"Yarının ne getireceği belli olmaz, ama dün de bugün gibi bitmişti ve kimse şaşırmadı." - Douglas Adams"

Gidişin

gitmeler değildir canımızı yakan...

yazı resim

]

Sonbahardan kışa dönerken mevsim,
önce bedenimden bedeninle gittin...
günler geçti ardından, yağmurlar yağdı,
dudaklarımdan dudaklarınla gittin...
bir fırtına koptu kara gecelerden birinde,
ellerimden ellerinle gittin...
kar düştü düşlenen topraklara,
gözlerimden gözlerinle gittin...
yollar uzadı, dağlar büyüdü aramızda,
sen alıp başını çok uzaklara gittin...
bir rüzgar savurdu yaprakları sonra,
kulaklarımdan sesinle gittin...
sen gittikçe ben bittim sensiz günlerde,
ben bittikçe sen gittin...
gittin!..
şehrimden, düşlerimden,
geçmişimden, bugünümden,
dudaklarımdan, ellerimden, gözlerimden...
kısaca bedenimden...
" hay!.. " diyorum hayata şimdi,
sunturlu bir küfür takıp peşine içimden.
züppeler " merhaba " dediğimi sanıyor,
ingilizce, en afilisinden...
gittin ya her şeyden, her yerden,
bir yüreğimden gidemedin.
ben her şeyden vazgeçtim ya hayatta,
bir sevdandan vazgeçemedim...
şimdilerde bir yıldız aydınlatıyor gecelerimi,
bir böcek, yüreğimi ısıtan dost sesin sahibi.
çevremde huzur var, içimde bir kasırga,
üzerimde terime karışmış kokun...
belki de sen hayatımda hiç yoktun!..
yani hayat sahnede küçük bir oyun.
düşlerde yaşanan ve her anı koca bir yalan!
galiba sadece dostlar ve dostluklar,
bu koca yalandan yürekte kalan...

KİTAP İZLERİ

Nohut Oda

Melisa Kesmez

Melisa Kesmez’in ‘Nohut Oda’sı: Eşyaların Hafızası ve Kalanların Kırılgan Yuvası Melisa Kesmez, üçüncü öykü kitabı "Nohut Oda"nın başında, Gaston Bachelard'dan çarpıcı bir alıntıya yer veriyor:
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön