sözcüklerim benim,
öğrenilmiş çaresizliklerim...
Meğer , sözcüklerin en korkuncu,
içinde ihanetler dolaşan kocaman zalim bir ülkeymiş...
Oysa , en masumuyken, en çok yanlış anlaşılmışı...
küçücük tertemiz bir yürek gibi, gösteremediğin ve göremediğin...
ve bir de,  neyse var...
yer yüzündeki bütün çekip gitmelerin ve yıkımların habercisi...
başkasını görmemek için,
insan kendi gözünü bağlar mi?
Kendi kulağını tıkar mi?
elini kolunu keser mi?
Neyse deyip geçer mi?
Meğer ve  Oysa , acıtır belki...
ama sonunda  neyse'lerin kapattığı idrakini açar...
nasıl iğrenirim,  neyse 'lerden,
bir de onu sevebilsem...
Sen, benim  Oysa 'm ol,
ben seni gene severim...
olabiliyorsan,  Meğer 'im ol..
istediğin an, giderim...
Ne olur,
sen benim  neyse 'm olma...
onu bana bırak,
bırak ki,
ben neysem, o olabileyim...
Ne olur,
sen benim  neyse  'm olma...
uzay
 
				 
			 
	 
							 
				 
									 
							 
							