"Yazmak, bir hayaleti kovalamak gibidir; yakaladığında ya yok olur ya da sana kendi hayaletini gösterir." — Neil Gaiman"

Kasım'da

Olmasa bile, yazarken hep ayrılık çaldı kapımı. Evde yokum mu deseydim? Keşke,

yazı resim

Yalnızlıkta böyle işte. Dün gülerken birlikte; şimdi, tek ben ağlıyorum. Sonbaharı ne de çok severdik bilmez misin? Öylecene oturur soğuk betona, kıçımızın altında hiçbir şey yokken dut ağacının yerlerde rüzgarla sürüklenen kurumuş yapraklarına bakıp bakıp daha da bir gülümserdik. Oradan geçenler şaşırmadan edemezlerdi. Her biri – ister kadın olsun ister erkek – kısa bir süre bakardı gözlerini ayırmadan. Ve ben hiç birinin yüzünde bir şeyler sezemezdim.
Kasım’ı delicesine yaşayamayacağız, biliyorum. O uzun, kiremit rengi, çiçekleri çok olan elbisenle sevmiştim seni. Ama tan vakti şimdi, bırakıp gidiyorsun beni. Üzerinde o elbisen…
Ben ne yapacağım şimdi?..

KİTAP İZLERİ

Başka Yollar

Enis Batur

Enis Batur'un Zihin Labirentinde Bir Gezinti Türk edebiyatının en üretken ve sınır tanımayan kalemlerinden Enis Batur, okurunu bir kez daha kendi zihin coğrafyasının dolambaçlı patikalarında
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön