Gözsüz aynalarda gözlerimde nem.
İçimde kör ışık oldu o sanem.
Gittiği iklimden hiçbir haber yok.
Sırlara karıştı sanki bir tanem.
Gülüşünü sardım hasret yarama.
Bir ses dedi artık onu arama.
Şavkı yansır billûr tenli sulara.
Ateş atıp gitti gönül çırama.
Gönlüme çığ olur düşer hayali.
Tek misal bilirim o gül emsali.
Soluduğum hava içtiğim su o.
Alıp gitti şu sinemden mecali.
Hasreti hasretin en koyu rengi.
Gidişi hercümerç etti ahengi.
Bir yangın artığı oldu yüreğim.
Sevda terazime oydu nirengi.
Şiirimde mısra anlam muhteva.
Görülen ayrılık gönüle reva.
Gül yaprağı teni teri de şebnem.
Bir ışık demeti rüyama meva.
Gözsüz aynaların sırrı dökülmüş.
Mah gibi yüzüne zülfü dökülmüş.
İncecikten bir kar yağmış gönlüme.
Nihal yüreğimden lif lif sökülmüş.
Dürmüş zambak gibi avuçlarını.
Kırmış gidişiyle dal uçlarını.
Elif misal tavrı incelmiş öyle.
Suya salmış ceylan kor saçlarını.
Ankara,08.05.2010 İ.K