"Yazmak, bir hayaleti kovalamak gibidir; yakaladığında ya yok olur ya da sana kendi hayaletini gösterir." — Neil Gaiman"

yazı resim

]

Sıcaklığı elli derecenin üstünde olan bir çöldeyim,

Yürüyorum gece gündüz demeden,

Açlık, susuzluk nedir bilmeden?

Ve o sıcaklıkta günden güne erimeye başlıyorum.

Tam eridim derken karşıma rüzgâr çıkıyor,

Rüzgâr kardeş beni ne olursun kurtar diyerek,

Çığlık atmaya başladım,

Rüzgâr ise sinsi sinsi gülüyordu bana,

Neden gülüyorsun ey rüzgâr!

Nasıl gülmem sana,

Senin şu andaki haline kim gülmez ki,

Haklısın haklısında neden ben bu hale geldim,

Neden, biliyor musun? Neden?

Çünkü

Ondaki karamsarlıkları, kendine güvensizlikleri,

Kararsızlıkları ve sayamayacağım binlerce olumsuz,

Düşünceyi sana üfledim,

Ve sen bu hale geldin,

Ayrıca bu erimemin sebebi sıcaklıktan değil üflememden dolayıdır.

İyi ama neden?

Neden ben?

Suçum neydi?

Tek bir suçum var o da;

S E V M E K

KİTAP İZLERİ

Ayaşlı ile Kiracıları

Memduh Şevket Esendal

Ankara'da Bir Apartman Dairesi: Cumhuriyet'in Mikrokozmosu Memduh Şevket Esendal'ın ilk olarak 1934'te yayımlanan ve adeta bir edebi zaman kapsülü niteliği taşıyan romanı Ayaşlı ile Kiracıları,
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön