..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bu hafifçe kenara itilecek bir roman deðil. Daha büyük bir þiddetle uzaða fýrlatýlmalýdýr. -Dorothy Parker
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
ÝzEdebiyat - Yazar Portresi - M.NÝHAT MALKOÇ
M.NÝHAT MALKOÇ - EDEBÝYAT ÝKSÝRÝ
Site Ýçi Arama:


Deneme
  Denge Üzere Yaþamak!.. (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Yüzleþme 

Bu dünyaya gelirken hangi birimiz aðlamadýk? O minik gözlerimiz ýþýkla temas eder etmez,ciðerlerimize hayat öpücüðü hükmündeki ilk oksijen iner inmez tepkimiz aðlamak olmamýþ mýydý?Bu sanki dünyada çekeceklerimize iþaretti.

  Düþler Rýhtýmýnda Bir Ay Doðuyor (M.NÝHAT MALKOÇ) 27 Ocak 2005 Yaþam 

Ben böyle deðildim deniz gözlüm…Acýlara yelken açardým gece gün demeden.Pembe þafaklarda kýzýllýða aðýtlar yakacaðýmý deseler inanmaz,güler geçerdim.Oysa þimdi billur kadehlerde yudumladýðým hasret boðazýmda düðümleniyor. Ýri güller yetiþtirdiðim

  Çanakkale Ýçinde Vurdular Beni!.. (M.NÝHAT MALKOÇ) 27 Ocak 2005 Unutulamayan Dönemler 

Türk milleti tarih boyunca nice çetin mücadelelere þahit olmuþtur.Bunlarýn pek çoðunu da zaferle neticelendirmiþtir.Sözkonusu destanlaþan mücadelelerden birisi de Çanakkale’de yaþanmýþtýr

  Bugün 23 Nisan Neþe Doluyor Ýnsan (M.NÝHAT MALKOÇ) 27 Ocak 2005 Toplum 

Ýnsanoðlu,fýtratý icabý özgürlüðe düþkündür.Onu aç ve susuz býrakabilirsiniz ama esaret altýnda yaþamaya razý edemezsiniz.Sözü edilen insan,bir de Türk milliyetine mensupsa özgürlüðe olan meyli çok daha fazladýr.

  30 Aðustos Zafer Bayramý (M.NÝHAT MALKOÇ) 27 Ocak 2005 Yaþam 

Türk tarihi,emsali görülmemiþ þanlý zaferlerle doludur.Bu zaferlerin en büyüðü de hiç þüphesiz Baþkumandanlýk Meydan Muharebesi’dir.Sakarya Zaferi’nden bir yýl sonra yeni bir savaþa girmek elbette riskli bir durumdu.

  Bir Özgün Baran Vardý (M.NÝHAT MALKOÇ) 27 Ocak 2005 Yazarlar ve Þairler 

Ýnsanlar vardýr ki canýný diþine takarak büyük bir mücadele örneði gösterirler.Dünyaya gelirken fizikî eksiklikleri olsa da bunu ruhî üstünlükleriyle telâfi ederler.

  Sevgiyle Baþlar Herþey!.. (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Sevgi ve Aþk 

Ýnsanoðlu yüce Allah’ýn halk ettiði en muteber varlýktýr.Bu nedenle biz insanlar, Allah’ýn yeryüzündeki halifeleri oluvermiþiz.Fakat beþere verilen bu kýymet mutlak deðildir.

  Özürlülerin Yaþama Sevinci (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Yaþam 

Dünyada,acýlarla sevinçleri bir arada yaþýyoruz.Hayat iyi ve kötü yönleriyle devam ediyor.Bir kýsým insanlar keyif içinde yaþarken,bir kýsmý da acýlar içerisinde kývranýyor.Onun için,dünyaya sadece kendi penceremizden bakmamalýyýz.

  Çilesini Çekmediðin Fikir Senin Deðildir (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Yüzleþme 

Fikrin sözlük anlamý “düþünce,idrak,hatýr,akýl,zihin,rey,oy,zan,inanma,zihin tasavvuru,kuruntu,murat,maksat,niyet…vb.” dir.En yaygýn karþýlýðý da düþüncedir þüphesiz…

  Baþýmýzýn Tacý Kadýnlarýmýz (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Yaþam 

Atalarýmýz: “Yuvayý diþi kuþ yapar” demiþ. Ne doðru bir söz… Kadýnlar aile kurumunun temelidir. Aslýnda kadýnla erkek,bir elmanýn iki eþit parçasýndan baþka bir þey deðildir. Ýkisi bir araya gelerek bir bütün

  Þebinkarahisar'ýn Ýl Olma Aþký (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Yerler 

Türkiye her geçen gün hýzla büyüyor. Þehirlerimizin çehresi kýsa zamanda deðiþerek tanýnmaz hâle geliyor. Bu, Türkiye aþkýyla yanýp tutuþan bizleri fevkalâde memnun ediyor. Geliþen ilçelerimiz il olmak için Ankara’nýn yoll

  Marifet Ýltifata Tabidir (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Din 

Dünyada hangi insan övülmekten hoþlanmaz ki!...Yaptýðýmýz müspet bir davranýþtan dolayý takdir edilmek hepimizi mutlu eder.Kim ne derse desin bu insanýn doðasýnda var olan bir hususiyettir.

  Gözyaþý Rahmettir (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Yaþam 

Ýnsanoðlu ne garip bir yaratýktýr.Çevresinde bin bir türlü ibretli hadise gerçekleþir de bunlardan kendisine ders almaz. Kur’an-ý Kerim’in yüzlerce yerinde Rabbimiz:”Düþünmüyor musunuz, akýl erdirmiyor musunuz?” buyurarak bizle

  Ana Vatandan Ata Vatana!.. (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Anýlar 

1990 yýlýna kadar iki kutupluydu dünya. Bir yanda Amerika Birleþik Devletleri… Öte yanda Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliði… Ýki kutuplu bu dünya 1990 yýlýnda yerini bambaþka bir oluþuma býraktý.

  Sorumluluk Bilinci (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Din 

Dünyaya gelen her insanýn belli görev ve sorumluluklarý vardýr.Hiç kimse baþýboþ deðildir.Hepimiz belli gayelerle yaratýlmýþýz.Onun için insan en deðerli varlýktýr.Kendimize bu açýdan bakarak büyüklüðümüzün farkýnda olarak yaþamalýyýz.

  Yazar Olmanýn Dayanýlmaz Aðýrlýðý (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Sanat 

Ýnsanlar bazý zamanlarda,özellikle efkâr saatlerinde büyük bir duygu yoðunluðu içerisinde bulunurlar.Bu vakitlerde içi içine sýðmaz sözkonusu kiþinin…Yanýnda birisi varsa onunla paylaþýr yoðunlaþan duygularýný!..

  Ata Topraklarýnda Olmanýn Hazzý!.. (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Anýlar 

Türkî Cumhuriyetlere öðretmen alýmý imtihaný neticesi elime geçtiðinde çok heyecanlanmýþtým. Kazanmýþtým imtihaný!...Hem de Türkmenistan’ýn baþkenti Aþkabat’a tayin edilmiþtim. Akçaabat’tan Aþkabat’a gidecek

  Benim Esir Milletim!.. (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Anýlar 

Türkmenistan semalarýnda süzülerek uçarken hostesin sessizliði bozan o anonsunu unutmam mümkün deðil: “Deðerli yolcularýmýz üç saat on beþ dakikalýk yolculuðumuz birazdan sona erecektir.Az sonra Aþkabat Hava Alaný’na ine

  Türk Mizahýnýn Köþe Taþý Nasreddin Hoca (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Gülmece (Mizah) 

Gülmek ve aðlamak insanlarýn yaþadýðý iki zýt hakikattir.Halk arasýnda gülmekle aðlamanýn kardeþ olduðu söylenir.Gerçekten de zaman gelir,iç içe yaþarýz bu iki duyguyu.Gözyaþlarý bazen elemden,bazen de sevinçten boþalýr gelir.

  Sabahattin Ali (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Yazarlar ve Þairler 

Kýsa bir ömür sürmesine raðmen adýndan çok söz edildi Sabahattin Ali’nin…Çünkü dolu dolu yaþadý.Sözünü hiç sakýnmadý.Dobra dobra konuþtu.

  Þinasi Özdenoðlu'nun Türkiye Sevdasý (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Yazarlar ve Þairler 

Son dönem Türk þiirinin köþe taþlarýndan birisidir Þinasi Özdenoðlu!....Gümüþhaneli’dir köken olarak!...Þairliðinin yanýnda yazardýr da…Güçlü bir kalemi vardýr.

  Ziya Gökalp'in Manevî Dünyasý (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Yazarlar ve Þairler 

Türk mefkûresinin gelmiþ geçmiþ en büyük isimlerinden birisi de hiç þüphesiz ki Ziya Gökalp’tir. O Türk’e gönülden sevdalý bir Türk milliyetçisiydi. Hayatýný Türklüðe adamýþtý O!...

  Erzurumlu Ýbrahim Hakký Hazretleri (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Yazarlar ve Þairler 

Çok yönlü bir âlim olan Erzurumlu Ýbrahim Hakký Hazretleri’ni tavsif ve tasvir etmek için yeterli bir kelime bulmakta zorlanýyorum.O hem bir þair,hem bir yazar,hem bir tasavvufçu,hem de pozitif bilimlerle uðraþan çaðdaþ manada bir bilim adamýydý.

  Akif'in Dünyasý (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Yazarlar ve Þairler 

Merhum Mehmet Akif,dünü,bugünü ve yarýný engin ufkuyla kuþatan mümtaz bir inanç abidesiydi.Bir ahlâk,ülkü ve aksiyon adamýydý.

  Mehmet Akif Irkçý Deðildir (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Yazarlar ve Þairler 

Milletlerin ayakta durabilmesi için birlik ve beraberlik þarttýr.Bizleri birbirimize baðlayan ortak deðerlerin deforme olmasýna müsaade etmemeliyiz.

  Batý Medeniyeti Karþýsýnda Mehmet Akif (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Yazarlar ve Þairler 

Her milletin kendine mahsus bir medeniyeti mevcuttur.Bunun yanýnda medeniyetlerin beynelmilel uzantýlarý da vardýr.Bugün,medeniyet kelimesi “Uygarlýk”la karþýlýk bulmaktadýr.Kültür ve medeniyet kavramlarýnýn içeriði ve kapsamý konusu,bugüne d

  Mehmet Akif'e Göre Eðitim ve Öðretim (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Yazarlar ve Þairler 

Hayatý idame ettirebilmek için eðitim ve öðretim þarttýr.Ýnsan, Resulullah’ýn deyimiyle;beþikten mezara kadar ilim tahsil etmelidir.Dinimiz,mürebbilere ve âlimlere büyük bir ehemmiyet vermiþtir.

  Ýkinci Meþrutiyet ve Mehmet Akif (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Yazarlar ve Þairler 

Osmanlý Devleti’nin altý yüz yýllýk uzun ömrü,bütün dünya devletlerinin ilgisini çekmiþtir.Bir devletin bu denli uzun müddet yaþamasý dikkate þayandýr.Bunun sýrrý,sözkonusu devletin köklü ve âdil bir adalet mekanizmasýna sahip olmasýnda aranmalýdý

  Mehmet Akif'in Osmanlý'ya Bakýþý (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Yazarlar ve Þairler 

Bundan yedi yüz yýl evvel,Söðüt’te temelleri atýlan Osmanlý Devleti,altý asýr gibi uzun bir zaman üç kýtaya hakim olmuþ;onlarca deðiþik ýrký bünyesinde sükûnetle barýndýrmýþtýr.Fakat son dönemlerde zayýflama emareleri göstererek çöküþe geçmiþtir.

  Doðumunun 100. Yýlýnda Üstad Necip Fazýl Kýsakürek (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Yazarlar ve Þairler 

Bundan tam yüzyýl evvel doðan Üstad Necip Fazýl Kýsakürek,Türk þiirinin zirvesine postunu seren bir gönül eriydi.Ölümden asla korkmayan ve “Hiç güzel olmasaydý ölür müydü Peygamber?” diyen bu Allah dostunu,çok üzdüler bu dünyada.

  Zamanýn Aydýnlarýnýn Gözüyle Üstad Necip Fazýl (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Yazarlar ve Þairler 

Son Sultanü’þ-Þuara olarak kabul edilen Necip Fazýl Kýsakürek, günümüzden yüzyýl evvel dünyamýzý þereflendirmiþti.1905 senesinde Ýstanbul’da dünyaya gelmiþti.

  "Bir Lâhza-i Teahhur" ve Ýkinci Abdülhamit-1 (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Yazarlar ve Þairler 

Tevfik Fikret,Servet-i Fünûn Topluluðunun baþta gelen þairlerinden birisidir.Hatta bu edebî kitlenin yayýn organý olan Servet-i Fünûn dergisinin Yazý Ýþleri Müdürlüðü’nü yapmýþtýr.Þiirlerini “Rübab-ý Þikeste” adlý eserde bir araya get

  "Bir Lâhza-i Teahhur" ve Ýkinci Abdülhamit-2 (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Yazarlar ve Þairler 

Tevfik Fikret,ömrü boyunca buhran içerisinde yaþamýþtýr.Gün gelmiþ Ýstanbul’a,gün gelmiþ manevî deðerlere,gün gelmiþ Sultan Ýkinci Abdülhamit gibi mütedeyyin eþhasa saldýrmýþtýr.

  Aþk Baðýnýn Bülbülü (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Yazarlar ve Þairler 

Sevgi üzere kurulmuþ dünya denen bu gezegen!..Aslolan da sevgi deðil midir zaten.Ariflerin iki kanadýndan biridir bu asil duygu...

  Yunus Emre'de Hoca (Öðretmen) Sevgisi (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Yazarlar ve Þairler 


  Aðlarsa Anam Aðlar (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Yaþam 

Bütün inanç sistemlerinde anne babaya saygý ve sevgi esastýr.Fakat Ýslâmiyet’in bu vefakâr ve cefakâr ikiliye verdiði önem öteki inanç sistemlerinin çok üstündedir. “Cennet analarýn ayaklarý altýndadýr” hadis-i þerifi bunu açýkça göste

  Ana Gibi Yâr Olmaz (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Yaþam 

Dünyanýn en samimi ve sýcak ismidir anne!..Varlýðýmýzýn sebebidir onlar…Ufacýk bir bebekken bizlere bütün mesaisini ayýran,gecesini ve uykusunu bölen,yemeyip yediren,içmeyip içiren ve merhamet kanatlarýný ardýna kadar açýp bize sýðýnak yapan bu c

  Hayatý Anlamlý Kýlmak (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Toplum 

Günler ne de çabuk geçiyor.Uyuduk sabah oldu,uyandýk akþam oldu.Yýllar bir sel misali üzerimize akýp gidiyor.Hani bir zamanlar çocuktuk.Seneler birbirini kovaladý,þimdi çocuklarýmýz oldu.

  Noel Bize El!.. (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Yaþam 

Her dinin kendine mahsus önemli gün ve geceleri vardýr.Meselâ Müslümanlar Berat,Mirac,Regaip ve Kadir gecelerini diðerlerinden farklý görerek ibadetle geçirirler.Hemen her inanç mensubunun böyle mühim zaman dilimleri vardýr.

  Yaþlýlara Saygý ve Hürmet (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Din 

Her canlý doðar,büyür ve ölür.Doðumla ölüm arasýnda geçen süreye “ömür” adýný veriyoruz.Hayat bazen acý,bazen huzurlu anlarla doludur.Buna hazýrlýklý olmak gerekir.

  Unutmak Felâkettir (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Yaþam 

Atalarýmýz: “Aklý beþer nisyan ile malûldür” demiþlerdir.Yani insan aklý unutmaya meyillidir;insan çabuk unutur. Bazen kendimizi hayatýn akýþýna öyle bir kaptýrýrýz ki unutmamak ne mümkün!...

  Mehter Takýmlarý (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Toplum 

Osmanlý Devleti ordusunda askerin moralini düzeltmek için deðiþik yollara baþvurulurdu.Mehter takýmlarý askerin coþkusunu artýrmak için önemli bir vasýtaydý.

  Üstte Gök Çökmedikçe!.. (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Yüzleþme 

Dünyanýn en eski ve köklü milletlerinin baþýnda Türk Milleti gelmektedir. Çok zengin ve köklü bir tarihimiz vardýr. Tarihte nice büyük zaferler kazanmýþýz. Ecdadýmýza yeryüzü dar gelmiþtir. On altý büyük Türk Devleti kurmuþuz.

  Ezanlar Buz Tutmuþ Minarelerde!.. (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Din 

Türkler tarihin þahit olduðu eþsiz bir millettir.Bu iddia kuru bir lâftan ibaret deðildir.Þanlý ecdadýmýz,Ýslâm’la mücehhez olan Türk’ün neler yapabileceðini defalarca göstermiþtir.

  Þehidimin Son Örtüsü Bayraðým!.. (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Toplum 

Bir devleti,bir askerî birliði,resmî veya gayri resmî bir kuruluþu temsil eden iþarete bayrak diyoruz.Bir milletin varlýðý ve baðýmsýzlýðý bu sembolik iþaretle temsil edilir

  Tek Millet Tek Yürek (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Toplum 

Bir toplumun millet olabilmesi için bir kýsým hususiyetlere malik olmasý gerekir.Her þeyden önce dil,din,ahlâk,coðrafya ve ülkü birliði lâzýmdýr.Örfler,âdetler,gelenek ve görenekler milleti meydana getiren kültür müesseseleridir.

  Kusur Aramak (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Toplum 

Toplum olarak, insanlarýn kötü yönlerini ve açýklarýný aramaya meyilliyiz.Þüphe,zan ve tahminlerle hareket ederiz.En ufak bir lâf duyduðumuzda bunu süsleyip abartarak gördüðümüze yayarýz.Söze hep zanla baþlarýz.

  Yurdumun Bayramý Nevrûz (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Toplum 

Kýþýn kasvet verici günlerini geride býraktýk.Mart ayýyla beraber bahar mevsimi kendini hissettirmeye baþladý.Öncelikle günler uzadý.21 Mart günü,gündüzle gece birbirine eþit oldu.Bundan sonra gündüzler,gecelerden daha uzun olacak.

  Düþler Rýhtýmýnda Bir Ay Doðuyor!.. (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Sevgi ve Aþk 

Ben böyle deðildim deniz gözlüm…Acýlara yelken açardým gece gün demeden.Pembe þafaklarda kýzýllýða aðýtlar yakacaðýmý deseler inanmaz,güler geçerdim.Oysa þimdi billur kadehlerde yudumladýðým hasret boðazýmda düðümleniyor.

  Trabzon Atatürk Köþkü (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Yerler 

Türk Milleti,zor zamanlarda içinde bulunduðu meseleleri çözmesini bilmiþtir.Osmanlý Ýmparatorluðu’nun üç kýtaya adaletle hükmetmesi Türk’ün kudret ve ihtiþamýný gösterir.

  Geçmiþten Geleceðe Trabzonspor (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Yaþam 

Spor toplumun sosyal ihtiyaçlarýndan biridir.Ülkemizde spor yapmak,maalesef,bir ihtiyaç olarak görülmemektedir.Türk insaný spor yapmýyor,spor yapanlarý seyrediyor.

  Of'a ve Oflular'a Dair!.. (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Yaþam 

Dünyada iki harften oluþan yer adlarý bir elin parmaklarýndan daha da azdýr.Hemþehrilerimiz sanki farklýlýklarýnýn niþaný olsun diye bu adý koymuþlar þehirlerine.

  Uzungöl'de Alabalýk Keyfi (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Yerler 

Türk turizmi yýllardan beri Ege ve Akdeniz sahillerine mahkûm edilmiþtir. Varsa yoksa Antalya!... Tamam,Antalya güzel bir yer…Adeta bir turizm cenneti hüviyetinde…

  Bir Baþkadýr Köprübaþý (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Yerler 

Trabzon yeþil doðasýyla tanýnan ve sevilen bir diyardýr.Fakat asýl yeþillik Trabzon’un ilçelerinde gizlidir.Kazalarýmýzýn tamamýna yakýný yemyeþil bir görünüm arzetmektedir.Lâkin Köprübaþý ilçesinin doðal güzelliði bir baþkadýr.

  Gel Çýkalým Zigana'ya!.. (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Yerler 

Ülkemiz turizm potansiyeli bakýmýndan eþsiz bir konuma sahiptir. Türkiye’de dört mevsim boyunca tatil yapýlabilir. Tatil ve turizm deyince her nedense aklýmýza yaz mevsimi geliyor.Özellikle de Akdeniz ve Ege sahilleri

  Kirli Hava Kader Deðil (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Yaþam 

Hava kirliliði kýþ mevsimiyle beraber gündeme geliyor. Bacalar tütünce nefesler daralýyor. Þehirde yaþamanýn zorluðu aþikârdýr. Bu,kýþýn daha da içinden çýkýlmaz hâl alýyor. Ýnsanlar kansýz, þehirler oksijensiz yaþayamaz.

  Selâm Trabzon'uma!.. (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Yerler 

Trabzon,tarihî,doðal güzellikleri ve sosyal yapýsýyla bir yeryüzü cennetidir.Karadeniz Bölgesi’nin en geliþmiþ illerinden birisidir.Burasý maviyle yeþilin bütünleþtiði bir tabiat harikasýdýr.

  Yeþil Trabzon Özlemi (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Ocak 2005 Yerler 

Trabzon hýzla geliþen bir þehir olma özelliði taþýmaktadýr.Onun içindir ki kentimiz bunun sancýlarýný yaþamaktadýr.

  Coþkun'larýn Günahý Ne? (M.NÝHAT MALKOÇ) 9 Aðustos 2005 Günlük Olaylar 

Bir ülke geliþip serpilmeye durdu mu o ülkenin düþmanlarýný sara nöbetleri alýr.Geceleri gözlerine uyku girmez.Planlar kurar dururlar.

  Hacý Bayram Veli ve Tasavvuf (M.NÝHAT MALKOÇ) 9 Aðustos 2005 Din 

Tasavvuf dinimizde Hakk’a ve hakikate götüren yollardan biridir.Tasavvufta sohbet mühim bir akidedir.Þeyhler,sohbet kanalýyla müritlerin kalbine sirayet eder.Dinî ve tasavvufî hakikatleri bu yolla muhataplarýna iletirler.

  Âh Bu Türküler!.. Türkülerimiz... (M.NÝHAT MALKOÇ) 9 Aðustos 2005 Yaþam 

Topluluklarý millet hâline getiren unsurlarýn baþýnda millî ve manevî deðerler gelir. Bunlarý yaþadýkça ve yaþattýkça milletçe kenetleniriz. Nasýl ki çimento taþlarý sýký sýkýya birbirine baðlarsa örf ve adetler, kültürel birikimler de deðiþik unsurlarda

  Sizin Çocuðunuzun da Bir Pulsuz Dilekçesi Vardýr (M.NÝHAT MALKOÇ) 9 Aðustos 2005 Gelecek 

Dünyanýn en uzun ve meþakkatli iþidir insan yetiþtirmek…Onun içindir ki bütün toplumlarda ana ve baba kutsaldýr.Resulullah’ýn kavliyle söylemek gerekirse “Cennet analarýn ayaklarý altýndadýr.”

  Þâirlik Meslek Midir? (M.NÝHAT MALKOÇ) 9 Aðustos 2005 Sanat 

Yürek ve duygu iþçisidir þâirler… Dýþ dünyayý geniþ ufuklarýyla algýlayarak insanlýða sunarlar. Üçüncü gözleri vardýr onlarýn… Bizim iki gözle göremediklerimizi onlarýn üçüncü gözü görür. Yürek gözü de diyebiliriz buna…

  Garib Ozan Bir Iþýktý (M.NÝHAT MALKOÇ) 9 Aðustos 2005 Yazarlar ve Þairler 


  Özgür Yaþamak... Ama Nereye Kadar? (M.NÝHAT MALKOÇ) 9 Aðustos 2005 Toplum 

Ýnsanlar belli gayeler için dünyaya gönderilmiþlerdir. Dünyaya geliþimizi ve var oluþumuzu asla tesadüf olarak göremeyiz. Zaten kâinatta tesadüfe tesadüf etmek mümkün deðildir.Her þey belli planlar ve amaçlar çerçevesinde cereyan etmektedir.

  Ramazan Bayramý Düþünceleri (M.NÝHAT MALKOÇ) 7 Ekim 2007 Din 

Bayramlar huzur ve sükûnun en yüksek seviyede cereyan ettiði zaman dilimleridir. Kültür ve medeniyetimizde bayramlarýn apayrý bir yeri ve önemi vardýr. Birlik ve beraberliðin çimentosudur bu müstesna vakitler… Milli bütünlüðümüzü bu gibi ortak deðerlerimize borçluyuz. Deðerlerini yaþayan ve yaþatan milletler geleceðe emin adýmlarla ilerlerler.

  Leyle-i Kadr Yahut Gecenin Aydýnlýðý (M.NÝHAT MALKOÇ) 7 Ekim 2007 Din 

Zamanlar vardýr zamanýn hudutlarýna sýðmayan… Dua ve dileklerin mutlak itibar gördüðü mübarek gün ve geceler vardýr. Leyle-i Kadr da bunlardan biri ve birincisidir. Ýçinde Kadir gecesi olmayan seksen yýla bedeldir bu ay… Bin aydan daha hayýrlýdýr Hak katýnda. Ümitle korku arasýnda yaþayan insanýn ümitlerinin filizlendiði bir gecedir.

  Her Eve Bir Kitaplýk (M.NÝHAT MALKOÇ) 7 Ekim 2007 Toplum 

Türkiye’de okuma alýþkanlýðýný artýrmak için hiçbir ciddi giriþimde bulunmuyoruz. Sadece lafýný edip duruyoruz; þikâyette bulunuyoruz. Bundan da anlaþýlýyor ki okumayýþýmýzý doðal karþýlýyoruz. Oysa Batýlý ülkelerde okumak günlük iþlerden sayýlýr. Kiþiler her nerede olurlarsa olsunlar her gün planlý olarak okurlar. Her gün düzenli olarak gazete okuyan, haftalýk ve aylýk dergileri takip eden bu kiþiler sürekli okumalarla hayatý anlamlý kýlarlar.

  Oruç Kalkandýr (M.NÝHAT MALKOÇ) 7 Ekim 2007 Din 

Oruç kalkandýr… Kirlenen ruhlarýmýzý ramazanýn paklýðýnda arýndýrýrýz. Manevi kirler oruç ikliminde iyice temizlenir. Sert rüzgârlar günah aðacýnýn yapraklarýný döker. Sevap aðacýnýn kökleri topraða kenetlenerek güç kazanýr. Bu mübarek ayda ruhumuz alabildiðine geniþler. Ýnsanlýðýn medar-ý iftiharý Resul-i Ekrem Efendimiz: “Oruç kalkandýr. Biriniz oruç tuttuðu gün kötü söz söylemesin ve kavga etmesin. Þayet biri kendisine söver ya da çatarsa: ‘Ben oruçluyum’ desin.” buyurarak oruçlunun ne kadar engin ruhlu ve sabýrlý olmasý gerektiðini bizlere bildirmiþtir. Hangimiz bu sabýr geniþliðini iç dünyamýzda saðlayabiliyoruz?

  Barýþ En Büyük Sermayemizdir (M.NÝHAT MALKOÇ) 7 Ekim 2007 Düþler 

Savaþýn, kin ve nefretin kol gezdiði zamanýmýzda barýþ en büyük sermayemizdir. Dünyada herkes barýþtan yana görünse de gerçekte dünyayý idare edenler savaþ tamtamlarý çalýyorlar. Bugün dünyayý kan gölüne çevirenler onlardýr. Dünyayý ateþe veren bu izan ve insaf fakirleri, körpe çocuklarýn caný ve kaný üzerinden çýkar hesaplarý yapýyorlar.

  Tut Beni Ey Oruç; Kavra, Ýyice Tut… (M.NÝHAT MALKOÇ) 7 Ekim 2007 Din 

Ramazan gönül dünyamýzý tamir ve mamur eden müstesna bir aydýr. Çaðýn hastalýklý ruhunu ancak bu ayýn manevi dermanlarýyla tedavi edebiliriz. Günümüz insanlarýnýn içindeki manevi boþluðu ramazanýn huzur iklimiyle doldurup çölleþen ruhlarýmýzý yeþertebiliriz. On bir ayýn sultaný olarak vasýflandýrýlan bu güzide zaman dilimiyle ilgili nice methiyeler dizildi. Yine de hakkýyla ifade etmeye güçleri yetmedi kalem sahiplerinin.

  Her Þeyimle Sana Geleceðim (M.NÝHAT MALKOÇ) 7 Ekim 2007 Ýliþkiler 

Sana geleceðim… Göðümdeki yýldýzlarý tek tek topladý sevgi haramileri… Ayýþýðý çekti ýþýðýný karanlýk geceden. Bitimsiz bir heyula çöktü el ele gezdiðimiz þehirlerin üzerine. Hasretin sularý kabardý gönül ýrmaklarýmýzda. Hüzün saati sensizliði gösteriyor beklenen günün þafaðýnda. Masmavi göklerin en uzak köþesinde hayalin beliriyor. Gözlerin biraz nemli, kirpiklerin ýpýslak… Yüzündeki tebessümler yerini çatýk kaþlara mý býraktý ne? Ellerim ellerine uzansa da yetiþmiyor, mekân uzayýp gidiyor, ruhun kasvetini çoðaltýyor bir baþýna yaþamak… Düþlerim düþlerine yetiþmiyor. Rüyalarýmdan koþar adým kaçýyorsun. Kuruyor düþ pýnarlarým… Ýçimdeki yanardaðlar akýtýyor kýzgýn lavlarýný sevda atlasýnýn eteklerine. Deðmiyor umudun ve huzurun sýcak nefesi sýladan sürgün edilen gönlüme.

  Gönlümün Duygu Mimarlarý (M.NÝHAT MALKOÇ) 7 Ekim 2007 Sanat 

Eðitim, hayatý düzene koyan ve bakýþ açýmýzý þekillendiren olmazsa olmaz bir süreçtir. Hangi meþrepten ve inançtan olursa olsun bütün toplumlar eðitimin önemi konusunda hemfikirdirler. Zira teorikte ve pratikte iyi yetiþmiþ olmanýn neticelerini hepimiz müþahede etmekteyiz. Hayatý kuþatan zorluklar eðitimle bir bir aþýlabilmektedir. Eðitimden mahrum olanlar düz yolda bile tökezlerken, eðitimle mücehhez olanlar yalçýn kayalýklarý bile rahatlýkla aþabilmektedirler. Demek ki eðitim kiþiyi güçlü kýlan unsurlarýn þahikasýdýr.

  Sonbahar Hüzünleri Beyanýndadýr (M.NÝHAT MALKOÇ) 7 Ekim 2007 Sevgi ve Aþk 

Ýçimizdeki boþluðu hüzünlerle doldurur sonbahar… Dallarýmýzdaki son diri yapraklarý da döker sert esen rüzgâr… Toprak kokar kýnalý ellerimiz… Gözlerden süzülen son damla yaþ yerçekimine direnemeyerek çatlamýþ topraða düþer upuzunca… Hayata dair gerçekler geçer gözlerimizin önünden. Ömrün de ilkbaharý, yazý, hazaný ve kýþý var elbet… Daðlarýn yamaçlarýndan esen rüzgârlar daðýnýk saçlarýmýzý okþar, adeta tarar bir anne þefkatiyle.

  Rahmet Saðanaðý (M.NÝHAT MALKOÇ) 7 Ekim 2007 Din 

Dünya hayatý sýnýrlý bir zaman dilimini içerir. Geliþimiz ve gidiþimiz mutlak yaratýcýnýn tasarrufundadýr. Hayatýn ne zaman sonlanacaðýný hangimiz kestirebiliriz ki?... Böyle bir bilgi ve sezgi hiçbir kula verilmemiþtir. O, gaybi bilgiler arasýndadýr, gaybý da ancak ve ancak Allah bilir. Sayýlý nefeslerimizin ne zaman tükeneceðini kestiremediðimiz için hadiste de belirtildiði üzere ‘Yarýn ölecekmiþ gibi ahiret için, hiç ölmeyecekmiþ gibi dünya için çalýþmalýyýz.’ Aksi halde ebedî dünyamýzý karartmýþ oluruz.

  Berat Gecesinde Allah"a Sýðýnmak (M.NÝHAT MALKOÇ) 7 Ekim 2007 Din 

Ramazaný müjdeleyen son kandil gecesidir mübarek Berat… Zira Berat kandilinden sonra, ramazandan evvelki kandiller bitiyor. Demek ki Berat kandiliyle birlikte ramazan da iyiden iyiye gösteriyor kendini. Bu hususta son hazýrlýklarýmýzý yapmalý, kendisinde bin aydan hayýrlý Kadir gecesi de olan ramazana yüzümüzü çevirmeliyiz. Gözlerimizi göklere yöneltip hilali gözetlemeliyiz. Hilali gözetleme iþini son birkaç günde gerçekleþtirmek daha makbul ve manidardýr. Gerçi günümüzde rasathaneler bu iþi hakkýyla yerine getiriyor. Buna raðmen yine de emin olmak için, þüphe ve tereddütlere mahal vermemek için hilal gözetlenebilir.

  Avam ve Havas Orucu (M.NÝHAT MALKOÇ) 7 Ekim 2007 Din 

Ramazan ayýyla beraber hayatýmýzýn ibresi maneviyatý gösterir. Bir aylýk da olsa þahsî hayatýmýzda ve çevremizde manevî bir seferberlik ilan edilir. Baþka günlerde gündemimizde olmayan Ýslam, bu ayda deyim yerindeyse gündemimize oturur. Oysa gerçek Müslüman her zaman teyakkuz halinde olur. O her an ölebileceðini düþünerek maneviyatýný takviye ve ikmal eder. Bilinmelidir ki bir aylýk ibadet bizleri Cehennem ateþinden kurtaramaz.

  Gül Bebek… Gül Yüzlü Yâr… (M.NÝHAT MALKOÇ) 7 Ekim 2007 Din 

Arap çölleri alev ateþ kavruluyordu. Kýzgýn kumlarý yakan güneþ, katýlaþan kalpleri yakamýyordu iþte… Kum taneleri kadar insaf ve izana sahip olmayan bir millet vardý bu talihsiz yarýmadada… Feryatlar yükseliyordu arzdan arþa doðru… Ýnsanlýk, geçirdiði amansýz imtihanda sýnýfta kalmýþtý ki bir nur belirdi ufuklardan… Kâinat gebeydi, doðum sancýlarý çekiyordu… Bu kutlu doðum, insanlýðýn kaybettiði vasýflara ilticasýnýn da habercisiydi… Titriyordu yedi gök… Sýtmaya tutulmuþtu arz… Bu nuru taþýmak kolay olmayacaktý onlar için… Alýþýlmýþýn dýþýnda bir vuslattý bu… Âlemlerin âlimine kavuþmasý…

  Geceyi Aydýnlatan Nuranî Bir Yolculuk: Mirac (M.NÝHAT MALKOÇ) 7 Ekim 2007 Din 

Ýnsanlarýn normal þartlar altýnda yapmakta aciz kaldýklarý, ancak Allah tarafýndan peygamberlere yaptýrýlabilen harikulâde hadiselere “mucize” diyoruz. Hemen her peygamberin kendine mahsus mucizeleri vardýr. Peygamberler zamanýnda halkýn, gönderilen dine inanmasý için bu gibi olaðanüstü olaylara gerek duyuluyordu. Mucize görmeden inanmýyordu bazý müþrikler… Gerçi mucize görenler de eski inançlarýndan kolay kolay vazgeçemiyorlardý. Fakat bazýlarý mucizeler karþýsýnda hayretlerini gizleyemeyerek Hakk’a teslim oluyorlardý. Tarihteki büyük mucizeden biri de Hz. Muhammed(sav)’in Mirac’ýdýr.

  Kandiller Zincirinin Ýlk Halkasý: Regaib Kandili (M.NÝHAT MALKOÇ) 7 Ekim 2007 Din 

Her dinin kendine mahsus mübarek gün ve geceleri mevcuttur. Hýristiyanlar Noel Yortusu için aylar önceden hazýrlýklara giriþiyorlar; bütün milletlere bunun propagandasýný yapýyorlar. Türkiye gibi bir Ýslâm ülkesini bile bu halkanýn içine dâhil edebiliyorlar. Yazýlý ve görüntülü tüm iletiþim vasýtalarýyla reklâmýný gerçekleþtiriyorlar. Yahudiler “yevm-i sebt” denen ibadet ve tatil günleri olan cumartesini, tahrif olmuþ Tevrat’a göre, ibadetle geçiriyorlar. O gün dünya iþleri bir kenara itiliyor. Hatta inançlarý gereði cumartesi günü ateþ yakmýyorlar. Bu yüzden, sözünü ettiðimiz günde sigara bile içmiyorlar. Ateþ yanmadýðý için bir sýcak çorbadan bile mahrum kalabiliyorlar. Bu hukukî olmasa da, dinin getirdiði kesin bir kuraldýr. Hiç kimse bunun dýþýna çýkamaz. Yirmi birinci asrýn ilk yýllarýný yaþadýðýmýz bir dönemde, çaðdaþ Batý devletleri tarafýndan ayýplanma endiþesi taþýmýyorlar.

  Mirac ve Namaz (M.NÝHAT MALKOÇ) 7 Ekim 2007 Din 

Mirac dünya denen fena âleminden, sýnýrlarýný tahayyül edemediðimiz gökler ötesine yapýlan mukaddes bir yolculuktur. Hz. Peygamberin zamaný ve mekâný aþýp Hakk’ýn huzuruna varmasý, kulluðunu ve elçiliðini yüce Yaradan’a ikrar etmesidir. Bu mübarek yolculuk ulu bir davet üzere gerçekleþmiþtir. Sevgililer Sevgilisi, Rahman’ýn yüce katýndan kutlu bir davet alarak bu davete icabet etmiþtir. Bu mübarek yolculuk yüce Kur’an’da þöyle ifade bulmuþtur: “Kendisine ayetlerimizden bir kýsmýný gösterelim diye kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini bereketlendirdiðimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ýn þaný yücedir. Hiç þüphesiz o layýkýyla iþitendir, hakkýyla bilendir.”(Ýsra S. 1. Ayet)

  Her Geceyi Kadir Bilmek (M.NÝHAT MALKOÇ) 7 Ekim 2007 Din 

Ramazan ayýnýn kýymetli oluþunun en önemli sebeplerinden birisi de içinde bin aydan daha hayýrlý kabul edilen Kadir gecesinin bulunmasýdýr. Onun içindir ki Müslümanlar Kadir gecesini bütün belirli zamanlardan daha üstün ve kýymetli tutmuþlardýr. Fakat Rabbimiz Kadir gecesini ramazanýn içinde gizlemiþtir. Yani ramazanýn kaçýncý gecesinin Kadir gecesi olduðu bilinmemektedir. Bunda sayýsýz hikmetler mevcuttur. Öncelikle bu geceyi ihya etmek isteyen kiþiler ramazanýn her gecesini kadir bilip ona göre her geceyi ibadetle ve taatle geçirecektir. Atalarýmýzýn “Her geceyi Kadir, her geleni Hýzýr bil” sözü bu gerçeði teslim etmektedir. Biz Müslümanlar da bu hikmetli sözün gereðini yerine getirmek için ramazan gecelerinin içini manevi feyiz ve bereketle dolduracaðýz. Her geceyi Kadir gecesi farz edeceðiz.

  Ramazan ve Çocuklar (M.NÝHAT MALKOÇ) 7 Ekim 2007 Din 

Hayatýn en saf, en berrak, en temiz ve en güzel yüzüdür çocuklar… Onlarýn duygu ve düþüncelerinde riya ve çirkeflik bulamazsýnýz. Onlarda en ufak art niyet ve önyargý da yoktur. Karþýlýksýz severler ve baðlýlýklarý uzun sürer. Ýliþkilerinde çýkar gözetmezler. Hayal dünyalarý çok geniþtir çocuklarýn… Yeter ki siz hayallerine kota koymayýn…..Onlar güzelliklere yelken açmasýný çok iyi bilirler. Onlarý azgýn denizlerin þerrinden ve fýrtýnalardan koruyalým.

  Ramazan"ý Uðurlarken!.. (M.NÝHAT MALKOÇ) 7 Ekim 2007 Din 

Zaman gene yapacaðýný yaptý ve bir aylýk ramazan bir su misali ömrümüzden akýp gitti. Sayýlý günlerin çabuk geçtiðini hepimiz biliriz. Fakat ramazanýn diðer sayýlý günlere nazaran bir kuþ gibi uçup gitmesi bizi hüzünlendirdi. Çünkü alýþmýþtýk iftarlara, teravihlere ve o doyumsuz sahurlara….Þimdi bir yýl daha bekleyeceðiz bu güzel günlerin tekrarý için… Kimimiz gelecek ramazana sað çýkmayacak. Bazýlarýnýn son ramazaný olacak uðurladýðýmýz…. Bu durum yürek sahibi olan biz insanlarý derin düþüncelere sevk ediyor. Acaba kimler yetiþecek gelecek ramazana?... Bu konuda söz söyleme salahiyetimiz yok.

  Kadir Gecesinin Kadri (M.NÝHAT MALKOÇ) 7 Ekim 2007 Din 

Rahmet ve maðfiretin hayatýmýzý çepeçevre kuþattýðý mübarek bir zaman dilimizdeyiz. Dört bir yanýmýz nimetlerle ve bereketlerle çevrilmiþ… Bu günler sayýlýdýr ve kýymeti bilinmelidir. Manevi fýrsatlar týpký maddi fýrsatlar gibi belirli zamanlarda kapýmýzý çalar, bunlarý ganimet bilip deðerlendiremezsek gelecekte piþmanlýk duyarýz. Fakat bu, geçen zamaný ve fýrsatlarý geri getirmeye yetmez. Manevi fýrsatlar kaza edilmemelidir.

  Ramazan ve Teravih (M.NÝHAT MALKOÇ) 7 Ekim 2007 Din 

Ramazanýn geliþiyle beraber Ýslam coðrafyasý birlik ve beraberlik ruhuyla yeniden hayat kazandý. Tabir caizse hayata hayat geldi. Ýslam dünya gündemine oturdu. Müslümanlar kýþ uykusundan uyandý. Nadasa býrakýlan ruhlar, ekime hazýr hâle getirildi. Oysa bir aylýk ibadet bizi Cennete ulaþtýrmak, Cehennem ateþinden korumak için kâfi deðildir. Müslüman yýlýn 365 günü Allah’la beraber olmalýdýr. Ýbadetleri Ramazana sýkýþtýrmak kendimizi aldatmanýn bir baþka sinsi yoludur. Müslüman’ýn bir gününün nasýl geçeceði Kur’an’da ve hadislerde belirtilmiþtir. Hayatýmýzý bu doðrultuda þekillendirmeliyiz.

  Ramazanýn Ýçini Doldurmak (M.NÝHAT MALKOÇ) 7 Ekim 2007 Din 

Þu günlerde aylarýn en kýymetlisi olan ramazaný idrak ediyoruz. Bu ayda müminlerin gönülleri büyük bir neþe ile dolar. Hayatýmýzdan çýkardýðýmýz Ýslamî hükümler bir aylýk için de olsa geri döner. Bu ay vesilesiyle Müslüman bir millet olduðumuzu hatýrlarýz. Camiler cemaatle dolup taþar. Minareler arasýna asýlan mahyalar bizi hakka ve hakikate çaðýrýr.

  Ramazan Bereketi (M.NÝHAT MALKOÇ) 7 Ekim 2007 Din 

Ramazan rahmet ve bereket ayýdýr. Bu ayda zenginler fakirleri daha iyi anlama imkâný bulur. Çünkü ramazanda belli süreler içerisinde aç kalan insan, açlýðýn ne demek olduðunu daha iyi kavrar. Zenginler maddî durumu kýsýtlý olan kiþilerin, ömürleri boyunca bu güçlüklere nasýl katlandýðýný sezerler. Onlara karþý merhamet duygularý geliþir. Elindeki imkânlarýn bir kýsmýný onlarýn istifadesine sunarlar. Böylece zenginle fakir arasýnda örnek bir sevgi ve dayanýþma yaþanýr. Ne fakir zengini kýskanýr, ne de zengin fakiri hor görür. Böylece sosyal hayatta huzurlu bir yaþamýn formülünü bulmuþ oluruz. Hayat zindan olmaktan çýkar huzur sýðýnaðý haline dönüþür. Her iki dünyamýz da mamur olur.

  Ramazaný Ortalarken!.. (M.NÝHAT MALKOÇ) 7 Ekim 2007 Din 

Eskilerimiz ne kadar da doðru demiþ ‘Sayýlý gün çabuk geçer’ diye… Gerçekten de sayýlý gün çok çabuk geçiyor. Dakikalar saatleri, saatler günleri, günler haftalarý, haftalar aylarý, aylar yýllarý, yýllar ise koca bir ömrü kovalayýp duruyor. Bir zaman geliyor ki soðuk perdelere çarpýp kalkýyorsunuz. Bundan sonra teslimiyetten baþka bir yol da görülmüyor. Þayet zamanýnda Hakk’a teslim olmuþsanýz bu son noktadaki acizlikten mahzun olmazsýnýz.

  Uyan Ey Gözlerim Gafletten Uyan!.. (M.NÝHAT MALKOÇ) 14 Ekim 2007 Din 

Bizler eskiden üzerine güneþ doðmayan bir millettik? Sabahýn erken saatlerinde yataðýmýzdan kalkar, Allah’ýn huzurunda secdeye varýr, günün ilk þükrünü eda ederdik. Sessizliðin içine dalar, manevi iklimlerde soluklanýrdýk. Hakikat yolunun sadýk yolcusuyduk Hiç kimse bizi hak bildiðimiz yoldan çeviremezdi. Sýrat-i müstakim üzere yürürdük hayat yolunda. Hayat aðacýnýn leziz meyveleri eksik olmazdý. Göklere deðen dallarýmýz manevi meyvelerini taþýmakta zorlanýrdý. Bereket eksik olmazdý soframýzdan.

  Trabzon Büyür Gözbebeklerimde–1 (M.NÝHAT MALKOÇ) 21 Ekim 2007 Yerler 

Cihan padiþahý Kanunî Sultan Süleyman’ýn doðduðu, yedi yaþýna kadar yaþadýðý, babasý Yavuz Sultan Selim’in 22 yýl valilik yaptýðý tarihi bir þehirdir Trabzon… O zamanlardan kalma Osmanlý yadigârý Gülbahar Hatun türbesi bu þehre ayrý bir önem kazandýrmaktadýr. Gülbahar Hatun Ýkinci Bayezid’in eþi, Yavuz Sultan Selim’in annesi, Kanunî’nin babaannesidir. Böyle þanlý bir mazisi vardýr Trabzon’un… Bu topraklar nice büyük insanlar yetiþtirmiþtir.

  Trabzon Büyür Gözbebeklerimde–2 (M.NÝHAT MALKOÇ) 21 Ekim 2007 Yerler 

Þehirlerin de belli bir kimliði ve karakteri vardýr. Bu kimlik tarihi süreç içerisinde oluþur. Bunun oluþumunda tarihî þahsiyetler, þairler, yazarlar ve bütün sanatçýlar aktif rol oynarlar. Asýrlarýn birikimleriyle oluþan bu kimlik korunmalý ve geleceðe taþýnmalýdýr. Kentlerin bu özgün kimliðini modernleþme adý altýnda heba etmemeliyiz. Þehirlerin tarihî ve tabiî dokusunu muhafaza etmeliyiz. Günümüz insaný modernlik adý altýnda tarihî deðerleri yok ediyor. Eski, tarihî evler yangýn kisvesi altýnda ortadan kaldýrýlarak yerlerine hiçbir geleneksel iz taþýmayan yüksek binalar kuruluyor. Ruhsat verme hakkýný elinde bulunduran yerel yöneticilerin ve devletin ilgili birimlerinin bu talana dur demesi büyük önem arz etmektedir. Yoksa tarihi, kalýnca kitaplarýn iki kapaðý arasýna hapsedeceðiz.

  Sevdamýzdýr Cumhuriyet… (M.NÝHAT MALKOÇ) 27 Ekim 2007 Türkiye 

Duygularýn ve düþüncelerin sarpa sardýðý demlerde zihnimizi aydýnlatan güneþsin Cumhuriyet… Sen ki bize þah damarýmýz kadar yakýnsýn. Bulutlarýn arkasýna saklanan umutlarý bulup koyarsýn önümüze. Gelmeyen baharlarýn müjdesini sunarsýn belleðimize. Kitaplarýmýzda senin aðýrlýðýný hep hissederiz. Sevgin ruhlarýmýzý esir edeli beri gerçek özgürlüðümüzü bulduk. Sana olan sevgimiz bulutlara deðecek kadar büyük ve görkemli… Duygularýmýzda, düþüncelerimizde, hayallerimizde, emellerimizde hep senin varlýðýnýn aðýrlýðýný hissediyoruz. Karlar altýnda kalan ümit çiçeklerini tazeleyen sensin. Bembeyaz kar yýðýnlarýndan çýkýp filizlenen kardelensin sen…

  Atatürk ve Cumhuriyet (M.NÝHAT MALKOÇ) 27 Ekim 2007 Toplum 

Özgürlüðüne düþkün milletlerin idare þeklidir cumhuriyet… Türk milleti çöken bir imparatorluðun enkazý üzerinde kurduðu Türkiye devletinin yönetim þeklini iç dünyasýnda tayin etmiþti. Zira bu millet, baþýna buyruk ve hesap vermeyen bir idare anlayýþýný kabul edemezdi. Eline gelen fýrsatý tepemezdi. Çaðdaþ devletlerin gittiði yoldan gitmeliydiler. Atatürk Türk milletini ancak cumhuriyete layýk görüyor ve bunu þöyle ifade ediyordu: “Türk milletinin karakterine ve adetlerine en uygun olan idare, Cumhuriyet idaresidir.”

  Þiirimizde Cumhuriyet (M.NÝHAT MALKOÇ) 27 Ekim 2007 Türkiye 

Cumhuriyet insanca yaþamanýn yoludur; geleceðimizi aydýnlatan ýþýktýr. Özgürce yaþamak, huzuru yakalamak, geleceðe güvenle ve emin adýmlarla yürümektir. Kulluða ve köleliðe izin vermeyen, insani deðerleri ön plana çýkaran bir yaþam tarzýdýr. Haksýzlýklara ve eþitsizliklere karþý durmak, sessizliði haykýrýþlarla, hürriyet çýðlýklarýyla boðmaktýr. Cumhuriyet, küllerinden doðan bir milletin kendine biçtiði ipekli bir kaftandýr. Karanlýk ufuklarý aydýnlatan, kümelenen bulutlarý bertaraf eden parlak bir güneþtir. Baþlarý öne eðilenlerin, boynu büküklerin, söz hakkýný kullanamayanlarýn baþýnýn tacýdýr. Sevgi çeþmesinin oluðudur, gönül yaralarýmýza merhemdir cumhuriyet…

  Sessiz Yaþadý Sessiz Öldü Ýnönü (M.NÝHAT MALKOÇ) 6 Kasým 2007 Yaþam 

Ýnönü ailesinin son büyük ismi olan Erdal Ýnönü uzun ve dolu dolu bir ömür yaþadý. Fakat ömrünün son demleri hastalýklarla mücadele içinde geçti. ABD’de zorlu bir kanser tedavisi süreci geçirdi. Bir ara zatürreden muzdarip oldu. Tarihler 31 Ekim 2007’yi gösterdiðinde ABD’de, kan kanseri tedavisi gördüðü Houston kentinde hayata gözlerini kapadý. Tam 81 sene yaþamýþtý son büyük Ýnönü… Belki babasý kadar ses getiren iþler yapmamýþtý. Siyasette ‘ikinci adam’ mertebesine gelememiþti ama insan olarak halkýn gönlüne girmeyi baþarmýþtý. Sosyal demokrat zihniyette bir insandý. Fakat deðerlerimize karþý aþýrý uçlarda olmamýþtý hiçbir zaman. Bu milletin parasýyla okuduðunu unutmamýþtý. Milletine olan vefa borcunu ödemeye gayret etmiþti. Halka hiçbir zaman caka satmamýþtý.

  Size Bir Deðil Bin Gün Bile Yetmez (M.NÝHAT MALKOÇ) 18 Kasým 2007 Yaþam 

Öðretmen; o tatlý, sihirli, týlsýmlý sözcük!… Nasýl da telâffuz eder çocuklarýmýz onu coþku ve heyecanla… Söylerken kalpleri küt küt atar. Çünkü kalpten gelen, katýksýz, saf bir kelimedir o… Derste, teneffüste, dýþarýda, gök kubbenin altýnda her yerde yüreðimizi heyecana gark eder. Hangi birimizin hayatýnda derin izler býrakan öðretmeni yoktur ki?... Onlar deðil midir bugünümüzün aydýnlýk yolunu çizenler?... En büyük mimardýr onlar…

  Ýrfan Ordusu Yahut Öðretmenler (M.NÝHAT MALKOÇ) 18 Kasým 2007 Toplum 

Eðitimin ve bilginin geçer akçe olduðu bir çaðda yaþýyoruz. Bu altýn çaðda bilgili ve donanýmlý olanlar önde yürüyecek, cehalet bataklýðýna saplananlar geride kalacaktýr. Bunun böyle bilinmesi, tercihlerin ve gayretlerin bu doðrultuda olmasý gerekir.

  Eðitimci - Yazar Halit Ertuðrul'u Dinlerken... (M.NÝHAT MALKOÇ) 27 Kasým 2007 Yazarlar ve Þairler 

Kýymetli bir dost, akademisyen, araþtýrmacý yazar, bunlarýn ötesinde ve fevkinde bir gönül insaný olan Dr. Halit Ertuðrul’u bütün dinleyiciler pürdikkat dinledi. Ertuðrul’un sözlerinden daha çok; verdiði yaþanmýþ örnekler, hayattan getirdiði pratikler dinleyicileri etkiledi. Konuþmasý boyunca deðiþik yörelerden, yurtdýþýndan ve kendisinden yaþanmýþ hikâyeler anlattý. Bu ibretlik anlatýlar, yaþanmýþ olaylar olduðu için dinleyenlerin gözlerini yaþarttýlar. Ben de çok etkilendim, duygulandým. Çünkü anlatýlanlarýn çoðu trajikti. Anlatýlanlarýn bazýlarýnýn baþý dramatik, sonu mutlu; bazýlarýnýn baþý mutlu, sonu trajikti. Bu güzel sohbetten herkes çok istifade etti. Dinleyicilerin çoðunun hayatýnda yepyeni ve tertemiz bir sayfa açýldý. Sohbetin en kazançlý tarafý da buydu zaten. Deðerli gönül insaný Halit Ertuðrul’u tanýmaktan ve onunla sohbet etmekten büyük haz aldým. Allah böyle insanlarýn sayýsýný artýrsýn. Çünkü onlar bozulan toplumu düzeltecek gerçek mürebbilerdir.

