"Gelecek, şimdiki zamana o kadar çok borçludur ki, onunla yüzleşmeye asla cesaret edemez." - Oscar Wilde"

Saatlerce Beklemek Vardı Kapılarında...

Saatlerce beklemek vardı kapılarında/ Gece vakti kar yağarken bembeyaz./ Doğuşunu beklemek vardı ya güneşin;/ Doğmayacak günü nerde beklesen olmaz./

yazı resim

Saatlerce beklemek vardı kapılarında
Gece vakti kar yağarken bembeyaz.
Doğuşunu beklemek vardı ya güneşin;
Doğmayacak günü nerde beklesen olmaz.
Göğe bakarsın gördüğün yıldızlardır:
Havada asılı kalmış mazideki gülüşler.
Ufukta ölesiye bir karanlık ve ölürsün,
Yalnızsındır yine hani nerde melekler? !
Saatlerce beklemek vardı kapılarında
Telefon etmek karşıki kulübeden...
'Kim' diye soruşuna, 'Ben' demem yetecekken
Tanıyacaktın hep seni soluyan nefesimden.
Loş ışıklar ortasına düşecektim sonra,
Odama kapanacaktım yine yapayalnız.
Dışarda savrulan yapraklara bakıp,
Kızacaktım esişine rüzgârın zamansız
Saatlerce beklemek vardı diyorum
Avuçlarımda geçmiş yazların kokusu...
Martılar bile görmüş... Sordum:
Uykusuz gecelerde gördüğüm kâbusu.
Kelimelere dokunmak istemem bu sefer
Bir kez olsun çağırmadan, gel be artık güzelim!
Duymaz mısın aşkına yaktığım ağıtları?
Yüreği nasır tutmuş, benim nazlı gelinim...

KİTAP İZLERİ

Engereğin Gözü

Zülfü Livaneli

İktidarın Göz Kamaştıran Işığı ve Bir Hadımın Gözünden Saray Zülfü Livaneli’nin, okurunu XVII. yüzyıl Topkapı Sarayı'nın loş ve entrika dolu koridorlarına davet eden romanı "Engereğin
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön