Ah! Ahmet Haþim...
(Hilâl Erboyacý) 9 Nisan 2012 |
Sanat |
| |
Örneðin; ‘Þâirleri haykýrmayan bir millet,/ Sevenleri toprak olmuþ öksüz çocuk gibidir.’ diyen Mehmet Emin Yurdakullar, ‘Zulmü alkýþlayamam, zalimi asla sevemem; /Gelenin keyfi için geçmiþe kalkýp sövemem.’diyen Mehmet Akifler,' Ne vakit bir yaþamak düþünsem/Bu kurtlar sofrasýnda belki zor /Ayýpsýz fakat ellerimizi kirletmeden’ diyen Atilla Ýlhanlar, Evin –de hali, saadet/ Isýnmak ocaktaki alevde/ Sönmüþ yýldýzlara karþý/ Iþýklar varsa evde.’ diyen Behçet Necatigiller, Mevlânâlar, Yunus Emreler gibi… |
|
Kan Þiddet ve Zulüm
(Hilâl Erboyacý) 3 Nisan 2012 |
Yaþam |
| |
hangi kapýyý çalsam bir buhran manzarasý
hangi yüreðe konsam bir gönül fýrtýnasý
kuþbakýþý baksan da seçilmez doðru yanlýþ
/anladým Hakikat’in yeri deðil burasý/ |
|
Sonsuz Sýr
(Hilâl Erboyacý) 25 Mart 2012 |
Klasik |
| |
Nefse maðlup insanlýða himmet et
Aklý selim tefekküre davet et
Arýndýr da hikmetinle ruhunu
Abdal olup kucaklasýn nurunu
Doðsun artýk adaletin güneþi
Yaksýn ufku bir tecelli ateþi |
|
21 Mart Dünya Þiir Günü
(Hilâl Erboyacý) 21 Mart 2012 |
Sanat |
| |
Orhan Veli:’’Kolayca okunabilen þiirin kolayca yazýldýðýný mý zannediyorsunuz ?’’ derken ne kadar haklý . Bir þiirin doðmasý için ne çok sancý çekildiðini ancak þiire hakkýný vermek için saatlerini harcayanlar bilir. Sözcük seçiminden, estetiðine; biçeminden biçimine kadar bir arayýþtýr þiir. Bir öykü, bir roman yazabilecek kadar derin ve kapsamlý bir duyguyu/ düþünceyi dizelere yerleþtirebilmektir þiir. Bir fýrtýnaya yakalanýp savrulmayý göze alabilmektir þiir. Bazen günlerce sürecek bir serüvenin içimizdeki son tortusunu anlatacak kadar sabýrla beklemeyi bilebilmektir þiir. |
|
Sözün Bittiði Yerdeyim
(Hilâl Erboyacý) 19 Mart 2012 |
Öyküsel |
| |
Vermenin aptallýk, almanýn fazilet sayýldýðý
þiddet egemen bir acunda
göstermelik deðil de nedir mutluluklar
|
|
Beyitler
(Hilâl Erboyacý) 16 Mart 2012 |
Soyut |
| |
Kalk! Bugünü her gün sanan ey þaþkýn âdem
Dün dünde madem, olur mu yarýn demadem |
|
Zendagi Migzara (Yaþam Devam Ediyor)
(Hilâl Erboyacý) 14 Þubat 2012 |
Yazarlar ve Yapýtlar |
| |
‘’Uçurtma Avcýsý’’ adýný Kabil’de, kýþ mevsiminde yapýlan uçurtma yarýþlarýndan alýr. Zaten romaný düðümleyen olay da burada baþlayacak yine bir uçurtma yarýþýyla sonlanacaktýr.Khaled Hosseini (Halit Hüseyin)’in de Afganistan doðumlu Amerikalý bir yazar olmasý, romanýn ana kahramanýyla örtüþür. Yazarlýk yeteneðini Hasan’ý kandýrmak için uydurduðu hikayelerle anlayan Emir’le yazar arasýnda ortak bir bað oluþturur. |
|
Arena
(Hilâl Erboyacý) 13 Þubat 2012 |
Toplum |
| |
Ama asýl çýkmazýmýz hayatý sürekli birbirimizle yarýþtýðýmýz bir arena gibi görmemiz. Bir galibiyet/ maðlubiyet sonrasýnda ya kazandýðýmýz zaferle esrik, ayaklarýmýz yere basmýyor; ya da kaybettiðimizi düþündüðümüz her alanda güvensiz, mahcup ve kýrgýn hayatýn iniþ çýkýþlarýnda deðiþik sendromlar yaþýyoruz. Bunu münavebeli olarak bazen kazanan bazen kaybeden çizgisinde yaþadýðýmýz için de sersemliyoruz. |
|
Söylemler ve Eylemler - 9
(Hilâl Erboyacý) 22 Aralýk 2011 |
Toplum ve Birey |
| |
Elbette yalnýzca bizi ilgilendiren bir çarpýklýk deðil bu. Alexander Graham Bell’in hikayesini hepimiz biliriz. Telefonun icadýnda bile Hristiyan halk, Ýncil’i bahane ederek karþý çýkmýþ, bugün iletiþim konusunda elimizden düþürmediðimiz böyle bir buluþa. Ýskoç mucit John Logie Baird televizyonu icat ettiðinde önce kimse ciddiye almamýþ onu. |
|
Adaletin Kestiði Parmak Acýmaz
(Hilâl Erboyacý) 21 Aralýk 2011 |
Özgürlük ve Eþitlik |
| |
Ýþin özü burada. Samimiyetsizlik. Ülkemizde siyasi görüþlerin argümanlarýyla, bu siyasi görüþe sahip insanlarýn yaþam biçimlerine bakýn, hep çeliþki görürsünüz. Üsttekiler hep ezer alttakileri..Bununla ne siyasi görüþ, ne inanç, ne de konulmuþ kurallar baþ edebilir. Bu nedenle kavgamýz hep birinin üstünde olabilmektir. Üstünde olalým ki daha az ezilelim; üstünde olalým ki daha çok ezebilelim! |
|
Yüreðimi X Iþýnlarýna Kapadým
(Hilâl Erboyacý) 21 Aralýk 2011 |
Ýnternet |
| |
Kanýma girdiðini hissediyorum..Zaman zaman ellerim karýncalanýyor..Ýçimde bir yerlerde garip bir boþluk.. Kalem sitemkar sayende…Kaðýt tarumar… Geçen zamana deðil sitemim. Belki de harcadýðým zamanlarýn en deðerlilerinden birisin benim için. |
|
'Zekaný Unut Daima Çalýþkan Ol'
(Hilâl Erboyacý) 24 Kasým 2011 |
Türkiye |
| |
Ben öðretmenim. Baþlangýçta ben varým. Ama ben ’ben’ deðilim sýnýfa girdiðimde. Ben demokrasinin ýþýðý, özgürlüðün sembolü, adaletin savunucusuyum. Ben evrensellikle birleþmiþ, ileriye umutla bakan, doðruyu görebilen bir sevgi yumaðýyým. Adým þu ya bu ne farkeder? |
|
Sürgünlerim Oldu
(Hilâl Erboyacý) 13 Kasým 2011 |
Yüzleþme |
| |
Martýlar gezerken içimde bir yerlerde, küheylanlarýn ayaklarý yerde. Ýnsan önce kendi savaþýný kazanmalý derinliklerinde. Göreceli doðrularla yola çýktýnýz mý yolun sonu gelmez…Dolaþýr durursunuz bir labirentte. ‘Ah!’ larýmýz yol arkadaþýmýz olsa da doðrular adýna olmalý savaþýmýz. |
|
Türk Edebiyatýnda Egzistansiyalizm (Varoluþçuluk)
(Hilâl Erboyacý) 5 Kasým 2011 |
Akýmlar |
| |
Turgut UYAR: ‘ Bunaltý felsefenin vardýðý sonuç. Belki o kaçýnýlmaz sonuç, Marx’ýn felsefeyi aksiyondan ayýrmayan devriminden sonra soyut felsefe bir iç çöküntüsü geçirecekti elbet. Varoluþçuluðun yüzeyde bile olsa yayýlmasý yeni bir aþama sayýlmalý dünyamýzda. Bunaltý. Çaðýmýza çok uygun bir duygu. Felsefe dýþýnda doðrudan doðruya yaþamadan gelen çeþitli nedenleri olabilir. Ama sonunda yine de bir düþünce macerasýdýr.’ |
|
Çizik Çizik Yürekler
(Hilâl Erboyacý) 14 Ekim 2011 |
Yazarlar ve Yapýtlar |
| |
Ýskender PALA, orduda pek çok ismi övgüyle ve saygýyla hatýrlarken, pek çok ismi de haksýz, adaletsiz ve önyargýlý oluþlarýyla hatýrlar. Üst rütbeli isimlerden kendisine destek veren, yardým eden, yanýnda olanlara haksýzlýk etmek istemez. Bu süreçte yazmaya, araþtýrmaya, eserler vermeye devam eder. Teðmenlikten Binbaþýlýða kadar devam eden süreç onu güçlendirirken; eþi ve iki çocuðunun geleceði zaman zaman duygusallaþtýrýr yazarý. |
|
|
Ýþi Ehline Býrakmak
Bu yaþa geldim ehil olmak üzerine düþünmeye halen devam etmekteyim. Neden mi? ‘Ehil olmak nedir?’ sorusunu kendime sorduðum zaman büyük bir yükün altýnda ezilmiþ hissediyorum kendimi. Ýnsan hangi konularda , nasýl ehil olur? Ehil olmanýn bir ölçüsü var mýdýr? Kime göre ve neye göre ehil olunur?
Bir zanaatkarýn ehil olup olmadýðýný anlamak kolay. Ürettiði eþyanýn kalitesi, görünümü, kullanýlabilirliði bize fikir verir. Örneðin bir testi yapýmýnda kullanýlan malzeme bellidir. Testinin þekli de aþaðý yukarý birbirine benzer. Zanaatkarý farklý kýlan þeylerden biri de uygulamaya koyduðu eþyadan binlerce üretebilmesidir. Ancak konu bilim ve sanat olursa bu kadar kolay olmaz, ehil olanla olmayaný birbirinden ayýrmak.
Ülkemizde en çok konuþulan konulardan biri siyaset diðeri de dindir. Yýllarca siyasetin içinde yetiþmiþ, ömrünü vermiþ siyasetçilerin bile çýkamadýðý konulardan sýradan bir insanýn çok kolay çýkabilmesi mümkün müdür? Göreceli ve tartýþmaya açýk olduðunu biliyorum sorduðum sorunun. Globalleþen bir dünyada hangi oyunlarýn oynandýðý, her sýradan sandýðýmýz olayýn arkasýnda ne dolaplarýn çevrildiðini teknolojinin de yardýmýyla eskiye oranla daha kolay öðreniyoruz belki… Ancak bu da çoðu zaman kafalarý karýþtýran bir bilgi kirliliðine neden olmuyor mu?
Din adýna da benzer þeyler söyleyebiliriz. Halen pek çok konuda Ýlahiyatçýlarýn bile kararsýz kaldýðý bu kadar önemli, bu kadar insan yaþamýný etkileyen bir konunun bile kesin sonuçlara ulaþamamýþ olmasý ‘ehil’ konusunda düþündürüyor insaný. Birinin dediðini diðerinin tutmadýðý, birine göre ehil kabul edilenin diðerine göre ehil olmadýðý bir dünyada neye ve kime göre bilgiyi ve sanatý kabul edeceðimizi belirlemek çok zor.
‘Ýþi ehline býrakalým’ sözünü çok severim. Çok da doðru bulurum. Örneðin son zamanlarda Edebiyat konusunun da bir çýkmaza girdiðini düþünüyorum. Ýnsanýn yazar ya da þair olmak istemesini saygýyla karþýlarým. Her yazarýn ya da þairin illa da edebiyat eðitimi almasý gerektiðine inanlardan deðilim. Bunun bir yetenek olduðunu ve Tanrý vergisi bu misyonun iþlenmesinin de gerekli olduðunu kabul ederim.
Ancak ….Burada mutlaka bir konuyu vurgulamak isterim: Edebiyatýn malzemesi dildir. Kendine göre kurallarý vardýr. Bu iþe soyunmuþsanýz mutlaka bunlarý iyi bilme çabanýzý artýrmak zorundasýnýz. Türkçeyi katletmeden, doðrusunu öðrenmeye çalýþarak size verilmiþ yetiyi doðru kullanmak zorundasýnýz. Deðilse Edebiyatta ehil olmak da diðerleri kadar zor bir iþ haline gelir. Zaten siyaset ve din gibi göreceli ve deðiþken düþüncelerin içinde farklý anlayýþlarýn barýndýðý edebiyatýn içinde boðulur kalýrsýnýz.
Ehil olmak iddialý ve göreceli. O zaman gerçek bilgiye ulaþmak için en iyi yöntem ehil olmaktan çok, kendimizi sürekli yenilemekten, bilginin sýnýrsýz olduðunu ve geçen zaman içinde deðiþebileceðini düþünüp araþtýrmaya baðlý yeni yöntemler üretmekten geçer. Belki böylece daha yeni bir Türkiye’ye ve daha yeni bir anlayýþa yelken açar, ülkemizin içinde bulunduðu bunalýmlarý daha kolay aþabiliriz.
Hilâl Erboyacý
|
|