  Kurban Teslimiyettir… (M.NÝHAT MALKOÇ) 16 Aralýk 2007 Din 

Ne büyük bir imtihandý Hz. Ýbrahim’inki… Hangi birimiz bu sýnavdan onun kadar rahat ve baþarýyla çýkabilirdik. Verdiðimiz sözü çabucak unuturduk. Fakat o unutmadý, Allah için en deðerli varlýðýna býçaðý dayadý. Allah da onu mükâfatlandýrdý. Bizler de o hadiseden sonra kurbaný bir adanmýþlýk ve teslimiyet ruhu içerisinde sembolik olarak deðil, bir sembol olarak kesiyoruz. Ne mutlu kurbanýný sembolik deðil, adanmýþlýk sembolü olarak kesenlere…

  Trabzon'da Mevlana Günleri (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Aralýk 2007 Sevgi ve Aþk 

Mevlana Celaleddin Rumî Hazretleri sadece Türkiye’de deðil, dünya ölçeðinde de tanýnan ve sevilen bir mutasavvýftýr. O, bundan 800 sene evvel dünyamýza bir ýþýk niyetine doðmuþtur. Onun sekiz yüzüncü doðum yýldönümünü kutluyoruz bu yýl… Bunun içindir ki UNESCO adlý dünya kültür kuruluþu bu seneyi “Mevlana Yýlý” olarak ilan etti.

  "Eylül Irmaklarý" Gönüle Akýyor (M.NÝHAT MALKOÇ) 31 Aralýk 2007 Yapýtlar 

Her çýkan kitap beni, istediði oyuncaðý satýn alýnmýþ çocuklar gibi sevindirir. Kitabýn doðuþunu insanýn doðuþu kadar anlamlý ve muteber sayarým. Çünkü bana göre kitaplarýn da kendince bir sesi, dili ve yüreði vardýr. Her birinde nice hayatlar saklýdýr. Onlarý okudukça bu hayatlarýn ve fikirlerin içine destursuzca gireriz. Bizleri hep güler yüzle karþýlarlar.

  Hazan Hüzün Çeþmesidir (M.NÝHAT MALKOÇ) 7 Ocak 2008 Düþler 

Hazan ve gece, hayatýn hüznü aksettiren gri yanýdýr. Bu zaman dilimlerinde hüzün nöbetleri belleðimizi çepeçevre kuþatýr. Sonbahar hatýralara neþter vururken, gece; aydýnlýk ufuklardan göz kýrpan umutlarýn önüne perde olur. Söz sükûta teslim olur kýzýl þafaklarda.

  Âh Hiç Bitmesin Horoz Þekerim!.. (M.NÝHAT MALKOÇ) 18 Ocak 2008 Düþler 

Ne güzeldi köyümün kirlenmemiþ yaðmurlarýnda ýslanmak… Bütün kaygýlardan azade, sokaklarda akþama kadar topraklarla hemhal olmak… Sabahýn ilk ýþýklarýyla uyanýp aydýnlýða ‘merhaba’ demek, gönül kapýlarýný ve göz kapaklarýný ardýna kadar açarak hayata sýmsýký sarýlmak, gökkuþaðýný hayallere yorgan eylemek… Ne güzeldi, âh ne güzeldi.

  Vefatýnýn 30. Yýlýnda Trabzonlu Tarihçi Osman Turan (M.NÝHAT MALKOÇ) 21 Ocak 2008 Yazarlar ve Þairler 

Deðerlerimiz ve deðerlilerimiz ne çabuk unutuldu. Sanki gözlerimiz baðlandý, kulaklarýmýz týkandý, idraklerimiz zincire vuruldu. Son senelerde büyüðü küçüðü tanýmaz olduk. Tarihimize ve bu ülkenin temel dinamiklerine sýrt çevirdik. Bu memleket için gece gündüz fikir üreten ve çalýþan kiþiler ölünce kimse onlarý hatýrlamaz oldu. Aslýnda kiþi maddeden dünyadan ayrýldýðý zaman deðil, hafýzalardan silindiði, hatýrlanmadýðý zaman ölür.

  Þehidimin Son Örtüsü Bayraðým (M.NÝHAT MALKOÇ) 21 Kasým 2010 Türkiye 

Bir devleti, bir askerî birliði, resmî veya gayri resmî bir kuruluþu temsil eden iþarete bayrak diyoruz. Bir milletin varlýðý ve baðýmsýzlýðý bu sembolik iþaretle temsil edilir. Bütün milletlerde bayraða özel bir saygý duyulur. Çünkü o sýradan bir bez parçasý deðildir. Bir devletin maddî ve manevî deðerlerini topyekûn ifade eder. Onun için milletimiz, her kimin olursa olsun, bayraða büyük bir saygý duymuþtur.

  Kentin Hafýzasýna Yolculuk... (M.NÝHAT MALKOÇ) 21 Kasým 2010 Yerler 

“Kalkmýþ güzelim sabaha açmýþ penceresini, Dalga köpüðü Trabzon evlerinden biri, Silkelemiþ düþlerini pencereden, Bakmýþ evinin ayak ucunda, Ýnce bir örtü mavi deniz…”Ceyhun Atýf Kansu) Zamanýn billurdan aynasýdýr þehirler… O aynadan yansýyanlar o þehirde yaþayanlarýn ruh süzgecinden süzülenlerdir. Þehirlerin de, gönül telini titreten bir ruhu vardýr þüphesiz… Onlarýn da bir kimliði vardýr boyunlarýna asýlan... Onlar da gün gelir aðlar, gün gelir gülerler. Þehri güldüren de, aðlatan da onun koynunda yaþayan evlatlarýdýr. Caddesiyle, sokaðýyla, eviyle, mabediyle, parkýyla, bahçesiyle bir vücudu andýrýr þehirler… Bir vücut nasýl ki eskiyen hücrelerini yenilerse þehirler de öyle yeniler kendilerini. Nasýl ki vücutta hücreler düzensiz çoðalýnca kanser illeti baþ gösterir, öyle de kentlerdeki yenilenme gayreti, kentin ruhuna uymazsa öyle vahim bir netice doðurur. Kanserli kentler bu uyumsuzluðun vahim sonucudur.

  Ben de Yaþadým (M.NÝHAT MALKOÇ) 21 Kasým 2010 Yaþam 

Trabzon’un küçük ve denizden ayrý düþmüþ bir ilçesi olan Köprübaþý’nýn Gündoðan Köyü’nde dünyaya geldim. Beþ kardeþin en küçüðüyüm. Çocukluðum ve ilk gençlik yýllarým köyümde geçti. Ýlkokulu Güneþli Köyü’nde, orta ve liseyi Köprübaþý Lisesi’nde okudum. Karadeniz coðrafyasýnýn dik yamaçlarýndan ve fýndýklýklardan yürüyerek sabah akþam gider gelirdik okula. Gidiþ geliþ sayarsak günde 10 km yol yürürdük. Fakat yine de yorulmazdýk.

  Çocuk Olmak... (M.NÝHAT MALKOÇ) 21 Kasým 2010 Yaþam 

Çocuk olmak, hayat aðacýnýn dalýna sýkýca tutunabilmektir. Düþeceðini hesaba katmadan o aðaçta keyfince salýnabilmektir belki de… Geçmiþten geleceðe uzanan, yokuþlarýn nefesleri kesmediði düz bir güzergahta yola revan olmaktýr çocukluk….

  Ganita'da Düþ Nöbetleri (M.NÝHAT MALKOÇ) 21 Kasým 2010 Yaþam 

Dalgalar kýyýlarýn saçlarýný okþuyor gecenin ayazýnda. Deniz, o masmavi gözleriyle ufuklara göz kýrpýyor karanlýðýn koynunda. Düþler kapýsýný aralýyor gerçeðin asýk suratýna. Çakýl taþlarý söyleþiyor sularýn mavisiyle… Ay, doyumsuz bestesini fýsýldýyor tan vaktine…

  Ýçimde Ne Varsa Yazý Döktüm (M.NÝHAT MALKOÇ) 21 Kasým 2010 Yaþam 

Hayatým yazmakla geçti benim… En büyük dostlarým kalem ve kâðýt oldu. Onlar beni hiçbir zaman yalnýz býrakmadýlar. Onlara sarýldým içime kasvet çöktüðü anlarda. Mürekkep denizlerinde yüzdürdüm gönül kayýðýmý. Gecelerimin çoðunu kalem ve kâðýtla geçirdim. Onlarla paylaþtým en güzel ve en özel duygularýmý. En iyi sýrdaþým yine onlar oldu.

  Söz Cambazlarý: Þairler (M.NÝHAT MALKOÇ) 21 Kasým 2010 Yaþam 

Söz söylemesini iyi bilenlere, aðzý laf yapan kimselere derler söz cambazý… Bu hususta þairlerin eline kimse su dökemez. Onlar gerçek anlamda söz cambazlarýdýr. Sözün en tesirlisini, kelamýn ruha iþleyenini onlar söylerler. Onlar, lügatlerde sessizce uyuyan kelimeleri gönül teknesinde hissiyatla yoðurup yeni sentezler oluþtururlar. Þairler kelimeleri derin uykularýndan uyandýrýrlar. Þairler kelimeleri istifleyip gösteriþli mana binalarý dikerler.

  Sözde Þairler, Özde Þairler... (M.NÝHAT MALKOÇ) 21 Kasým 2010 Yaþam 

Taklitler hiçbir zaman orijinali kadar mükemmel olamaz. Onun içindir ki birçok üründe ‘Taklitlerinden sakýnýnýz’ yazar. Þiir, taklidi kaldýrmayan meþakkatli bir türdür. Taklit dizeler þiir müsveddesidir. Çaðdaþ Arap þiirinin en önemli temsilcisi kabul edilen Suriyeli Adonis’in dediði gibi “Þiir, tanýmý gereðince taklit edilemez. Ancak kötü þairler taklit eder”

  Þiir Evini Okura Kapamak... (M.NÝHAT MALKOÇ) 21 Kasým 2010 Sanat 

Ýmge, þiirde derinliði saðlayan unsurlarýn baþýnda gelir. Fakat imgede de aþýrýlýða kaçýlmamalýdýr. Günümüzde bu iþin de suyunu çýkaranlar az deðildir. Günümüz þairleri öyle imgeler kuruyorlar ki bu durum þahsen o imgelerin þairin zihninde de bir karþýlýðý olmadýklarý kanaatine götürüyor beni. “Ben söyledim, sen nasýl anlamlandýrýrsan anlamlandýr” demek gibi bir þey bu… Fakat bu imgelerin ayaklarý havada kalýyor; bir süre sonra da baþ aþaðý düþüyorlar. Ýmgeler, þairle okur arasýnda köprüler kuracakken uçurumlar oluþturuyor.

  Þiir ve Okur Ayný Paydada Buluþur (M.NÝHAT MALKOÇ) 21 Kasým 2010 Yaþam 

Þiir sabýr ve tahammül ister. Ýnce bir iþtir þiir… Kuyumcu titizliði ve sabrý gerektirir. Yahya Kemal’in ömrü boyunca þiirlerini bir kitap haline getirmemesi, bir kýsým þiirlerinin tamamlanmasýný on yýllara yaymasý þiirde titizliðin önemine iþaret eden müþahhas örneklerdir.

  Þiiri Kalýplara Sokmak... (M.NÝHAT MALKOÇ) 21 Kasým 2010 Sanat 

Þiire ‘mevzun ve mukaffalý söz’ denirdi eskiden… Bu ne demektir? ‘Þiir, ölçülü ve kafiyeli söz kümeleridir’ demek… Bu taným, þiiri baþtan sýnýrlýyor. Yani bu tanýmýn dýþýnda yazýlanlarý þiir saymýyorlar; serbest tarzda yazýlmýþ þiirleri Molla Kasým misali edebiyatýn çöp sepetine atýyorlar. Oysa þiirde þekil ve kalýp mutlak unsurlardan deðildir. Þair bunlara takýlýp kalmamalýdýr. Þiir ille de belli bir þekil ve kalýp üzere söylenecek diye baðlayýcý bir þart yoktur. Divan ve Halk þiirinde þekil ve kalýp çok önemlidir. Fakat günümüzde þiirde þekil ve kalýptan çok; þiirin ruha tesir edip etmediði, gönül telini titretip titretmediði, özgün olup olmadýðý, mevcut þiir zincirine yeni halkalar ekleyip eklemediði daha önemlidir. Þiir vardýr heceyle, þiir vardýr aruzla, þiir vardýr serbest yazýldýðýnda güzeldir. Güzellik anlayýþýný belli bir ölçü ve kalýba sokarak þartlarý zorlamak, þiirin alanýný daraltmaktan baþka bir þey deðildir. Þiirde ölçü ve kafiyeyi olmazsa olmaz gören Necip Fazýl’ýn þiirlerine kötü diyemeyeceðiniz gibi, serbest tarzda yazdýðý þiirlerle gönüllerimizi dirilten “Diriliþ Þairi” Sezai Karakoç’un þiirlerine de kötü diyemezsiniz. Demek ki içerik çok kere þeklin önüne geçebiliyor.

  Þiiri Tanýmlamak... (M.NÝHAT MALKOÇ) 21 Kasým 2010 Sanat 

Arapça bir kelimedir þiir… “Bilme, tanýma, anlama” olarak açabiliriz bu kelimenin anlam bohçasýný… TDK Sözlüðünde “Zengin sembollerle, ritimli sözlerle, seslerin uyumlu kullanýmýyla ortaya çýkan, hece ve durak bakýmýndan denk ve kendi baþýna bir bütün olan edebî anlatým biçimi, manzume, nazým, koþuk…” ifadeleri kullanýlýyor þiir için…

  Þiirin Büyüsü (M.NÝHAT MALKOÇ) 21 Kasým 2010 Sanat 

Hz. Âdem’le dünya macerasý baþlayan insanoðlunun duygularýný ifade etme ihtiyacý da o zaman baþ göstermiþtir. Þiirin bilinmeyen tarihini ta oraya kadar indirebiliriz. Fakat bahsettiðimiz þey, bugünkü anlamda olgun bir þiir deðildir. Neticede duygularýn bir çeþit dýþa yansýmasýdýr. Ýnsan nesli bugüne kadar geçen serüveni içinde duygu, bilgi ve görgü bakýmýndan olgunlaþtýkça þiir de onunla paralel olarak olgunlaþmýþtýr. Ýster iptidai, ister modern olsun; þiirin her çaðda ve her toplumda varlýðýný sürdürdüðünü görüyoruz. Zira þiir, kiþinin kendini ifade etme þeklidir. Üstelik özün özüdür þiir… Bir ihtiyaçtýr ayný zamanda…

  Þiirin Tuzu Biberi: Ýmge (M.NÝHAT MALKOÇ) 21 Kasým 2010 Sanat 

“Zihinde tasarlanan ve gerçekleþmesi özlenen þey, düþ, hayal, hülya… Duyu organlarýnýn dýþtan algýladýðý bir nesnenin bilince yansýyan benzeri, hayal, imaj…”(TDK Sözlüðü) olarak tanýmlanýyor imge… Þiirdeki imgeyi, sözcüklerin sýnýrlarýný zorlamak olarak da ifade edilebiliriz kanaatimce… Zira imgelerle sözcüklere, sýnýrlarý zorlayan anlamlar yüklüyoruz. Kelimelerin günlük kullanýmlarýnýn çok dýþýna çýkýyoruz imgelerde. Bir çeþit ‘yeniden adlandýrma ve anlamlandýrma’ da diyebiliriz imgeye… Kelimelerin doðal sýnýrlarý zorlayarak yeni anlamlar doðurmasý… Sözcüklerin çaðrýþým sýnýrlarýnýn zorlanmasý…

  Þehrin Aynasýndan Yansýyanlar... (M.NÝHAT MALKOÇ) 21 Kasým 2010 Yerler 

Yüzünü denize, sýrtýný daðlara dönmüþ Trabzon; Boztepe’nin koynunda uyur geceleri. Yastýðý taþtandýr, yorganý bulut… Çam kokularý siner Boztepe’nin yamaçlarýna. Ufukta belirir umudun (bordo)mavi gözleri… Bir þilep yüzer gönlün masmavi sularýnda. Dalgalar kýyýlarý döverken, rüzgar tarar Karadeniz’in kývrým kývrým saçlarýný.. Þehir masmavi gözlerini açar aydýnlýk geleceðe… Kentin kýlcal damarlarýna kan, rýzký peþinde koþan alýnlara ter bombalanýr günün her vaktinde. Hayat en dinamik haliyle boy gösterir þehrin aynalarýnda. Köylü kadýnlar çoktan düþmüþlerdir Trabzon yollarýna. Kiminin peyniri, kiminin altýn sarýsý tereyaðý vardýr sepetinde. Yürekteki umutlar sepetteki yað ve peynirden daha aðýr gelir gönül terazisinde.

  Kurban Bayramý ve Adanmýþlýk Ruhu (M.NÝHAT MALKOÇ) 21 Kasým 2010 Din 

Heyecanlarýn, sevgi ve baðlýlýklarýn doruk noktasýna ulaþtýðý zaman dilimleridir bayramlar… Bu günlerde ruhlar Hakk’a yakýnlaþmakla ve zikirle kendilerini tazeler; adeta küllerinden yeniden doðarlar. Ýnþirah neþesi çepeçevre kuþatýr yürekleri. Ýçimizde batan güneþler tekrar doðar battýðý noktadan… Ýman rüzgârý yeniden eser, doldurur içimizdeki pörsümüþ yelkenleri… Vicdanlar merhamete uyanýr derin uykularýndan. Bayramýn capcanlý renkleriyle boyarýz gönül tuvalimizi. Kalbimiz, kaybettiði noktada bulur yitirdiði ritmini. Perde perde açýlýr ufuklar; ruhlar bir kuþ gibi kanatlanýr masmavi göklere… Mabetlerden taþan tekbirler kulaklarýmýzýn pasýný silerek gönül telimizi oynatýr. Diriliþ muþtusu gönülleri bayram yerine döndürür. Azalan yanlarýmýzý tekmil eder iman aðacýnýn bereketli meyveleri…

  Kurban Bayramý'nýn Düþündürdükleri (M.NÝHAT MALKOÇ) 21 Kasým 2010 Din 

Günlerin en müstesnasýdýr bayramlar… Ortak deðerlerimizin en baþta gelenidirler. Daha çok bayramlarda hatýrlarýz birbirimizi; birlik ve beraberlik tavan yapar bu güzel zaman dilimlerinde. Bir baþka kenetleniriz bayramlarda. Hasretler geçici olsa da son bulur bu sayýlý günlerde. Ýçimize doðan sevgi güneþi bir baþka ýsýtýr bizi. Hüznümüzü, acýmýzý ve yalnýzlýðýmýzý paylaþarak azaltýr; mutluluklarýmýzý ise paylaþarak çoðaltýrýz bu kýymetli günlerde. Bayram gelince aramýzdaki mesafeler ortadan kalkar, kurumaya yüz tutan tebessümler yeniden yeþerir dudaklarýmýzda. Gönüllerimize nur, hanelerimize huzur dolar.

  Sanatta Marifet - Ýltifat Dengesi (M.NÝHAT MALKOÇ) 21 Kasým 2010 Sanat 

“Marifet iltifata tabidir, sermayesiz meta zayidir” demiþ atalarýmýz…. Yani yerinde ve zamanýnda yapýlan iltifatlar, iltifat yapýlan kiþiyi kamçýlayarak onun baþarý ve performansýný fazlasýyla artýrýr. Güzel sözler ve samimi övgüler ferdin daha mükemmel eserler ortaya koymasýný beraberinde getirir. Bu, bir anlamda yeteneklerin cilalanarak daha parlak ve göz alýcý olmasýný saðlar. Zira kiþisel becerilerin geliþtirilmesinde iltifatýn sihirli bir tesiri vardýr.

  Namaz Kýldýðýn Zaman... (M.NÝHAT MALKOÇ) 21 Kasým 2010 Din 

Toplum olarak kendimizi hep iyiler zümresi içinde görürüz. Kimse kendini kötü görmez. Peki, iyiliðin ölçüsü nedir? Bazýlarýna göre namaz kýlmak, bazýlarýna göre yardýmsever olmak, bazýlarýna göre de temiz kalpli olmak(ölçüsü nasýl hesaplanýyorsa!... ) Bizim inancýmýzda iyiliðin ve üstünlüðün ölçüsü Allah’a yakýn olmak, yani takvadýr.

  Oruca Dair Mülahazalar (M.NÝHAT MALKOÇ) 21 Kasým 2010 Din 

Zaman yine bir nehir misali aktý ve ramazan ayý kapýmýza dayandý. Çoðu kiþinin dilinde ‘ne de çabuk geçti günler’ yakýnmasý var. Haksýz da deðiller; zira günler çok hýzlý bir tempoda mukadder sona akýyor. Bizlere düþen yakýnma deðil, yaþadýðýmýz günlerin içini doldurmaktýr. Zaten elden gelen de budur. Hiçbirimiz günlerin akýþýna müdahale edemeyiz.

  Uzat Elini Öpeyim!.. (M.NÝHAT MALKOÇ) 21 Kasým 2010 Yaþam 

Mümbit yürek tarlasýný yýllarca ekip biçen usta bir bahçývandýr öðretmen… O ki tipide, boranda ve kýþta elinden tutup selamet sahiline çýkarýr körpe bedenleri. Aþsýzlara aþ, umutsuzlara umut, huzursuzlara huzur olur en zor zamanlarda. Bir meþale gibi ýþýk saçar bütün karanlýklara. Tohumu fidan, fidaný aðaç yapar öðretmen… Bir aslan gibi kükreyerek atýlýr kör cehaletin üzerine. Dört mevsim solmaz onun, bahçelerimizi süsleyen gonca gülü…

  Yolcu Dergisi Üzerine... (M.NÝHAT MALKOÇ) 21 Kasým 2010 Sanat 

Türkiye’de üniversiteler, eðitim kurumlarý, kamu ve özel kuruluþlar ile özel kiþiler tarafýndan yayýmlanan çok sayýda dergi bulunmaktadýr. Türkiye Ýstatistik Kurumu’nun (TÜÝK) verilerine göre ülkemizde halen 2500 civarýnda dergi ve gazete yayýmlanmaktadýr. Bu rakamýn içine yerel gazete ve dergiler, süreli sektörel yayýnlar da girmektedir. Bu çok büyük bir rakamdýr. Bu alanda dünyanýn sayýlý ülkelerinden biriyiz. Bu yayýn organlarý günlük, haftalýk, on beþ günlük, aylýk, iki aylýk, üç aylýk ve altý aylýk periyotlarda yayýn yapmaktadýr. 1849’da yayýmlanan Vakayi-i Týbbiye isimli bir saðlýk dergisi olduðunu biliyoruz. O günden bugüne kadar nice dergiler gelip geçmiþtir yayýn dünyasýndan. 1831-1993 yýllarý arasýnda 2525 gazete ve derginin yayýmlandýðý saptanmýþtýr. Bu rakama birçok yayýn daha eklenmiþtir.

  Ankara Ýzlenimleri (M.NÝHAT MALKOÇ) 5 Aralýk 2010 Yaþam 

Geçenlerde siyasetin nabzýnýn attýðý yerde, Türkiye’nin ikinci büyük þehrinde, bozkýrýn ortasýndaki cennette, yani Ankara’daydým. Ankara; yetiþme çaðýndaki genç bir kýz misali ne kadar da büyümüþ, geliþmiþ, serpilmiþ... 13 Ekim 1923’te baþkent olan Ankara’nýn o zamanki nüfusu yirmi bin civarýndaydý. Bugün bir metropol haline gelen Ankara, o zamanlar adeta bir Orta Anadolu kasabasý görünümündeydi. Günümüz Ankara’sýnýn nüfusu dört milyon sýnýrýný zorlamaktadýr. Dünden bugünü büyük bir hýzla geliþen Türkiye’nin baþþehri Ankara, bozkýrýn ortasýnda bir güneþ misali karanlýklarý aydýnlatmaktadýr. Artýk Ankara bir hüzün kenti deðil, bir sürur ve gurur kentidir. Bu güzel baþkent, geleneksel ve modern çizgileri taþýyan birbirinden güzel yapýlarýyla baþkent olmanýn onurunu iliklerine kadar hissettirmektedir.

  Ankara'da Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nde... (M.NÝHAT MALKOÇ) 5 Aralýk 2010 Yerler 

“1997 yýlýnda Avrupa’da Yýlýn Müzesi seçilmek gibi önemli bir baþarýya imza atan Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Atpazarý olarak isimlendirilen semtte, Ankara Kalesi’nin dýþ duvarýnýn güney doðu kýyýsýnda, yeni iþlev verilerek düzenlenmiþ iki Osmanlý yapýsýnda yer alýr. Bu yapýlardan biri Mahmut Paþa Bedesteni, diðeri Kurþunlu Han’dýr. Bedestenin; Fatih Dönemi baþ vezirlerinden Mahmut Paþa tarafýndan 1464-1471 tarihleri arasýnda yaptýrýldýðý tahmin edilmektedir. Kitabesi yoktur. Kaynaklarda Ankara sof kumaþlarýnýn buradan daðýtýldýðý yazýlýdýr. Yapýnýn planý klasik tiptedir. Ortada 10 kubbe ile örtülü dikdörtgen planlý kapalý mekân, karþýlýklý yerleþtirilen üstü beþik tonozlarla örtülü 102 dükkândan meydana gelen bir arasta ile çevrilmektedir.”(www.anadolumedeniyetlerimuzesi.gov.tr)

  Baþbakanlýkta, Baþbakan Erdoðan'ýn Huzurunda... (M.NÝHAT MALKOÇ) 5 Aralýk 2010 Yaþam 

Bu seneki 24 Kasým Öðretmenler Günü benim için sýra dýþý güzelliklere sahne oldu. Zira Trabzon’u temsilen “81 Ýlden 81 Öðretmen” etkinliði kapsamýnda Ankara’ya çaðrýldým. Üç gün boyunca Ankara’nýn güzel havasýný teneffüs ettik. Baþkentteki önemli kiþilerle birebir görüþmelerde bulunduk. Bunlardan birisi de Türkiye Cumhuriyeti Baþbakaný Sayýn Recep Tayyip Erdoðan’dý. Öðretmenler olarak, Milli Eðitim Bakaný Nimet Çubukçu öncülüðünde Baþbakanlýða geldik. Baþbakan Erdoðan’la Öðretmenler Günü’nden bir gün evvel, yani 23 Kasým günü öðle saatlerinde görüþtük. Çünkü Baþbakanýmýz Erdoðan, ertesi gün kendisine takdim edilecek olan ödülü almak üzere Lübnan dýþ gezisine çýkacaktý. Onun içindir ki öðretmenleri Öðretmenler Günü’nden bir gün önce makamýnda kabul ederek onlarla görüþtü.

