"Her yeni gün, yaşamın sayfasına yazılmamış bir şiirdir; kalemin cesaretle dans etmeye cesaret etsin."

Zor Yıllar -11-

Sıradaki gelsin yanıma!..Kim var Acep?!..:)

yazı resim

Dünyaya gelişim nedeniyle acı bir tören hazırlanmıştı bana demiştim daha önce. Bu töreni hazırlayan iki kişiydi: Biri annem, biri de on yaşlarındaki en büyük ablam!.Kesmeyi başaramadığı ekmeği yatmakta olan anneme uzatmış, onu aldı sanarak bırakıvermişti sonra. Hızla düşen kaskatı ekmek; minicik, taptaze, melek yüzüme inmiş; ömür boyu dikkatsizliğin bayrağı olarak dalgalandırmak ve taşımak zorunda kalacağım şaşılık bayrağını çekivermişti bakışlarımın direğine. Bereket kendimle barışık bir insan ruhuna sahip olduğumdan, sorun etmedim bunu kendime.Hatta, bezen şaşı olduğum için, şanslı bile sayarım kendimi. Bakışlarımın içine daha çok insan yüzü, daha çok dağ, daha çok bulut, daha çok kuş, daha çok çiçek giriyor diye...

Geçenlerde okey oynayacaktık bir grup arkadaşla beraber. Bayram sonuydu. Benden bir yaş kadar büyük olan arkadaşım; öp bakalım elimi!..Ceza olarak dedi, bayram ziyaretine gitmediğimi bahane ederek. Neden elini öpecekmişim! Ben seni dudaklarından öpmek istiyorum, hem de on saniye süreyle!..dedim. Şaşkınlıkla yüzüme baktı, biraz da kızardı. Onun bu halini görünce geri çekilmek yerine, üstüne üstüne gitmeye karar verdim Ben lezbiyenim ya!..Duymadın mı? Hem bayramlarda el öpme modası kalkmış, bunun yerine dudak öpme modası başlamış. Fena da değil hani!..Ben de çok tuttum bu modayı, bayram boyunca herkesi dudağından öptüm. Ama karşı cinsten birini öperken on birinci saniyeyi kullandım dedim. İyice afalladı. Yüzü gelincik tarlasına dönüşüverdi. Uzanıp birini koparmak istercesine parmağımla dokundum yanağına; Hadi uzat bakalım dudaklarını!..dedim. Kekelemeye başladı.Ama..dedi, on saniyeyi nasıl ölçecekler? İronikliğim delirmişti bir kez; Aman!..Ne var bunu bilmeyecek, çok kolay!..Dudaklarını yapıştırırken öptüğün kişinin dudaklarına; bir gözünle saatini kontrol edeceksin, bir gözünle de öptüğün kişinin gözünün içine bakacaksın; zaman dolunca da öpme işin bitecek. Oh be!.. deyip rahatlayacaksın.. dedim. Elini kaldırıp şöyle bir omzuma vurdu: Çok komiksin ve çok tatlısın!..dedi , Ama...diye ekledi: İnsanlar şaşı olur ya!. Gülmeye başladım.

İyi ya! dedim, zaten ben de insanları kendime benzetmek için uydurdum bu yalanı.. .Boş ver!..Ben böyle de mutluyum inan! İkimiz de gülüyorduk artık.

Bu şakayı internette tavla oynadığım bir erkek arkadaşıma da yaptım. Alttan yazışarak tabii..Sadece söz..(Sanal alemin gerçekliği ayrı bir tartışma konusu tabii..Ne insan var, ne yüz, ne göz, ne de dudak..Sadece bir rumuz..) Deli şey!..diye yanıt verdi bana. Haklıydı. Alıştığı şeylerin dışına çıkamamaktan korkan bir insanın tepkisiyle yaklaşmıştı şakama. Şimdilik bir delilikti belki bu fikir ama, ileriki zamanlarda gelenek haline gelmeyeceğini kimse söyleyemezdi. Ne güzel! El öpmek diye bir şey yok artık; herkes dudak dudağa! Saatler dersen denizde balık!..Oh be!..Sıradaki gelsin yanıma!..Kim var acep?J))))))

Yorumlar

Başa Dön