"Gelecek, şimdiki zamana o kadar çok borçludur ki, onunla yüzleşmeye asla cesaret edemez." - Oscar Wilde"

Hiç Ayrılmadık Dede

yazı resim

HİÇ AYRILMADIK DEDE

Karların üzerine yazılmış bir öyküydü bu
Kara kışın ortasında yüreklerdeki yerinden göçüp
Doğduğu topraklara gömülen dedemin hikayesiydi
Bir gün ansızın duymuştum gidişinin haberini
Gözlerim o an akıtmıştı yaşlarını bitmeyecekmişcesine
Başka bir şey düşünmeden onunla olan anılara dalmıştım
Kaybolurdum derin ve uzun hayatındaki kesitlerde
Ama olsun kaybolayım bilmediğim bir anı da
Kaybolayım ki dedem hep kalsın yanı başımda
Gözlerinde gördüğüm sevgi de hayat bulayım
Aldığım her nefesi onun kanatlarının altında tadayım
Yeter ki o girmesin gözlerimin önünde kara topraklara
Ama şimdi ben onsuz ruhtan başka bir şey değilim
Gökyüzündeki güneşe, yanımda esen rüzgara
Gözlerimin önünde salınan denize inanamaz oldum yokluğunda
Onsuz bir başıma kaç mevsim geçip gitse de yanı başımdan
Ben hep seninleyim dede hemen gözlerinin önünde
Ve sana bakıp gülümsüyorum senin hayata gülümsediğin gibi
Aramızda olmasan da adın hep ağzımda dede
Ve sürekli senin adını haykırır durur oldum
Şu an bilmediğim bir yerde önümdeki denize bakarak
Seni anıyorum rahmetle gözlerimdeki yaşlarla
Ve senin için dalıyorum bilmediğim bir sokağa
Yüreğimde sevgin, hafızamda yüzün, gözlerimde gözlerinle birlikte
Kayboluyorum bilmediğim diyardaki bilmediğim bir sokakta
Yanına gelip cennette seninle birlikte sonsuz olmak için
Mezarım ise mezarının yanı başına yapılıp
Beraber bakıyoruz ufuktaki güneşe
Aynen hayattayken hiç ayrılmadığımız gibi.
] ]

KİTAP İZLERİ

Engereğin Gözü

Zülfü Livaneli

İktidarın Göz Kamaştıran Işığı ve Bir Hadımın Gözünden Saray Zülfü Livaneli’nin, okurunu XVII. yüzyıl Topkapı Sarayı'nın loş ve entrika dolu koridorlarına davet eden romanı "Engereğin
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön