Öyle yaþamalýsýn ki ölünce mezarcý bile üzülsün. -Mark Twain |
![]() |
|
||||||||||
|
![]() Kameri takvimle Ramazan Ayý, Türkiye toplumunun ortak dini deðerlerine vurgu yapan bir aidiyet sembolü olarak her zaman öne çýkarýlmaktadýr. Türkiye’de yaþayan insanlarýn yüzde doksan dokuzunun Müslüman olduðu savýyla, yazýlý ve görsel basýnda sürekli olarak Ramazan’ýn kutsallýðýndan, oruç tutmanýn en önemli ibadetlerden biri olduðundan dem vurulmaktadýr. Türkiye’de yaþayan insanlarýn hepsinin oruç tuttuðu varsayýmýndan hareket eden bu düþünüþ biçimi açýkça totaliter bir toplum tahayyülünün tezahürlerinden biridir. Türkiye toplumunda sadece Sünniler yaþýyormuþ gibi, bu dinsel kimliðin inancýna özgü deðerler genelleþtirilerek toplumun tümüne dayatýlýr. Demokratik toplumlarda her bireyin yaþam biçimine saygý gösterilir ve serbestçe ibadet yapmasýna imkân tanýnýr. Olmasý gereken budur. Fakat toplumumuzda, bahsedilen demokratik teamül çiðnenir ve sadece Sünnilerin inanç biçimine saygý gösterilir. Diðer dinsel azýnlýklarýn inançlarýný serbestçe yaþama arzularý Sünni Ýslam’ýn insafýna býrakýlýr. Buradan hareketle Türkiye toplumunda Sünni-Ýslam olmayan unsurlarýn dinsel tahakküm altýnda olduklarý sonucuna ulaþmak mümkündür. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne vatandaþlýk baðýyla baðlý olan herkesin Türk kabul edildiði tanýmý aslýnda eksiktir. Bunun bir de yazýlý olmayan fakat bilfiil uygulanan diðer bir boyutu vardýr. Türk tanýmýnda eksik olan yan “Sünni Ýslam inancýný benimseyen kimse” ibaresi olmalýdýr. Devletin asli unsuru olan ve devlet kademesinde ilerlemenin temel þartlarýný taþýyan sadece Sünni-Türk insan tipidir. Dolayýsýyla devlet aygýtýný elinde tutan Sünni-Türk insanýnýn inanç biçimi de kamusal alana hâkim olmaktadýr. Böylece diðer inançlarýn meþruiyeti de ortadan kalkmaktadýr. Aslýnda çok iyi bilinmektedir ki, bu toplumda Alevilerin yüzde doksan dokuzu oruç tutmamaktadýr. Aleviler deyince de yaklaþýk olarak sekiz, dokuz milyonluk bir kitleden söz etmekteyiz. Küçük bir Avrupa ülkesi nüfusuna eþdeðer bu kitlenin dinsel tercihi yok sayýlarak, çoðunluðu teþkil eden Sünni inancýna teþmil edilmektedir. Özellikle, televizyon izlerken, Ramazan’dan oruçtan bahsederken düþündüm. Ramazan bizim için, Alevi toplumu için ne anlama gelmektedir. Kendi kendime sorduðum bu soruyu da hemen cevapladým. Ramazan Alevi toplumu için bir kâbustan baþka bir þey deðildir. Olaðan hayatýn akýp gitmesine engel olan, kamuya açýk yerlerde insanlarýn günlük yeme, içme gibi ihtiyaçlarýný bile karþýlamakta oldukça zorlandýklarý, dinsel fanatizmin yer yer teröre dönüþtüðü olaðanüstü bir aydýr. Bu ayda olaðan yaþamýný idame ettirmeye çalýþan insanlarýn baþlarýna ne geleceðini ancak “Allah” bilir. Bu itibarla Ramazan Ayý, Türkiye toplumunda farklýlýklarýn tebarüz ettiði, farklýklarýn zenginlik deðil birörnek toplum tahayyülünün önünde engel teþkil ettiði bir ay olarak deðerlendirilmelidir. Denilebilir ki, her inanca eþit mesafede olunmalý ve saygý duyulmalýdýr. Doðrudur. Sünni Ýslam inancýnýn gereklerinin yerine getirilmesine hiç kimsenin engel olmadýðý gayet iyi bilinmektedir. Fakat ayný anlayýþý karþý taraftan beklemek de hakkýmýz olduðu halde ne yazýk ki ayný hassasiyeti göremediðimiz gibi tersine baskýya bile maruz kalabiliyoruz. Ramazan ayýnda oruç tutmayan insanlar ötekileþtirilir. Oruç tutmayana da saygý gösterilmesi gerektiði görmezden gelinir. Zira ikiyüzlü bir hoþgörü anlayýþýdýr söz konusu olan. Böyle bir düþünce þekli, býrakýn insan haklarýný dinsel düþünüþ ile bile çatýþma halindedir. Hoþgörünün Ýslam dini için vazgeçilmez önemini Yunus Emre “yaratýlaný hoþ gör yaratandan ötürü” vecizesiyle dile getirmiþtir. Buna mukabil Sünni Ýslam için hoþgörü kavramýna fiiliyatta yer yoktur. Ramazan ayýnda oruç tutmayanlar þiddetli bir biçimde cezalandýrýlýrlar. Býçaklanarak öldürülürler, ýrmaklara atýlýrlar, þiddetin her türlüsü fütursuzca uygulanýr. Durum bu þekilde ortaya konulduðu zaman da, “birtakým kendini bilmezlerin yaptýðý, genellenemeyecek tikel bir olay” olarak yorumlanýr. Ýslam’a özgü dinsel fanatizm hiçbir zaman kabul edilmek istenmez, yapýlanlar görmezden gelinir. Bu anlamýyla býrakýn Ramazan’ý, Ýslam dini, Alevi toplumuyla Sünni toplumunun ortak paydasý deðildir ve hiçbir zaman da olmamýþtýr. 2011 Yýlý Ramazan Ayýnda(Aðustos) yazýldý.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
![]() | Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2023 | © Akakiy Akakiyeviç, 2023
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |