Kiminin gür çıkar kiminin az sesi.
Kiminin başında namaz takkesi.
Değildir burası koltuk kahvesi.
Duyulmaz burada taş takoz sesi.
Her can saatinde gelir teker teker.
Bil cümle sakinler ezanı bekler.
Hacı Hüsrev doksan dokuzluk çeker.
Ocakçı Abdurrahman’ın tiz sesi.
Zikir şükür harmanlanır gönülde.
Cümle dua kah gönülde kah dilde.
Buz gibi su sizi bekler sebilde.
Huşu huzur kokar sakin nefesi.
Dergâh olur gönül ehli erlere.
Hoş sohbet ki esenliktir serlere.
Çöp atılmaz bu mekanda yerlere.
Sanılmasın özgürlüğün kafesi.
Ehl-i diller birbiriyle hâlleşir.
Burda dostlar her daim kavilleşir.
Yardım için arkadaşlar elleşir.
Eskimez yenidir dostluğun sesi.
Kelle şeker ortalığa yığılır.
Gönüller bir dar yerlere sığılır.
Bu ocakta gam kasavet dağılır.
Dostun dosta gönüldendir busesi.
Huzur sükûn sükûnetle yerleşir.
Zaman zaman gönülle dil birleşir.
Çayın demi sohbetle katmerleşir.
Derinden derine duyulur Hu sesi.
Gönül gönle ayna tutar burada.
Veda ise basılı tuz yarada.
Alev sönmez gönüldeki çırada.
Taze çaydır meclisin ziyadesi.
Burası da has yurdun bir bucağı.
Ayrım yapmaz açar gönlü kucağı.
Sevgi dostluk kardeşlik sacayağı.
Gürül gürül muhabbetin gözesi.
Ankara,23.07.2009İ.K