"Dünyayı değiştirmek için edebiyat yeterli değilse, en azından okuyucunun başını ağrıtır." - Oscar Wilde"

Yalnızlığımın Birinci Tekil Şahsı

büyüdükçe öğrenip, küçüklüğümdekinden çok daha farklı olduğunu gördüğüm şeyler....

yazı resim

Birden bir yalnızlık geldi içime bir kalabalığın tam ortasında... Bembeyaz bir tene ilişti gözlerim. eller vardı her yerde , zerre masumluk almadan avuçlarına geziniyorlardı bembeyaz tenlerin kapkara olan yanlarında... Sonra ayaklarıma baktım, yalın, nereye gittiği belirsiz, nereden geldiği belirsiz ayaklarıma sordum bu amaçsız bedenlerin nereye gittiğini. Bilmeliydim bunu.. Bilmeliydim çünkü nereden gelip nereye gittiğini bilmesem de ne yöne asla gitmeyeceğini bilmeliydim ayaklarımın... Avazım çıktığı kadar bağırıp bedeni kanlı bir bebekten, bedeni cansız bir merhuma kadar herkese duyurmalıyım, aşkın, dişlenmekten şişmiş dolgunlaşmış bir dudağın sıvanmış kırmızısı olmadığını... Duyurmalıyım ki bir daha aşık olabileyim. Ki ben hala aşka tanım getiremeyenlerdenim. Her gece gökyüzüne özenle yerleştirilmiş mumlara bakıp tiksinirim evimin karşısındaki dağlık alana farlarını söndürüp yanaşan otomobilden, karanlıktan. Çünkü hep karanlıkta korkardım gecenin bir yarısı işten gelen babamdan, karanlıkta korkardım gündüz oynadığım baş ucumdaki bebeğimden.. Çünkü karanlıktır neyin nereden geleceğini meçhul kılan. En feci şeyler karanlıkta olur.. Yaptığının iğrenç ama zevk verici olduğunu bilenler karanlıkta sevişirler... Çocuk olarak kalmalıydık belki de. Öpüşerek hamile kalmalıydı anneler, yarım kalınca tabaklarımızdaki yemekler gerçekten ağlamalılardı belki de ve tek ağlayan onlar olmalıydı yada yarım kalan... Aşk belki kapımdadır , belki tabağımda. Ama gelirsen, çok seveceğim adam, aşkı bende arama sen kendinden ver ki gerçek aşka inanayım . Yalan aşkı yalanla bana, yalandır belki bizi bu hale getiren, yalan sevişler, sevişmeler, gösterişler. Ve sonra gideceksen yine git. Ama ben çok seveyim seni kuru yalnızlığımın inadına. Her gece özleyeyim çarpık sevişmelerin inadına... Ama ne olur be adam bari sen onlardan olma...........

KİTAP İZLERİ

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu

Peyami Safa

Acının ve Istırabın Edebiyatı Peyami Safa'nın "Dokuzuncu Har-iciye Koğuşu", hastalığın pençesindeki insan ruhunun zamana meydan okuyan bir keşfi olmaya devam ediyor. Edebiyatın en temel işlevlerinden
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön