En büyük mutluluk ve en büyük sýkýntý anlarýnda sanatçýya gereksinme duyarýz. -Goethe |
|
||||||||||
|
Ýçinde Allah korkusu taþýmayan kiþiler ise Kuran’ý doðru anlayamazlar. Anladýklarýný zannettikleri ayetleri yanlýþ anlar, çok net konularýn bile anlaþýlmaz olduðunu, ayetlerin birbiriyle -haþa-çeliþkili olduðunu ileri sürerler. Çok açýktýr ki Kur’an’ý anlayabilmek için zeka, bilgi ve kültür deðil, samimiyet, Allah sevgisi ve korkusu gereklidir. Kalbinde bu duygular olmayan kiþi akletme yeteneðine sahip deðildir. Kiþi ön yargýlý ise, bilim adamý ya da Arapçayý çok iyi bilen biri dahi olsa Kur’an’ý yanlýþ anlar; ayetler konusunda akýl dýþý, çarpýk yorumlarda bulunur. Kur’an’ý kendilerince eleþtiren, itirazlarda bulunan kiþilerin iddialarý, onlarýn çarpýk mantýðýndan kaynaklanýr. Kur’an’da çeliþki yoktur; çeliþki, nefislerini gözeten düþük akýllý kimselerin bozuk mantýk örgülerindedir. Kur’an, verdiði örnekler karþýsýnda bu kiþilerin þaþkýnlýkla, "Allah bu örnekle neyi anlatmak istedi?" dediklerini haber verir. Bu durum, Kuran’ýn mucizelerinden biridir. Bir Kur’an ayetini iman eden insan kolayca anlarken, inkarcý kavrayamaz. O halde Kur’an’ýn anlaþýlmasý samimi niyete baðlýdýr. Allah, insanýn niyetine göre anlayýþ verir ya da " Kendisine Rabbinin ayetleri öðütle hatýrlatýldýðý zaman, sýrt çeviren ve ellerinin önden gönderdikleri (amelleri)ni unutandan daha zalim kimdir? Biz gerçekten, kalpleri üzerine onu kavrayýp anlamalarýný engelleyen bir perde (gerdik), kulaklarýna bir aðýrlýk koyduk... (Kehf Suresi, 57) ayetiyle ifade edildiði gibi kalbi üzerine anlamasýný engelleyen bir perde gerer. Bazý kimselerin Kur’an konusundaki yanýlgýlardan biri, bilimsel ayetlerin, baþka uygarlýklarýn kaynaklarýndan Peygamberimiz(sav) tarafýndan alýndýðý iddiasýdýr. Kur’an, bu iddialara en güzel cevabý verir: Ýnkar edenler dediler ki: "Bu (Kur’an) olsa olsa ancak onun uydurduðu bir yalandýr, kendisi düzüp uydurmuþ ve ona bir baþka topluluk da yardýmda bulunmuþtur." Böylelikle onlar, hiç þüphesiz haksýzlýk ve iftira ile geldiler. Ve dediler ki: "Bu, geçmiþlerin uydurduðu masallardýr, bir baþkasýna yazdýrmýþ olup kendisine sabah akþam okunmaktadýr." De ki: "Onu, göklerde ve yerde gizli olaný bilen (Allah) indirmiþtir. Doðrusu O, çok baðýþlayandýr, çok esirgeyendir." (Furkan Suresi, 4-6) Ýnsanlarý Kur’an’dan uzaklaþtýrmak için inkarcýlarýn ileri sürdükleri bir diðer iddia da Kur’an’ýn Araplar’a indiði ve yalnýzca onlarýn Kur’an’dan sorumlu olduklarýdýr. Kur’an ise bu sapkýn iddialarý yalanlar; Peygamberimiz(sav)’in tüm insanlýða gönderilmiþ bir peygamber olduðunu, Kur’an’ýn muhatabýnýn da kýyamete kadar tüm insanlýk olduðunu haber verir. Biz seni ancak bütün insanlýða bir müjde verici ve uyarýcý olarak gönderdik. Ancak insanlarýn çoðu bilmiyorlar. (Sebe Suresi, 28) Allah her elçi ve peygamberi kavminin dilini konuþanlardan seçer. "Biz her elçiyi, kendi kavminin dilinden baþkasýyla göndermedik ki, onlara apaçýk anlatsýn. Böylece Allah dilediðini þaþýrtýp saptýrýr, dilediðini hidayete erdirir... " (Ýbrahim Suresi, 4) ayetiyle bu durum açýklanýr. Ayný dili konuþmalýdýr ki elçiler, Allah’ýn vahyini insanlara eksiksiz ve doðru aktarabilsinler. Bu tarih boyunca ayný þekilde olmuþtur. Dine uymamak için bahaneler üreten inkarcýlarýn bakýþ açýlarý Kur’an’da þöyle bildirilir: Eðer Biz onu Acemi (Arapça olmayan bir dilde) olan bir Kur’an kýlsaydýk, herhalde derlerdi ki: "Onun ayetleri açýklanmalý deðil miydi? Arap olana, Acemi (Arapça olmayan bir dil)mi?" De ki: "O, iman edenler için bir hidayet ve bir þifadýr. Ýman etmeyenlerin ise kulaklarýnda bir aðýrlýk vardýr ve o (Kuran), onlara karþý bir körlüktür. Ýþte onlara (sanki) uzak bir yerden seslenilir." (Fussilet Suresi, 44) Dolayýsýyla bir peygamberin kavmiyle dilinin ayný olmasý oldukça doðaldýr. Bu, baþka toplumlarýn Kur’an’dan sorumlu olmayacaklarý anlamýna gelmez. Kur’an her dile çevrilebilir, anlamý ve hükümleri açýklanabilir. Bugün Kur’an’ýn birçok dilde çevirisi vardýr. Zuhruf Suresi’nin 44. ayetindeki " Ve þüphesiz o (Kur’an), senin ve kavmin için gerçekten bir zikirdir. Siz (ondan) sorulacaksýnýz" ifadesiyle haber verildiði üzere tüm insanlýk Kur’an’dan sorumludur, Kur’an’ýn içerdiði hükümlerden sorgulanacaktýr. "... Fakat, ne oluyor ki bu topluluða, hiçbir sözü anlamaya çalýþmýyorlar? (Nisa Suresi, 78)
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Fuat Türker, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |