Sýcak ve uzun günler...

Sen, önce on yedi saat oruç tutarak Allah’ýn farzýný edâ et...

Ne güzel!

Sonra da uzun saatleri doldurmak için ibadet yerine gýybet et.

Senden olmayan herkese hakaretler yaðdýr...

Hem...

Gün boyunca on yedi rekâtlýk Allah emri farzýn tek rekâtýný ifâ etme...

Sonra da git sýrf “bu ne yaman cevval bir müm’indir yahu” desinler diye gecenin bir vaktine kadar yirmi rekât bidat namaz kýl...

Hem de bidat olduðunu bile bile...

Ve gene hem de bidat olduðunu bile bile, bidattýr diyene küfret...

Suç üstüsün ey mürâi!

***

Mekâný cennet olasý Þeyh-ül Ýslâm Yahya Efendi’ye selâm olsun...

“Mescidde riyâpiþeler ko etsinler riyâyý

Meyhâneye gel kim ne riyâ var ne mürâi”...

***

Sana ne gýybetten, adetten, bidattan ey kocamýþ Azeri balasý...

Otur Sevgili’ye mektup yaz...

Edebî gücün yeter mi!

Edebî dilin Sevgili’ye en üst düzeyde hitâba kifâyet eyler mi!

Eylemez...

Ustalarýn birinden iki beyit ödünç al...

“Hâk-i pâyine yitem dir, ömürlerdir muttasýl

Baþýn daþdan daþa urup gezer âvâre su


Týynet-i pâkini rûþen kýlmýþ ehl-i âleme

Ýktida kýlmýþ tarîk-i Ahmed-i Muhtar’a su”...


Ýki beyit de sine-i fakirinden serdeyle...

“Eller açýk semâda, yalvarýrým Allah’a

Beni de no’ker kýlsýn yüce Resulullah’a


Eriþsem katýnýza tozu olsam turabýn

Kamber’ine kul olsam ol Haydar-ý Kerrar’ýn”...

***

Bir telefon gelir doðup büyüdüðüm topraklardan...

Bir dost, bir yârân, bir gençlik yoldaþý, kýsmen de sýla-ý râhimdendir arayan...

Yara doludur dostun sinesi...

Buðulu gözlerin tesiriyle boðuk çýkýyor sesi...

Her sözü týð-i hasret olur saplanýr kalb-i derûnuma...

Sel olur çeþmim yaþý...

Tomurcuk damlalar süzülür birer ikiþer iftarlýklarýn üstüne...

***

Hasret ateþine yandýðým topraklara...

Suyunu içerek kandýðým topraklara...

Ulu babamýn, ulu dedemin yattýðý topraklara...

Etime, kemiðime, kanýma, canýma can katan topraklara...

Gitsem bir dert...

Gitmezsem arþ-ý âlâya yükselen hasret ateþi...

***

Budur hâl-i pür melâlim a dostlar...

Sükût eyle þeyda bülbül, ben dahi ah-u zârdayým!

Sinemde hicrân çar-hezar, kim ne bilsin ne dârdayým!

*
Ne mâziden bahar sesi, ne görecek gün önümde!

Bâri nâmertlere muhtaç olmasam ahir ömrümde!

*
Bir garip vardý diyerek yâd etse dostum yârâným

Ah sevilmek ne güzeldir! Bir bilse cân-ý cânâným!

*
Ne zerrece sâdra þifa, ne bir derde devâyým ben!

Hâsýlý cân kafesimde bir nefesçik hevâyým ben!

***

Affola ey âzizân...