  Çankaya Köþkü'nde Cumhurbaþkaný'nýn Huzurunda... (M.NÝHAT MALKOÇ) 5 Aralýk 2010 Yaþam 

Bu yýlki Öðretmenler Günü benim için farklýydý. 24 Kasým Öðretmenler Günü münasebetiyle her ilden bir öðretmen, “81 ilden 81 Öðretmen” bulunduðu þehri temsil etmek üzere Ankara’ya çaðrýldý. Trabzon’u temsilen ben Ankara’ya gönderildim. 24 Kasým günü öðleden sonra Cumhurbaþkaný Abdullah Gül, bizi Çankaya Köþkü’nde kabul edecekti. 864 rakýmlý Çankaya’ya otobüslerle hareket ettik. Ömrümde ilk defa köþkte aðýrlanacak kiþiler arasýnda yer alýyordum. Bunun tatlý heyecaný vardý içimde. Bizimle beraber köþke çýkanlar arasýnda Millî Eðitim Bakaný Nimet Çubukçu ve bakanlýðýn üst düzey bürokratlarý da vardý.

  "81 Ýlden 81 Öðretmen" Demokrasinin Kalbi Tbmm'de... (M.NÝHAT MALKOÇ) 5 Aralýk 2010 Yaþam 

Bilindiði gibi her yýl 24 Kasým’da öðretmenler günü kutlanýr. Bu yýl da rutin olduðu üzere tüm yurtta 24 Kasým Öðretmenler Günü kutlandý. Öðretmenler Günü etkinlikleri kapsamýnda Türkiye’nin 81 ilinden 81 öðretmen Ankara’ya davet edilerek baþkentin önemli kiþileri tarafýndan kabul edildi. Bu yýl ben de 81 ilin 81 öðretmeni arasýnda yer alan þanslý kiþilerden biriydim. 24 Kasým’da Trabzon’u temsil etmek üzere Ankara’ya gittim. Ankara’da bir dizi etkinlik düzenlendi. Bu etkinliklere katýldýk. 24 Kasým Öðretmenler Günü kutlamalarý çerçevesinde ilk program Anýtkabir’i ziyaretle baþladý. Anýtkabir’de bizi þiddetli bir saðanak yaðýþ karþýladý. Þiddetli yaðmur altýnda tabir caizse sýrýlsýklam olduk. Bakan Çubukçu, illerden gelen temsilci öðretmenler ve Milli Eðitim Bakanlýðý bürokratlarýyla Anýtkabir’i ziyaret etti. Çubukçu, Atatürk’ün mozolesine çelenk koyduktan sonra saygý duruþunda bulunuldu.

  24 Kasýmlarda Hatýrlanmak Yetmez Ki!.. (M.NÝHAT MALKOÇ) 24 Kasým 2011 Meslekler & Ýþ Yaþamý 

Yine bir 24 Kasým, dillerde ve gönüllerde öðretmen… Zaman ona akýyor, gözler ona bakýyor. O baþlarýn tacý, dertlerin ilacý, gönüllerin sultanýdýr. Eli öpülesi mübarek bir insandýr o… Kutsal peygamberlik mesleðini icra etmektedir. Her büyük iþte onun þerefli imzasý vardýr. O; güzel gönüllerde yeþeren sevgidir, hoþgörüdür. Kuþ uçmaz, kervan geçmez köylerde o vardýr. Soðukta, buzda, ayazda ve donda kara tahta baþýndadýr. Zemheri soðuklarýný nefesiyle ýsýtandýr öðretmen… Onun sevgi, þefkat ve merhamet pýnarlarý hiçbir zaman kurumaz.

  Bir Bað - I Ýrem"dir Trabzon… (M.NÝHAT MALKOÇ) 30 Kasým 2011 Yerler 

Karadeniz’in mavi döþeðinde en keyifli uykusunu uyur Trabzon!… Yorganý, yaðmur damlalarýný taþýyan bembeyaz bulutlardýr. Yaðmura sevdalýdýr bu topraklar; yaðmurun düþmediði gün enderdir bu diyarda. Bulutlar alabildiðine cömerttir Karadeniz göklerinde…

  Kâinatý Aydýnlatan Iþýk: Mevlid Kandili (M.NÝHAT MALKOÇ) 2 Þubat 2012 Din 

“Mevlid” kelimesi “doðum” anlamýna gelir. Son peygamber Hz. Muhammed(SAV)’in dünyayý þereflendirdiði Rebiülevvel ayýnýn on birinci gününü on ikinci güne baðlayan geceye “Mevlid Kandili” diyoruz. Bu mübarek gece, bütün Müslümanlar için bayram hükmündedir. Çünkü Allah’ýn sevgilisi(Habibullah) olan Resul-i Ekrem, bu þerefli zaman içerisinde dünyamýzý teþrif etmiþtir. O büyük Nebi, hicretten 53 sene evvel þenlendirmiþti arzý… Tarihler milâdî 571’i gösteriyordu o zaman. Nisan ayýnýn yirmisini iþaret ediyordu takvimler.

  Baharýn Müjdecisi: "Nevruz Bayramý" (M.NÝHAT MALKOÇ) 17 Mart 2012 Yaþam 

Adý ne olursa olsun, bayramlarýn kültürümüzde hep birleþtirici bir gücü olmuþtur. Bayramlarda kin ve nefretler unutulmuþ, sevgi, dostluk ve barýþ baþ tacý edilmiþtir. Uzaklarý ve uzaktakileri yakýn etmiþtir dinî ve millî bayramlar… Sevgi hamurunun mayasý olan bayramlar, geçmiþten bugüne kadar yaþadýðýmýz ve yaþattýðýmýz ortak kültür deðerlerimizdir. Bayramlarda geçmiþten getirdiðimiz kýymet hükümlerimizi yeni nesillere aktarýrýz. Uzun bir tarihî geçmiþi olan nevruz da bizi bize yakýnlaþtýran, kenetlenmemizi saðlayan bir bayramdýr.

  Zamanýn Kutlu Dilimi: Üç Aylar… (M.NÝHAT MALKOÇ) 25 Mayýs 2012 Din 

Bazý zaman dilimleri Allah katýnda diðer vakitlere göre daha kutlu kýlýnmýþtýr. Yani bütün zamanlar ayný kýymette deðildir. Üç aylar(Recep, Þaban, Ramazan), Kandil geceleri(Regaip, Miraç, Berat, Mevlid, Kadir), Cuma günleri, dinî bayramlar(Ramazan ve Kurban) bu kutlu zaman dilimleridir. Bu zamanlara eriþip de onlarý idrak edenlere ne mutlu!...

  23 Nisan Coþkusu ve Çocuklarýmýz (M.NÝHAT MALKOÇ) 25 Mayýs 2012 Unutulamayan Dönemler 

Milli egemenlik, egemenliðin millete ait olduðu gerçeðini teslim etmektir. Halkýn görüþünün esas alýnmasýdýr. Halkýn seçtiklerine saygý duymaktýr. Kiþi ve zümre egemenliðini reddetmektir. Onun içindir ki milli egemenlik, monarþi ve oligarþiyle baðdaþmaz.

  Berat Kandilinin Ýçini Doldurmak… (M.NÝHAT MALKOÇ) 30 Haziran 2012 Din 

Gönüllerimizi huzurla dolduran mübarek üç aylar ne de çabuk geçmektedir. Zamaný durdurmak mümkün olmadýðýna göre bu aylarý layýk olduðu þekilde deðerlendirmek gerekir. Sevap ikliminin gönüllerimizi bayram yerine çevirdiði bu kýymetli zaman dilimlerini gaflet içinde geçirmemek lazým. Bu güzel ve bereketli aylarda gönüllerimize Allah aþkýný yerleþtirmek, secdelerde Rabbimize yalvarmak, af ve maðfiret dilemek ne kârlý bir iþtir.

  Usta Oyuncu Oktay Gürsoy"la "Öyle Sevdim ki Seni" Filmi Üzerine… (M.NÝHAT MALKOÇ) 23 Haziran 2013 Sanat 

“Oyunculuk magazinlerde, ya da gece kulüplerinde boy göstermek deðildir…”

  Bir Güzel Ýnsan: Muhsin Yazýcýoðlu (M.NÝHAT MALKOÇ) 24 Mart 2019 Yaþam 

Her fani bir gün bu suret âleminden hakikat âlemi olan ahrete göç edip gidecektir. “Ýnna lillahi ve inna ileyhi raciun (Biz Allah’a aidiz ve (yine) O’na döneceðiz)”(Bakara 156) ayeti de bu gerçeði bütün çýplaklýðýyla gözler önüne seriyor, en büyük tonda kulaklarýmýza haykýrýyor. Fakat basiret nazarlarý felç olmuþ, duyma yetisini kaybetmiþ kiþiler bunu görmekte ve duymakta acizlik gösteriyorlar. Yanýmýzda ve yakýnýmýzda yaþanan her ölüm, kulaklarýmýza bir þeyler fýsýldýyor, fýsýltý ne kelime, haykýrýyor. Bazýlarý bu sese kulak týkýyor.

  Âh O Eski Ramazanlar!.. (M.NÝHAT MALKOÇ) 16 Mayýs 2019 Din 

Geçmiþe özlem duymak insanýn doðasýnda vardýr. Ne hikmetse her konuda geçmiþe özlem duyarýz. Bununla beraber yaþadýðýmýz andan da þikâyet eder dururuz. Oysa daha evvel, bugün özlem duyduðumuz geçmiþten þekva ederdik. Nostaljiye meraklý bir milletiz. Gerçi dünle bugünü karþýlaþtýrdýðýmýzda bugünkü hayatýmýzýn düne göre daha çok yozlaþtýðýný görüyoruz. Onun için nostalji arzusu içerisinde olanlara hak vermemek elde deðildir.

  Belki Bu Bizim Son Ramazanýmýz Olacak (M.NÝHAT MALKOÇ) 17 Mayýs 2019 Din 

Dün, bugün ve yarýn… Zaman bir sacayaðý misali… Dün geçti, bugün yaþanýyor, yarýn henüz gelmedi. Yarýnýn gelme ihtimali ne kadarsa, gelmeme ihtimali de o kadardýr. Böyle düþünüp hayatýmýzý bu minval üzere devam ettirmeliyiz. An, yaþadýðýmýz andýr. Yarýnlar meçhuldür. Bugünü deðerlendir(e)meyip yarýna güvenip dayananlar, basiret fakirleridir. Ýnsanýn ömür sermayesinin ne kadar olduðu belli deðildir. Resulullah’ýn dediði gibi “Hiç ölmeyecekmiþ gibi dünya için, yarýn ölecekmiþ gibi ahiret için çalýþmalýyýz.”

  Edebiyatýmýzda Ramazan (M.NÝHAT MALKOÇ) 18 Mayýs 2019 Din 

Edebiyat ve hayat yapýþýk ikizler gibidir. Ýnsaný ilgilendiren her þey edebiyatý da ilgilendirir. Hayatta ne yaþanýyorsa o, bir þekilde edebiyata da yansýr. Edebiyatý hayattan soyutlayamazsýnýz. Ýster þiir olsun, isterse roman veya baþka türler; bunlarýn hemen hepsi hayattan izler taþýr. Hayat edebiyatý da içine alan geniþ bir dairedir. Bunun yanýnda edebiyat da hayata tutulan aynadýr. O aynada hayatýn söz kalýbýna dökülmüþ halini görürüz.

  100. Senesinde Bir Milletin Uyanýþý Yahut Samsun'dan Doðan Güneþ (M.NÝHAT MALKOÇ) 19 Mayýs 2019 Unutulamayan Dönemler 

Vakitlerden Mayýs baþlarý; yani baharýn son demleri, yazýn arifesi olmasýna raðmen yüreklerde yaþanan sanki zemheriydi. Bahar sadece tabiata gelmiþti, yüreklere deðil. Bir millet amansýz bir esaretle boðuþuyordu. Uçurumun kenarýnda asýlý duran, ha düþtü ha düþecek konumunda mahzun bir ülke vardý.

  Çocukluðumun Ramazanlarý (M.NÝHAT MALKOÇ) 20 Mayýs 2019 Din 

Geçmiþe özlem hep vardý, bundan sonra da hep olacaktýr. Çünkü geleceðe yürüdükçe geçmiþte bir þeylerimizi býrakýyoruz. O býraktýklarýmýz, özellikle doyumsuz hatýralarýmýz, bizleri bir mýknatýs misali maziye çekiyor. Anlata anlata bitiremediðimiz çocukluðumuzdaki ramazanlar hayallerimizi süslüyor. Peki, o ramazanlarda bugünkülerden farklý olarak ne vardý? Bizleri derinden etkileyen, zihinlerimize kazýnan bu ramazanlarýn týlsýmý neydi?

  Oruçluya Saygý ve Necip Fazýl Örneði (M.NÝHAT MALKOÇ) 25 Mayýs 2019 Din 

Ramazan bir arýnma ve iç muhasebe ayý… O, baþý rahmet, ortasý maðfiret, sonu da cehennemden kurtuluþ olan kutlu bir aydýr. Onun geliþiyle birlikte içimiz kýpýr kýpýr olur. Bayramdan evvel bayram ederiz sanki. Fakat orucu içselleþtiremeyenler, ramazanýn geliþiyle beraber huzursuz olurlar. Hafakanlar basar karanlýk ruhlarýný. Ne yapacaklarýný þaþýrýrlar.

