncelik tanýyor ve yedi saat bekletildiði için bir kadýn düþük yapýyor.(http://haber.sol.org.tr/kent-gundemleri/suriyeli-multeciler-alevi-doktorlara-tahammul-edemiyor-haberi-59505)

Geçen yýl, mülteci bir çocuðun baþýný okþamýþtý Angelina. Bu yýl, konteyner kentteki bir baþka çocuðun evine konuk oldu, sohbet etti. Çocuðun anlattýklarý karþýsýnda öyle
duygulandý ki, güzelim gözlerinden ýrmaklar taþtý. Çocuk ve ailesi onu çok sevdi.

Sonra yine, karþýsýnda mest olmuþ yetkililerden bilgi aldý. Hele bakan Ýdris Naim Þahin, belki de yaþamýnda hiç böyle sermest, hiç böyle mutlu olmamýþtý. Ben, fotoðraflarýn yalancýsýyým. Kýnadýðýmý sanmayýn, yurdumun hangi erkeði bu postmodern tanrýça karþýsýnda böyle dize gelmez ki?

Tanrýça, geçen yýl gördükleriyle kýyaslayarak ''Þimdi ondan on kat daha fazla sýðýnmacý var. Çok minnettarýz. Bugün çok sayýda aileyle ve çocukla da görüþtüm. Aileler ve çocuklar da Türk halkýna ve Türk hükümetine ayný þekilde minnettarlar. Çok duygusallar ve Suriye'de yaþananlardan dolayý büyük endiþe duyuyorlar, Suriye'de kalan aileleri ve arkadaþlarýný merak ediyorlar.''
Bir soru üzerine ise Jolie, ''Türk hükümeti büyük cömertlik göstererek bu olaðanüstü kampý kurmuþ. Gerçekten çok etkileyici. Guterres'in söylediði gibi hepimiz ülkelerinden kaçmak zorunda kalan ailelerin barýndýrýlmasý için bu þartlarda kamplar olmasýný umut ediyoruz. Hiçbir yerde bunun gibi bir kamp görmedim'' diye konuþtu. BM'ye ait ciplerle konvoy halinde konteyner kente gelen heyet, 4 saatlik ziyaretin ardýndan Islahiye'deki çadýr kente geçti. (http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=365116)

Tanrýça, þu fani Suriyeli kadýnlarla bir an için eþitlenip halý tezgâhýnýn baþýna bile geçti ve Suriyeli mülteci kadýnlarýn da kalplerini fethetti.

Basýna kapalý yapýlan resmi temaslarýnda, yine basýna(!) yapýlan açýklamalardan anladýðýmýza göre "Sýðýnmacýlara sýnýr kapýlarýný kapatmayýn" dediði ve sýðýnmacýlarla ilgili yasalarýn görüþüldüðü öðrenildi.

Kapalý kapýlarýn ardýnda dönen dolaplarý, biz faniler göremiyoruz; ancak deneyimlerimizle, satýr arasý okumalarýmýzla, gözlemlerimizle ve günü yaþarken baþýmýza ne çoraplar örüldüðünü/geçirildiðini fark edebiliyoruz. (Ediyor muyuz acaba?)

Eyvah ki eyvah!... Küresel tanrýlarýn temsilcisi Tanrýça Angelina yine geldi.

Ateþ ve kan kokusu mudur burnumu yakan?...

Ve biz... Sen, ben, o... Ateþin dumanlarý arþa yükselmeden henüz, etnik, dinsel, mezhepsel ayrýmlarla çatýþacak, kýsýr ideolojik tartýþmalarla boðuþup duracak mýyýz?...
Ýzin verecek miyiz çocuklarýmýzýn kan gölünde boðulmasýna?...

Ýzin verecek miyiz topraklarýmýzýn ekmek diler gibi dilimlenmesine ve yok edilmesine?... Hem de gözümüzün içine baka baka, postmodern tanrýlar ve tanrýçalar ölüme çaðýrýrken bizleri?...

14.09.2012
Vildan Sevil

NOT: Konuyla ilgili, 24.06.2012 tarihli, “Post modern Tanrýça Angelina” baþlýklý ilk yazýmýn linki:

Postmodern Tanrýça Angelina
http://www.izedebiyat.com/yazi.asp?id=100327