"Bugün Pazartesi mi? Tanrım, o zaman daha çok kahveye ve daha az anlamsızlığa ihtiyacımız var demektir." - Franz Kafka"

Totem Nedir 2

Bu kısa metin, insanların anlamlandıramadıkları olayları açıklamak için kullandıkları düşünsel kısayolları eleştirel bir gözle inceliyor. Eskiden "Allah'ın dilemesi" ile açıkladığımız doğa olayları gibi, ilkel toplumlarda da "totem" kavramı benzer bir işlev görmüş. Metinde, sorgulamadan kabul etmenin getirdiği "düşünsel sukut" durumu sorgulanıyor ve olayları gerçekten anlamanın önemine dikkat çekiliyor.

yazı resim

Nasıl ki biz bir zamanlar bırakılan taş neden yere düşüyor? Diyen sorumuza cevap alamadığımız durumda “Allah tarafından taş yere düşüyor” diye cevap alıyorduk. Böylece soruya cevabın ALLAH’ tan mana ile anlam bulması bizleri düşünsel sukuta eriştirmişti. İşte ilk kolektif alan inşacıları sonrası kuşak olan hemcinslerimiz de “kolektif alan hareketini” totemle bilip sukuta ermişlerdi.

Yine bir zamanlar biz karnımız neden ağrıyor? Dediğimiz de karnımız “Allah’ın dilemesiyle ağrıyor” diye cevap almıştık. Bu kısa ve ıskat edici cevapla kısa yoldan düşünsel sükûna ermiştik.

Erken dönem içindeki hemcinslerimiz de “birbirine kardeş demeyi totemin dilemesi” olarak belirtmişlerdi. Böylece kişiler, kendilerini tedirgin etmekle zihinlerini kurcalayan bu tür sorulara cevap bulmakla sorulardan kurtulup düşünsel sukuta kavuşuyorlardı.

Böylesi sorgulamalara mana yükleyerek olgu ve olayları anlama işi bizim hem kaoslu düşünceden kaçınma stratejimizdi. Hem de düşünme yoluyla fazla enerji tüketmekten kaçınmamızın stratejisiydi. Günümüzde bu tür düşünceler “bilimsel çalışmayı durdurucu” düşünceler olarak belirtilirler.

Totemin düzenledim etkisi altında olan özne-nesnel belirlenimle oluşan izole yere totem alan diyoruz. Totem alanın en temel belirlenim ilkesi alan içindeki kişilerine ortaklaştırma yapmasıdır. Totem alan bilinci kişiler arası yardımlaşma ve dayanışmayı ortaklaştırmakla da kişileri totem alanın paydaşı yapmıştı.

Totemi anlama atom gibi, hücre gibi vücut gibi izole bir alanda oluşur. İzole alanın temeli ortakla sılan düşünce ve eylemlerdir. Ortakla sılan düşünce ve ortakla sılan eylemin nedenini de mana olarak ve canlı olarak da belirtilen totemden kaynaklanıyor olmaya atfetmekti.

Totemi anlama doğadaki beslenme ve doğal şartlarda güvenlik içinde olmanın çevrim edilen kolektif hareketiyle izole ortamda başlamıştır. Totemi anlama, totemi özneler aralarındaki beslenme, güvende olmanın bağıyla; kişilerini bir arada sağla sanla paydaş kılmanın yalın organizasyonuydu.

Buradaki yalınlık ileride oluşacak ittifak içindeki gibi türlü kültür bileşenli totem meslekli işlerle henüz totem alanın karmaşık hale gelmemiş olmasını ifade eder.

İttifakı anlayış, totemi anlamadan sonradır. Ve ittifakı anlama gruplar arası üretim ilişkisiyle gruplar arası üretim hareketinden doğar. İttifakı anlama totem meslekli totem ürünlerin karşılıklı değişim paylaşmasını ilah üzerinde izah eder.

Totemi anlama ise doğada temin edilen sağlasan oluşları, izole bir alan içinde iş bölüşümü üzerinde organize etmeyi izah eden soyutlamanın doğumuydu.

Kişisi anlamalar kendisine göre bencil oluşun anlamalarıydı. Bencillik kişiyi güden duyguydu. Kişi, meyve ağacına yönelme bencilliğini kendi açlığı ile anlıyordu. Kişi özelinde açlık, “neden sel” anlamaydı.

Nesnel anlama yerine geçen açlık, bir duyguydu. Nedeni izah etmiyordu. Açlık neden yerine geçen, “vesile anlama” olan duyguydu. Ama “kişi bazındaki açlık, bencil olmanın neden sel anlaması” yerine geçiyordu.

Kişi bazlı neden sel anlama olan açlık, herkeste bulunmakla ortak duyguydu. Ortak özellikli anlamaydı. Ortak seçilimle ortak davranışın çekim etkisiydi.

Kişisel bazlı bencil anlama kişiler arası ortak özellik etkileşimiydi. Duygu çekiciydi. Ortak etkileşim davranışlarının çekici, munis olması kadar itici kaba saba olma durumlu kişiler paylaşamamaktan kaynaklı kavgacı itici oluyordular.

İşte totemi anlama kişi bazlı bencil anlamayı kişiler bazlı, kişiler arası ortak anlamaya dönüştüren “vesile nedence” kolektif duygunun izahıydı.

Yorumlar

Başa Dön