  En Büyük Mürebbidir Ramazan (M.NÝHAT MALKOÇ) 21 Mayýs 2019 Din 

En büyük mürebbidir Ramazan… Gün dolanýr, aylar geçer, vakitlerden ramazan düþer payýmýza. Ýçimizdeki buzlarý söker ramazan güneþi. Rumuzun karanlýklarý ýþýðýn gücü karþýsýnda silinir gider. Ruhumuzu okþar ramazan esintileri. Gönlümüzün kýyýlarýna vurur esrik düþünceler. Hayatta her þeyin yeniden baþlamasýna, ömür defterinden tertemiz bir sayfa açýlmasýna zemin hazýrlar bu zaman dilimi. Yemeden içmeden kesildiðimiz bu mübarek günlerde ruhumuz týka basa doyar manevî lezzetlerle. On bir ay boyunca uykuda olanlar bile bir aylýk uyanýklýk devresine girerler. Ramazanýn bitiþiyle yine gaflet uykusuna dalarlar. Bu kýymetli misafiri kusursuz karþýlamak için aylar öncesinden hazýrlýklara giriþiriz. Herkes kendince hazýrlanýr ramazana. Bu sayýlý günlerin kadrini bilmek ve bu zaman dilimini dolu dolu yaþamak için iç dünyamýza çekidüzen veririz. On bir ayýn baþýboþluðu oruç günlerinde yerini düzene býrakýr.

  Gurbette Ramazan Hüznü (M.NÝHAT MALKOÇ) 26 Mayýs 2019 Din 

Bütün dünyada bir ay boyunca ramazanýn doyumsuz atmosferi gönüllerimizi þenlik yerine döndürecek. Diðer zamanlara göre hayata can ve heyecan gelecek. Yürekler maneviyatla dolup taþacak. Zaman nehirlerinden akýp giden her gün, hüzün tortusunu da geride býrakacak. Gönlümüzdeki hatýralar kalacak geriye. Yaþanmýþlýklar bu hatýra sarmalý içinde yarýnlara aktarýlacak. O unutulmaz iftar sofralarý, teravih öncesinde ve sonrasýnda demli çaylar eþliðinde edilen sohbetler gönül köprülerimizi daha da saðlamlaþtýracak. Böylece zaman akacak, bizler de zamanýn akýþýna uyup onun býraktýðý derin izleri takip edeceðiz.

  Fetih Ruhunun Gücü Yahut Ýstanbul'un Fethi (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Mayýs 2019 Ýstanbul 

Dünya tarihinin akýþýný deðiþtiren hadiselerin baþýnda gelir Ýstanbul’un Fatih Sultan Mehmet Han tarafýndan fethedilmesi… Bin yýllýk Bizans’ýn kâbusudur 29 Mayýs 1453 günü… 1453 yýlýnýn Mayýs’ýnýn son Salý günü Ýstanbul kapýlarýna dayanan Sultan Ýkinci Mehmet, önündeki engelleri bir bir aþmýþtý. Bu, Bizans’ýn düþüþü, Osmanlý’nýn yükseliþiydi. Onun içindir ki Batýda uðursuz sayýlýr Salý günleri… Hatta bizim oralarda da Salý gününün uðursuz olduðuna inanýrlar. Bu, ecnebilerin kültürümüze ve inançlarýmýza soktuðu bir fitneden baþka bir þey deðildir. Bizans için uðursuz olan Salý, bizim için bayram derecesinde sürur günüdür.

  Elveda Ey Þehr-i Ramazan Elveda! (M.NÝHAT MALKOÇ) 1 Haziran 2019 Din 

Zamanýn çok çabuk geçtiðinden hep þikâyet eder dururuz. Bu konuda haksýz da sayýlmayýz. Gerçekten de zaman su gibi akýp geçiyor. Fakat zamanýn geçiþ hýzý, onun içini doldurmayla alakalý bir mevzudur. Siz zamaný dolu dolu yaþarsanýz, zaman sanýldýðý kadar çabuk geçmez. Zamaný boþ meþgalelerle geçirirseniz ondan hiçbir þey anlayamazsýnýz.

  Ramazan Duasý (M.NÝHAT MALKOÇ) 31 Mayýs 2019 Din 

Bize üç aylarýn ilk ikisi olan Recep ve Þaban aylarýndan sonra Ramazaný da görmeyi nasip eden yüce Allah’a had ü senalar olsun. O’nun ilmi her þeyi ihata etmiþtir. Rahmeti gazabýna galebe çalmýþtýr. O’nun mübarek varlýðýnýn baþlangýcý ve sonu yoktur. O hep vardý ve bundan sonra da hep var olacaktýr. O’nun saltanatý iki cihanda da bakidir, varlýðý ve hükmü zaman ve mekân ötesidir. O ki isterse yaþatýr, isterse öldürür. Her þeyin fani olduðu bu dünya gurbetinde sadece O bakidir. Bütün güzellikler onun cemalinin eþyaya yansýmýþ hâlidir. Rabbimizin azametini tasvir etmek müþkildir. Son söz ve mülk O’nundur. Onun içindir ki biz sadece O’na el açarýz; yalnýz O’ndan isteriz. Bütün güzelliklerin O’ndan geldiðine inanýrýz.

  Kadir Gecesi'nden Süzülen Nurlar (M.NÝHAT MALKOÇ) 31 Mayýs 2019 Din 

Bin aydan daha hayýrlý bir gecenin içinde bulunduðu bir aydayýz. Bu ay, idrak etmekte olduðumuz Ramazan ayýdýr. Bu gece Ramazan ayýnýn içinde gizlenen Kadir Gecesidir. Bu gece müminlerin manevî fýrsat gecesidir. Akýllý müminler yýlda bir kez ele geçen bu fýrsatý asla kaza etmezler. Bu gecede gül kokulu dualar Rabbin katýndan yanký bulur. Sezai Karakoç’un deyimiyle gecelerin de imamý vardýr.

  Ramazaný Uðurlarken... (M.NÝHAT MALKOÇ) 2 Haziran 2019 Din 

Zaman gene yapacaðýný yaptý ve bir aylýk ramazan bir su misali ömrümüzden akýp gitti. Sayýlý günlerin çabuk geçtiðini hepimiz biliriz. Fakat ramazanýn diðer sayýlý günlere nazaran bir kuþ gibi uçup gitmesi bizi hüzünlendirdi. Çünkü alýþmýþtýk iftarlara, teravihlere ve o doyumsuz sahurlara….Þimdi bir yýl daha bekleyeceðiz bu güzel günlerin tekrarý için… Kimimiz gelecek ramazana sað çýkmayacak. Bazýlarýnýn son ramazaný olacak uðurladýðýmýz…. Bu durum yürek sahibi olan biz insanlarý derin düþüncelere sevk ediyor. Acaba kimler yetiþecek gelecek ramazana?... Bu konuda söz söyleme salahiyetimiz yok.

  Yahya Kemal'in Ramazan Duygularý (M.NÝHAT MALKOÇ) 3 Haziran 2019 Din 

Milletimiz Müslüman olduktan sonra onun inançlarý topyekûn kültür ve edebiyatýmýza yansýmýþtýr. Bin yýlý aþkýn bir zamandan beri þairlerimiz ve yazarlarýmýz eserlerinde bu dinin inançlarýna vurgu yapmýþlardýr. Bunlardan birisi de þair Yahya Kemal Beyatlý’dýr.

  Okumama Hastalýðýmýzýn Þifasý: Bir Bilenle Bilge Nesil Projesi (M.NÝHAT MALKOÇ) 16 Haziran 2019 Toplum 

Millet olarak en büyük þikâyetimiz kitap okumayýþýmýzdýr. Bu þikâyetimizde çok da haksýz deðiliz. Teþhis doðru da tedavi konusunda bir arpa boyu yol almýþ sayýlmayýz.

  Babalar Gününün Ardýndan Yahut Hüzün Terennümleri (M.NÝHAT MALKOÇ) 16 Haziran 2019 Anýlar 

Babalar günü kutlanýyor, herkes babasýna bir þeyler almanýn telaþý içerisinde… Oysa sen benden çok uzaklardasýn… Topraðýnýn yanýndayým ama teninin sýcaklýðýndan mahrumum. Güller rengini kaybetmiþ, toprak karasýný alnýmýza çalmýþ. Þimdi bu sessizlik ortasýnda hem yakýnýz, hem de çok uzaðýz birbirimize… Aradan tam on dört yýl geçti. Sene 2004…Mayýsýn 18’i…Þairin dediði gibi bir tel koptu ahenk ebediyyen kesildi. Nice senelerden beri yüzünü göremiyorum, elini tutamýyorum, yerini soramýyorum, seni unutamýyorum. Dudaklarýmdan sana dair duygular dizelere dönüþüyor.

  Sultan Murat Þehitlerine!.. (M.NÝHAT MALKOÇ) 23 Haziran 2019 Din 

Ýnançlar ve yüksek duygular için yaþar insan… Bu duygularýn baþýnda gelir vatan sevgisi… Bizler için çok ulvi bir deðerdir memleket severlik… Çanakkale’de, Sarýkamýþ’ta, Dumlupýnar’da, Sakarya’da ve yüzlerce cephede canýný seve seve veren askerimiz, vatan aþkýný merkez alarak ölüm kalým mücadelesi yapmýþlardýr. Yüce Rabbimiz vatanýn ve içinde yaþayanlarýn düþman çizmeleri altýnda ezilmekten, iþgallerden kurtulmasý ve Ýslam’ýn yükselmesi için ölmeyi Cennet’e girmek için vesile saymýþtýr. Bu uðurda ölenlere “þehitlik” payesi vermiþtir. Þehitleri de ölülerden saymamýþ, onlarý diri olarak tavsif etmiþtir. Çünkü þehitlik hayat karþýlýðýnda elde edilen yüce bir mertebedir. Hayatý ölümle takas edip cenneti tercih edenler yüce ruhlu insanlardýr. Allah onlar için yüce makamlar hazýrlamýþtýr.

  Orda Bir Þehitlik Var Uzakta Yahut Harmantepe Þehitlerine (M.NÝHAT MALKOÇ) 29 Haziran 2019 Unutulamayan Dönemler 

Tarihte baþýmýza musallat olan milletlerin baþýnda Ruslar gelmektedir. Ruslarla hemen hemen her zamanda ve mekânda karþý karþýya gelmiþiz. Sürekli gözleri topraklarýmýzda olmuþtur Ruslarýn… Ruslarla yaptýðýmýz amansýz savaþlarda yenildiðimiz de olmuþtur yendiðimiz de… Fakat zaferlerimizin sayýsý hezimetlerimizden çok fazladýr. Günümüzde Köprübaþý ilçesinin Harmantepe Yaylasý’ndaki þehitlik, Türk-Rus savaþlarýna þahitlik etmektedir.

  Âh Þehir! Rüya Þehir! (M.NÝHAT MALKOÇ) 10 Temmuz 2019 Yerler 

Geceler uzuyor Bursa’yla bütünleþen rüyalarýmda. Hareleniyor mazinin gölgesi son deminde hatýralarýn. Karanlýðýn kalbinde yatýyor aydýnlýðýn sureti. Ýçimdeki yangýný söndüremiyor Bursa’nýn sebilleri. Bir çýnar zaman perdesini kaldýrýp bakýyor yaþanan zamana. Uludað’ýn etekleri tutuþuyor hasretimden. Baþýmda düne dair gizli bir sevda… Baðda gülüm soluyor; ocaklarda kül oluyor nihayet… Gözlerim ufukta þafaðý bekler durur. Sözler aðýt sýcaklýðýnda, yürekler darmadaðýn… Gel de toparla paramparça olmuþ duygularýmý.

  Köprübaþý Lisesi'nin Eðitim Çýnarý: Recep Aydýn (M.NÝHAT MALKOÇ) 14 Kasým 2023 Yaþam 

Onu tanýdýðýmda 12 yaþýnda bir çocuktum. Güneþli Köyü Ýlkokulu'nu bitirmiþ, Köprübaþý Ortaokulu'na yeni baþlamýþtým. Gerçi o zamanlar ortaokulla lise tek çatý altýndaydý. Okulun adý Köprübaþý Lisesi olarak geçiyordu. Ortaokul da onun bir parçasý olarak eðitim öðretim hayatýna devam ediyordu. Köyden geldiðim için ilk günler biraz çekingendim. Ne de olsa Köprübaþý, köyümün 20 katý büyüklükte bir yerdi. Farklý köylerden farklý insanlar vardý.

 

 



SEVGÝ KÖPRÜLERÝ

Müslüman- Türk kimliðimiz uçuverdi özümüzden
Geçmiþe bir sünger çekip çabuk döndük sözümüzden

Kurudu pýnar baþlarý,sâki hýçkýrýp aðlýyor
Gözlerden akan kanlý yaþ,yüreðimizi daðlýyor

Mutlu azýnlýk uçarken kimileri emekliyor
Ýnsanlýk kurtuluþ için Fatih neslini bekliyor

Kýpkýzýl þafaða inat,acýlý feryatlar dinsin
Ýçimize ecdadýmýn þefkat iklimleri sinsin

Çaðýn asýk suratýna tükürün Allah aþkýna!
Vatana kast edenleri döndürüverin þaþkýna!

Mürþid-i kâmiller gibi aþka banýn heceleri
Mevlâna'nýn hoþgörüsü nurlandýrsýn geceleri

Yücelerden emir geldi:Kardeþ olun ey insanlar!
Sevgi köprüleri kurun,engel olmasýn lisanlar

Gözlerde bir çift umut var,yarýnlar aydýn olacak
Kirlenen kalplerimize Yunus sevgisi dolacak

Daha ne bekliyorsunuz?Karanlýða bir mum yakýn
Bataklýklardan kurtulup sevgi deryasýna akýn

Maddenin zincirlerini kýr artýk,tel tel dökülsün
Durdurun karanlýklarý,beklenen þafak sökülsün.

M.Nihat MALKOÇ



 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © M.NÝHAT MALKOÇ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.

 

Bu dosyanýn son güncelleme tarihi: 19.03.2024 12:11:02